|
||||||||||||||||||||||||||||||||
16 Eylül 14.30 sularında Doğan Haber Ajansı, "Hatay'ın Yayladağı İlçesi'nde Suriye sınırına 400 metre uzaklıkta, Suriye topraklarında savaş uçağı düştüğü ihbarı üzerine bölgeye ekipler sevk ediliyor" şeklinde bir haber geçti.
Kısa süre sonra haber değiştirildi ve bir Suriye helikopterinin, sınırın Suriye tarafında 400m öteye düştüğü bilgisi verildi. Bu bilgi tansiyonun kısmen düşmesini sağladı. Olay
1. Genelkurmay Başkanlığı'nın olay ile ilgili açıklamasına göre, Mi-17 tipi bir helikopter (açıklamada hatalı olarak "M-17" denmiş), Türkiye - Suriye sınırına 26 deniz mili (yaklaşık 48km) mesafede iken, yerel saatle 13:41 sularında Diyarbakır Birleştirilmiş Kontrol İhbar Merkezi (BİKİM) tarafından tespit ediliyor.
4. Bunun üzerine, bölgede hava devriye (CAP; Combat Air Patrol) görevinde uçmakata olan iki F-16, helikopteri önlemek için sevk ediliyor. Olayın Analizi
1. Suriye'de, 2011 Mart ayından bu yana devam etmekte olan bir iç savaş söz konusu. İç savaş, ülkenin neredeyse tüm alt ve üstyapısnı tahrip etti. 100,000'den fazla insanın hayatını kaybetmesine, 1,000,000'dan fazla sivilin ise komşu ülkelere mülteci olarak sığınmasına neden oldu. İdeoloji ve mezhep bakımından farklı yapılara sahip silahlı isyancı gruplarla mücadele eden rejime bağlı Suriye Ordusu, iç savaşta ciddi kayıplar verdi. Bakım, onarım ve lojistik altyapısı önemli ölçüde sekteye uğradığı gibi malzeme ve personel kayıpları nedeniyle de muharip kabiliyeti zayıfladı. Personel kayıplarının bir kısmı çatışmalardan, bir kısmı ise saf değiştirip isyana katılan komutan ve askerlerden dolayı. 5. SHvK'nın Mi-8 / Mi-17 helikopterlerinin bir kısmı nakliye maksatlı kullanılırken, roket podları ile donatılmış bir miktarı da, yakın hava desteği ve taarruz görevlerinde kullanılıyordu. Düşürülen helikopterin hangi tipte olduğunu söylemek, açık kaynaklara yansıyan bilgiler ışığında mümkün görünmüyor.
6. Genelkurmay Başkanlığı tarafından açıklanan radar iz haritası ile bölgenin uydu fotografı ÇAKIŞTIRILDIĞINDA, helikopterin uçuş profili ve rotası daha da anlam kazanıyor. a. Helikopter bir süre, M4 otoyolu paralelinde ve kuzeydoğu yönünde uçuyor. 6b. Cisr-eş Şugur kasabasına yaklaşınca, kasaba etrafında geniş bir yay çizerek kuzeybatıya yöneliyor. 6c. Kuzeybatı yönünde bir müddet uçup, El Yunusiye kasabasını geçiyor. Sınır hattına yaklaşık 1 - 1.5km kala ani bir dönüşle güneybatıya dönüyor. 6d. Sınır hattını güney - güneybatı yönünde çok yakın bir şekilde takip ediyor. Güvecci Karakolu yakınlarında sınırı geçiyor. 6e. Türkiye sınırı içinde güneye doğru uçuyor. Arada sınırın daha içlerine doğru bir iki yönelimi var ancak bunlar uçuşa mı ait yoksa radar izindeki sapmalar mı, tespit etmek güç 7. Türk Hava Kuvvetleri'nin bölgedeki yapılanmasının merkezini, Diyarbakır'daki 2'nci Hava Kuvvet Komutanlığı ve yine buradaki 8'nci Ana Jet Üssü teşkil ediyor. 2'nci HvK'ne bağlı diğer ana üsler Adana İncirlik, Merzifon 5'nci Ana Jet Üssü ve Malatya Erhac 7'nci Ana Jet Üssü (AJÜ). Bu üslerden 8 ve 5'nci AJÜ'ler ikişer filo ile Lockheed Martin F-16C/D Fighting Falcon, 7'nci AJÜ ise 171'nci Filo'da F-4E 2020 Terminator uçaklarına sahip. İncirlik AJÜ'ye de, artan gerilim doğrultusunda savaş uçağı intikali yapılmı olması muhtemeldir. Ayrıca bölgedeki durum göz önüne alındığında, Adı geçen AJÜ'lerin, diğer üslerden kaydırılan savaş uçakları ile takviye edilmiş olmaları da olaslılık dahilindedir. Nitekim hükümet açıklamasında SHvK Mi-17'sinin Erhac'tan kalkmış bir F-16 ile vurulduğu söylendi. Ancak Erhac bir F-4 üssüdür. Dolayısıyla bir miktar F-16'nın Erhac'ta konuşlanmış olması muhtemeldir. 8. Helikopterin sınırı geçişinden sonra uçak kaldırılması söz konusu değil. Gerginlik ve savaş ihtimali durumlarında, belli bölgelerde hava kuvvetleri hava devriyesi uygular. Combat Air Patrol (CAP) denen bu görevlerde genelde iki savaş uçağı, belli bir süre ve belli bir sektörde devriye uçuşu yapar, muhtemel tehditlere karşı hazır bulunur. Ayrıca acil duruma karşılık da yakınlardaki üslerde QRA (Quick Reaction Alert; Acil müdahale) için de kalkışa hazır ve silahlı durumda uçaklar bulundurulur. Yani Suriye helikopterini vuran F-16 zaten o bölgede uçmaktaydı. Helikopterin tespitinden sonra kaldırılmadı. Nitekim Genelkurmay'ın açıklaması da bu hususu teyit ediyor. 9. Radar iz kayıtlarına göre Suriye helikopteri kısa mesafeden (yaklaşık 1nm) vurulmuş. Bu da, vurulmadan önce helikopterin göz teması ile kimlik ve tipinin teyit edilmiş olduğunu düşündürüyor. Bu gibi sınır ihlali durumlarında doğrudan yer konuşlu uçaksavar bataryaları kullanılmaz. Önleme ve müdahalenin belli kural ve prosedürleri vardır. Bu prosedürlerin katı bir şekilde uygulanmış olduğu görülüyor. Helikopterin yer konuşlu uçaksavar bataryaları tarafından düşürülmemiş olması bir zafiyet göstergesi değildir. 10. Vurulma mesafesi göz önüne alındığında, helikopter çok büyük bir olasılıkla AIM-9 Sidewinder tipi kısa menzilli havadan havaya füze ile vurulmuşa benziyor. Türk Hava Kuvvetleri'nin envanterinde, bu füzenin AIM-9S ve AIM-9X türevleri bulunuyor. AIM-9X, Sidewinder ailesinin en yeni ve en modern üyesi, IRIS-T ile birlikte batının ürettiği en gelişmiş havadan havaya kısa menzilli füzelerden biri. Ancak mevcut veriler ışığında Sidewinder'ın hangi versiyonunun kullanılmış olduğunu söylemek mümkün değil. 11. Helikopterin düşüş anına ilişkin videolarda iki husus sıkça tartışıldı. Birincisi paraşütler, ikincisi ise helikopterin düşüş şekli ve tam olarak sınırın neresinde vurulduğu:
11a. Dürüst olmak gerekirse helikopterden pilotların paraşütle atlaması iddiasına ilk başta ben de temkinle yaklaşmıştım. Ancak bu konu ile ilgili araştırma yapınca aslında olayın aslını öğrendim. Mi-24 örneğinde, paraşütlerin 100m irtifa ve 100km/saat sürate kadar kullanılabilecekleri kaydediliyor. Düşünülecek olursa çok büyük bir şans değil kurtulmak için, ama yine de şans şanstır. 11b. Olayla ilgili videoların büyük kısmında helikopterin yanarak bir taş gibi gökten düştüğü görülüyor. Suriye İç Savaşı'nın en ilginç yönlerinden biri, son derece ayrıntılı bir şekilde fotograf ve videolarla belgelendiriliyor olmasıdır. O kadar ki, Suriye ordusunun gün bazında zırhlı araç ve tank kaybını bile takip etmek kısmen mümkün - ACIG.info'da bu çalışma halen devam ediyor.
Bu binlerce videonun önemli bir kısmı da, düşürülen uçak ve helikopterlere ait olanlar. Bu videolar incelendiğinde görülüyor ki, uçak ve helikopterler, vuruldukları silah (uçaksavar mermisi ya da füze) ve vurulma şekline bağlı olarak çok değişik şekil ve açılarda düşebiliyorlar. Havada tamamen infilak edebiliyorlar, aldıkları küçük bir yara bir yangına yol açıyor ve uzun bir süzülmenin ardından düşüyorlar ya da havada yapısal bütünlükleri bozulup, parçalanıp bir taş gibi düşebiliyorlar. Amerikan filmlerindeki gibi, bir füze ile vurulan uçağın anında milyonlarca parçaya ayrılması söz konusu değil. Öte yandan işin içinde bir füze gibi, patlayıcı madde içeren bir silah varsa, vurulma ve düşme şeklini kategorize etmek neredeyse imkansızdır. - Yaklaşma tapası sayesinde füzenin hedefini bir mızrak gibi delmesine gerek yok. Hedefin yakınında patlayıp, parçacık tesirli harp başlığı sayesinde tahrip edebilir. Bu da, Suriye helikopterinin uzun bir süre yapısal bütünlüğünü korumasını, ileri uçuşuna -yere doğru bir eğimle birlikte- bir müddet devam edebilmesini ve pilotların helikopterden atlamak için fırsat bulabilmelerini açıklar. Unutulmamalıdır ki, paylaşılan videolarda helikopterin düşüşünün en fazla son 1,000 - 1,500m kadarı görülüyor. Ancak radar kayıtlarına göre helikopter 4,300m irtifada iken vuruldu. Bu da sınırın Türkiye tarafında (ama sınıra çok yakın) bir noktada vurulup, Suriye tarafının yine sınıra yakın kısmına düşmesini açıklar.
12. Helikopterin uçuş rotası incelendiğinde bunun rutin bir devriye ya da keşif - gözetleme uçuşuna uygun bir profil olduğu görülüyor. Cisr-eş Şugur ve El Yunusiye civarlarında bir görev icra edilmiş, nitekim Suriye Genelkurmayı'nın açıklaması da bu doğrultuda. Burada ilginç olan şey, helikopterin bu tür bir görev için görece yüksek olan irtifası. 4,000 küsür metre, gelişmiş kamera vb ekipman yoksa, sağlıklı bir gözetleme görevi için çok iyi bir irtifa bandı değil. Ancak: - Suriye helikopterinin sınır geçmesi bilinçli bir tercih olabilir. Türkiye'nin reaksiyon süre ve şeklinin ölçülmesi ya da isyancılara karşı bir çeşit takip görevi icra ediliyor olabilir. - Helikopterin uçuş irtifası özellikle bu şekilde seçilmiş olabilir: Örneğin Türkiye'ye "sınır boyunda uçuyorum, burası hala benim kontrolümde" mesajı vermek için. - Tabi en önemlisi, helikopter tüm uçuşu boyunca mı bu irtifada idi, yoksa kademeli olarak alçalıyor ve/veya yükseliyor muydu? Bu sorunun yanıtı önemli. Radar kayıtlarında buna ilişkin bir bilgi bulunmuyor. 13. Helikopter personelinin iltica etmek için özellikle bu kadar yüksekten uçuyor olabileceğine dair bazı iddialar mevcut. Bu, olasılık dışı görünüyor. Zira helikopterin uçuş profili incelendiğinde, sınıra uzun süre paralel uçtuğu, daha sonra aniden ve kısmen paralel şekilde sınır ihlal ettiği görülüyor. İltica amacındaki bir pilot, sınır geçer geçmez o bölgede çok sayıda bulunan karakollardan birinin yakınına iner ve teslim olurdu. Ayrıca sınırı olabildiğince hızlı geçmek için de en kısa yolu seçerdi. Böyle bir durum söz konusu değil. 14. Türkiye, 2012 yılında RF-4ETM uçağının düşürülmesinden hemen sonra angajman kurallarını (Rules of Engagement; ROE) değiştirmiş, sınıra yaklaşan her Suriye hava aracının tehdit olarak değerlendirileceğini ilan etmişti. Bu olay, söz konusu angajman kuralları çerçevesinde gerçekleştirilmiş hızlı ve sert bir tepki olarak değerlendirilebilir. İki ülke arasında bir savaş ya da çatışmayı doğurması olası görünmüyor. Değerlendirme 1. Bu olay iki ülke arasında bir savaşı doğurmaz. 2. Bu olayla, 2012 yılında şehit edilen iki pilotun intikamı alınmış değildir. 3. Olayda, olağanüstü ya da komplo teorilerine malzeme olacak bir durum görünmüyor. 4. Aynı irade ve kararlılığı Ege ve Akdeniz'de görmek istiyorum.
|
|
|||||||||||||||||||||||||||||||