"The Turkish Amerincans' Voice on the Internet"
Turkish Journal Online News
all articles    
Haberler
 
Yazarlar


   

Gül: "Türkiye'nin süreçten kendi isteği ile ayrılmasını isteyen Avrupalı liderler var"

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Türkiye'nin Avrupa Birliği müzakere sürecinden kendi isteği ile ayrılmasını arzulayan bazı Avrupalı liderler bulunduğunun ve bunun da farkında olduklarını, ancak oyuna gelmeyeceklerini söyledi.


Dışişleri Bakanı Abudullah Gül, şu ara Avrupa siyasetinde Türkiye'yi eleştirmenin moda haline geldiğini bildirerek, "Ama biz sürece devam edeceğiz. Türkiye'nin de kazanılmış hakkı, hukuku var. Ayrıca bu, Türkiye halkına karşı sorumluluğumuz" dedi.

Dışişleri Bakanı Gül Radikal'in sorularına vediği cevaplarda şu açıklamaları yaptı:

- AB tarafından İlerleme Rapor taslağı sızdırıldı. Kıbrıs ve reformların yavaşlığı eleştiriliyor. Komisyon Başkanı Jose Manuel Barroso da ilk kez ilişkilerin zarar göreceğinden söz etti. Süreci siz nasıl görüyorsunuz?

- Gerçekçi olmak lazım. Bazı somut sorunlar var; mesela Kıbrıs. Sorun haklı mı, haksız mı, ayrı konu, ama gerçek bir sorun. Ancak bir de Avrupa'daki siyasi konjonktür dolayısıyla abartılmış karamsarlık söz konusu. Barroso'nun sözleri biraz abartı. Çünkü, Türkiye adım atmıyor diye açıklamalar yaptıkları günlerde biz Meclis'i olağanüstü toplamıştık. Askeri yargıdan tutun, ombudsmanlık yasasına dek önemli yasalar çıkarttık. Meclis 2 Kasım'da açılınca da Vakıflar Yasası sırada. Dolayısıyla hükümetin iradesi tam, süreci devam ettireceğiz. Bunu onlar da biliyorlar, ama Avrupadakiler de neticede siyasetçi. Şu sıralar Avrupa siyasetinde Türkiye'yi eleştirmek modası var. Biraz ona kapılıyorlar.

- Ya Kıbrıs?

- Rum tarafı tabii AB üyesi olarak bizi engelleme çabasında. Bazı ülkeler, liderler de Kıbrıs konusunun arkasına sığınıp engellemeye çalışıyor?

- Kim onlar?

- Söylemem doğru olmaz. Ama 'Türkiye kendi ayrılsın' niyetini bazı Avrupalı liderlerde seziyoruz. Bunu arzu edenler var. Ama Türkiye bu oyuna gelmeyecek. Bu kadar hakkımızı, hukukumuzu, anlaşmalarımızı bir kenara bırakıp 'Lanet olsun' demeyeceğiz. Bu Türkiye'nin hakkıdır. Tabii kendi yükümlülüklerimizi yerine getireceğiz, ama çektikleri yere gitmeyeceğiz. Zorlukları biliyoruz, hayale kapılmıyoruz.
Ulusal çıkarlarımıza göre davranıyoruz. - CHP lideri Baykal, AB'ye verilen desteğin azaldığına, 'tren kazası' söyleminin yaygınlaştığına dikkat çekip sizi her isteneni vermekle suçluyor.

Ne diyeceksiniz?

- Sayın Baykal'a aracılığınızla soruyorum: Hükümet ne verdi ki, sayın Baykal geri almak ister? Biz daha önceki siyasetçilerin Türk halkına veremedikleri özgürlükleri, reformları verdik. Onlardan hangisini geri almak ister?

- Kıbrıs konusundaki Ek Protokole imza atılmamalıydı diyor?

- Sayın Baykal bir baksın: AK Parti öncesi KKTC ne durumdaydı, şimdi ne durumda? Tanınmışlık açısından, gelip giden uluslararası heyetler açısından, siyaseten suçlanma açısından, ekonomik zenginlik açısından şimdi, öncesine göre çok daha iyi durumda. Bir de yıllardır Türkiye'nin ödediği siyasi faturalardan kurtulma boyutu var. Bu, Kıbrıs sorunu yalnızca adanın değil, 70 milyonluk Türkiye'yi ilgilendirir. Şu bilinmeli ki, Türkiye geri alamayacağı hiçbir şey vermiş değildir.

- Kıbrıs nedeniyle müzakerelerin birkaç fasılda donmasından söz ediliyor. Sizce süreç nereye gidiyor?

- Kendi kendimizi aldatacak durumda değiliz. AB'yi gerçekçi değerlendiriyoruz. AB müzakere süreci sonunda belki biz girmek istemeyeceğiz, ama bu süreç bir modernleşme maniverlası gibi işliyor. Biz devam edeceğiz. Gönül isterdi ki bu ilerleme süreci kendi inisiyatifimizle tamamlansaydı. Ama yapamadık. Yıllarca Türkün Türke propagandası bize çok şey kaybettirdi.

- Süreç AB yolunda mı tamamlanacak?

- Cumhuriyet'in 83'üncü yılını kutluyoruz. Amacımız, müzakere süreci yoluyla Türkiye'nin modernleşme transformasyonunun gerçekleşmesi. Türkiye'nin bir 'soft power' olması. Sağlam bir demokrasi, sağlam bir askeri güç, sağlam bir ekonomi ve artan özgüven. Bakıyorum, şimdi Kuzey Irak'ta birkaç inşaat yapıldı diye, cazibe merkezi diyorlar. İstanbul dururken Erbil mi cazibe merkezi olacak? Bunlar doğru değil. Türkiye zaten bölgesinde gıptayla bakılan bir ülke, giderek bir cazibe merkezi olmalı.



Selcuk ACAR

Ergun KIRLIKOVALI

Yavuz GÜREL

Sevgi Zübeyde GÜRBÜZ

Yasemin ELMAS


COMMUNITY NEWS
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
GÜNDEM
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
BUSINESS/FINANCE
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
TÜRKİYE
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
EDİTÖR'ÜN NOTU
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
DÜNYA
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»

COMMUNITY NEWS
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
ETKİNLİKLER
»
»
»
»
»
»
»
»
»
SAGLIK
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
SPOR
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
»
MEMBERSHIP » 
Login
Email:
Pass:
Remember me next time

[Forgot Password?]

Not registered? Sign-Up
Member Total: 1249