.:: TDV İslâm Ansiklopedisi - DÂRÜLBAĞY ::.

cilt: 08; sayfa: 515
[DÂRÜLBAĞY - Ahmet Özel]


takibata engel teşkil eder. Nitekim aynı sebeple dârülharpte işlenen suçlara da ceza hukuku hükümleri uygulanmaz. Hanbelî, Şâfiî ve Mâlikî mezheplerine göre ise gerek dârülbağy gerekse dârülharpte işlenen suçlar cezayı gerektirir, bu hususta yer ve ülke ayrılığının tesiri yoktur.

BİBLİYOGRAFYA:

Sahnûn, el-Müdevvene, II, 47-48, 50; Mâverdî, el-Ahkâmü’s-sultâniyye, Kahire 1966, s. 61; Ebû Ya‘lâ, el-Ahkâmü’s-sultâniyye, s. 39-40; Şîrâzî, el-Mühezzeb, II, 218-222; Serahsî, el-Mebsût, V, 51; IX, 204; X, 100, 130-136; Kâsânî, BedâǿiǾ, VII, 34, 45, 71, 80, 141-142, 168; İbn Kudâme, el-Mugnî, VII, 351; X, 49-52, 61-62, 68, 70; İbn Abdüsselâm, KavâǾidü’l-ahkâm, Kahire, ts., I, 68, 91; İbnü’l-Hümâm, Fethu’l-kadîr (Kahire), V, 333-342; İbn Hacer el-Heytemî, Tuhfetü’l-muhtâc, Kahire 1315, IX, 69; Haraşî, Şerhu Muhtasarı Halîl, VIII, 60-62; el-Fetâva’l-Hindiyye, II, 149, 283-285; III, 307-308; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, III, 193, 309-313; IV, 305; Haccâvî, el-İknâǾ, Kahire 1351, IV, 292-297; Ahmet Özel, İslâm Hukukunda Ülke Kavramı: Dârulislâm-Dârulharb, İstanbul 1991, s. 203-211.

Ahmet Özel  


DÂRÜLBEDÂYİ

دار البدايع

İstanbul Belediyesi’ne bağlı bugünkü Şehir Tiyatroları’na kuruluşundan 1931 yılına kadar verilen ad.

Aslı Dârü’l-bedâyi-i Osmânî olan ve “güzellikler evi” anlamına gelen bu isim Ali Ekrem (Bolayır) tarafından konulmuştur. Dârülbedâyi 1931’de Şehir Tiyatrosu, semt tiyatroları açıldıktan sonra da Şehir Tiyatroları adını almıştır.

Avrupaî kültüre değer veren İstanbul Belediye Başkanı Cemil Paşa (Topuzlu) ünlü tiyatrocu André Antoine’ı Fransa’dan İstanbul’a getirterek bir konservatuvar kurulmasına ön ayak oldu. 28 Haziran 1914’te İstanbul’a gelen Antoine’ın başında bulunacağı okul bir yandan tiyatro eğitimi, öte yandan da müzik eğitimi yapacaktı. Belediye bütçesinden 12.000 frank ayrılarak üç ay için çağrılan Antoine, kuruluş hazırlıklarıyla birlikte ders programını ve giriş imtihanlarını yaptı. İmtihanlara başvuran 8’i hanım 197 kişi arasında başta Muhsin Ertuğrul olmak üzere Ali Naci (Karacan), Peyami Safa, Halit Fahri (Ozansoy), Behzat Hâki (Butak), Celâl Sahir (Erozan), Emin Beliğ (Belli), Ahmet Muvahhit, İ. Galip (Arcan), Fikret Şadi, Raşit Rıza (Samako) gibi tanınmış kişiler de vardı. Ancak I. Dünya Savaşı’nın çıkması üzerine Antoine, Fransa’nın karşısında yer alan Osmanlı Devleti’nin başşehrinden ayrılmak zorunda kaldı.

Derslerin başlayacağı sırada Antoine’ın gitmesiyle Dârülbedâyi’in açılışı ertelendiyse de onun yardımcısı olan Reşat Rıdvan, Dârülbedâyi teşebbüsünün sonuçsuz kalmaması için kamuoyunda yankı uyandıracak bir açılış töreni düzenlenmesi işine girişti. Aynı yılın kasım ayında düzenlenen törende Türk ve Batı müziğinden örnekler çalınarak açılış yapıldı. Fakat bu başlangıç yeterli olmadı ve kurum kısa bir müddet sonra resmen kapandı. Cemil Paşa’dan sonra belediye başkanı olan İsmet Bey (Canpolat), otuz yedi maddelik bir yönetmelik hazırlatarak konuyu yeniden gündeme getirdi. Yönetmeliğe göre Dârülbedâyi sadece bir okul değil aynı zamanda temsiller verecek bir tiyatro topluluğu olacaktı. Ancak kısa bir süre için verilen derslerden sonra Dârülbedâyi giderek okul hüviyetinden çıktı ve sadece temsiller veren bir tiyatro oldu. Oyunculuk eğitiminden çok oyun hazırlama işine girişildi. Mınakyan’ın denetiminde Şehzadebaşı’ndaki Ferah Sahnesi ile Kuşdili Çayırı Tiyatrosu’nda yedi sekiz oyun birden çalışılmaya başlandı. İlk temsil 20 Ocak 1916 gecesi, Hüseyin Suat’ın (Yalçın) Emile Fabre’dan Çürük Temel adıyla uyarladığı La Maison d’Argile oldu.

1916-1926 arasındaki on yıl, kurumun her an dağılma tehlikesiyle karşılaştığı bunalım dönemidir. Dârülbedâyi’in oynadığı ilk yerli oyun, Halit Fahri’nin (Ozansoy) Baykuş adlı manzum eseriydi. 2 Mart 1917 gecesi seyirci karşısına çıkarılan bu oyunu Muhsin Ertuğrul sahneye koydu ve baş rolü de kendisi üstlendi. Baykuş temsili büyük bir başarı kazanmasına rağmen problemleri çözmeye yeterli olmadı. Kurumun bütçesinde para yoktu, ayrıca yeterli sayıda oyuncuya sahip değildi ve yönetimde şahsî çekişmeler başlamıştı. Üstelik okul niteliğini kaybetmiş olan Dârülbedâyi



Not: Sayfa başlangıcındaki maddenin pdf'sini gösterir