Akşam
 
 www.aksam.com.tr
 19 Haziran 2005

Sadece mafyanın değil iki kızın da babası

urtlar Vadisi dizisinde oynadığı Laz Ziya karakteri ile ünlü bir mafya babasını canlandıran İstemi Betil gerçek hayatında da baba. Hem de dünyalar güzeli iki kız babası. İstemi Betil'i Babalar Günü nedeniyle kızları İrem (23) ve Senem (18) ile bir araya getirip, özel bir röportaj gerçekleştirdik. Oynadığı dizide gözünü kırpmadan eşini öldüren ve kızı Nesrin'e kardeşi Meral'i öldürten Laz Ziya, gerçek hayatında ise müşfik bir aile babası. Betil, “Benim dizinin ardından dört tane çocuğum oldu. Hem dizideki hem de gerçek hayattaki kızlarım telefon açıp, sürekli hal hatır soruyorlar' diyor. İki kızına çok düşkün olduğunu söyleyen ünlü oyuncu, 'Ben kızlarım için her şeyi yaparım. Onlarla arkadaş gibiyim. Birlikte oyunlar oynar, eğleniriz. Hatta erkek arkadaşlarını bile benimle tanıştırırlar' dedi.
Ünlü oyuncunun büyük kızı İrem konservatuvar eğitimi alyor. Küçük kızı Senem ise manken olmak istiyor. Hatta Senem geçitğimiz günlerde gidip Gaye Sökmen'in ajansına kayıt yaptırmış.
Kurtlar Vadisi'nde kızlarını öldüren kötü bir baba olarak tanınıyorsunuz. Bu durum sizi dizi dışındaki hayatınızda zor durumda bırakıyor mu?
İstemi Betil: Benim iki kızım vardı, diziyle beraber dört kızım oldu... İki kızımdan biri babacığım, biri de babacık diyerek telefon açar. Kızlarım canlarım diyeyim size. Diziye gelince tabii ki o bir hikaye ve masal. O başka bir şey. Hikaye nasıl yazılıyorsa biz onu oynamak zorundayız.
Sokakta sizi kızlarınızla birlikte gördükleri zaman neler söylüyorlar?
İstemi Betil: Hakikaten o kadar ilginç şeylerle karşılaşıyoruz ki... Kızlarım olduğunu anlayanlar herhalde tahtalara vuruyorlardır. Bizi sadece dizide oynadığımız kadarıyla tanıyanlar zampara adam olarak görüyorlar. Yanımda bir de kızlarım olunca çapkınlık yapıyorum gibi bir izlenime kapılıyorlar. Hatta kızlarım bu duruma sinirleniyor. Ama öyle bir iş yapıyoruz ki, sinirlenme hakkımız bile kalmadı. Hemen kendimizi frenlemek zorundayız.
Babalık heyecanınızdan bahsedelim biraz. Kızınız ilk doğduğunda kucağınıza aldığınız zaman neler hissetiniz?
İstemi Betil: Çok ilginç bir duygu. İlk önce şöyle bir bakıyorsunuz, tuhaf bir durum. Tarif edemiyorsunuz. Savunma ihtiyacı duyuyorsunuz. Kucağınıza aldığınız zaman ona bir zarar gelmesinden korkuyorsunuz. Biraz sonra gülücükler başlıyor. Giderek sevginin su yüzüne çıkışını hissetmeye başlıyorsunuz. Özellikle baba dediği zaman çıldırmaya başlıyorsunuz. Büyüyorlar ve bu yaşlara geliyorlar. Telefon açarım, 'Evladım nasılsınız, kendinize iyi bakın' derim. Yanıma geldikleri zaman bile 'Erken yatın, kendinize iyi bakın' derim.
Kız babası olmak zor mu?
İstemi Betil: Zor değil de, Türkiye'de zor. Gözünüz hep sağda solda olmak zorunda. Birileri rahatsız etmesin diye. Yoksa niye zor olsun ki...
Babanız dizideki kadar sert bir insan mı?
İrem Betil: Tam tersi, sevecan, arkadaş ve dost canlısı bir insandır. O bizle hiç alakası olmayan bir karaktere sahiptir. Bütün dertlerimi paylaştığım kişidir. Kendimi çok şanslı hissediyorum. Bu arada dizi sayesinde insanlar beni gerçekten mafya kızı olarak tanıyorlar. Hatta benimle görüşmeyenler bile var.
Yani sizden korkuyorlar öyle mi?
Senem Betil: Arkadaşlarımız babamızdan çok korkuyor. Diyorlar ki baban evdeyse biz gelmeyelim. Eve gelip babamı tanıdıkların da ise hiç yanından ayrılmıyorlar. Babam muhteşem bir insandır. Dünyadaki en güzel insanlardan birisi diyebilirim.
Babamı görünce kaçtılar
Babanızın sert bir mizacı hiç işinize yaramıyor mu?
İrem Betil: Bazen hoşuma gidiyor. Askıntı olayına giremiyorlar babamı tanıyıp, hemen kaçıyorlar.
Senem Betil: O yüzden etrafımızda insan kalmıyor (Gülüşmeler)
İrem Betil: Bir komik olay daha yaşadık. Evimize beyaz eşya aldık. Servisten geldiler, kurmaya çalışıyorlar. Babam o sırada salonda oturuyordu. Babamın meşhur bir öksürmesi vardır. Dizide de o öksürükten herkes korkar, irkilir. Çalışanlara 'Çay içer misiniz?' dedim. İçeriz dediler. Bu arada babamın içeride öksürdü. Adamlar sesi tanıyıp, birbirlerine baktılar. Az sonra babam gelip o katı sesiyle adamlara, 'İşler iyi gidiyor mu?' demez mi. Çocuklar beş dakika içinde işlerini halletiler, çay bile içmeden kaçarak evi terkettiler.
Babanızla ilişkileriniz nasıl, her şeyi konuşur musunuz?
Senem Betil: Her şeyi konuşurum.
İrem Betil: Bir erkek arkadaşım olduğu zaman ilk babama koşarım. Babama böyle böyle birisiyle tanıştım, ne yapmam gerekiyor bana yol gösterir misin derim.
Senem Betil: İnşallah çocuğum olduğu zaman öyle yönlendireceğim. Babalar her zaman otoriterdir. Hiçbir zaman babam da annem de hiçbir şeylerini esirgemediler. Hiçbir şekilde bizi kısıtlamadılar. Baba şuraya gidebilir miyim dediğim zaman dikkat etmem konusunda uyarıyor.
İstemi Betil: Hiçbir evladın başına hiç kötü bir şey gelmesin. Televizyon haberlerinde bile çocuklarla ilgili ters bir şey gördüğüm zaman kanal değiştiririm. Dayanamıyorum, kötü oluyorum.
Kızlarınız erkek arkadaşlarından bahsediyorlar, hiç kıskançlık yaşıyor musunuz?
İstemi Betil: Tanıştıklarım oldu. Tanıştığım zaman dikkatli olmak zorunda oluyorum. Beraber gidin, gezin ama eve erken geliyorum. Onun için belli bir saatte geliyorlar.
İrem Betil: O mide sancısını ben de hissedebiliyorum.
İstemi Betil: Doğal bir şey kolay mı olduğunu zannediyorsunuz. İnsanoğlu çocuğu olduktan sonra anlar evlat sevgisini. Çocuğu olmadan karşı taraf ne yazık ki bunu anlamıyor. Bakın ben bunu her zaman söylemişimdir, insan kendi ebeveyninin önemini de kendi çocuk sahibi olduktan sonra daha iyi anlıyor. 91 yaşında babam, 86 yaşında da annem var. Ben onlar için çıldırırım. Çocuk sahibi olmadan önce bir evlat olarak yapabileceğim her şeyi yapıyordum. Ama baba olduktan sonra onlara karşı davranışlarım daha da değişti.
O matematik düşkünüdür
Senem Betil: Size komik bir şey anlatayım. Dedem, babama hala diyor ki; 'Oğlum sıkı sıkı giyin. Geç gelme.' Babam da isyan ediyor, 'Tamam baba ya!' diye. Onun için kızma bize baba.
Peki çocuklarınızı büyütürken yalnız başınıza zorlandınız mı?
İstemi Betil: Evlatlarım için her şeyi yaptım. Ve her şeyi de yapmaya hazırım. Onlara kitap da okudum, ninni de söyledim.
Senem Betil: Küçükken benimle hep oyun oynardı. Bazen düşünüyorum acaba babam yine benimle oyun oynar mı diye... Küçükken izlediğim bir filmde cadının üzerine su dökülünce küçülüyordu. Babam bana bir çadır almıştı ve onun içinde oynardım. Ablam okulda olduğu için tek başıma oynamayı sevmezdim. Babama dedim ki baba sen de çadırın içine gir ve oynalım. Babam da kızım bu boyumla nasıl çadırın içine girerim dedi. Bak dedim, balkona çıkıyorsun bir kova su alıyorsun ve başından aşağı döküyorsun. İşte o zaman küçülüyorsun demiştim.
İrem Betil: Babam ansiklopedi gibi bir adamdır. Matematik tutkusu vardı. Ben de bir o kadar sevmem. Ben dersten kaçıyorum, hayır bu testler bitecek derdi. Öğretmenim de benim için özel matematik testleri hazırlardı. Ben kaçıyordum, babam arkamdan kovalıyordu. Tüm kavgamız matematikten dolayı olmuştur. Burada seneler sonra şikayette bulunuyorum.
İstemi Betil: Ben hiçbir zaman matemaktikten anlayan bir insan olmadım. Matematik mantık işidir. Benim işim matematik değil. Öğrencilik dönemlerimde zeki bir öğrenciydim. Ben öğretmenlerimle espri yaparak not alırdım. Kafam iyi çalışırdı.
Senem Betil: Ayağımı burkarım hemen babamı ararım. Doktoru aramama gerek kalmadan. Elime iğne battığı zaman baba bundan bir şey olur mu, ne yapmam gerekiyor derim. Ben babama küçüklüğümden beri ona 'Daktilom' derim.
İstemi Betil: Bilgisayarım diyemiyor 'daktilom' diyor. Matematiğin temelden iyi olması gerektiğini biliyorum. İrem'in öğretmeni benim de samimi ahbabımdı.
İrem Betil: Zaten ne çektiysem matematikten çektim.
Senem Betil: Ablamın hocası da bizden çok çekti.
Ödevlerimizi yapardı
İrem Betil: Artık annemle evden kaçıyorduk. Babam ödevini biterceksin diyordu biz de hemen annemle kaçıyorduk. Hemen anında telefon açardı, 'Nerdesiniz?' derdi.
İstemi Beti: Ben de sabaha kadar beklerdim.
Senem Beti: Tüm ödevlerimi babama yaptırırdım. Sonra da dışarı kaçıp arkadaşlarla oynardım. Ödevlerimi yapmıyormuş gibi bir de babamla dama oynardım.
Erçin DAĞ -Emin BABACAN

Ana Sayfa     Geri


© 1997-2001 Aslı Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.