Gabile Sohbet Giriş

Rumuz (Nick)
Şifreniz (Varsa)


Güncel haberler

MARJİNAL HABERLER

Taksim’de LGBTT Onur Yürüyüşü

Lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transseksüel (LGBTT) dayanışma derneği tarafından her yıl gerçekleştirilen “LGBTT Onur Yürüyüşü”, Taksim Meydanı’ndan başladı.

Çeşitli sahne kıyafetleri, elbiseler ve gelinlikler giyerek yürüyen grup üyelerinin müzikler eşliğinde yaptığı yürüyüş renkli görüntülere sahne oldu. İstiklal Caddesi’nden Tünel Meydanı’na yürüyen binlerce kişiye, BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder de destek verdi. Önder, “Özellikle Anayasa’da LBGT bireylerin, cinsiyet kimliği, cinsel yönelim, diğer tüm haklarına dönük muazzam bir ayrımcılık söz konusu. Ana metinde adının geçmesinden bile rahatsız olunan bir zihniyet var. Oysa bir tek bireyin bile herhangi bir hakkı ihlal ediliyorsa, başkalarının rahat uyumaması lazım. Bir farkındalık yaratmak için geçen sene de buradaydım, bu sene de buradayım” dedi. Öte yandan yürüyüşe ilgi göteren vatandaşların, yürüyüşü cep telefonlarıyla kaydettikleri görüldü. Grup adına yapılan açıklamada “10 yıldır bu ateşi Taksim’in bir ucundan bir ucuna yürüyerek taşıyoruz. Geçtiğimiz 10 yılda 25 kişiden 10 binlere ulaştık. Bu sayının böylesine artması geleceğe dair umudumuzu artırırken toplumca özgürlüğe ne kadar ihtiyacımız olduğunu göstermekte” denildi. Grup açıklamanın ardından olaysız dağıldı.


Kentsel dönüşüm yasası Meclis’ten geçti

Kamuoyunda Kentsel dönüşüm yasası olarak bilinen afet riski altındaki alanların dönüştürülmesini öngören kanun tasarısı, TBMM Genel Kurulu’nda onaylandı.
Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek, yasalaştı.

Yasa, afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini oluşturmak üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair esasları düzenliyor.

Yasaya göre, riskli yapıların tespiti, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanacak yönetmelikte belirlenen çerçevede, öncelikle yapı malikleri veya kanuni temsilcilerince, masrafları kendilerine ait olmak üzere, bakanlıkça lisanslandırılan kurum ve kuruluşlara yaptırılacak.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, riskli yapıların tespitini süre vererek, sahiplerinden isteyebilecek. Tespitler, verilen sürede yaptırılmazsa, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı veya belediyeler ile il özel idarelerince yapılacak. Bu tespitlere karşı ev sahipleri, 15 gün içerisinde itiraz edebilecek.

Bakanlığın talebi üzerine Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu kapsamında bulunan yerler de dahil olmak üzere, Hazine’nin özel mülkiyetinde bulunan riskli alanlarda ve rezerv yapı alanlarındaki taşınmazlardan; kamu idarelerine tahsisli olanlar, Milli Savunma Bakanlığı’nın görüşü alınıp Bakanlar Kurulu kararıyla; kamu idarelerine tahsisli olmayanlar ilgili kamu idaresinin görüşü alınarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na tahsis edilecek veya TOKİ’ye ve belediyeye bedelsiz devredilebilecek.

Hazine dışındaki kamu idarelerin mülkiyetinde olan taşınmazlar da TOKİ’ye veya belediyeye bedelsiz devredilebilecek.

Tahsis ve devir tarihinden itibaren 3 yıl içinde ve gerekli görülen hallerde bakanlığın talebi üzerine, Maliye Bakanlığı’nca uzatılan süre içinde amacına uygun kullanılmadığı tespit edilen taşınmazlar, bedelsiz olarak ve resen tapuda Hazine adına tescil edilecek veya önceki maliki olan kamu idaresine devredilecek.

-Her türlü imar ve yapılaşma geçici olarak durdurulabilecek-

TOKİ veya belediye, kanun kapsamındaki proje ve uygulamalar süresince, riskli alanlarda, riskli alanların bulunduğu taşınmazlarda ve rezerv yapı alanlarında, her türlü imar ve yapılaşma işlemlerini geçici olarak durdurabilecek. Bu taşınmazlar, tahsis ve devir işlemleri sonuçlandırılıncaya kadar Maliye Bakanlığı’nca satılamayacak, kiraya verilemeyecek, tahsis edilemeyecek.

Bakanlık, belediye ve TOKİ’nin talep etmesi halinde, hak sahiplerinin de görüşü alınarak, riskli alanlardaki yapılar ile riskli yapılara, elektrik, su, doğalgaz hizmetleri verilmeyecek, verilen hizmetler de durdurulacak.

Yıkım için 60 gün süre
Riskli yapıların yıktırılmasında ve bunların bulunduğu alanlar ile riskli alanlar ve rezerv alanlarındaki uygulamalarda öncelikli olarak malikler ile anlaşma yoluna gidilmesi esas olacak.

Anlaşma ile tahliye edilen yapıların maliklerine kira yardımı yapılabilecek.

Riskli bulunan yapıların maliklere, bu yapıların yıktırılması için 60 günden az olmamak üzere süre verilecek. Bu süre içerisinde yapı, malik tarafından yıktırılmadığı takdirde, yapının ”idari makamlarca yıktırılacağı” belirtilip, tekrar süre verilerek tebligatta bulunulacak.

Güçlendirme kredisi verilecek
Üzerindeki bina yıkılarak, arsa haline gelen taşımazlardaki daha önce kurulan kat irtifakı ve kat mülkiyeti, malikleri adına payları oranında tescil edilecek.

Kanun uyarınca, yapılan konutların iş yerlerinin bedellerinin belirlenmesinde ve ilgililerin borçlandırılmasında, sosyo-ekonomik durumlar, doğal afetin ortaya çıkardığı neticeler ve sosyal devlet anlayışının gerekleri gözetilerek uygulama gerçekleştirilecek.

Kanunun uygulanacağı alanlar dışında olmakla birlikte kanunun amaçları çerçevesinde güçlendirilebileceği teknik olarak belirlenen yapılar için de dönüşüm projeleri özel hesabından ”güçlendirme kredisi” verilebilecek.

Bakanlık, TOKİ ve belediye, danışmanlık, yazılım, araştırma, kadastro, kamulaştırma gibi bazı çalışmaları, Kamu İhale Kanunu’na tabi olmaksızın, ortak hizmet uygulamalarıyla da gerçekleştirebilecek.

Kanun uyarınca tesis edilen idari işlemlere karşı tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde dava açılabilecek. Bu davalarda yürütmenin durdurulmasına karar verilemeyecek.

Riskli yapıların tespiti, tahliyesi ve yıktırma iş ve işlemleri ile değerleme işlemlerini engelleyenler hakkında, işlenen fiilin ve halin durumuna göre, Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulabilecek. Bu yapıların, tespiti, tahliyesi ve yıktırılması iş ve işlemlerine dair görevlerinin gereklerini yerine getirmeyen kamu görevlileri hakkında ise tabi oldukları ceza ve disiplin hükümleri uygulanacak.

Kanun kapsamındaki iş, işlem ve uygulamaların özelliği ve aciliyeti gözetilerek yapılacak olan planlar, İmar Kanunu’ndaki kısıtlamalara tabi olmayacak. Kapsamdaki alanlara ilişkin iş, işlem ve uygulamalar hakkında ilgili diğer kanunların bu kanunu engelleyici hükümleri ile diğer kanunların bu kanuna aykırı hükümleri uygulanamayacak.

Ormanlık alanlar afet sonrasında barınma yeri
Şehrin içindeki veya yakın çevresindeki ormanlık alanlar, afetler öncesinde piknik alanı ve mesire yeri, afetler sonrasında da barınma yeri olarak kullanılabilecek.

Gecekondu sahibine, gecekondusuna karşılık konut verilinceye, nakde dönüştürülüp ödeninceye veya konut yapmak üzere arsa tahsisi yapılıncaya kadar gecekondusu yıktırılamayacak. Gecekondu sahiplerine gerekirse nakdi yardım yapılabilecek.

Yasada, afet riski altında bulunan alanların dönüştürülmesinin, oldukça fazla kamulaştırma ve yıktırma işlemini ve buna bağlı ihtilafları gündeme getireceğinden, mahkemelerde görev yapacak bilirkişilerin sayısının artırılmasını öngören değişiklikler de bulunuyor.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne bağlı meslek odalarınca; nüfusu 500 binin altında olan yerler için 25-50, nüfusu 500 bin-1 milyon arasında olan yerler için 50-100, nüfusu 1-3 milyon olan yerler için 100-150, nüfusu 3 milyonun üzerinde olan yerler için 150-350 bilirkişinin ismi ve adresinin yer aldığı listeler valiliklere verilecek. Taraflar bilirkişi seçmekte anlaşamazlarsa kura ile seçilecek.

Sermaye Piyasası Kurulu’nun kayıtlı değerleme uzmanları, bilirkişilik yapabilecek. Yeterli değerleme uzmanı bulunan yerlerde, öncelik bu uzmanlara verilecek.

TOKİ’nin, konut talep eden kurum ve kuruluşla imzaladığı protokolde belirlenen inşaat bedelinin yüzde 3′ü ile yüzde 10′u arasında alacağı idare hizmet payı, TOKİ’nin geliri olacak.

Yenileme alanları
Yenileme alanları; il özel idarelerinde il genel ve belediye meclislerinin üye tam sayısının salt çoğunluğunun kararıyla belirlenecek. Yenileme alanlarıyla ilgili alınan kararlar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının teklifiyle Bakanlar Kurulu’na sunulacak.

Kamu hizmeti için ayrılan alanlar hariç olmak üzere; yenileme alanı sınırları içinde toplu yapı olarak sınırları imar ve parselasyon planlarında belirlenmek kaydıyla, yapılı veya yapısız imar parsellerine belediye veya il özel idaresi ve diğer ilgili kurullar tarafından tasdik edilen mimari projelere uygun olarak, toplu yapı olarak tek bir kat mülkiyeti tesis edilebilecek.

Belediyeler ve il özel idareleri; bu alanlar içindeki parsel maliklerinin sosyal altyapı ve tesisleri, ortak kullanım yerleri, sosyal tesis ve hizmetlere ilişkin alanları kullanma ve yararlanma şartları ile masraflarına katılma usullerine ilişkin işletme projeleri hazırlayarak tapu sicilinin beyanlar hanesinde belirtmelerini isteyebilecek.

Belediyelerin, kamunun mülkiyetinde ve kullanımında olan yerler için kentsel dönüşüm kararları, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca alınacak.

Bina cephelerindeki değişiklikler
Bina cephelerinde değişiklik ve yenileme kararları ile özel aydınlatma ve çevre düzenlemesi çalışmaları, kat maliklerinin nitelikli çoğunluğunun oyuyla değil, arsa payı çoğunluğuyla verecekleri karara göre yapılacak.

Belediye meclislerinin salt çoğunluk ile alacağı kararla, masrafların tamamı veya bir kısmı belediye bütçesinden karşılanmak kaydıyla, kentin uygun görülen alanlarında bina cephelerinde değişiklik, yenileme, özel aydınlatma ve çevre tanzimi çalışmaları yapılabilecek. Cephe değişikliği yapılacak binalarda telif hakkı sahibine, talep etmesi halinde telif hakkı ödenecek.

Büyükşehir belediyeleri kentsel dönüşüm alanı ilan edilen yerler ile yenileme alanı ilan edilen alanlarda, kamu kurum ve kuruluşlarıyla protokol yaparak, yıkılan ibadethane ve yurtların yerine veya ihtiyaç duyulan yerlerde ibadethane ve yurt yapabilecek.

Afet riski taşıyan veya fen, sanat ve sağlık kurullarına aykırı yerleşim merkezlerindeki aileler, Bakanlar Kurulu’nca tespit edilen orman veya mera vasıflı alanlarına ve Hazine’nin özel mülkiyetinde olan yeni yerleşim yerlerine yerleştirilecek. Altyapı hizmetleri de dahil olmak üzere yeniden yerleşim yeri için gerekli görülen her türlü ödenek, projeyi yürüten kuruluşun bütçesine konulacak ve bu ödenek Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bütçesine ilgili kuruluşça transfer edilecek.

Bakanlığın görevleri
Kanunla, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının kurulmasına ilişkin KHK’da da değişiklik yapıldı.

Bakanlık, görev alanına giren konularda her türlü etüt, plan, proje, maliyet hesaplarını ve yapım işlerini, yapı denetim sistemini oluşturarak Yapı Denetimi Hakkında Kanun ile kendisine verilen görevleri yapacak. Gecekondu, kıyı alanları ve tesisleriyle, niteliğinin bozulması nedeniyle orman ve mera dışına çıkarılan alanlar dahil, kentsel, kırsal alan ve yerleşmelerde yapılacak iyileştirme, yenileme ve dönüşüm uygulamalarında idarelerce uyulacak usul ve esasları belirleyecek.

Bakanlıkça belirlenen finans ve ticaret merkezleri, fuar ve sergi alanları, eğlence merkezleri, şehirlerin ana giriş düzenlemeleri gibi şehirlerin marka değerini artırmaya ve şehrin gelişmesine katkı sağlayacak özel proje alanlarına dair her tür ölçekte etüt, harita, plan, parselasyon planı ve yapı projelerini yapacak, yaptıracak ve onaylayacak. Kamulaştırma, ruhsat ve yapım işlerinin gerçekleştirilmesini sağlayacak, yapı kullanma izinlerini verecek ve bu alanlarda kat mülkiyeti kurulmasını temin edecek. Ayrıca, gecekondu Kanun uyarınca TOKi tarafından yapılan uygulamalara ilişkin her tür ve ölçekte etüt, harita, plan ve parselasyon planları yapmak, yaptırmak, onaylamak, ruhsat işyerlerini gerçekleştirmek, yapı kullanma izinlerini vermek ve bu alanlarda kat mülkiyeti kurulmasını sağlayacak.

Kanunla Altyapı Hizmetleri Genel Müdürlüğünün adı, Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğü oluyor ve görevlerinde değişiklik yapılıyor.

Bakanlığa 10 daire başkanı kadrosu verilecek.

AKM Kanunu’nda değişiklik
Atatürk’ün Doğumunun 100. Yılının Kutlanması ve Atatürk Kültür Merkezi Kurulması Hakkında Kanunu’nda, yer alan ”Atatürk Kültür Merkezi, Ankara’da kurulur. Atatürk Kültür Merkezi alanı, Ankara İmar Planında bu amaca ayrılmış olan ve tasdikli ekli krokide gösterilen yerlerdir” hükmüne, ”Bu alan içerisinde Milli Mücadele tarihini, Türk Halk Kültürünü ve sanatlarını tanıtan yerler ve çeşitli müzeler, çeşitli sahneler ve toplantı salonları, sergi alanları, arşiv ve kitaplıklar, atölyeler ve benzeri yerlerden meydana gelen Atatürk Kültür Merkezi bulunur” ibaresi eklendi.

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Kanunu’nun, ”Atatürk Kültür Merkezi alanı içerisinde yer alacak tesis ve alanların yönetimi” başlıklı maddesi de yürürlükten kaldırıldı.

Bütçeye özel gelir kaydedilecek
TOKİ’ye, belediyelere ve diğer kamu kuruluşlarına tahsis edilen veya devredilen yerlerde, 2 yıl içinde dönüşüm ve iyileştirme çalışmaları yapılmamışsa bu taşınmazların tahsisleri kaldırılacak ve Maliye Bakanlığı’na devredilecek.

Dönüşüm gelirlerinden 2012′de elde edilecek olanlar, genel bütçeye özel gelir olarak kaydedilecek.

TRT, ulusal, bölgesel ve yerel yayın yapan özel televizyonlar, radyolar ayda en az 90 dakika afet riskinin azaltılması, kentsel dönüşüm konularında uyarıcı ve eğitici yayınlar yapacak.

Boğaziçi Kanunu kapsamında kalan geri görünüm ve etkilenme bölgelerindeki alanlarda da dönüştürme kapsamına alınacak.

Kanun kapsamında, dönüştürme çalışmalarının yapılacağı alanda tarihi değerlerin bulunması halinde, Kültür ve Turizm Bakanlığından ”uygundur” görüşü alınacak.

Afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi hizmetleri için kanun ile öngörülen dönüşüm projeleri özel hesabından çalışmalarda kullanılmak üzere kaynak aktarılabilecek.

Kanun kapsamında kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın tesciline ilişkin davalarda görev alacak bilir kişiler, Sermaye Kanunu’na tabi olarak faaliyet gösteren değerleme uzmanları arasından seçilecek.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Atatürk’ün Doğumunun 100. Yılının Kutlanması ve Atatürk Kültür Merkezi Kurulması Hakkında Kanun’la belirlenen, Atatürk Kültür Merkezi alanını iyileştirme, güzelleştirme, yenileme, ihya etmek amacıyla Kültür ve Turizm Bakanlığının da görüşünü alarak proje hazırlayıp çalışma yapabilecek.


“Beyanına Rağmen ‘Askerliğe Elverişli’ Raporu Verilen Kaç Eşcinsel Var?”

BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, eşcinsel erkeklerin zorunlu askerlik ile ilgili yaşadığı sorunlara dair Meclis’e soru önergesi verdi.

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, eşcinsel erkeklerin zorunlu askerlik ile ilgili yaşadığı sorunlara dair Meclis’e dün (3 Mayıs) bir yazılı soru önergesi verdi.

Tuncel, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na (TBMM) verdiği soruların Milli Savunma Bakanı Sayın İsmet Yılmaz tarafından Anayasa’nın 98. ve İçtüzük’ün 99. maddesi gereğince yazılı olarak cevaplandırılmasını istedi.

BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, zorunlu askerlik uygulamasının Avrupa Birliği ülkelerinin neredeyse tamamında kalkmış olduğunu hatırlattı.

Birçok gencin “vicdanen, politik görüşü, inancı, militarizmi ret etmesi ya da cinsel yönelimi” gibi farklı gerekçelerle zorunlu askerlik sistemine karşı olduğunu belirten Tuncel, buna karşın uluslararası sözleşmelerde ve hukukta bir hak olarak tanımlanan zorunlu askerliği ret etme hakkının Türkiye’de halen suç olarak görüldüğüne dikkat çekti.

Zorunlu askerlik uygulamasında en büyük mağduriyeti cinsel yönelimi nedeniyle askere gitmek istemeyen gençlerin yaşadığını belirten Tuncel, sorunu şöyle vurguladı:

“Cinsel yönelimi farklı olan bireylere ilişkin saygı, demokratik ülkelerin aksine Türkiye’de hep “kişilik bozukluğu” olarak görülmüş ve bu nedenle cinsel yönelimi farklı olanlar; başta devlet olmak üzere, toplumun birçok kesimi tarafından baskılara maruz kalmış ve ötekileştirilmiştir.”

“Militarist ideoloji farklı olan her şeyi düşman addediyor”

Militarist devlet yapısına dikkat çeken Tuncel, bu durumun uygulamada nelere yol açtığına şöyle sıraladı:

“Devletin toplum üzerinde tahakküm kurarak toplumu tekleştirme ideolojisi, cumhuriyetin başından beri militarist devlet yapısı ile mümkün olmuş ve silahlı güçlerin baskısı altında, toplumda farklı olan her şey adeta düşman addedilmiştir. Bu anlamda cinsel yönelimi farklı olan bireylere yönelik baskılar da, toplumun diğer alanlarındaki baskılar haricinde, zorunlu askerlik sistemi altında kendini göstermektedir. Zorunlu askerlik sisteminin toplumun her kesiminde her anlamda büyük bir baskı unsuru yarattığını düşünürsek, cinsel yönelimi farklı olan bireylerde bu baskının daha da ağır yaşanabileceğini kabul etmek yanlış olmayacaktır.”

Erkan Altay’ın başına gelenler…

Zorunlu askerlik baskısının en güncel örneği olarak Tuncel, İstanbul’da Erkan Altay’ın askerliğe “eşcinsel” olduğu gerekçesiyle gitmek istememesi ve çürük raporu talep etmesi sonucu yaşandığını belirtti.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Erkan Altay’ın talebine verdiği yanıtı devlet yapısının, farklı cinsel yönelimleri nasıl tarif ettiğinin tezahürü olarak değerlendiren Milletvekili, Altay’ın yaşadıklarını anlattı:

“Haydarpaşa GATA’daki doktorlar, Erkan Altay’ın eşcinsel olması durumunu “psikoseksüel bozukluk” olarak tanımlamış ve bu kişiye “askerliğe elverişli, komando olamaz” raporu vermiştir.

Erkan Altay, eşcinsel derneği olan Kaos GL’de muhabir olduğunu ve eşcinsellik üzerine üniversite bitirme tezi olduğunu belirtip bu çalışmalarını göstermesine rağmen, kendisine “nevrotik, askere elverişli” raporu verildiğini belirtmiştir.”

“Eşcinsel olduğunu belirttiği halde “askerliğe elverişli” raporu verilen kaç kişi var?”

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel’in, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz tarafından cevaplanmasını istediği sorular şunlar:

1. Öncelikle zorunlu askerlik sisteminin toplumun her kesiminde baskı unsuru olduğu ve bu sistemin demokratik bir ülke görüntüsünden uzak olduğu düşünülürse, Bakanlığınızın zorunlu askerliği kaldıracak bir çalışması var mıdır? Meclis’te vicdani rettin yasal bir hak olması konusunda bir çalışmayı ne zaman gündeme almayı düşünüyorsunuz?

2. Farklı cinsel yönelimi olduğunu belirtip TSK’dan “çürük raporu” talep eden kaç kişi vardır? Bu taleplerin kaç tanesi olumlu sonuçlanmıştır?

3. Tıpkı Erkan Altay gibi, cinsel yöneliminin farklı olduğunu belirttiği halde “askerliğe elverişli” raporu verilen kaç kişi vardır? Talebi olumsuz sonuçlananlara hangi gerekçeler sunulmaktadır?

4. Cinsel yöneliminin farklı olması sebebiyle, askerlikten muaf olmak isteyenlerden, hangi koşulların yerine getirilmesiyle “çürük raporu” verileceği söylenmektedir?

5. Bu anlamda, cinsel yöneliminin farklı olduğunu belirten bireylerden; kişilik haklarına saldırı anlamına gelen ve insanlık dışı bir düşünce olan, cinsel ilişkiye girdiği kişiyle çekilmiş fotoğraf veya videosunun istendiği doğru mudur? Doğru ise bu uygulamanın kaldırılması konusunda bir çalışmanız var mı?

6. Cinsel yönelimi farklı olan bireylerin askerlikten muaf tutulması için bir çalışmanız var mı?


BM Türkiye’den LGBT Vatandaşları İçin Yasal Reform İstiyor

Birleşmiş Milletler Türkiye nezdinde ilk defa cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine dayalı insan hakları ihlalleri konusunda girişimde bulundu.

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komiserliği, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’ye (MSHUS) uygun olarak Türkiye’nin yükümlülüklerine dair bir “Meseleler Listesi” yayınladı. Türkiye hükümetine yönelik sorular listesinde, LGBT (lezbiyen, gey, biseksüel, trans) haklarının ihlali dikkat çeken bir biçimde vurgulandı. Böylece cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine dayalı insan hakları ihlalleri konusunda Birleşmiş Milletler Türkiye nezdinde ilk defa girişimde bulunmuş oldu.

Meseleler Listesi devletlere doğrudan yöneltilen bir sorular kümesinden oluşuyor. Devletlerden kendi ülkelerindeki insan hakları ihlalleriyle ilgili görüş bildirmeleri ve iddialara açıklama getirmeleri isteniyor. Meseleler Listesi’nin bir önemi daha var. Bir soru listede yer aldıktan sonra Komiserliğin resmi gözden geçirme oturumlarında soruyu yeniden ortaya çıkarması ve iddia edilen ihlallere ilişkin resmi bir atfın nihai raporda ya da “Sonuç Gözlemleri”nde yer alması kuvvetle muhtemel. Türkiye’nin 2003’teki MSHUS’yi onaylamasının ardından sözleşmeye uygunluğu BM İnsan Hakları Komiserliği’ndeki bağımsız uzmanlar tarafından ilk kez gözden geçiriliyor.

Yayınlanan Meseleler Listesi’ndeki sorulardan biri özellikle Türkiye’de LGBT’lere yönelik işlenmiş nefret suçları ve ayrımcılığı ele alıyor. Sorularında, Komiserlik Türk hükümetinden LGBT aktivistlerinin uğradığı kötü muamele hakkında cevap istedi ve polis gaddarlığının hedefi olan Pembe Hayat Derneği aktivistlerinin isimlerini özellikle belirtti. BM heyeti ayrıca Türk hükümetine Türk makamlarının cinsel yönelim ve cinsiyet kimliklerinden ötürü bireylere uyguladığı kötü muameleyi, bu açıdan yaşanan sosyal ve eğitim alanındaki ayrımcılıkları sordu.

Yine Türk hükümetinden cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğiyle ilgili meselelerde ifade özgürlüğünün kısıtlanmasıyla ilgili görüş istediler (Kaos GL Dergisi’nin toplatılmasıyla ilgili bir atıf).

Eğer Türk hükümeti bu sorulara ilişkin tatmin edici yanıtlar vermeyi başaramazsa Komiserliğin Türkiye’nin durumuyla ilgili sözlü sunumlar için buluşacağı Kasım ayı oturumunda BM heyeti Türk hükümetinden LGBT Türkiye vatandaşlarına daha iyi bir koruma sağlamak için bir dizi yasal reformlar yapmasını isteyecek.


Gitmek

Varsayalım sen gittin ve bende gittim ?

Ne olacak ?

Ayrılık mı ?

Kaçış mı ?

İsyan mı ?

Peki birbirimize verdiğimiz sözler ne olacak ?
Hani süsleyip süsleyip birbirimize sattığımız o sözler.

Sen başka ruhlarda ve bedenlerde olacaksında ben olmayacakmıyım ?

Kaç bedende unutacaksın beni ?
Kaç bedende unutacağım seni ?

Hiç için sızlamayacakmı radyoda bizim şarkımızı duyduğun zaman ?
Hiç içim sızlamayacakmı sensiz uyuduğum yatağımızda ?

Seviyormuydun gerçekden beni ?
Aşıkmıydım gerçekden sana ?
Hayat ne kadar hızlı değilmi sevgilim, unutulmuşuz unutulmuşsun….

Gitmek kimi zaman kalmakdan daha mantıklıdır. Kalıp suratımıza maskeler takıp çok sevsekde acılar çekip kıvranmamızdan daha iyidir. O gitme anları geldiğinde herşey tersine dönüp o çok sevdiğiniz aşkınız canınız bir anda dünyadaki en nefret ettiğiniz kişi oluverir. Bunca zamandır geçirdiğiniz günler aslında hiç yaşanmamıştır artık. En yakın arkadaşlarınıza kötüleme kampanyası açar sürekli kendinizi haklı çıkaracak açıklamalarda bulunursunuz. Düşmanınız sizin safınızdan bir arkadaşınızla görüşmeye devam ediyorsa ya o ya ben tavrınızı pat diye ortaya çıkarıverirsiniz isteksizce. İsteksizce çünkü bu sizin için bir avantajdır aslında. Düşmanınızın hamlelerini düşüncelerini ve ne kadar acı çektiğinden haberdar olucaksınız.

Ama en yakın arkadaşınız size bilgi yerine yalan yalnış şeyler vericekdir, çünkü arkadaşınız aslında yavşağın önde gidenidir. Siz sevgilinizle birlikde olduğunuz sürece onunla görüşmemiş aramamışsınızdır. Bu yüzden yavşak arkadaşınız kendinde bu hakkı bulacak ve sizin ağzınıza sıçacakdır sessizce. Bunların dışında arkadaşınız sizin acı çekmenizden memnundur çünkü kendiside yalnızdır, acılar içerisinde yandaşlar aramakdadır.

Arkadaşınız etkenleri dışında sosyal plartformlardan sildiğiniz için bir haber kaldığınız sevgiliniz için sessiz sedasız sahte profiller açıp onu takip etme gayesinde olacaksınız. En sevdiği hırkayı zorla elinden aldığınızı unutup o hırkayla yatıp kalkacaksınız. Kimi geceler o hırkayı onun üzerinde hayal edip sevişeceksiniz kendinizle. O hırka o kadar değerli olacakki aranızdaki tek bağ olarak kalacak. Sevgiliniz ftoğraf çektimeyi sevmediği için elinizde öyle yada böyle kalan fotoğraflara sığınıp aşkı içinizde yaşayacak dışarıya aslan kesileceksiniz. Yer yer küfürler edeceksiniz. En zor anlarınızdan ondan telefon bekleyip derdinize derman olmasını bekleyeceksiniz ama avcunuzu yalayacaksınız.

Bir dönem sonra o çok sevdiğiniz adamın sizi sevdiği dönemlerdeki cennetlik şefkatini aşkını unutup dünyanın en duygusuz insanı olarak anacaksınız. Onun açısından ne düşündüğünü ne söylediğini asla bilemiyecek ve bu yüzden daha çok sinirlenip saldıracaksınız ama bir arpa boyu kadarda yol alamıyacaksınız. Aşkınızı sevginizi duygularınızı gömmek için derinlere başka tenler başka ruhlar başka aşkalar arıyacaksınız. Ama ilk bulduğunuz kişide aynı düşmanınıza benzeyecek ve bir kere daha yıkılacaksınız sessizce. Kaçamayacaksınız bu yazdıklarımdan. Hiç bir ayrılıkda iyi taraf yokdur asla. Her ayrılık dünyaya iki kötü daha armağan etmiş olacakdır.

(KENDİME İTİRAFLARIM)


TSK: Eşcinsel değil hastasın

Eşcinsel olduğunu söyleyerek çürük raporu isteyen gence teşhis konuldu: Nevrotik kişilik. Askerliğe elverişlidir. Komando olamaz.

Erkan Altay, eşcinselliği ‘psikoseksüel bozukluk’ olarak nitelendiren Türk Silahlı Kuvvetleri’ni (TSK) eşcinsel olduğuna bir türlü ikna edemedi. Haydarpaşa GATA, Altay’a ‘Nevrotik kişilik’ tanısı koydu, “Askerliğe elverişli, komando olmaya elverişsiz” olduğuna karar verdi. Altay, “İnanılmaz bir psikolojik işkenceyle ve yıldırma politikası ile karşı karşıyayım” dedi.

‘AİLENLE GEL’
Serbest gazetecilik yapan 25 yaşındaki Altay, yaklaşık 1.5 ay önce eşcinsel olduğunu beyan etmek ve ‘çürük raporu’ almak için askerlik şubesine başvurdu. Sırasıyla Kasımpaşa, Gümüşsuyu ve Haydarpaşa GATA’ya (Gülhane Askeri Tıp Akademisi) sevk edildi. GATA’da gerekli görüşmeleri ve psikolojik testleri tamamlandıktan sonra kendisinden ‘aile görüşmesi’ istendi.

Radikal’in haberine göre Altay, ailesine açık olmadığını ve görüşmeye gelmelerinin mümkün olmayacağını belirtmesine rağmen doktorların “Bir şey olmaz, gelişimini sormamız lazım” dediğini ve kararı verecek olan kurula çıkması için 24 Nisan’a randevu verildiğini söyledi.

Altay, geçen salı girdiği kurul toplantısını şöyle anlattı: “Önce bir doktorla görüştüm. Ona KAOS GL muhabiri olduğumu söyledim, zaten 6 yıldır eşcinselliğe dair yazdığım onlarca haber ve söyleşimi yanımda getirmiştim. Üniversite bitirme tezimin bile eşcinselliğin haberlerde ele alınışı üzerine olduğunu anlattım. Doktor, kendisinin de eşcinsellik hakkında tez hazırlayacağını, bunun yeterli olmadığını söyledi. İlk kez ne zaman ilişkiye girdiğim, ‘bayanlarla’ olup olmadığım gibi sorular sordu. Kadınlarla hiç ilişkiye girmediğimi söyledim. Askere gitmek istememe nedenimi sordu, eşcinselliğimi saklama baskısı altında kalmak istemediğimi, diğerleri tarafından rahatsız edileceğimi düşündüğümü açık bir dille belirttim.”

‘HASTA OLDUĞUMU SÖYLEMEMİ İSTEDİLER’
Altay bundan sonra kurul aşamasının geldiğini söyledi: “Sonra 6-7 kişilik bir kurulun önüne çıktım. ‘Eşcinselliğini anlat’ diye başladılar. Yaptığım çalışmalardan bahsettim. Aliye Kavaf’ın ‘Eşcinsellik hastalıktır’ beyanına karşı Mehmet Sevigen’in soru önergesi verme sürecinde destek olduğumu belirtim. ‘Sence hastalık değil mi?’ dediler. ‘Değil’ dedim. ‘Biz burada hastalıkları değerlendiriyoruz’ dediler. Ben de, ‘Prosedür gereği hastalık demeniz gerekiyor olabilir, ama ben hastalık olmadığını biliyorum’ dedim. Sanırım hasta olduğumu söylememi istediler.”

Eline tutuşturulan kararda ‘nevrotik, askere elverişli’ ifadesini görünce şoke olduğunu anlatıyor Altay: “Benimle birlikte gelen eşcinsellerden birine daha elverişlidir kararı çıktı. Belki de yeteri kadar kadınsı değilim diye zorla yollamaya çalışıyorlar.” Hastaneden ise raporla ilgili herhangi bir açıklama yapılmadı.

‘ŞEHİR ŞEHİR GEZMEM GEREKEBİLİR’
Erkan Altay, askerlik şubesine itirazda bulunmuş, şimdi yeni bir hastaneye sevk edilmeyi bekliyor. LAMBDA’nın Avukatı Fırat Söyle, “İkinci hastane ‘Askerliğe elverişli değil’ raporu verse bile üçüncü hastaneden bu kararın onaylatılması gerekiyor. İstanbul’da sadece Haydarpaşa GATA bu değerlendirmeleri yapıyor, bu yüzden ikinci ve üçüncü raporları almak üzere Bursa, Gölcük veya Gelibolu’ya gitmesi istenebilir. Ankara GATA’ya da sevk edilebilir” dedi.

“Şehir şehir gezmem gerekecek. İnanılmaz bir psikolojik işkence ve yıldırma politikası ile karşı karşıyayım” diyen Altay ise önümüzdeki hafta Ankara Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde işlemin iptali davası açmayı planlıyor.

Yayınlanma Tarihi: 27.04.2012

Kaynak : mansethaber.com


Gay bardan çıkarken görüntülendi

Ünlü şovmen Mehmet Ali Erbil, dün akşam Asmalımescit’te meşhur bir gay bardan çıkarken magazincileri karşısında görünce ne diyeceğini bilemedi.

Mekan çıkışı bir muhabirin, “Gay bardan çıkıyorsunuz?” sorusu üzerine Mehmet Ali Erbil, “Bir bardan çıkıyoruz. Siz barları ayırıyor musunuz? Öyle ya da böyle biz ayırmıyoruz, insanları ya da barları. Ben ilk defa geliyorum buraya. Bir şov var dedi arkadaşlar bende şovu izlemeye geldim” dedi.

PANİK OLDU
Mehmet Ali Erbil çıktığı mekanın gay bar olduğunu bilmediğini söyledi. Açıklama yapmaya çalışan Erbil’in sesinin titrediği ve nefes nefes kalması dikkatlerden kaçmadı. menejerinin imdadına yetişmesiyle arabasına binen ünlü şovmen, daha sonra gözlerden uzaklaştı.

Mehmet Ali Erbil’in cinsel tercihi ile ilgili daha önce de bazı polemikler yaşanmıştı.

Güncelleme:10 Mayıs 2012 17:11

Kaynak: birbak.mynet.com


ODTÜ’de Onur Yürüyüşü Gerçekleştirildi

II. ODTÜ Onur Yürüyüşü 11 Mayıs Cuma günü büyük bir katılımla gerçekleşti.

17:30’dan itibaren Kültür ve Kongre Merkezi önünde toplanan homofobi ve transfobi karşıtı 200 kişi “Eşcinseliz ODTÜ’deyiz”, “Homofobik ODTÜ İstemiyoruz”, “Transfobik ODTÜ İstemiyoruz”, “Kültür İşleri Bırak Bu İşleri” gibi sloganlar atarak Rektörlüğün önüne yürüdü.

Burada ODTÜ Rektörlüğü’nün öğrencilerin topluluk olma sürecini baltalayan tavrını özetleyen, süreci anlatan kısa bir konuşma yapıldı. Konuşmayı takiben Rektörlük’e “Hormonlu Domatesleri” teslim edildi.,

Rektörlüğü takiben kortej şenlik alanına yöneldi. Burada sırasıyla Radyo ODTÜ sahnesi, Müzik Toplulukları Sahnesi (Panayır Sahnesi) önünden Çarşıya gelindi. Panayır Sahnesi’nden bildiri okundu, neden yüründüğünden bahsedildi.

Kalabalık “Eşcinseliz, ODTÜ’deyiz, Alışın Buradayız!” “Susma Haykır Eşcinseller Vardır!” gibi sloganlarla yurtlar bölgesine doğru yöneldi. Sloganlar yurtlara uyarlanarak “Travestiyiz, Yurttayız, Alışın Buradayız!” şeklinde atıldı ve kortej yoluna devam etti ve Stadyum’a girildi.

Burada bir süre çimlerde sloganlar atıldıktan sonra tribünler boyunca kortej devam etti. Sonrasında tekrar çimlere inilerek sahnenin muhtelif köşelerine bayraklar ve dövizler asıldı.

Funk Alaturka Grubu’yla sahne arkasında görüşülüp kısa bildirinin okunması rica edildi. Funk Alaturka konsere bu notla başladı. Bildiri şöyleydi:

“Bizler Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin lezbiyen, gey, biseksüel ve trans öğrencileriyiz. Uzun bir süredir kampüste homofobi ve transfobiyle mücadele ediyoruz. Bizler resmi bir öğrenci topluluğu olmak ve bunun imkanlarıyla mücadelemize devam etmek istedi. Uzun geçiştirme ve oyalamalardan sonra geçtiğimiz yıl topluluk başvurumuz resmi olarak reddedildi. Bir diğer ifadeyle varlığımız ODTÜ Rektörlüğü ve Kültür İşleri tarafından resmi olarak inkar edildi. Bizler homofobik ve transfobik bir ODTÜ istemiyoruz ve bunun için mücadele ediyoruz. ODTÜ Rektölüğü ve Kültür İşleri’nin bu homofobik ve transfobik tutumunu kınıyoruz. Bu sene ikinci kez tepkimizi göstermek ve “buradayız” demek için buluştuk, II. ODTÜ Onur Yürüyüşü’nü gerçekleştirdik. Tekrarlıyoruz, bizler homofobik ve transfobik bir kampüs istemiyoruz; ve tekrar sesleniyoruz, “Alışın, buradayız!” (Haberin derlenmesine katkıda bulunan ODTÜ LGBT’deki arkadaşlara teşekkür ederiz)

kaynak: kaosgl.org