02-12-2008 | #1 |
| aşka ve terke dair Bazen öyle bir ilişkiye tutulursunuz ki, ne sevebilir, ne terk edebilirsiniz. Kör kütük bağlanmışsınızdır aslında... En güzel yıllarınızın, acı tatlı hatıralarınızın ortağıdır; iç çekişlerinizin sebebi, yazılarınızın ilhamı, sohbetlerinizin konusudur. Göz yaşlarınızda, bilinçaltınızda, kahkahanızdır. Korkunca saklandığınız bir sığınak, coşunca öptüğünüz bir bayrak... Sevdanız riyasız, çıkarsız, karşılıksızdır. Sınırsız ve nihayetsiz; "Ölmek var, dönmek yok"tur. Lakin gün gelir anlarsınız içten içe bir şeyin kanadığını... Tutkulu sevdaların gizli hançerleri başlar parıldamaya... Şurasından burasından eleştirmeye koyulursunuz: "Şöyle görünse, öyle demese, değişse biraz ya da eskisi gibi olsa..." Başkalarını örnek göstermeye, "Bak onlar nasıl yaşıyor" demeye başlarsınız. Hem birlikte yaşayıp, hem özgür olmanın yollarını ararsınız. Aşkınızın gözü kör değildir artık, yanlışını görür düzeltmek istersiniz. "Eskiden böyle miydi ya..." diye başlayan sohbetlerde açılır eleştirilerin kapısı; açıldıkça bastırılmış itirazlar yükselir bilinçaltından. Böyle süremeyeceğini bilirsiniz. Değişsin istersiniz. O, sevgisizliğinize yorar bunu. İhanete sayar. Tutkulu ilişkilerde ihanetin bedeli ölümdür. "Ya sev böyle ya da terk et" diye gürler... Bir zamanlar bir gülücüğüyle alacakaranlığı ışıtan o rüya,bir kabusa dönüşür birden... Kapatır gönlünün kapılarını, yasaklar kendini size... Hoyrattır, bakmaz yüzünüze... Zehir akar dilinden, konuşturmaz, suçlar, yargılar, mahkum eder. Mühürler dudaklarınızı, yırtar atar yazdıklarınızı, siler sizi defterden... "İyiliğin içindi hepsi, seni sevdiğim için..." dersiniz, dinletemezsiniz. Ayrılırsanız yaşayamayacağınızı bilirsiniz, lakin böyle de sevemezsiniz. İhanetten kırılmıştır kaleminiz; severek, terk edersiniz... "Madem öyle"nin çağı başlar ondan sonra... Madem ki siz böylesine tutkunken, o hep başkalarını seçmiştir, madem ki kıymetinizi bilmemiştir, o halde günah sizden gitmiştir. Lanet ederek bu karşılıksız aşka, çekip gitmeleri denersiniz. Aşkın göçmenlik çağı başlar böylece... Daha özgür olacağınız limanlara demirlersiniz bir süre... Ne var ki unutamaz, uzaktan uzağa izlersiniz olup biteni. Etrafı bir sürü uğursuzla dolmuş, kurda kuşa yem olmuştur. Deli kanlılar, eli kanlılar, uğruna ölenler, sırtına binenler sarmıştır çevresini... Gurur duyar onlarla, koynunda besler gözünü oysunlar diye... Uğruna kan dökenleri sever, yoluna gül dökenlerden fazla... "Bana ne... Kendi seçimi" diye omuz silkmeye çabalarsınız bir süre. Ama sonra... Ansızın kulağımıza çalınan bir şarkı ya da bir kapı aralığından süzülüp gelen bir koku, hatırlatır onu yeniden... Yaban ellerde, başka kollarda ondan bahseder ağlarsınız. Kokusunu özlersiniz, türküsünü söylemeyi, şarkısını dinlemeyi, yemeğini yemeyi, elinden bir kadeh rakı içmeyi... Karşı nehrin kıyısından hasret şiirler haykırırsınız, sular kulağına fısıldasın diye... Dönüp "Seni hâlâ seviyorum" diye bağırmak geçer içinizden... Dönemezsiniz. Göremedikçe bağlanır, uzaklaştıkça yakınlaşırsınız. Anlarsınız ki bir çaresiz aşktır bu, ne onunla olur, ne onsuz... Hem kollarında ölmek, kucağına gömülmek arzusu, hem "Ne olacak sonunda" kuşkusu... Böyle sevemezsiniz, terk de edemezsiniz. Sürünür gidersiniz. "Can Dündar" |
Reklam | |
02-12-2008 | #2 |
| çok güzel bir yazı.. paylaşim için teşekkürler.. |
02-12-2008 | #3 |
| rica ederim beğenmene sevindim.. |
02-12-2008 | #4 |
| Ne kadar doğru tespitler. Teşekkürler paylaşım için. |
02-12-2008 | #5 |
| evet tespitler ne yazııkki hemen hemen gerçek. begenilmesi güzel ben teşekkür ederim.. |
06-12-2008 | #6 |
| teşekkürler paylaşımınız için. Bizim işyerine yakın bir dede oturyor sene 2003,o dede hep işyerimizin önünden geçerdi çok sevimli biriydi ben onu dul bilyordum ilk eteplarda ama sonraları bu dedenin yanında eşinide görmeye başladım hep eşini koluna takar bizim işyerinin önünden geçerdi çok merak ederdim bu ne biçim bir sevgi bağımlılk derdim taki 2005 senesi sonbahar ayalarında iş yerimize gelerek evine kalorifer tesisatı çekmeyi düşündüğünü söyleyene kadar, kalorifer tesisatını eşi için çekiyormuş , eşi böbrek hastasıymış kömür sobası hem ısıtmıyor hemde iyi gelmiyormuş yazın bile soba yakarmış,geçen sene eşinin rahatsızlığı baya bir artmış hastane eve arası götürüp getirirdi hep eşinin yanıda hiç yalnız bırakmıyordu çocuklarıda vardı ama o hep kendisi ilgileniyordu eşini ölümünden bir hafta önce onlar kendi köylerine gittiler belki temiz hava iyi gelirdiye şansızlıkya belkide şanstır kadın orda rahatsızlanmış vefat etti kendi memleketinde allah rahmet eylesin, 1 sene sonra dede geldi iş yerimize çökmüş bir vaziyete abimle kunuştu biraz, yanlızlık kötü diyordu çok alışmıştım yeri beli oluyor,sizinle paylaşmak istedim, yani diyeceğim o ki AŞK yalan, kendinize bir eş değil size iyi kötü günlerinizde sizin dertlerinizi paylaşacak dürüst, saygılı, güvenilir bir hayat arkadaşı bulun. |
15-12-2008 | #7 |
| Sakız Hanım ve Mahur Bey Çocukluğunun geçtiği o mahallede Başı boyalı ahşap eski bir evde otururlardı Sakız hanımla mahur bey Bembeyaz tenli bembeyaz saçlıydı sakız hanım Zaten onun için sakız hanım derdik kendisine Pamuk gibi elleriyle kemençe calardı Eşi mahur bey önce biraz nazlanır Sonra oda kanunuyla eşlik ederdi sakız hanıma Beraber meşk ederlerdi Yaz akşamlarında Açılırdı perdeler Yorgun ellerinden Dökülürdü nağmeler İki yıl kadar oluyor Önce kanun sustu eski evde Birkaç ay sora da kemençe Ve başı boyalı ahşap evin perdeleri Bir daha açılmamak üzere kapandı Evin satılacağı söylendi bir başka gence Gittim içeri girdiğimde eski bir koltuğun üzerinde Boynu bükük bir kanun Ve kanunun göğsüne yaslanmış mahsun kemençeyi gördüm Bizi rahatsız etmeyin der gibiydiler Kıyamadım uzaklaştım Mahur bey susunca kapandı perdeler Sakız hanımla bitti o hüzünlü nağmeler Barış MANÇO (Allah rahmet eylesin) demekki şarkılar boşuna yazılmıyor... aslında fazla sözede gerek yok... bazen susmak çok şeyi anlatmaktır... |
2 Gün önce | #8 |
| |
|
Tags |
aska, dair, terke |
« önceki Konu
|
sonraki Konu »
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konu Bilgileri | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Yaşamaya dair | simurquf | Şiir | 2 | 23-09-2008 10:09:24 |
Sonu olmayan bir aşka başlar mısınız? | kopukhasan | Çöp Kutusu | 53 | 17-09-2008 10:40:07 |
Aşka Aç Adam | hackmemo | Türk Edebiyatı | 3 | 15-08-2008 17:26:08 |
Yaşamaya dair | simurquf | Şiir | 2 | 08-08-2008 08:51:22 |
Aşka dair.. | Pondore | Graficafe | 3 | 15-02-2008 23:28:33 |
Şu anda saat : 08:40:16.