TÜRK CEZA KANUNU
Kanun No. 5237 |
|
Kabul Tarihi : 26.9.2004 |
BİRİNCİ KİTAP
Genel Hükümler
BİRİNCİ KISIM
Temel İlkeler, Tanımlar ve Uygulama Alanı
BİRİNCİ
BÖLÜM
Temel
İlkeler ve Tanımlar
Ceza Kanununun amacı
MADDE 1. - (1) Ceza Kanununun amacı; kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve güvenliğini, hukuk devletini, kamu sağlığını ve çevreyi, toplum barışını korumak, suç işlenmesini önlemektir. Kanunda, bu amacın gerçekleştirilmesi için ceza sorumluluğunun temel esasları ile suçlar, ceza ve güvenlik tedbirlerinin türleri düzenlenmiştir.
Suçta ve cezada kanunîlik ilkesi
MADDE 2. - (1) Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.
(2) İdarenin düzenleyici
işlemleriyle suç ve ceza konulamaz.
(3) Kanunların suç ve ceza
içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren
hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi
MADDE 3. - (1) Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin
ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur.
(2) Ceza Kanununun uygulamasında
kişiler arasında ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, siyasal veya
diğer fikir yahut düşünceleri, felsefi inanç, millî veya sosyal köken, doğum,
ekonomik ve diğer toplumsal konumları yönünden ayrım yapılamaz ve hiçbir
kimseye ayrıcalık tanınamaz.
Kanunun bağlayıcılığı
MADDE 4. - (1) Ceza kanunlarını bilmemek mazeret
sayılmaz.
(2) Ancak sakınamayacağı bir hata nedeniyle kanunu
bilmediği için meşru sanarak bir suç işleyen kimse cezaen sorumlu olmaz.
Özel kanunlarla ilişki
MADDE 5. - (1) Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza
kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.
Tanımlar
MADDE 6. - (1) Ceza kanunlarının uygulanmasında;
a) Vatandaş deyiminden; fiili
işlediği sırada Türk vatandaşı olan kişi,
b) Çocuk deyiminden; henüz
onsekiz yaşını doldurmamış kişi,
c) Kamu görevlisi deyiminden;
kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir
surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi,
d) Yargı görevi yapan
deyiminden; yüksek mahkemeler ve adlî, idarî ve askerî mahkemeler üye ve
hâkimleri ile Cumhuriyet savcısı ve avukatlar,
e) Gece vakti deyiminden;
güneşin batmasından bir saat sonra başlayan ve doğmasından bir saat evvele
kadar devam eden zaman süresi,
f) Silâh deyiminden;
1. Ateşli silâhlar,
2. Patlayıcı maddeler,
3. Saldırı ve savunmada
kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet,
4. Saldırı ve savunma amacıyla
yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer
şeyler,
5. Yakıcı, aşındırıcı,
yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer,
radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler,
g) Basın ve yayın yolu ile
deyiminden; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim
aracıyla yapılan yayınlar,
h) İtiyadi suçlu deyiminden;
kasıtlı bir suçun temel şeklini ya da daha ağır veya daha az cezayı gerektiren
nitelikli şekillerini bir yıl içinde ve farklı zamanlarda ikiden fazla işleyen
kişi,
i) Suçu meslek edinen kişi
deyiminden; kısmen de olsa geçimini suçtan elde ettiği kazançla sağlamaya
alışmış kişi,
j) Örgüt mensubu suçlu
deyiminden; bir suç örgütünü kuran, yöneten, örgüte katılan veya örgüt adına
diğerleriyle birlikte veya tek başına suç işleyen kişi,
Anlaşılır.
İKİNCİ BÖLÜM
Kanunun Uygulama
Alanı
Zaman bakımından uygulama
MADDE 7. - (1) İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna
göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez ve güvenlik
tedbiri uygulanamaz. İşlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç
sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz ve hakkında güvenlik
tedbiri uygulanamaz. Böyle bir ceza veya güvenlik tedbiri hükmolunmuşsa infazı
ve kanunî neticeleri kendiliğinden kalkar.
(2) Suçun işlendiği zaman yürürlükte
bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise,
failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.
(3) Güvenlik tedbirleri
hakkında, infaz rejimi yönünden hüküm zamanında yürürlükte bulunan kanun
uygulanır.
(4) Geçici veya süreli kanunların, yürürlükte bulundukları süre
içinde işlenmiş olan suçlar hakkında uygulanmasına devam edilir.
Yer bakımından uygulama
MADDE 8. - (1) Türkiye'de işlenen suçlar hakkında Türk
kanunları uygulanır. Fiilin kısmen veya tamamen Türkiye'de işlenmesi veya
neticenin Türkiye'de gerçekleşmesi hâlinde suç, Türkiye'de işlenmiş sayılır.
(2) Suç;
a) Türk kara ve hava sahaları
ile Türk karasularında,
b) Açık denizde ve bunun
üzerindeki hava sahasında, Türk deniz ve hava araçlarında veya bu araçlarla,
c) Türk deniz ve hava savaş
araçlarında veya bu araçlarla,
d) Türkiye'nin kıt'a
sahanlığında veya münhasır ekonomik bölgesinde tesis edilmiş sabit
platformlarda veya bunlara karşı,
İşlendiğinde Türkiye'de işlenmiş
sayılır.
Yabancı ülkede hüküm verilmesi
MADDE 9. - (1) Türkiye'de işlediği suçtan dolayı yabancı
ülkede hakkında hüküm verilmiş olan kimse, Türkiye'de yeniden yargılanır.
MADDE 10. - (1) Yabancı ülkede Türkiye namına memuriyet
veya görev üstlenmiş olup da bundan dolayı bir suç işleyen kimse, bu fiile
ilişkin olarak yabancı ülkede hakkında mahkûmiyet hükmü verilmiş bulunsa bile,
Türkiye'de yeniden yargılanır.
Vatandaş tarafından işlenen suç
MADDE 11. - (1) Bir Türk vatandaşı, 13 üncü maddede
yazılı suçlar dışında, Türk kanunlarına göre aşağı sınırı bir yıldan az olmayan
hapis cezasını gerektiren bir suçu yabancı ülkede işlediği ve kendisi
Türkiye'de bulunduğu takdirde, bu suçtan dolayı yabancı ülkede hüküm verilmemiş
olması ve Türkiye'de kovuşturulabilirliğin bulunması koşulu ile Türk
kanunlarına göre cezalandırılır.
(2) Suç, aşağı sınırı bir yıldan
az hapis cezasını gerektirdiğinde yargılama yapılması zarar görenin veya
yabancı hükûmetin şikâyetine bağlıdır. Bu durumda şikâyet, vatandaşın
Türkiye'ye girdiği tarihten itibaren altı ay içinde yapılmalıdır.
Yabancı tarafından işlenen suç
MADDE 12. - (1) Bir yabancı, 13 üncü maddede yazılı
suçlar dışında, Türk kanunlarına göre aşağı sınırı en az bir yıl hapis cezasını
gerektiren bir suçu yabancı ülkede Türkiye'nin zararına işlediği ve kendisi
Türkiye'de bulunduğu takdirde, Türk kanunlarına göre cezalandırılır. Yargılama
yapılması Adalet Bakanının istemine bağlıdır.
(2) Yukarıdaki fıkrada
belirtilen suçun bir Türk vatandaşının veya Türk kanunlarına göre kurulmuş özel
hukuk tüzel kişisinin zararına işlenmesi ve failin Türkiye'de bulunması
hâlinde, bu suçtan dolayı yabancı ülkede hüküm verilmemiş olması koşulu ile
suçtan zarar görenin şikâyeti üzerine fail, Türk kanunlarına göre
cezalandırılır.
(3) Mağdur yabancı ise,
aşağıdaki koşulların varlığı hâlinde fail, Adalet Bakanının istemi ile
yargılanır:
a) Suçun, Türk kanunlarına göre
aşağı sınırı üç yıldan az olmayan hapis cezasını gerektirmesi.
b) Suçluların geri verilmesi
anlaşmasının bulunmaması veya geri verilme isteminin suçun işlendiği ülkenin
veya failin uyruğunda bulunduğu devletin hükûmeti tarafından kabul edilmemiş
olması.
(4) Birinci fıkra kapsamına
giren suçtan dolayı yabancı mahkemece mahkûm edilen veya herhangi bir nedenle
davası veya cezası düşen veya beraat eden yahut suçu kovuşturulabilir olmaktan
çıkan yabancı hakkında Adalet Bakanının istemi üzerine Türkiye'de yeniden yargılama
yapılır.
Diğer suçlar
MADDE 13. - (1) Aşağıdaki suçların, vatandaş veya yabancı
tarafından, yabancı ülkede işlenmesi hâlinde, Türk kanunları uygulanır:
a) İkinci Kitap, Birinci Kısım
altında yer alan suçlar.
b) İkinci Kitap, Dördüncü Kısım
altındaki Üçüncü, Dördüncü, Beşinci, Altıncı, Yedinci ve Sekizinci Bölümlerde
yer alan suçlar.
c) İşkence (madde 94, 95).
d) Çevrenin kasten kirletilmesi
(madde 181).
e) Uyuşturucu veya uyarıcı madde
imal ve ticareti (madde 188), uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını
kolaylaştırma (madde 190).
f) Parada sahtecilik (madde
197), para ve kıymetli damgaları imale yarayan araçların üretimi ve ticareti
(madde 200), mühürde sahtecilik (madde 202).
g) Fuhuş (madde 227).
h) Rüşvet (madde 252).
i) Deniz, demiryolu veya havayolu
ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması (madde 223, fıkra 2, 3) ya da
bu araçlara karşı işlenen zarar verme (madde 152) suçları.
(2) Birinci fıkranın (a) ve (b)
bentlerinde yazılı suçlar dolayısıyla yabancı bir ülkede mahkûmiyet veya beraat
kararı verilmiş olsa bile, Adalet Bakanının talebi üzerine Türkiye'de yargılama
yapılır.
Seçimlik cezalarda soruşturma
MADDE 14. - (1) 11 ve 12 nci maddelerde belirtilen
hâllerde, soruşturma konusu suçun yer aldığı kanun maddesinde hapis cezası ile
adlî para cezasından birinin uygulanması seçimlik sayılmış ise soruşturma veya
kovuşturma açılmaz.
Soruşturma koşulu olan cezanın hesaplanması
MADDE 15. - (1) Miktarının soruşturma koşulu oluşturduğu
hâllerde ceza, soruşturma evresinde ileri sürülen kanunî ağırlaştırıcı
nedenlerin aşağı sınırı ve kanunî hafifletici nedenlerin yukarı sınırı göz
önünde bulundurularak hesaplanır.
MADDE 16. - (1) Nerede işlenmiş olursa olsun bir suçtan
dolayı, yabancı ülkede gözaltında, gözlem altında, tutuklulukta veya
hükümlülükte geçen süre, aynı suçtan dolayı Türkiye'de verilecek cezadan mahsup
edilir.
Hak yoksunlukları
MADDE 17. - (1) Yukarıdaki maddelerde açıklanan hâllerde
mahkeme, yabancı mahkemelerden verilen ve Türk hukuk düzenine aykırı düşmeyen
hükmün, Türk kanunlarına göre bir haktan yoksunluğu gerektirmesi hâlinde,
Cumhuriyet savcısının istemi üzerine Türk kanunlarındaki sonuçlarının geçerli
olmasına karar verir.
MADDE 18. - (1) Yabancı bir ülkede işlenen veya işlendiği
iddia edilen bir suç nedeniyle hakkında ceza kovuşturması başlatılan veya
mahkûmiyet kararı verilmiş olan bir yabancı, talep üzerine, kovuşturmanın
yapılabilmesi veya hükmedilen cezanın infazı amacıyla geri verilebilir. Ancak,
geri verme talebine esas teşkil eden fiil;
a) Türk kanunlarına göre suç
değilse,
b) Düşünce suçu veya siyasî ya
da askerî suç niteliğinde ise,
c) Türkiye Devletinin
güvenliğine karşı, Türkiye Devletinin veya bir Türk vatandaşının ya da Türk
kanunlarına göre kurulmuş bir tüzel kişinin zararına işlenmişse,
d) Türkiye'nin yargılama
yetkisine giren bir suç ise,
e) Zamanaşımına veya affa
uğramış ise,
Geri verme talebi kabul edilmez.
(2) Uluslararası Ceza Divanına
taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere, vatandaş suç
sebebiyle yabancı bir ülkeye verilemez.
(3) Kişinin, talep eden devlete
geri verilmesi hâlinde ırkı, dini, vatandaşlığı, belli bir sosyal gruba
mensubiyeti veya siyasî görüşleri nedeniyle kovuşturulacağına veya
cezalandırılacağına ya da işkence ve kötü muameleye maruz kalacağına dair
kuvvetli şüphe sebepleri varsa, talep kabul edilmez.
(4) Kişinin bulunduğu yer ağır
ceza mahkemesi, geri verme talebi hakkında bu madde ve Türkiye'nin taraf olduğu
ilgili uluslararası sözleşme hükümlerine göre karar verir. Bu karara karşı
temyiz yoluna başvurulabilir.
(5) Mahkeme geri verme talebinin
kabul edilebilir olduğuna karar verirse, bu kararın yerine getirilip
getirilmemesi Bakanlar Kurulunun takdirine bağlıdır.
(6) Geri verilmesi istenen kişi
hakkında koruma tedbirlerine başvurulmasına, Türkiye'nin taraf olduğu ilgili
uluslararası sözleşme hükümlerine göre karar verilebilir.
(7) Geri verme talebinin kabul
edilebilir olduğuna karar verilmesi hâlinde, ayrıca Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanunu hükümlerine göre tutuklama kararı verilebilir veya diğer koruma
tedbirlerine başvurulabilir.
(8) Geri verme hâlinde, kişi ancak geri verme kararına dayanak
teşkil eden suçlardan dolayı yargılanabilir veya mahkûm olduğu ceza infaz
edilebilir.
Yabancı kanunun göz önünde bulundurulması
MADDE 19. - (1) Türkiye'nin egemenlik alanı dışında
işlenen suçlar dolayısıyla Türkiye'de yargılama yapılırken, Türk kanununa göre
verilecek olan ceza, suçun işlendiği ülke kanununda öngörülen cezanın üst
sınırından fazla olamaz.
(2) Ancak suçun;
a) Türkiye'nin güvenliğine karşı
veya zararına olarak,
b) Türk vatandaşına karşı ya da
Türk kanunlarına göre kurulmuş özel hukuk tüzel kişisi zararına olarak,
İşlenmesi durumunda, yukarıdaki
fıkra hükmü uygulanmaz.
İKİNCİ KISIM
Ceza Sorumluluğunun Esasları
BİRİNCİ BÖLÜM
Ceza Sorumluluğunun
Şahsîliği, Kast ve Taksir
Ceza sorumluluğunun şahsîliği
MADDE 20. - (1) Ceza sorumluluğu şahsîdir. Kimse
başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz.
(2) Tüzel kişiler hakkında ceza
yaptırımı uygulanamaz. Ancak, suç dolayısıyla kanunda öngörülen güvenlik
tedbiri niteliğindeki yaptırımlar saklıdır.
Kast
MADDE 21. - (1) Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır.
Kast, suçun kanunî tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek
gerçekleştirilmesidir.
(2) Kişinin, suçun kanunî tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi hâlinde olası kast vardır. Bu hâlde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda müebbet hapis cezasına, müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur; diğer suçlarda ise temel ceza üçte birden yarısına kadar indirilir.
Taksir
MADDE 22. - (1) Taksirle işlenen fiiller, kanunun açıkça
belirttiği hâllerde cezalandırılır.
(2) Taksir, dikkat ve özen
yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanunî tanımında
belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir.
(3) Kişinin öngördüğü neticeyi
istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi hâlinde bilinçli taksir vardır;
bu hâlde taksirli suça ilişkin ceza üçte birden yarısına kadar artırılır.
(4) Taksirle işlenen suçtan
dolayı verilecek olan ceza failin kusuruna göre belirlenir.
(5) Birden fazla kişinin
taksirle işlediği suçlarda, herkes kendi kusurundan dolayı sorumlu olur. Her
failin cezası kusuruna göre ayrı ayrı belirlenir.
(6) Taksirli hareket sonucu
neden olunan netice, münhasıran failin kişisel ve ailevî durumu bakımından,
artık bir cezanın hükmedilmesini gereksiz kılacak derecede mağdur olmasına yol
açmışsa ceza verilmez; bilinçli taksir hâlinde verilecek ceza yarıdan altıda
bire kadar indirilebilir.
Netice sebebiyle ağırlaşmış suç
MADDE 23. - (1) Bir fiilin, kastedilenden daha ağır veya
başka bir neticenin oluşumuna sebebiyet vermesi hâlinde, kişinin bundan dolayı
sorumlu tutulabilmesi için bu netice bakımından en azından taksirle hareket
etmesi gerekir.
İKİNCİ BÖLÜM
Ceza Sorumluluğunu
Kaldıran veya Azaltan Nedenler
Kanunun hükmü ve amirin emri
MADDE 24. - (1) Kanunun hükmünü yerine getiren kimseye
ceza verilmez.
(2) Yetkili bir merciden
verilip, yerine getirilmesi görev gereği zorunlu olan bir emri uygulayan
sorumlu olmaz.
(3) Konusu suç teşkil eden emir
hiçbir surette yerine getirilemez. Aksi takdirde yerine getiren ile emri veren
sorumlu olur.
(4) Emrin, hukuka uygunluğunun
denetlenmesinin kanun tarafından engellendiği hâllerde, yerine getirilmesinden
emri veren sorumlu olur.
Meşru savunma ve zorunluluk hâli
MADDE 25. - (1) Gerek kendisine ve gerek başkasına ait
bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan
haksız bir saldırıyı o anda hâl ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde
defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.
(2) Gerek kendisine gerek
başkasına ait bir hakka yönelik olup, bilerek neden olmadığı ve başka suretle
korunmak olanağı bulunmayan ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak veya
başkasını kurtarmak zorunluluğu ile ve tehlikenin ağırlığı ile konu ve
kullanılan vasıta arasında orantı bulunmak koşulu ile işlenen fiillerden dolayı
faile ceza verilmez.
Hakkın kullanılması ve ilgilinin rızası
MADDE 26. - (1) Hakkını kullanan kimseye ceza verilmez.
(2) Kişinin üzerinde mutlak
surette tasarruf edebileceği bir hakkına ilişkin olmak üzere, açıkladığı rızası
çerçevesinde işlenen fiilden dolayı kimseye ceza verilmez.
MADDE 27. - (1) Ceza sorumluluğunu kaldıran nedenlerde
sınırın kast olmaksızın aşılması hâlinde, fiil taksirle işlendiğinde de
cezalandırılıyorsa, taksirli suç için kanunda yazılı cezanın altıda birinden
üçte birine kadarı indirilerek hükmolunur.
(2) Meşru savunmada sınırın
aşılması mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaştan ileri gelmiş ise
faile ceza verilmez.
Cebir ve şiddet, korkutma ve tehdit
MADDE 28. - (1) Karşı koyamayacağı veya kurtulamayacağı
cebir ve şiddet veya muhakkak ve ağır bir korkutma veya tehdit sonucu suç
işleyen kimseye ceza verilmez. Bu gibi hâllerde cebir ve şiddet, korkutma ve
tehdidi kullanan kişi suçun faili sayılır.
Haksız tahrik
MADDE 29. - (1) Haksız bir fiilin meydana getirdiği
hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış
müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis
cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer
hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.
Hata
MADDE 30. - (1) Fiilin icrası sırasında suçun kanunî
tanımındaki maddî unsurları bilmeyen bir kimse, kasten hareket etmiş olmaz. Bu
hata dolayısıyla taksirli sorumluluk hâli saklıdır.
(2) Bir suçun daha ağır veya
daha az cezayı gerektiren nitelikli hâllerinin gerçekleştiği hususunda hataya
düşen kişi, bu hatasından yararlanır.
(3) Ceza sorumluluğunu kaldıran
veya azaltan nedenlere ait koşulların gerçekleştiği hususunda kaçınılmaz bir
hataya düşen kişi, bu hatasından yararlanır.
Yaş küçüklüğü
MADDE 31. - (1) Fiili işlediği sırada oniki yaşını
doldurmamış olan çocukların ceza sorumluluğu yoktur. Bu kişiler hakkında, ceza
kovuşturması yapılamaz; ancak, çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir.
(2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanların işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması hâlinde ceza sorumluluğu yoktur. Ancak bu kişiler hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. İşlediği fiili algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin varlığı hâlinde, bu kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde dokuz yıldan oniki yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde yedi yıldan dokuz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların üçte ikisi indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası altı yıldan fazla olamaz.
(3) Fiili işlediği sırada onbeş
yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında suç,
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde ondört yıldan
yirmi yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde dokuz yıldan oniki
yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların yarısı indirilir ve bu
hâlde her fiil için verilecek hapis cezası sekiz yıldan fazla olamaz.
Akıl hastalığı
MADDE 32. - (1) Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez. Ancak, bu kişiler hakkında güvenlik tedbirine hükmolunur.
(2) Birinci fıkrada yazılı
derecede olmamakla birlikte işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını
yönlendirme yeteneği azalmış olan kişiye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
yerine yirmibeş yıl, müebbet hapis cezası yerine yirmi yıl hapis cezası
verilir. Diğer hâllerde verilecek ceza, altıda birden fazla olmamak üzere
indirilebilir. Mahkûm olunan ceza, süresi aynı olmak koşuluyla, kısmen veya
tamamen, akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da uygulanabilir.
Sağır ve dilsizlik
MADDE 33. - (1) Bu Kanunun, fiili işlediği sırada oniki
yaşını doldurmamış olan çocuklara ilişkin hükümleri, onbeş yaşını doldurmamış
olan sağır ve dilsizler hakkında; oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını
doldurmamış olanlara ilişkin hükümleri, onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz
yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında; onbeş yaşını doldurmuş
olup da onsekiz yaşını doldurmamış olanlara ilişkin hükümleri, onsekiz yaşını
doldurmuş olup da yirmibir yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında
da uygulanır.
MADDE 34. - (1) Geçici bir nedenle ya da irade dışı
alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve
sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını
yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez.
(2) İradî olarak alınan alkol
veya uyuşturucu madde etkisinde suç işleyen kişi hakkında birinci fıkra hükmü
uygulanmaz.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Suça Teşebbüs
Suça teşebbüs
MADDE 35. - (1) Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu
elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan
nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur.
(2) Suça teşebbüs hâlinde fail,
meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre, ağırlaştırılmış müebbet
hapis cezası yerine onüç yıldan yirmi yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine
dokuz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Diğer hâllerde
verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.
Gönüllü vazgeçme
MADDE 36. - (1) Fail, suçun icra hareketlerinden gönüllü
vazgeçer veya kendi çabalarıyla suçun tamamlanmasını veya neticenin
gerçekleşmesini önlerse, teşebbüsten dolayı cezalandırılmaz; fakat tamam olan
kısım esasen bir suç oluşturduğu takdirde, sadece o suça ait ceza ile
cezalandırılır.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Suça İştirak
Faillik
MADDE 37. - (1) Suçun kanunî tanımında yer alan fiili
birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur.
(2) Suçun işlenmesinde bir
başkasını araç olarak kullanan kişi de fail olarak sorumlu tutulur. Kusur
yeteneği olmayanları suçun işlenmesinde araç olarak kullanan kişinin cezası,
üçte birden yarısına kadar artırılır.
Azmettirme
MADDE 38. - (1) Başkasını suç işlemeye azmettiren kişi,
işlenen suçun cezası ile cezalandırılır.
(2) Üstsoy ve altsoy
ilişkisinden doğan nüfuz kullanılmak suretiyle suça azmettirme hâlinde,
azmettirenin cezası üçte birden yarısına kadar artırılır. Çocukların suça
azmettirilmesi hâlinde, bu fıkra hükmüne göre cezanın artırılabilmesi için
üstsoy ve altsoy ilişkisinin varlığı aranmaz.
(3) Azmettirenin belli olmaması
hâlinde, kim olduğunun ortaya çıkmasını sağlayan fail veya diğer suç ortağı
hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi yıldan yirmibeş yıla
kadar, müebbet hapis cezası yerine onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezasına
hükmolunabilir. Diğer hâllerde verilecek cezada, üçte bir oranında indirim
yapılabilir.
Yardım etme
MADDE 39. - (1) Suçun işlenmesine yardım eden kişiye,
işlenen suçun ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirmesi hâlinde,
onbeş yıldan yirmi yıla; müebbet hapis cezasını gerektirmesi hâlinde, on yıldan
onbeş yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde cezanın yarısı indirilir.
Ancak, bu durumda verilecek ceza sekiz yılı geçemez.
(2) Aşağıdaki hâllerde kişi
işlenen suçtan dolayı yardım eden sıfatıyla sorumlu olur:
a) Suç işlemeye teşvik etmek
veya suç işleme kararını kuvvetlendirmek veya fiilin işlenmesinden sonra
yardımda bulunacağını vaat etmek.
b) Suçun nasıl işleneceği
hususunda yol göstermek veya fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak.
c) Suçun işlenmesinden önce veya
işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak.
Bağlılık kuralı
MADDE 40. - (1) Suça iştirak için kasten ve hukuka aykırı
işlenmiş bir fiilin varlığı yeterlidir. Suçun işlenişine iştirak eden her kişi,
diğerinin cezalandırılmasını önleyen kişisel nedenler göz önünde
bulundurulmaksızın kendi kusurlu fiiline göre cezalandırılır.
(2) Özgü suçlarda, ancak özel
faillik niteliğini taşıyan kişi fail olabilir. Bu suçların işlenişine iştirak
eden diğer kişiler ise azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulur.
(3) Suça iştirakten dolayı
sorumlu tutulabilmek için ilgili suçun en azından teşebbüs aşamasına varmış
olması gerekir.
İştirak hâlinde işlenen suçlarda gönüllü vazgeçme
MADDE 41. - (1) İştirak hâlinde işlenen suçlarda, sadece
gönüllü vazgeçen suç ortağı, gönüllü vazgeçme hükümlerinden yararlanır.
(2) Suçun;
a) Gönüllü vazgeçenin gösterdiği
gayreti dışında başka bir sebeple işlenmemiş olması,
b) Gönüllü vazgeçenin bütün
gayretine rağmen işlenmiş olması,
Hâllerinde de gönüllü vazgeçme
hükümleri uygulanır.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Suçların İçtimaı
Bileşik suç
MADDE 42. - (1) Biri diğerinin unsurunu veya
ağırlaştırıcı nedenini oluşturması dolayısıyla tek fiil sayılan suça bileşik
suç denir. Bu tür suçlarda içtima hükümleri uygulanmaz.
Zincirleme suç
MADDE 43. - (1) Bir suç işleme kararının icrası
kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla
işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden
dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az
cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır.
(2) Aynı suçun birden fazla
kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü
uygulanır.
(3) Kasten öldürme, kasten
yaralama, işkence, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı ve yağma
suçlarında bu madde hükümleri uygulanmaz.
Fikrî içtima
MADDE 44. - (1) İşlediği bir fiil ile birden fazla farklı
suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren
suçtan dolayı cezalandırılır.
ÜÇÜNCÜ KISIM
Yaptırımlar
BİRİNCİ BÖLÜM
Cezalar
Cezalar
MADDE 45. - (1) Suç karşılığında uygulanan yaptırım
olarak cezalar, hapis ve adlî para cezalarıdır.
MADDE 46. - (1) Hapis cezaları şunlardır:
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezası.
b) Müebbet hapis cezası.
c) Süreli hapis cezası.
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
MADDE 47. - (1) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
hükümlünün hayatı boyunca devam eder, kanun ve tüzükte belirtilen sıkı güvenlik
rejimine göre çektirilir.
MADDE 48. - (1) Müebbet hapis cezası, hükümlünün hayatı
boyunca devam eder.
MADDE 49. - (1) Süreli hapis cezası, kanunda aksi
belirtilmeyen hâllerde bir aydan az, yirmi yıldan fazla olamaz.
(2) Hükmedilen bir yıl veya daha
az süreli hapis cezası, kısa süreli hapis cezasıdır.
MADDE 50. - (1) Kısa süreli hapis cezası, suçlunun
kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa
ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre;
a) Adlî para cezasına,
b) Mağdurun veya kamunun
uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle,
tamamen giderilmesine,
c) En az iki yıl süreyle, bir
meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkânı da
bulunan bir eğitim kurumuna devam etmeye,
d) Mahkûm olunan cezanın
yarısından bir katına kadar süreyle, belirli yerlere gitmekten veya belirli
etkinlikleri yapmaktan yasaklanmaya,
e) Sağladığı hak ve yetkiler
kötüye kullanılmak suretiyle veya gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne
aykırı davranılarak suç işlenmiş olması durumunda; mahkûm olunan cezanın
yarısından bir katına kadar süreyle, ilgili ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri
alınmasına, belli bir meslek ve sanatı yapmaktan yasaklanmaya,
f) Mahkûm olunan cezanın
yarısından bir katına kadar süreyle ve gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı
bir işte çalıştırılmaya,
Çevrilebilir.
(2) Suç tanımında hapis cezası
ile adlî para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hâllerde, hapis cezasına
hükmedilmişse; bu ceza artık adlî para cezasına çevrilmez.
(3) Daha önce hapis cezasına
mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli
hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya
altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az
süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine
çevrilir.
(4) Taksirli suçlardan dolayı
hükmolunan hapis cezası uzun süreli de olsa; bu ceza, diğer koşulların varlığı
hâlinde, birinci fıkranın (a) bendine göre adlî para cezasına çevrilebilir.
Ancak, bu hüküm, bilinçli taksir hâlinde uygulanmaz.
(5) Uygulamada asıl mahkûmiyet,
bu madde hükümlerine göre çevrilen adlî para cezası veya tedbirdir.
(6) Hüküm kesinleştikten sonra
Cumhuriyet savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek
yaptırımın gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da
devam edilmemesi hâlinde, hükmü veren mahkeme kısa süreli hapis cezasının
tamamen veya kısmen infazına karar verir ve bu karar derhâl infaz edilir. Bu
durumda, beşinci fıkra hükmü uygulanmaz.
(7) Hükmedilen seçenek tedbirin hükümlünün elinde olmayan nedenlerle yerine getirilememesi durumunda, hükmü veren mahkemece tedbir değiştirilir.
Hapis cezasının ertelenmesi
MADDE 51. - (1) İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha
az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir. Bu
sürenin üst sınırı, fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya
altmışbeş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından üç yıldır. Ancak, erteleme
kararının verilebilmesi için kişinin;
a) Daha önce kasıtlı bir suçtan
dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması,
b) Suçu işledikten sonra
yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği
konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması,
Gerekir.
(2) Cezanın ertelenmesi,
mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hâle getirme
veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşuluna bağlı tutulabilir. Bu
durumda, koşul gerçekleşinceye kadar cezanın infaz kurumunda çektirilmesine
devam edilir. Koşulun yerine getirilmesi hâlinde, hâkim kararıyla hükümlü infaz
kurumundan derhâl salıverilir.
(3) Cezası ertelenen hükümlü
hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi
belirlenir. Bu sürenin alt sınırı, mahkûm olunan ceza süresinden az olamaz.
(4) Denetim süresi içinde;
a) Bir meslek veya sanat sahibi
olmayan hükümlünün, bu amaçla bir eğitim programına devam etmesine,
b) Bir meslek veya sanat sahibi
hükümlünün, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra
eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,
c) Onsekiz yaşından küçük olan
hükümlülerin, bir meslek veya sanat edinmelerini sağlamak amacıyla,
gerektiğinde barınma imkânı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmesine,
Mahkemece karar verilebilir.
(5) Mahkeme, denetim süresi
içinde hükümlüye rehberlik edecek bir uzman kişiyi görevlendirebilir. Bu kişi,
kötü alışkanlıklardan kurtulmasını ve sorumluluk bilinciyle iyi bir hayat
sürmesini temin hususunda hükümlüye öğütte bulunur; eğitim gördüğü kurum
yetkilileri veya nezdinde çalıştığı kişilerle görüşerek, istişarelerde bulunur;
hükümlünün davranışları, sosyal uyumu ve sorumluluk bilincindeki gelişme
hakkında üçer aylık sürelerle rapor düzenleyerek hâkime verir.
(6) Mahkeme, hükümlünün
kişiliğini ve sosyal durumunu göz önünde bulundurarak, denetim süresinin
herhangi bir yükümlülük belirlemeden veya uzman kişi görevlendirmeden
geçirilmesine de karar verebilir.
(7) Hükümlünün denetim süresi
içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, hâkimin
uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi hâlinde; ertelenen cezanın kısmen veya
tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilir.
(8) Denetim süresi
yükümlülüklere uygun veya iyi hâlli olarak geçirildiği takdirde, ceza infaz
edilmiş sayılır.
Adlî para cezası
MADDE 52. - (1) Adlî para cezası, beş günden az ve
kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere
belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile
çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine
ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz
Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin
ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.
(3) Kararda, adlî para cezasının
belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir
edilen miktar ayrı ayrı gösterilir.
(4) Hâkim, ekonomik ve şahsî
hâllerini göz önünde bulundurarak, kişiye adlî para cezasını ödemesi için
hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil
verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler hâlinde ödenmesine de karar
verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz.
Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi hâlinde geri kalan kısmın
tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceği
belirtilir.
İKİNCİ BÖLÜM
Güvenlik Tedbirleri
Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma
MADDE 53. - (1) Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı
hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak;
a) Sürekli, süreli veya geçici
bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi
üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi
altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tâbi bütün
memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten,
b) Seçme ve seçilme ehliyetinden
ve diğer siyasî hakları kullanmaktan,
c) Velayet hakkından; vesayet
veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,
d) Vakıf, dernek, sendika,
şirket, kooperatif ve siyasî parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya
denetçisi olmaktan,
e) Bir kamu kurumunun veya kamu
kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tâbi bir meslek veya sanatı,
kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten,
Yoksun bırakılır.
(2) Kişi, işlemiş bulunduğu suç
dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu
hakları kullanamaz.
(3) Mahkûm olduğu hapis cezası
ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet,
vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri
uygulanmaz. Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen hükümlü hakkında birinci
fıkranın (e) bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğunun uygulanmamasına karar
verilebilir.
(4) Kısa süreli hapis cezası
ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler
hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.
(5) Birinci fıkrada sayılan hak
ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla
hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde, ayrıca, cezanın infazından sonra işlemek
üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin
kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Bu hak ve yetkilerden birinin
kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla sadece adlî para
cezasına mahkûmiyet hâlinde, hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir
katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir.
Hükmün kesinleşmesiyle icraya konan yasaklama ile ilgili süre, adlî para
cezasının tamamen infazından itibaren işlemeye başlar.
(6) Belli bir meslek veya
sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne
aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet hâlinde, üç aydan az
ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının
yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebilir.
Yasaklama ve geri alma hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ve süre, cezanın
tümüyle infazından itibaren işlemeye başlar.
Eşya müsaderesi
MADDE 54. - (1) İyiniyetli üçüncü kişilere ait olmamak
koşuluyla, kasıtlı bir suçun işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine
tahsis edilen ya da suçtan meydana gelen eşyanın müsaderesine hükmolunur. Suçun
işlenmesinde kullanılmak üzere hazırlanan eşya, kamu güvenliği, kamu sağlığı
veya genel ahlâk açısından tehlikeli olması durumunda müsadere edilir.
(2) Birinci fıkra kapsamına
giren eşyanın, ortadan kaldırılması, elden çıkarılması, tüketilmesi veya
müsaderesinin başka bir surette imkânsız kılınması hâlinde; bu eşyanın değeri
kadar para tutarının müsaderesine karar verilir.
(3) Suçta kullanılan eşyanın
müsadere edilmesinin işlenen suça nazaran daha ağır sonuçlar doğuracağı ve bu
nedenle hakkaniyete aykırı olacağı anlaşıldığında, müsaderesine
hükmedilmeyebilir.
(4) Üretimi, bulundurulması,
kullanılması, taşınması, alım ve satımı suç oluşturan eşya, müsadere edilir.
(5) Bir şeyin sadece bazı
kısımlarının müsaderesi gerektiğinde, tümüne zarar verilmeksizin bu kısmı
ayırmak olanaklı ise, sadece bu kısmın müsaderesine karar verilir.
(6) Birden fazla kişinin paydaş
olduğu eşya ile ilgili olarak, sadece suça iştirak eden kişinin payının
müsaderesine hükmolunur.
Kazanç müsaderesi
MADDE 55. - (1) Suçun işlenmesi ile elde edilen veya
suçun konusunu oluşturan ya da suçun işlenmesi için sağlanan maddî menfaatler
ile bunların değerlendirilmesi veya dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan ekonomik
kazançların müsaderesine karar verilir. Bu fıkra hükmüne göre müsadere kararı
verilebilmesi için maddî menfaatin suçun mağduruna iade edilememesi gerekir.
(2) Müsadere konusu eşya veya
maddî menfaatlere elkonulamadığı veya bunların merciine teslim edilmediği
hâllerde, bunların karşılığını oluşturan değerlerin müsaderesine hükmedilir.
Çocuklara özgü güvenlik tedbirleri
MADDE 56. - (1) Çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin
neler olduğu ve ne suretle uygulanacakları ilgili kanunda gösterilir.
Akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirleri
MADDE 57. - (1) Fiili işlediği sırada akıl hastası olan
kişi hakkında, koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilir.
Hakkında güvenlik tedbirine hükmedilen akıl hastaları, yüksek güvenlikli sağlık
kurumlarında koruma ve tedavi altına alınırlar.
(2) Hakkında güvenlik tedbirine
hükmedilmiş olan akıl hastası, yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca
düzenlenen raporda toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalktığının veya
önemli ölçüde azaldığının belirtilmesi üzerine mahkeme veya hâkim kararıyla
serbest bırakılabilir.
(3) Sağlık kurulu raporunda,
akıl hastalığının ve işlenen fiilin niteliğine göre, güvenlik bakımından
kişinin tıbbî kontrol ve takibinin gerekip gerekmediği, gerekiyor ise, bunun
süre ve aralıkları belirtilir.
(4) Tıbbî kontrol ve takip,
raporda gösterilen süre ve aralıklarla, Cumhuriyet savcılığınca bu kişilerin
teknik donanımı ve yetkili uzmanı olan sağlık kuruluşuna gönderilmeleri ile
sağlanır.
(5) Tıbbî kontrol ve takipte,
kişinin akıl hastalığı itibarıyla toplum açısından tehlikeliliğinin arttığı
anlaşıldığında, hazırlanan rapora dayanılarak, yeniden koruma ve tedavi amaçlı
olarak güvenlik tedbirine hükmedilir. Bu durumda, bir ve devamı fıkralarda
belirlenen işlemler tekrarlanır.
(6) İşlediği fiille ilgili
olarak hastalığı yüzünden davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişi
hakkında birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre yerleştirildiği yüksek
güvenlikli sağlık kuruluşunda düzenlenen kurul raporu üzerine, mahkûm olduğu
hapis cezası, süresi aynı kalmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, mahkeme
kararıyla akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da uygulanabilir.
(7) Suç işleyen alkol ya da
uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlısı kişilerin, güvenlik tedbiri olarak,
alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlılarına özgü sağlık kuruluşunda
tedavi altına alınmasına karar verilir. Bu kişilerin tedavisi, alkol ya da
uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlılığından kurtulmalarına kadar devam eder.
Bu kişiler, yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca bu yönde düzenlenecek
rapor üzerine mahkeme veya hâkim kararıyla serbest bırakılabilir.
Suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular
MADDE 58. - (1) Önceden işlenen suçtan dolayı verilen
hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi hâlinde, tekerrür hükümleri
uygulanır. Bunun için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez.
(2) Tekerrür hükümleri, önceden
işlenen suçtan dolayı;
a) Beş yıldan fazla süreyle
hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren
beş yıl,
b) Beş yıl veya daha az süreli
hapis ya da adlî para cezasına mahkûmiyet hâlinde, bu cezanın infaz edildiği
tarihten itibaren üç yıl,
Geçtikten sonra işlenen suçlar
dolayısıyla uygulanmaz.
(3) Tekerrür hâlinde, sonraki
suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adlî para cezası
öngörülmüşse, hapis cezasına hükmolunur.
(4) Kasıtlı suçlarla taksirli
suçlar ve sırf askerî suçlarla diğer suçlar arasında tekerrür hükümleri
uygulanmaz. Kasten öldürme, kasten yaralama, yağma, dolandırıcılık, uyuşturucu
veya uyarıcı madde imal ve ticareti ile parada veya kıymetli damgada sahtecilik
suçları hariç olmak üzere; yabancı ülke mahkemelerinden verilen hükümler
tekerrüre esas olmaz.
(5) Fiili işlediği sırada
onsekiz yaşını doldurmamış olan kişilerin işlediği suçlar dolayısıyla tekerrür
hükümleri uygulanmaz.
(6) Tekerrür hâlinde hükmolunan
ceza, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilir. Ayrıca, mükerrir
hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.
(7) Mahkûmiyet kararında,
hükümlü hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra
denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı belirtilir.
(8) Mükerrirlerin mahkûm olduğu
cezanın infazı ile denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması, kanunda
gösterilen şekilde yapılır.
(9) Mükerrirlere özgü infaz
rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin, itiyadi
suçlu, suçu meslek edinen kişi veya örgüt mensubu suçlu hakkında da uygulanmasına
hükmedilir.
Sınır dışı edilme
MADDE 59. - (1) İşlediği suç nedeniyle iki yıl veya daha
fazla süreyle hapis cezasına mahkûm edilen yabancının, cezasının infazından
sonra derhâl sınır dışı edilmesine de hükmolunur.
Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirleri
MADDE 60. - (1) Bir kamu kurumunun verdiği izne dayalı
olarak faaliyette bulunan özel hukuk tüzel kişisinin organ veya temsilcilerinin
iştirakiyle ve bu iznin verdiği yetkinin kötüye kullanılması suretiyle tüzel
kişi yararına işlenen kasıtlı suçlardan mahkûmiyet hâlinde, iznin iptaline
karar verilir.
(2) Müsadere hükümleri, yararına
işlenen suçlarda özel hukuk tüzel kişileri hakkında da uygulanır.
(3) Yukarıdaki fıkralar
hükümlerinin uygulanmasının işlenen fiile nazaran daha ağır sonuçlar ortaya
çıkarabileceği durumlarda, hâkim bu tedbirlere hükmetmeyebilir.
(4) Bu madde hükümleri kanunun
ayrıca belirttiği hâllerde uygulanır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Cezanın Belirlenmesi
ve Bireyselleştirilmesi
Cezanın belirlenmesi
MADDE 61. - (1) Hâkim, somut olayda;
a) Suçun işleniş biçimini,
b) Suçun işlenmesinde kullanılan
araçları,
c) Suçun işlendiği zaman ve
yeri,
d) Suçun konusunun önem ve
değerini,
e) Meydana gelen zarar veya
tehlikenin ağırlığını,
f) Failin kast veya taksire
dayalı kusurunun ağırlığını,
g) Failin güttüğü amaç ve saiki,
Göz önünde bulundurarak, işlenen
suçun kanunî tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel
cezayı belirler.
(2) Suçun olası kastla ya da
bilinçli taksirle işlenmesi nedeniyle indirim veya artırım, birinci fıkra
hükmüne göre belirlenen ceza üzerinden yapılır.
(3) Birinci fıkrada belirtilen
hususların suçun unsurunu oluşturduğu hâllerde, bunlar temel cezanın
belirlenmesinde ayrıca göz önünde bulundurulmaz.
(4) Bir suçun temel şekline
nazaran daha ağır veya daha az cezayı gerektiren birden fazla nitelikli
hâllerin gerçekleşmesi durumunda; temel cezada önce artırma sonra indirme
yapılır.
(5) Yukarıdaki fıkralara göre
belirlenen ceza üzerinden sırasıyla teşebbüs, iştirak, zincirleme suç, haksız
tahrik, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ve cezada indirim yapılmasını gerektiren
şahsî sebeplere ilişkin hükümler ile takdiri indirim nedenleri uygulanarak
sonuç ceza belirlenir.
(6) Hapis cezasının süresi gün,
ay ve yıl hesabıyla belirlenir. Bir gün, yirmidört saat; bir ay, otuz gündür.
Yıl, resmî takvime göre hesap edilir. Hapis cezası için bir günün, adlî para
cezası için bir Türk Lirasının artakalanı hesaba katılmaz ve bu cezalar infaz
edilmez.
(7) Kanunda açıkça yazılmış
olmadıkça cezalar ne artırılabilir, ne eksiltilebilir, ne de değiştirilebilir.
Takdiri indirim nedenleri
MADDE 62. - (1) Fail yararına cezayı hafifletecek takdiri
nedenlerin varlığı hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine,
müebbet hapis; müebbet hapis cezası yerine, yirmibeş yıl hapis cezası verilir.
Diğer cezaların beşte birine kadarı indirilir.
(2) Takdiri indirim nedeni
olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama
sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri
gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir. Takdiri indirim nedenleri kararda
gösterilir.
Mahsup
MADDE 63. - (1) Hüküm kesinleşmeden önce gerçekleşen ve
şahsî hürriyeti sınırlama sonucunu doğuran bütün hâller nedeniyle geçirilmiş
süreler, hükmolunan hapis cezasından indirilir. Adlî para cezasına hükmedilmesi
durumunda, bir gün yüz Türk Lirası sayılmak üzere, bu cezadan indirim yapılır.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Dava ve Cezanın
Düşürülmesi
Sanığın veya hükümlünün ölümü
MADDE 64. - (1) Sanığın ölümü hâlinde kamu davasının
düşürülmesine karar verilir. Ancak, niteliği itibarıyla müsadereye tâbi eşya ve
maddî menfaatler hakkında davaya devam olunarak bunların müsaderesine
hükmolunabilir.
(2) Hükümlünün ölümü, hapis ve
henüz infaz edilmemiş adlî para cezalarını ortadan kaldırır. Ancak, müsadereye
ve yargılama giderlerine ilişkin olup ölümden önce kesinleşmiş bulunan hüküm,
infaz olunur.
MADDE 65. - (1) Genel af hâlinde, kamu davası düşer,
hükmolunan cezalar bütün neticeleri ile birlikte ortadan kalkar.
(2) Özel af ile hapis cezasının
infaz kurumunda çektirilmesine son verilebilir veya infaz kurumunda
çektirilecek süresi kısaltılabilir ya da adlî para cezasına çevrilebilir.
(3) Cezaya bağlı olan veya
hükümde belirtilen hak yoksunlukları, özel affa rağmen etkisini devam
ettirir.
Dava zamanaşımı
MADDE 66. - (1) Kanunda başka türlü yazılmış olan hâller
dışında kamu davası;
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,
b) Müebbet hapis cezasını
gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,
c) Yirmi yıldan aşağı olmamak
üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,
d) Beş yıldan fazla ve yirmi
yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl,
e) Beş yıldan fazla olmamak
üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl,
Geçmesiyle düşer.
(2) Fiili işlediği sırada oniki
yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu
sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış
olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer.
(3) Dava zamanaşımı süresinin
belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı
gerektiren nitelikli hâlleri de göz önünde bulundurulur.
(4) Yukarıdaki fıkralarda yer
alan sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı
göz önünde bulundurulur; seçimlik cezaları gerektiren suçlarda zamanaşımı
bakımından hapis cezası esas alınır.
(5) Aynı fiilden dolayı her ne
suretle olursa olsun tekrar yargılanması gereken hükümlünün, sonradan
yargılanan suça ait üçüncü fıkrada yazılı esasa göre belirlenecek zamanaşımı
göz önünde bulundurulur.
(6) Zamanaşımı, tamamlanmış
suçlarda suçun işlendiği günden, teşebbüs hâlinde kalan suçlarda son hareketin
yapıldığı günden, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme
suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara karşı üstsoy veya bunlar
üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda çocuğun
onsekiz yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye başlar.
(7) Bu Kanunun İkinci Kitabının
Dördüncü Kısmında yazılı ağırlaştırılmış müebbet veya müebbet veya on yıldan
fazla hapis cezalarını gerektiren suçların yurt dışında işlenmesi hâlinde dava
zamanaşımı uygulanmaz.
Dava zamanaşımı süresinin durması veya kesilmesi
MADDE 67. - (1) Soruşturma ve kovuşturma yapılmasının,
izin veya karar alınması veya diğer bir mercide çözülmesi gereken bir meselenin
sonucuna bağlı bulunduğu hâllerde; izin veya kararın alınmasına veya meselenin
çözümüne veya kanun gereğince hakkında kaçak olduğu hususunda karar verilmiş
olan suç faili hakkında bu karar kaldırılıncaya kadar dava zamanaşımı durur.
(2) Bir suçla ilgili olarak;
a) Şüpheli veya sanıklardan
birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi,
b) Şüpheli veya sanıklardan biri
hakkında tutuklama kararının verilmesi,
c) Suçla ilgili olarak iddianame
düzenlenmesi,
d) Sanıklardan bir kısmı
hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi,
Halinde, dava zamanaşımı
kesilir.
(3) Dava zamanaşımı
kesildiğinde, zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar. Dava zamanaşımını
kesen birden fazla nedenin bulunması halinde, zamanaşımı süresi son kesme
nedeninin gerçekleştiği tarihten itibaren yeniden işlemeye başlar.
(4) Kesilme halinde, zamanaşımı
süresi ilgili suça ilişkin olarak Kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına
kadar uzar.
Ceza zamanaşımı
MADDE 68. - (1) Bu maddede yazılı cezalar aşağıdaki
sürelerin geçmesiyle infaz edilmez:
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezalarında kırk yıl.
b) Müebbet hapis cezalarında
otuz yıl.
c) Yirmi yıl ve daha fazla
süreli hapis cezalarında yirmidört yıl.
d) Beş yıldan fazla hapis
cezalarında yirmi yıl.
e) Beş yıla kadar hapis ve adlî
para cezalarında on yıl.
(2) Fiili işlediği sırada oniki
yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu
sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış
olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle ceza infaz edilmez.
(3) Bu Kanunun İkinci Kitabının
Dördüncü Kısmında yazılı yurt dışında işlenmiş suçlar dolayısıyla verilmiş
ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis veya on yıldan fazla hapis
cezalarında zamanaşımı uygulanmaz.
(4) Türleri başka başka cezaları
içeren hükümler, en ağır ceza için konulan sürenin geçmesiyle infaz edilmez.
(5) Ceza zamanaşımı, hükmün
kesinleştiği veya infazın herhangi bir suretle kesintiye uğradığı günden
itibaren işlemeye başlar ve kalan ceza miktarı esas alınarak süre hesaplanır.
Ceza zamanaşımı ve hak yoksunlukları
MADDE 69. - (1) Cezaya bağlı olan veya hükümde belirtilen
hak yoksunluklarının süresi ceza zamanaşımı doluncaya kadar devam eder.
MADDE 70. - (1) Müsadereye ilişkin hüküm, kesinleşmeden
itibaren yirmi yıl geçtikten sonra infaz edilmez.
Ceza zamanaşımının kesilmesi
MADDE 71. - (1) Mahkûmiyet hükmünün infazı için yetkili
merci tarafından hükümlüye kanuna göre yapılan tebligat veya bu maksatla
hükümlünün yakalanması ceza zamanaşımını keser.
(2) Bir suçtan dolayı mahkûm
olan kimse üst sınırı iki yıldan fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir
suç işlediği takdirde, ceza zamanaşımı kesilir.
MADDE 72. - (1) Dava ve ceza zamanaşımı süreleri gün, ay
ve yıl hesabıyla belirlenir. Bir gün, yirmidört saat; bir ay, otuz gündür. Yıl,
resmî takvime göre hesap edilir.
(2) Dava ve ceza zamanaşımı re'sen uygulanır ve bundan şüpheli, sanık ve hükümlü vazgeçemezler.
Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar, uzlaşma
MADDE 73. - (1) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete
bağlı olan suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikâyette bulunmadığı
takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz.
(2) Zamanaşımı süresini geçmemek
koşuluyla bu süre, şikâyet hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu
bildiği veya öğrendiği günden başlar.
(3) Şikâyet hakkı olan birkaç
kişiden birisi altı aylık süreyi geçirirse bundan dolayı diğerlerinin hakları
düşmez.
(4) Kovuşturma yapılabilmesi
şikâyete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören
kişinin vazgeçmesi davayı düşürür ve hükmün kesinleşmesinden sonraki vazgeçme
cezanın infazına engel olmaz.
(5) İştirak hâlinde suç işlemiş
sanıklardan biri hakkındaki şikâyetten vazgeçme, diğerlerini de kapsar.
(6) Kanunda aksi yazılı
olmadıkça, vazgeçme onu kabul etmeyen sanığı etkilemez.
(7) Kamu davasının düşmesi,
suçtan zarar gören kişinin şikâyetten vazgeçmiş olmasından ileri gelmiş ve
vazgeçtiği sırada şahsî haklarından da vazgeçtiğini ayrıca açıklamış ise artık
hukuk mahkemesinde de dava açamaz.
(8) Suçtan zarar göreni gerçek
kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olup, soruşturulması ve kovuşturulması
şikâyete bağlı bulunan suçlarda, failin suçu kabullenmesi ve doğmuş olan
zararın tümünü veya büyük bir kısmını ödemesi veya gidermesi koşuluyla mağdur
ile fail özgür iradeleri ile uzlaştıklarında ve bu husus Cumhuriyet savcısı
veya hâkim tarafından saptandığında kamu davası açılmaz veya davanın
düşürülmesine karar verilir.
Dava veya cezanın düşmesinin etkisi
MADDE 74. - (1) Genel af, özel af ve şikâyetten vazgeçme,
müsadere olunan şeylerin veya ödenen adlî para cezasının geri alınmasını
gerektirmez.
(2) Kamu davasının düşmesi,
malların geri alınması ve uğranılan zararın tazmini için açılan şahsî hak
davasını etkilemez.
(3) Cezanın düşmesi şahsî
haklar, tazminat ve yargılama giderlerine ilişkin hükümleri etkilemez. Ancak,
genel af hâlinde yargılama giderleri de istenemez.
Önödeme
MADDE 75. - (1) Uzlaşma kapsamındaki suçlar hariç olmak
üzere, yalnız adlî para cezasını gerektiren veya kanun maddesinde öngörülen
hapis cezasının yukarı sınırı üç ayı aşmayan suçların faili;
a) Adlî para cezası maktu ise bu
miktarı, değilse aşağı sınırını,
b) Hapis cezasının aşağı
sınırının karşılığı olarak her gün için yirmi Türk Lirası üzerinden bulunacak
miktarı,
c) Hapis cezası ile birlikte
adlî para cezası da öngörülmüş ise, hapis cezası için bu fıkranın (b) bendine
göre belirlenecek miktar ile adlî para cezasının aşağı sınırını,
Soruşturma giderleri ile
birlikte, Cumhuriyet savcılığınca yapılacak tebliğ üzerine on gün içinde
ödediği takdirde hakkında kamu davası açılmaz.
(2) Özel kanun hükümleri
gereğince işin doğrudan mahkemeye intikal etmesi hâlinde de fail, hâkim
tarafından yapılacak bildirim üzerine birinci fıkra hükümlerine göre saptanacak
miktardaki parayı yargılama giderleriyle birlikte ödediğinde kamu davası düşer.
(3) Cumhuriyet savcılığınca
madde kapsamına giren suç nedeniyle önödeme işlemi yapılmadan dava açılması veya
dava konusu fiilin niteliğinin değişmesi suretiyle madde kapsamına giren bir
suça dönüşmesi hâlinde de yukarıdaki fıkra uygulanır.
(4) Suçla ilgili kanun
maddesinde yukarı sınırı üç ayı aşmayan hapis cezası veya adlî para cezasından
yalnız birinin uygulanabileceği hâllerde ödenmesi gereken miktar, yukarıdaki
fıkralara göre adlî para cezası esas alınarak belirlenir.
(5) Bu madde gereğince kamu
davasının açılmaması veya ortadan kaldırılması, kişisel hakkın istenmesine,
malın geri alınmasına ve müsadereye ilişkin hükümleri etkilemez.
İKİNCİ KİTAP
Özel Hükümler
BİRİNCİ KISIM
Uluslararası Suçlar
BİRİNCİ BÖLÜM
Soykırım ve
İnsanlığa Karşı Suçlar
Soykırım
MADDE 76. - (1) Bir plânın icrası suretiyle, millî,
etnik, ırkî veya dinî bir grubun tamamen veya kısmen yokedilmesi maksadıyla, bu
grupların üyelerine karşı aşağıdaki fiillerden birinin işlenmesi, soykırım
suçunu oluşturur:
a) Kasten öldürme.
b) Kişilerin bedensel veya
ruhsal bütünlüklerine ağır zarar verme.
c) Grubun, tamamen veya kısmen
yokedilmesi sonucunu doğuracak koşullarda yaşamaya zorlanması.
d) Grup içinde doğumlara engel
olmaya yönelik tedbirlerin alınması.
e) Gruba ait çocukların bir
başka gruba zorla nakledilmesi.
(2) Soykırım suçu failine
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir. Ancak, soykırım kapsamında
işlenen kasten öldürme ve kasten yaralama suçları açısından, belirlenen mağdur
sayısınca gerçek içtima hükümleri uygulanır.
(3) Bu suçlardan dolayı tüzel
kişiler hakkında da güvenlik tedbirine hükmolunur.
(4) Bu suçlardan dolayı
zamanaşımı işlemez.
İnsanlığa karşı suçlar
MADDE 77. - (1) Aşağıdaki fiillerin, siyasal, felsefî,
ırkî veya dinî saiklerle toplumun bir kesimine karşı bir plân doğrultusunda
sistemli olarak işlenmesi, insanlığa karşı suç oluşturur:
a) Kasten öldürme.
b) Kasten yaralama.
c) İşkence, eziyet veya
köleleştirme.
d) Kişi hürriyetinden yoksun
kılma.
e) Bilimsel deneylere tâbi
kılma.
f) Cinsel saldırıda bulunma,
çocukların cinsel istismarı.
g) Zorla hamile bırakma.
h) Zorla fuhşa sevketme.
(2) Birinci fıkranın (a)
bendindeki fiilin işlenmesi halinde, fail hakkında ağırlaştırılmış müebbet
hapis cezasına; diğer bentlerde tanımlanan fiillerin işlenmesi halinde ise,
sekiz yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Ancak, birinci
fıkranın (a) ve (b) bentleri kapsamında işlenen kasten öldürme ve kasten
yaralama suçları açısından, belirlenen mağdur sayısınca gerçek içtima hükümleri
uygulanır.
(3) Bu suçlardan dolayı tüzel
kişiler hakkında da güvenlik tedbirine hükmolunur.
(4) Bu suçlardan dolayı
zamanaşımı işlemez.
Örgüt
MADDE 78. - (1) Yukarıdaki maddelerde yazılı suçları
işlemek maksadıyla örgüt kuran veya yöneten kişi, on yıldan onbeş yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır. Bu örgütlere üye olanlara beş yıldan on yıla
kadar hapis cezası verilir.
(2) Bu suçlardan dolayı tüzel
kişiler hakkında da güvenlik tedbirine hükmolunur.
(3) Bu suçlardan dolayı
zamanaşımı işlemez.
İKİNCİ BÖLÜM
Göçmen Kaçakçılığı
ve İnsan Ticareti
Göçmen kaçakçılığı
MADDE 79. - (1) Doğrudan doğruya veya dolaylı olarak
maddî menfaat elde etmek maksadıyla, yasal olmayan yollardan;
a) Bir yabancıyı ülkeye sokan
veya ülkede kalmasına imkân sağlayan,
b) Türk vatandaşı veya
yabancının yurt dışına çıkmasına imkân sağlayan,
Kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar
hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Bu suçun bir örgütün
faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, verilecek cezalar yarı oranında
artırılır.
(3) Bu suçun bir tüzel kişinin
faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, tüzel kişi hakkında bunlara özgü
güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
İnsan ticareti
MADDE 80. - (1) Zorla çalıştırmak veya hizmet ettirmek,
esarete veya benzerî uygulamalara tâbi kılmak, vücut organlarının verilmesini
sağlamak maksadıyla tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak, nüfuzu kötüye
kullanmak, kandırmak veya kişiler üzerindeki denetim olanaklarından veya
çaresizliklerinden yararlanarak rızalarını elde etmek suretiyle kişileri
tedarik eden, kaçıran, bir yerden başka bir yere götüren veya sevk eden,
barındıran kimseye sekiz yıldan oniki yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî
para cezası verilir.
(2) Birinci fıkrada belirtilen
amaçlarla girişilen ve suçu oluşturan fiiller var olduğu takdirde, mağdurun
rızası geçersizdir.
(3) Onsekiz yaşını doldurmamış
olanların birinci fıkrada belirtilen maksatlarla tedarik edilmeleri,
kaçırılmaları, bir yerden diğer bir yere götürülmeleri veya sevk edilmeleri
veya barındırılmaları hâllerinde suça ait araç fiillerden hiçbirine başvurulmuş
olmasa da faile birinci fıkrada belirtilen cezalar verilir.
(4) Bu suçlardan dolayı tüzel
kişiler hakkında da güvenlik tedbirine hükmolunur.
İKİNCİ KISIM
Kişilere Karşı Suçlar
BİRİNCİ BÖLÜM
Hayata Karşı Suçlar
Kasten öldürme
MADDE 81. - (1) Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet
hapis cezası ile cezalandırılır.
Nitelikli hâller
MADDE 82. - (1) Kasten öldürme suçunun;
a) Tasarlayarak,
b) Canavarca hisle veya eziyet
çektirerek,
c) Yangın, su baskını, tahrip,
batırma veya bombalama ya da nükleer, biyolojik veya kimyasal silâh kullanmak
suretiyle,
d) Üstsoy veya altsoydan birine
ya da eş veya kardeşe karşı,
e) Çocuğa ya da beden veya ruh
bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
f) Gebe olduğu bilinen kadına
karşı,
g) Kişinin yerine getirdiği kamu
görevi nedeniyle,
h) Bir suçu gizlemek,
delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak amacıyla,
i) Kan gütme saikiyle,
j) Töre saikiyle,
İşlenmesi hâlinde, kişi
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.
Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi
MADDE 83. - (1) Kişinin yükümlü olduğu belli bir icrai
davranışı gerçekleştirmemesi dolayısıyla meydana gelen ölüm neticesinden
sorumlu tutulabilmesi için, bu neticenin oluşumuna sebebiyet veren yükümlülük
ihmalinin icrai davranışa eşdeğer olması gerekir.
(2) İhmali ve icrai davranışın
eşdeğer kabul edilebilmesi için, kişinin;
a) Belli bir icrai davranışta
bulunmak hususunda kanunî düzenlemelerden veya sözleşmeden kaynaklanan bir
yükümlülüğünün bulunması,
b) Önceden gerçekleştirdiği
davranışın başkalarının hayatı ile ilgili olarak tehlikeli bir durum
oluşturması,
Gerekir.
(3) Belli bir yükümlülüğün
ihmali ile ölüme neden olan kişi hakkında, temel ceza olarak, ağırlaştırılmış
müebbet hapis cezası yerine yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar, müebbet hapis
cezası yerine onbeş yıldan yirmi yıla kadar, diğer hâllerde ise on yıldan onbeş
yıla kadar hapis cezasına hükmolunabileceği gibi, cezada indirim de
yapılmayabilir.
İntihar
MADDE 84. - (1) Başkasını intihara azmettiren, teşvik
eden, başkasının intihar kararını kuvvetlendiren ya da başkasının intiharına herhangi
bir şekilde yardım eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) İntiharın gerçekleşmesi durumunda, kişi dört yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Başkalarını intihara alenen
teşvik eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Bu fiilin basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, kişi dört yıldan on yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(4) İşlediği fiilin anlam ve
sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan veya ortadan kaldırılan kişileri
intihara sevk edenlerle cebir veya tehdit kullanmak suretiyle kişileri intihara
mecbur edenler, kasten öldürme suçundan sorumlu tutulurlar.
Taksirle öldürme
MADDE 85. - (1) Taksirle bir insanın ölümüne neden olan
kişi, üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Fiil, birden fazla insanın
ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden
fazla kişinin yaralanmasına neden olmuş ise, kişi üç yıldan onbeş yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
İKİNCİ BÖLÜM
Vücut
Dokunulmazlığına Karşı Suçlar
Kasten yaralama
MADDE 86. - (1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya
sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan
üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Kasten yaralama suçunun;
a) Üstsoya, altsoya, eşe veya
kardeşe karşı,
b) Beden veya ruh bakımından
kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
c) Kişinin yerine getirdiği kamu
görevi nedeniyle,
d) Kamu görevlisinin sahip
bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
e) Silâhla,
İşlenmesi hâlinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama
MADDE 87. - (1) Kasten yaralama fiili, mağdurun;
a) Duyularından veya
organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Konuşmasında sürekli zorluğa,
c) Yüzünde sabit ize,
d) Yaşamını tehlikeye sokan bir
duruma,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip
de çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
Neden olmuşsa, yukarıdaki
maddeye göre belirlenen ceza, bir kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci
fıkraya giren hâllerde üç yıldan, ikinci fıkraya giren hâllerde beş yıldan az
olamaz.
(2) Kasten yaralama fiili,
mağdurun;
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan
bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından veya
organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma ya da çocuk yapma
yeteneklerinin kaybolmasına,
d) Yüzünün sürekli
değişikliğine,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip
de çocuğunun düşmesine,
Neden olmuşsa, yukarıdaki
maddeye göre belirlenen ceza, iki kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci
fıkraya giren hâllerde beş yıldan, ikinci fıkraya giren hâllerde sekiz yıldan
az olamaz.
(3) Kasten yaralamanın vücutta
kemik kırılmasına neden olması hâlinde, kırığın hayat fonksiyonlarındaki
etkisine göre, bir yıldan altı yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(4) Kasten yaralama sonucunda
ölüm meydana gelmişse, yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hâllerde
sekiz yıldan oniki yıla kadar, ikinci fıkrasına giren hâllerde ise oniki yıldan
onaltı yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Daha az cezayı gerektiren hâller
MADDE 88. - (1) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki
etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması
hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî
para cezasına hükmolunur.
(2) Kasten yaralamanın ihmali davranışla
işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte ikisine kadar indirilebilir. Bu hükmün
uygulanmasında kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesine ilişkin koşullar
göz önünde bulundurulur.
Taksirle yaralama
MADDE 89. - (1) Taksirle başkasının vücuduna acı veren
veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üç
aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Taksirle yaralama fiili,
mağdurun;
a) Duyularından veya
organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Vücudunda kemik kırılmasına,
c) Konuşmasında sürekli zorluğa,
d) Yüzünde sabit ize,
e) Yaşamını tehlikeye sokan bir
duruma,
f) Gebe bir kadının çocuğunun
vaktinden önce doğmasına,
Neden olmuşsa, birinci fıkraya
göre belirlenen ceza, yarısı oranında artırılır.
(3) Taksirle yaralama fiili,
mağdurun;
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan
bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından veya
organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma ya da çocuk yapma
yeteneklerinin kaybolmasına,
d) Yüzünün sürekli
değişikliğine,
e) Gebe bir kadının çocuğunun
düşmesine,
Neden olmuşsa, birinci fıkraya
göre belirlenen ceza, bir kat artırılır.
(4) Fiilin birden fazla kişinin
yaralanmasına neden olması hâlinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur.
(5) Bilinçli taksir hâli hariç
olmak üzere, bu maddenin kapsamına giren suçların soruşturulması ve
kovuşturulması şikâyete bağlıdır.
İnsan üzerinde deney
MADDE 90. - (1) İnsan üzerinde bilimsel bir deney yapan
kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) İnsan üzerinde yapılan
rızaya dayalı bilimsel deneyin ceza sorumluluğunu gerektirmemesi için;
a) Deneyle ilgili olarak yetkili
kurul veya makamlardan gerekli iznin alınmış olması,
b) Deneyin öncelikle insan dışı
deney ortamında veya yeterli sayıda hayvan üzerinde yapılmış olması,
c) İnsan dışı deney ortamında
veya hayvanlar üzerinde yapılan deneyler sonucunda ulaşılan bilimsel verilerin,
varılmak istenen hedefe ulaşmak açısından bunların insan üzerinde de
yapılmasını gerekli kılması,
d) Deneyin, insan sağlığı
üzerinde öngörülebilir zararlı ve kalıcı bir etki bırakmaması,
e) Deney sırasında kişiye insan
onuruyla bağdaşmayacak ölçüde acı verici yöntemlerin uygulanmaması,
f) Deneyle varılmak istenen
amacın, bunun kişiye yüklediği külfete ve kişinin sağlığı üzerindeki tehlikeye
göre daha ağır basması,
g) Deneyin mahiyet ve sonuçları
hakkında yeterli bilgilendirmeye dayalı olarak açıklanan rızanın yazılı olması
ve herhangi bir menfaat teminine bağlı bulunmaması,
Gerekir.
(3) Çocuklar üzerinde bilimsel
deney hiçbir surette yapılmaz.
(4) Hasta olan insan üzerinde
rıza olmaksızın tedavi amaçlı denemede bulunan kişi, bir yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır. Ancak, bilinen tıbbî müdahale yöntemlerinin
uygulanmasının sonuç vermeyeceğinin anlaşılması üzerine, kişi üzerinde yapılan
rızaya dayalı bilimsel yöntemlere uygun tedavi amaçlı deneme, ceza
sorumluluğunu gerektirmez. Açıklanan rızanın, denemenin mahiyet ve sonuçları
hakkında yeterli bilgilendirmeye dayalı olarak yazılı olması ve tedavinin uzman
hekim tarafından bir hastane ortamında yapılması gerekir.
(5) Birinci fıkrada tanımlanan
suçun işlenmesi sonucunda mağdurun yaralanması veya ölmesi hâlinde, kasten
yaralama veya kasten öldürme suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Bu maddede tanımlanan
suçların bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, tüzel kişi
hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
Organ veya doku ticareti
MADDE 91. - (1) Hukuken geçerli rızaya dayalı olmaksızın,
kişiden organ alan kimse, beş yıldan dokuz yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. Suçun konusunun doku olması hâlinde, iki yıldan beş yıla kadar
hapis cezasına hükmolunur.
(2) Hukuka aykırı olarak, ölüden
organ veya doku alan kimse, bir yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(3) Organ veya doku satın alan,
satan, satılmasına aracılık eden kişi hakkında, birinci fıkrada belirtilen
cezalara hükmolunur.
(4) Bir ve üçüncü fıkralarda
tanımlanan suçların bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, sekiz
yıldan onbeş yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
(5) Hukuka aykırı yollarla elde
edilmiş olan organ veya dokuyu saklayan, nakleden veya aşılayan kişi, iki
yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(6) Belli bir çıkar karşılığında
organ veya doku teminine yönelik olarak ilan veya reklam veren veya yayınlayan
kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(7) Bu maddede tanımlanan
suçların bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, tüzel kişi
hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
(8) Birinci fıkrada tanımlanan
suçun işlenmesi sonucunda mağdurun ölmesi hâlinde, kasten öldürme suçuna
ilişkin hükümler uygulanır.
Zorunluluk hâli
MADDE 92. - (1) Organ veya dokularını satan kişinin
içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik koşullar göz önünde bulundurularak,
hakkında verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, ceza vermekten de
vazgeçilebilir.
Etkin pişmanlık
MADDE 93. - (1) Organ veya dokularını satan kişi, resmî
makamlar tarafından haber alınmadan önce durumu merciine haber vererek
suçluların yakalanmalarını kolaylaştırırsa, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(2) Bu suç haber alındıktan
sonra, organ veya dokularını satan kişi, gönüllü olarak, suçun meydana
çıkmasına ve diğer suçluların yakalanmasına hizmet ve yardım ederse; hakkında
verilecek cezanın, yardımın niteliğine göre, dörtte birden yarısına kadarı
indirilir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
İşkence ve Eziyet
İşkence
MADDE 94. - (1) Bir kişiye karşı insan onuruyla
bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade
yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışları
gerçekleştiren kamu görevlisi hakkında üç yıldan oniki yıla kadar hapis
cezasına hükmolunur.
(2) Suçun;
a) Çocuğa, beden veya ruh
bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına
karşı,
b) Avukata veya diğer kamu
görevlisine karşı görevi dolayısıyla,
İşlenmesi hâlinde, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Fiilin cinsel yönden taciz
şeklinde gerçekleşmesi hâlinde, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur.
(4) Bu suçun işlenişine iştirak
eden diğer kişiler de kamu görevlisi gibi cezalandırılır.
(5) Bu suçun ihmali davranışla
işlenmesi hâlinde, verilecek cezada bu nedenle indirim yapılmaz.
Neticesi sebebiyle ağırlaşmış işkence
MADDE 95. - (1) İşkence fiilleri, mağdurun;
a) Duyularından veya
organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Konuşmasında sürekli zorluğa,
c) Yüzünde sabit ize,
d) Yaşamını tehlikeye sokan bir
duruma,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip
de çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
Neden olmuşsa, yukarıdaki
maddeye göre belirlenen ceza, yarı oranında artırılır.
(2) İşkence fiilleri, mağdurun;
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan
bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından veya
organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma ya da çocuk yapma
yeteneklerinin kaybolmasına,
d) Yüzünün sürekli
değişikliğine,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip
de çocuğunun düşmesine,
Neden olmuşsa, yukarıdaki
maddeye göre belirlenen ceza, bir kat artırılır.
(3) İşkence fiillerinin vücutta
kemik kırılmasına neden olması hâlinde, kırığın hayat fonksiyonlarındaki
etkisine göre sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(4) İşkence sonucunda ölüm
meydana gelmişse, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.
Eziyet
MADDE 96. - (1) Bir kimsenin eziyet çekmesine yol açacak
davranışları gerçekleştiren kişi hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis
cezasına hükmolunur.
(2) Yukarıdaki fıkra kapsamına
giren fiillerin;
a) Çocuğa, beden veya ruh
bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına
karşı,
b) Üstsoy veya altsoya, babalık
veya analığa ya da eşe karşı,
İşlenmesi hâlinde, kişi hakkında
üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Koruma, Gözetim,
Yardım veya Bildirim Yükümlülüğünün İhlâli
MADDE 97. - (1) Yaşı veya hastalığı dolayısıyla kendini
idare edemeyecek durumda olan ve bu nedenle koruma ve gözetim yükümlülüğü
altında bulunan bir kimseyi kendi hâline terk eden kişi, üç aydan iki yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Terk dolayısıyla mağdur bir
hastalığa yakalanmış, yaralanmış veya ölmüşse, neticesi sebebiyle ağırlaşmış
suç hükümlerine göre cezaya hükmolunur.
Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi
MADDE 98. - (1) Yaşı, hastalığı veya yaralanması
dolayısıyla ya da başka herhangi bir nedenle kendini idare edemeyecek durumda
olan kimseye hâl ve koşulların elverdiği ölçüde yardım etmeyen ya da durumu
derhâl ilgili makamlara bildirmeyen kişi, bir yıla kadar hapis veya adlî para
cezası ile cezalandırılır.
(2) Yardım veya bildirim
yükümlülüğünün yerine getirilmemesi dolayısıyla kişinin ölmesi durumunda, bir
yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Çocuk Düşürtme,
Düşürme veya Kısırlaştırma
Çocuk düşürtme
MADDE 99. - (1) Rızası olmaksızın bir kadının çocuğunu
düşürten kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Tıbbî zorunluluk bulunmadığı hâlde, rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftadan fazla olan bir kadının çocuğunu düşürten kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu durumda, çocuğunun düşürtülmesine rıza gösteren kadın hakkında bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(3) Birinci fıkrada yazılı fiil
kadının beden veya ruh sağlığı bakımından bir zarara uğramasına neden olmuşsa,
kişi altı yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır; fiilin
kadının ölümüne neden olması hâlinde, onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapis
cezasına hükmolunur.
(4) İkinci fıkrada yazılı fiil
kadının beden veya ruh sağlığı bakımından bir zarara uğramasına neden olmuşsa,
kişi üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır; fiilin kadının
ölümüne neden olması hâlinde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur.
(5) Rızaya dayalı olsa bile,
gebelik süresi on haftayı doldurmamış olan bir kadının çocuğunun yetkili olmayan
bir kişi tarafından düşürtülmesi hâlinde; iki yıldan dört yıla kadar hapis
cezasına hükmolunur. Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan diğer fiiller yetkili
olmayan bir kişi tarafından işlendiği takdirde, bu fıkralara göre verilecek
ceza, yarı oranında artırılarak hükmolunur.
(6) Kadının mağduru olduğu bir
suç sonucu gebe kalması hâlinde, süresi yirmi haftadan fazla olmamak ve kadının
rızası olmak koşuluyla, gebeliği sona erdirene ceza verilmez. Ancak, bunun için
gebeliğin uzman hekimler tarafından hastane ortamında sona erdirilmesi gerekir.
Çocuk düşürme
MADDE 100. - (1) Gebelik süresi on haftadan fazla olan
kadının çocuğunu isteyerek düşürmesi hâlinde, bir yıla kadar hapis veya adlî
para cezasına hükmolunur.
Kısırlaştırma
MADDE 101. - (1) Bir erkek veya kadını rızası olmaksızın
kısırlaştıran kimse, üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Fiil, kısırlaştırma işlemi yapma yetkisi olmayan bir kimse tarafından yapılırsa,
ceza üçte bir oranında artırılır.
(2) Rızaya dayalı olsa bile,
kısırlaştırma fiilinin yetkili olmayan bir kişi tarafından işlenmesi hâlinde,
bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
ALTINCI BÖLÜM
Cinsel
Dokunulmazlığa Karşı Suçlar
Cinsel saldırı
MADDE 102. - (1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut
dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, iki yıldan yedi
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Fiilin vücuda organ veya
sair bir cisim sokulması suretiyle işlenmesi durumunda, yedi yıldan oniki yıla
kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi hâlinde,
soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.
(3) Suçun;
a) Beden veya ruh bakımından
kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
b) Kamu görevinin veya hizmet
ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dahil kan veya
kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı,
d) Silâhla veya birden fazla
kişi tarafından birlikte,
İşlenmesi hâlinde, yukarıdaki
fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır.
(4) Suçun işlenmesi sırasında
mağdurun direncinin kırılmasını sağlayacak ölçünün ötesinde cebir kullanılması
durumunda kişi ayrıca kasten yaralama suçundan dolayı cezalandırılır.
(5) Suçun sonucunda mağdurun
beden veya ruh sağlığının bozulması hâlinde, on yıldan az olmamak üzere hapis
cezasına hükmolunur.
(6) Suç sonucu mağdurun bitkisel
hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına
hükmolunur.
Çocukların cinsel istismarı
MADDE 103. - (1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi,
üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismar
deyiminden;
a) Onbeş yaşını tamamlamamış
veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama
yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel
davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece
cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak
gerçekleştirilen cinsel davranışlar,
Anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda
organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda,
sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Cinsel istismarın üstsoy,
ikinci veya üçüncü derecede kan hısmı, üvey baba, evlat edinen, vasi, eğitici,
öğretici, bakıcı, sağlık hizmeti veren veya koruma ve gözetim yükümlülüğü
bulunan diğer kişiler tarafından ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz
kötüye kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara
göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci
fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehdit kullanmak suretiyle
gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı
oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için
başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden
olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suçun sonucunda mağdurun
beden veya ruh sağlığının bozulması hâlinde, onbeş yıldan az olmamak üzere
hapis cezasına hükmolunur.
(7) Suçun mağdurun bitkisel
hayata girmesine veya ölümüne neden olması durumunda, ağırlaştırılmış müebbet
hapis cezasına hükmolunur.
Reşit olmayanla cinsel ilişki
MADDE 104. - (1) Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş
yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikâyet üzerine,
altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Fail mağdurdan beş yaştan
daha büyük ise, şikâyet koşulu aranmaksızın, cezası iki kat artırılır.
MADDE 105. - (1) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz
eden kişi hakkında, mağdurun şikâyeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis
cezasına veya adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Bu fiiller, hiyerarşi veya
hizmet ilişkisinden kaynaklanan nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle ya da aynı
işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanılarak işlendiği takdirde,
yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil
nedeniyle mağdur işi terk etmek mecburiyetinde kalmış ise, verilecek ceza bir
yıldan az olamaz.
YEDİNCİ BÖLÜM
Hürriyete Karşı
Suçlar
Tehdit
MADDE 106. - (1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının
hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı
gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından
veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikâyeti
üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Tehdidin;
a) Silâhla,
b) Kişinin kendisini
tanınmayacak bir hâle koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel
işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından
birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç
örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
İşlenmesi hâlinde, fail hakkında
iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Tehdit amacıyla kasten
öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi
hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.
Şantaj
MADDE 107. - (1) Hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi
yapacağından veya yapmayacağından bahisle, bir kimseyi kanuna aykırı veya
yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya ya da haksız çıkar sağlamaya
zorlayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para
cezası ile cezalandırılır.
Cebir
MADDE 108. - (1) Bir şeyi yapması veya yapmaması ya da
kendisinin yapmasına müsaade etmesi için bir kişiye karşı cebir kullanılması
hâlinde, kasten yaralama suçundan verilecek ceza üçte birinden yarısına kadar
artırılarak hükmolunur.
MADDE 109. - (1) Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere
gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan
beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Kişi, fiili işlemek için
veya işlediği sırada cebir, tehdit veya hile kullanırsa, iki yıldan yedi yıla
kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Bu suçun;
a) Silâhla,
b) Birden fazla kişi tarafından
birlikte,
c) Kişinin yerine getirdiği kamu
görevi nedeniyle,
d) Kamu görevinin sağladığı
nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
e) Üstsoy, altsoy veya eşe
karşı,
f) Çocuğa ya da beden veya ruh
bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
İşlenmesi hâlinde, yukarıdaki
fıkralara göre verilecek ceza bir kat artırılır.
(4) Bu suçun mağdurun ekonomik
bakımdan önemli bir kaybına neden olması hâlinde, ayrıca bin güne kadar adlî
para cezasına hükmolunur.
(5) Suçun cinsel amaçla
işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek cezalar yarı oranında
artırılır.
(6) Bu suçun işlenmesi amacıyla
veya sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin
gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler
uygulanır.
Etkin pişmanlık
MADDE 110. - (1) Yukarıdaki maddede tanımlanan suçu
işleyen kişi, bu suç nedeniyle soruşturmaya başlanmadan önce mağdurun şahsına
zararı dokunmaksızın, onu kendiliğinden güvenli bir yerde serbest bırakacak
olursa cezanın üçte ikisine kadarı indirilir.
Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması
MADDE 111. - (1) Tehdit, şantaj, cebir veya kişiyi
hürriyetinden yoksun kılma suçlarının işlenmesi sonucunda yararına haksız
menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine
hükmolunur.
Eğitim ve öğretimin engellenmesi
MADDE 112. - (1) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da
hukuka aykırı başka bir davranışla;
a) Devletçe kurulan veya kamu
makamlarının verdiği izne dayalı olarak yürütülen her türlü eğitim ve öğretim
faaliyetlerine,
b) Öğrencilerin toplu olarak
oturdukları binalara veya bunların eklentilerine girilmesine veya orada
kalınmasına,
Engel olunması hâlinde, bir
yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Kamu kurumu veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının
faaliyetlerinin engellenmesi
MADDE 113. - (1) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da
hukuka aykırı başka bir davranışla, kamu kurumu faaliyetinin yürütülmesine
engel olunması hâlinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Siyasî hakların kullanılmasının engellenmesi
MADDE 114. - (1) Bir kimseye karşı;
a) Bir siyasî partiye üye olmaya veya olmamaya, siyasî partinin faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, siyasî partiden veya siyasî parti yönetimindeki görevinden ayrılmaya,
b) Seçim yoluyla gelinen bir
kamu görevine aday olmamaya veya seçildiği görevden ayrılmaya,
Zorlamak amacıyla, cebir veya
tehdit kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Cebir veya tehdit
kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir siyasî partinin
faaliyetlerinin engellenmesi hâlinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur.
İnanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme
MADDE 115. - (1) Cebir veya tehdit kullanarak, bir kimseyi
dinî, siyasî, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya veya
değiştirmeye zorlayan ya da bunları açıklamaktan, yaymaktan meneden kişi, bir
yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Dinî ibadet ve ayinlerin
toplu olarak yapılmasının, cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı
başka bir davranışla engellenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkraya göre ceza
verilir.
Konut dokunulmazlığının ihlâli
MADDE 116. - (1) Bir kimsenin konutuna, konutunun
eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra
buradan çıkmayan kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Evlilik birliğinde aile
bireylerinden veya konutun birden fazla kişi tarafından ortak kullanılması
durumunda bu kişilerden birinin rızası varsa, yukarıdaki fıkra hükmü
uygulanmaz. Ancak bunun için rıza açıklamasının meşru bir amaca yönelik olması
gerekir.
(3) Birinci fıkra kapsamına giren fiillerin, açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri hakkında işlenmesi hâlinde, altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(4) Fiilin, cebir veya tehdit
kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi hâlinde, bir yıldan üç yıla
kadar hapis cezasına hükmolunur.
İş ve çalışma hürriyetinin ihlâli
MADDE 117. - (1) Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka
aykırı başka bir davranışla, iş ve çalışma hürriyetini ihlâl eden kişiye,
mağdurun şikâyeti hâlinde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para
cezası verilir.
(2) Çaresizliğini,
kimsesizliğini ve bağlılığını sömürmek suretiyle kişi veya kişileri ücretsiz
olarak veya sağladığı hizmet ile açık bir şekilde orantısız düşük bir ücretle
çalıştıran veya bu durumda bulunan kişiyi, insan onuru ile bağdaşmayacak
çalışma ve konaklama koşullarına tâbi kılan kimseye altı aydan üç yıla kadar
hapis veya yüz günden az olmamak üzere adlî para cezası verilir.
(3) Yukarıdaki fıkrada
belirtilen durumlara düşürmek üzere bir kimseyi tedarik veya sevk veya bir
yerden diğer bir yere nakleden kişiye de aynı ceza verilir.
(4) Cebir veya tehdit
kullanarak, işçiyi veya işverenlerini ücretleri azaltıp çoğaltmaya veya evvelce
kabul edilenlerden başka koşullar altında anlaşmalar kabulüne zorlayan ya da
bir işin durmasına, sona ermesine veya durmanın devamına neden olan kişiye altı
aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi
MADDE 118. - (1) Bir kimseye karşı bir sendikaya üye
olmaya veya olmamaya, sendikanın faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya,
sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlamak amacıyla,
cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) Cebir veya tehdit
kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir sendikanın
faaliyetlerinin engellenmesi hâlinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur.
Ortak hüküm
MADDE 119. - (1) Eğitim ve öğretimin engellenmesi, kamu
kurumu veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerinin
engellenmesi, siyasî hakların kullanılmasının engellenmesi, inanç, düşünce ve
kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme, konut dokunulmazlığının ihlâli
ile iş ve çalışma hürriyetinin ihlâli suçlarının;
a) Silâhla,
b) Kişinin kendisini
tanınmayacak bir hâle koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel
işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından
birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç
örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
e) Kamu görevinin sağladığı
nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
İşlenmesi hâlinde, verilecek
ceza bir kat artırılır.
(2) Bu suçların işlenmesi
sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin
gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler
uygulanır.
Haksız arama
MADDE 120. - (1) Hukuka aykırı olarak bir kimsenin üstünü
veya eşyasını arayan kamu görevlisine üç aydan bir yıla kadar hapis cezası
verilir.
MADDE 121. - (1) Kişinin belli bir hakkı kullanmak için
yetkili kamu makamlarına verdiği dilekçenin hukukî bir neden olmaksızın kabul
edilmemesi hâlinde, fail hakkında altı aya kadar hapis cezasına hükmolunur.
MADDE 122. - (1) Kişiler arasında dil, ırk, renk,
cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle
ayırım yaparak;
a) Bir taşınır veya taşınmaz
malın satılmasını, devrini veya bir hizmetin icrasını veya hizmetten yararlanılmasını
engelleyen veya kişinin işe alınmasını veya alınmamasını yukarıda sayılan
hâllerden birine bağlayan,
b) Besin maddelerini vermeyen
veya kamuya arz edilmiş bir hizmeti yapmayı reddeden,
c) Kişinin olağan bir ekonomik
etkinlikte bulunmasını engelleyen,
Kimse hakkında altı aydan bir
yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir.
Kişilerin huzur ve sükununu bozma
MADDE 123. - (1) Sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla
bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla
hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması hâlinde, mağdurun şikâyeti
üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
Haberleşmenin engellenmesi
MADDE 124. - (1) Kişiler arasındaki haberleşmenin hukuka
aykırı olarak engellenmesi hâlinde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî
para cezasına hükmolunur.
(2) Kamu kurumları arasındaki
haberleşmeyi hukuka aykırı olarak engelleyen kişi, bir yıldan beş yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Her türlü basın ve yayın
organının yayınının hukuka aykırı bir şekilde engellenmesi hâlinde, ikinci
fıkra hükmüne göre cezaya hükmolunur.
SEKİZİNCİ BÖLÜM
Şerefe Karşı Suçlar
Hakaret
MADDE 125. - (1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını
rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ya da
yakıştırmalarda bulunmak veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve
saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası
ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için
fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.
(2) Fiilin, mağduru muhatap alan
sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkrada
belirtilen cezaya hükmolunur.
(3) Hakaret suçunun;
a) Kamu görevlisine karşı
görevinden dolayı,
b) Dinî, siyasî, sosyal, felsefi
inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya
çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından
dolayı,
c) Kişinin mensup bulunduğu dine
göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,
İşlenmesi hâlinde, cezanın alt
sınırı bir yıldan az olamaz.
(4) Ceza, hakaretin alenen
işlenmesi hâlinde, altıda biri; basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, üçte biri
oranında artırılır.
(5) Kurul hâlinde çalışan kamu
görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu
oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır.
Mağdurun belirlenmesi
MADDE 126. - (1) Hakaret suçunun işlenmesinde mağdurun
ismi açıkça belirtilmemiş veya isnat üstü kapalı geçiştirilmiş olsa bile, eğer
niteliğinde ve mağdurun şahsına yönelik bulunduğunda duraksanmayacak bir durum
varsa, hem ismi belirtilmiş ve hem de hakaret açıklanmış sayılır.
MADDE 127. - (1) İsnat edilen ve suç oluşturan fiilin
ispat edilmiş olması hâlinde kişiye ceza verilmez. Bu suç nedeniyle hakaret
edilen hakkında kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı verilmesi hâlinde, isnat
ispatlanmış sayılır. Bunun dışındaki hâllerde isnadın ispat isteminin kabulü,
ancak isnat olunan fiilin doğru olup olmadığının anlaşılmasında kamu yararı
bulunmasına veya şikâyetçinin ispata razı olmasına bağlıdır.
(2) İspat edilmiş fiilinden söz edilerek
kişiye hakaret edilmesi hâlinde, cezaya hükmedilir.
İddia ve savunma dokunulmazlığı
MADDE 128. - (1) Yargı mercileri veya idarî makamlar
nezdinde yapılan yazılı veya sözlü başvuru, iddia ve savunmalar kapsamında,
kişilerle ilgili olarak somut isnadlarda ya da olumsuz değerlendirmelerde
bulunulması hâlinde, ceza verilmez. Ancak, bunun için isnat ve
değerlendirmelerin, gerçek ve somut vakıalara dayanması ve uyuşmazlıkla
bağlantılı olması gerekir.
Haksız fiil nedeniyle veya karşılıklı hakaret
MADDE 129. - (1) Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki
olarak işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği
gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.
(2) Bu suçun, kasten yaralama
suçuna tepki olarak işlenmesi hâlinde, kişiye ceza verilmez.
(3) Hakaret suçunun karşılıklı
olarak işlenmesi hâlinde, olayın mahiyetine göre, taraflardan her ikisi veya
biri hakkında verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza
vermekten de vazgeçilebilir.
MADDE 130. - (1) Bir kimsenin öldükten sonra hatırasına en
az üç kişiyle ihtilât ederek hakaret eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis
veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Ceza, hakaretin alenen işlenmesi
hâlinde, altıda biri oranında artırılır.
(2) Bir ölünün kısmen veya tamamen ceset veya kemiklerini alan veya ceset veya kemikler hakkında tahkir edici fiillerde bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
MADDE 131. - (1) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı
işlenen hariç; hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun
şikâyetine bağlıdır.
(2) Mağdur, şikâyet etmeden önce
ölürse, veya suç ölmüş olan kişinin hatırasına karşı işlenmiş ise; ölenin
ikinci dereceye kadar üstsoy ve altsoyu, eş veya kardeşleri tarafından
şikâyette bulunulabilir.
DOKUZUNCU BÖLÜM
Özel Hayata ve
Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar
MADDE 132. - (1) Kişiler arasındaki haberleşmenin
gizliliğini ihlâl eden kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para
cezası ile cezalandırılır. Bu gizlilik ihlâli haberleşme içeriklerinin kaydı
suretiyle gerçekleşirse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Kişiler arasındaki
haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, bir yıldan üç
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Kendisiyle yapılan
haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın alenen ifşa eden
kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(4) Kişiler arasındaki
haberleşmelerin içeriğinin basın ve yayın yolu ile yayınlanması hâlinde, ceza
yarı oranında artırılır.
MADDE 133. - (1) Kişiler arasındaki alenî olmayan
konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen
veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, iki aydan altı aya kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Katıldığı aleni olmayan bir
söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan
kişi, altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Yukarıdaki fıkralarda yazılı
fiillerden biri işlenerek elde edildiği bilinen bilgilerden yarar sağlayan veya bunları başkalarına
veren veya diğer kişilerin bilgi edinmelerini temin eden kişi, altı aydan iki
yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu
konuşmaların basın ve yayın yoluyla yayınlanması hâlinde de, aynı cezaya
hükmolunur.
MADDE 134. - (1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini
ihlâl eden kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile
cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlâl
edilmesi hâlinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
(2) Kişilerin özel hayatına
ilişkin görüntü veya sesleri ifşa eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır. Fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde,
ceza yarı oranında artırılır.
MADDE 135. - (1) Hukuka aykırı olarak kişisel verileri
kaydeden kimseye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Kişilerin siyasî, felsefî
veya dinî görüşlerine, ırkî kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlâkî
eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal
bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydeden kimse, yukarıdaki
fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme
MADDE 136. - (1) Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak
bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, bir yıldan dört yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
Nitelikli hâller
MADDE 137. - (1) Yukarıdaki maddelerde tanımlanan
suçların;
a) Kamu görevlisi tarafından ve
görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle,
b) Belli bir meslek ve sanatın
sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
İşlenmesi hâlinde, verilecek
ceza yarı oranında artırılır.
MADDE 138. - (1) Kanunların belirlediği sürelerin geçmiş
olmasına karşın verileri sistem içinde yok etmekle yükümlü olanlara görevlerini
yerine getirmediklerinde altı aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
Şikâyet
MADDE 139. - (1) Kişisel verilerin kaydedilmesi, verileri
hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme ve verileri yok etmeme hariç, bu
bölümde yer alan suçların soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır.
MADDE 140. - (1) Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların
işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine
hükmolunur.
ONUNCU BÖLÜM
Malvarlığına Karşı
Suçlar
Hırsızlık
MADDE 141. - (1) Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait
taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla
bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Ekonomik bir değer taşıyan
her türlü enerji de, taşınır mal sayılır.
MADDE 142. - (1) Hırsızlık suçunun;
a) Kime ait olursa olsun kamu
kurum ve kuruluşlarında veya ibadete ayrılmış yerlerde bulunan ya da kamu
yararına veya hizmetine tahsis edilen eşya hakkında,
b) Herkesin girebileceği bir
yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri
içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında,
c) Halkın yararlanmasına
sunulmuş ulaşım aracı içinde veya bunların belli varış veya kalkış yerlerinde
bulunan eşya hakkında,
d) Bir afet veya genel bir
felâketin meydana getirebileceği zararları önlemek veya hafifletmek maksadıyla
hazırlanan eşya hakkında,
e) Adet veya tahsis veya
kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında,
f) Elektrik enerjisi hakkında,
İşlenmesi hâlinde, iki yıldan
beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Suçun;
a) Kişinin malını koruyamayacak
durumda olmasından veya ölmesinden yararlanarak,
b) Elde veya üstte taşınan
eşyayı çekip almak suretiyle ya da özel beceriyle,
c) Doğal bir afetin veya sosyal
olayların meydana getirdiği korku veya kargaşadan yararlanarak,
d) Haksız yere elde bulundurulan
veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit açmak suretiyle,
e) Bilişim sistemlerinin
kullanılması suretiyle,
f) Tanınmamak için tedbir alarak
veya yetkisi olmadığı hâlde resmî sıfat takınarak,
g) Barınak yerlerinde, sürüde
veya açık yerlerde bulunan büyük veya küçük baş hayvan hakkında,
İşlenmesi hâlinde, üç yıldan
yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Suçun, bu fıkranın (b) bendinde
belirtilen surette, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda
olan kimseye karşı işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranına kadar
artırılır.
(3) Suçun, sıvı veya gaz hâlindeki
enerji hakkında ve bunların nakline, işlenmesine veya depolanmasına ait
tesislerde işlenmesi hâlinde, ikinci fıkraya göre cezaya hükmolunur. Bu fiilin
bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, onbeş yıla kadar hapis ve
onbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
MADDE 143. - (1) Hırsızlık suçunun gece vakti işlenmesi
hâlinde, verilecek ceza üçte birine kadar artırılır.
Daha az cezayı gerektiren hâller
MADDE 144. - (1) Hırsızlık suçunun;
a) Paydaş veya elbirliği ile
malik olunan mal üzerinde,
b) Bir hukukî ilişkiye dayanan
alacağı tahsil amacıyla,
İşlenmesi hâlinde, şikâyet
üzerine, fail hakkında iki aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına
hükmolunur.
Malın değerinin az olması
MADDE 145. - (1) Hırsızlık suçunun konusunu oluşturan
malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi,
ceza vermekten de vazgeçilebilir.
Kullanma hırsızlığı
MADDE 146. - (1) Hırsızlık suçunun, malın geçici bir süre
kullanılıp zilyedine iade edilmek üzere işlenmesi hâlinde, şikâyet üzerine,
verilecek ceza yarı oranına kadar indirilir. Ancak malın suç işlemek için
kullanılmış olması hâlinde bu hüküm uygulanmaz.
Zorunluluk hâli
MADDE 147. - (1) Hırsızlık suçunun ağır ve acil bir
ihtiyacı karşılamak için işlenmesi hâlinde, olayın özelliğine göre, verilecek
cezada indirim yapılabileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.
Yağma
MADDE 148. - (1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının
hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı
gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara
uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime
veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişi, altı yıldan on yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Cebir veya tehdit
kullanılarak mağdurun, kendisini veya başkasını borç altına sokabilecek bir
senedi veya var olan bir senedin hükümsüz kaldığını açıklayan bir vesikayı
vermeye, böyle bir senedin alınmasına karşı koymamaya, ilerde böyle bir senet
hâline getirilebilecek bir kağıdı imzalamaya veya var olan bir senedi imha
etmeye veya imhasına karşı koymamaya mecbur edilmesi hâlinde de aynı ceza
verilir.
(3) Mağdurun, herhangi bir vasıta ile kendisini bilmeyecek ve savunamayacak hâle getirilmesi de, yağma suçunda cebir sayılır.
Nitelikli yağma
MADDE 149. - (1) Yağma suçunun;
a) Silâhla,
b) Kişinin kendisini
tanınmayacak bir hâle koyması suretiyle,
c) Birden fazla kişi tarafından
birlikte,
d) Yol kesmek suretiyle ya da
konut veya işyerinde,
e) Beden veya ruh bakımından
kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
f) Var olan veya var sayılan suç
örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
g) Suç örgütüne yarar sağlamak
maksadıyla,
h) Gece vaktinde,
İşlenmesi hâlinde, fail hakkında
on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Yağma suçunun işlenmesi
sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin gerçekleşmesi
durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
MADDE 150. - (1) Kişinin bir hukukî ilişkiye dayanan
alacağını tahsil amacıyla tehdit veya cebir kullanması hâlinde, ancak tehdit
veya kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(2) Yağma suçunun konusunu
oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya
kadar indirilir.
Mala zarar verme
MADDE 151. - (1) Başkasının taşınır veya taşınmaz malını
kısmen veya tamamen yıkan, tahrip eden, yok eden, bozan, kullanılamaz hâle
getiren veya kirleten kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan üç yıla kadar
hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Haklı bir neden olmaksızın,
sahipli hayvanı öldüren, işe yaramayacak hâle getiren veya değerinin azalmasına
neden olan kişi hakkında yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.
Mala zarar vermenin nitelikli hâlleri
MADDE 152. - (1) Mala zarar verme suçunun;
a) Kamu kurum ve kuruluşlarına
ait, kamu hizmetine tahsis edilmiş veya kamunun yararlanmasına ayrılmış yer,
bina, tesis veya diğer eşya hakkında,
b) Yangına, sel ve taşkına,
kazaya ve diğer felaketlere karşı korunmaya tahsis edilmiş her türlü eşya veya
tesis hakkında,
c) Devlet ormanı statüsündeki
yerler hariç, nerede olursa olsun, her türlü dikili ağaç, fidan veya bağ çubuğu
hakkında,
d) Sulamaya, içme sularının
sağlanmasına veya afetlerden korumaya yarayan tesisler hakkında,
e) Grev veya lokavt hâllerinde
işverenlerin veya işçilerin veya işveren veya işçi sendika veya
konfederasyonlarının maliki olduğu veya kullanımında olan bina, tesis veya eşya
hakkında,
f) Siyasî partilerin, kamu
kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının ve üst kuruluşlarının maliki olduğu
veya kullanımında olan bina, tesis veya eşya hakkında,
g) Sona ermiş olsa bile,
görevinden ötürü öç almak amacıyla bir kamu görevlisinin zararına olarak,
İşlenmesi hâlinde, fail hakkında
bir yıldan altı yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Mala zarar verme suçunun;
a) Yakarak, yakıcı veya
patlayıcı madde kullanarak,
b) Toprak kaymasına, çığ
düşmesine, sel veya taşkına neden olmak suretiyle,
c) Radyasyona maruz bırakarak,
nükleer, biyolojik veya kimyasal silâh kullanarak,
İşlenmesi hâlinde, verilecek
ceza iki katına kadar artırılır.
MADDE 153. - (1) İbadethanelere, bunların eklentilerine,
buralardaki eşyaya, mezarlara, bunların üzerindeki yapılara, mezarlıklardaki
tesislere, mezarlıkların korunmasına yönelik olarak yapılan yapılara yıkmak,
bozmak veya kırmak suretiyle zarar veren kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
(2) Birinci fıkrada belirtilen
yerleri ve yapıları kirleten kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para
cezası ile cezalandırılır.
(3) Birinci ve ikinci
fıkralardaki fiillerin, ilgili dinî inanışı benimseyen toplum kesimini tahkir
maksadıyla işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte biri oranında artırılır.
Hakkı olmayan yere tecavüz
MADDE 154. - (1) Bir hakka dayanmaksızın kamuya veya özel
kişilere ait taşınmaz mal veya eklentilerini malikmiş gibi tamamen veya kısmen
işgal eden veya sınırlarını değiştiren veya bozan veya hak sahibinin bunlardan
kısmen de olsa yararlanmasına engel olan kimseye, altı aydan üç yıla kadar
hapis ve bin güne kadar adlî para cezası verilir.
(2) Köy tüzel kişiliğine ait
olduğunu veya öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş
bulunduğunu bilerek mera, harman yeri, yol ve sulak gibi taşınmaz malları
kısmen veya tamamen zapt eden, bunlar üzerinde tasarrufta bulunan veya sürüp
eken kimse hakkında birinci fıkrada yazılı cezalar uygulanır.
(3) Kamuya veya özel kişilere
ait suların mecrasını değiştiren kimse hakkında birinci fıkrada yazılı cezalar
uygulanır.
Güveni kötüye kullanma
MADDE 155. - (1) Başkasına ait olup da, belirli bir
şekilde kullanmak üzere zilyedliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde,
kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyedliğin devri amacı dışında
tasarrufta bulunan veya bu devir olgusunu inkar eden kişi, şikâyet üzerine,
altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun, meslek ve sanat,
ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun,
başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim
edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, bir yıldan yedi yıla kadar hapis ve
üçbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
MADDE 156. - (1) Bedelsiz kalmış bir senedi kullanan
kimseye, şikâyet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası
verilir.
Dolandırıcılık
MADDE 157. - (1) Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir.
MADDE 158. - (1) Dolandırıcılık suçunun;
a) Dinî inanç ve duyguların
istismar edilmesi suretiyle,
b) Kişinin içinde bulunduğu
tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle,
c) Kişinin algılama yeteneğinin
zayıflığından yararlanmak suretiyle,
d) Kamu kurum ve kuruluşlarının,
kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel
kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle,
e) Kamu kurum ve kuruluşlarının
zararına olarak,
f) Bilişim sistemlerinin, banka
veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle,
g) Basın ve yayın araçlarının
sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
h) Tacir veya şirket yöneticisi
olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında;
kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında,
i) Serbest meslek sahibi kişiler
tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye
kullanılması suretiyle,
j) Banka veya diğer kredi
kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak
maksadıyla,
k) Sigorta bedelini almak
maksadıyla,
İşlenmesi hâlinde, iki yıldan
yedi yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Kamu görevlileriyle
ilişkisinin olduğundan, onlar nezdinde hatırı sayıldığından bahisle ve belli
bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatarak, başkasından menfaat temin eden kişi,
yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
MADDE 159. - (1) Dolandırıcılığın, bir hukukî ilişkiye
dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi hâlinde, şikâyet üzerine, altı aydan
bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
MADDE 160. - (1) Kaybedilmiş olması nedeniyle malikinin
zilyedliğinden çıkmış olan ya da hata sonucu ele geçirilen eşya üzerinde, iade
etmeksizin veya yetkili mercileri durumdan haberdar etmeksizin, malik gibi
tasarrufta bulunan kişi, şikâyet üzerine, bir yıla kadar hapis veya adlî para
cezası ile cezalandırılır.
Hileli iflâs
MADDE 161. - (1) Malvarlığını eksiltmeye yönelik hileli
tasarruflarda bulunan kişi, bu hileli tasarruflardan önce veya sonra iflasa
karar verilmiş olması hâlinde, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. Hileli iflasın varlığı için;
a) Alacaklıların alacaklarının
teminatı mahiyetinde olan malların kaçırılması, gizlenmesi veya değerinin
azalmasına neden olunması,
b) Malvarlığını kaçırmaya
yönelik tasarruflarının ortaya çıkmasını önlemek için ticari defter, kayıt veya
belgelerin gizlenmesi veya yok edilmesi,
c) Gerçekte bir alacak ve borç
ilişkisi olmadığı hâlde, sanki böyle bir ilişki mevcutmuş gibi, borçların
artmasına neden olacak şekilde belge düzenlenmesi,
d) Gerçeğe aykırı muhasebe
kayıtlarıyla veya sahte bilanço tanzimiyle aktifin olduğundan az gösterilmesi,
Gerekir.
MADDE 162. - (1) Tacir olmanın gerekli kıldığı dikkat ve
özenin gösterilmemesi dolayısıyla iflâsa sebebiyet veren kişi, iflasa karar
verilmiş olması hâlinde, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
MADDE 163. - (1) Otomatlar aracılığı ile sunulan ve bedeli
ödendiği takdirde yararlanılabilen bir hizmetten ödeme yapmadan yararlanan
kişi, iki aydan altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Telefon hatları ile
frekanslarından veya elektromanyetik dalgalarla yapılan şifreli veya şifresiz
yayınlardan sahibinin veya zilyedinin rızası olmadan yararlanan kişi, altı
aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Şirket veya kooperatifler hakkında yanlış bilgi
MADDE 164. - (1) Bir şirket veya kooperatifin kurucu,
ortak, idareci, müdür veya temsilcileri veya yönetim veya denetim kurulu
üyeleri veya tasfiye memuru sıfatını taşıyanlar, kamuya yaptıkları beyanlarda
veya genel kurula sundukları raporlarda veya önerilerde ilgililerin zarara
uğramasına neden olabilecek nitelikte gerçeğe aykırı önemli bilgiler verecek
veya verdirtecek olurlarsa altı aydan üç yıla kadar hapis veya bin güne kadar
adlî para cezası ile cezalandırılırlar.
Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi
MADDE 165. - (1) Bir suçun işlenmesiyle elde edilen eşyayı
satın alan veya kabul eden kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne
kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
Bilgi vermeme
MADDE 166. - (1) Bir hukukî ilişkiye dayalı olarak elde
ettiği eşyanın, esasında suç işlemek suretiyle veya suç işlemek dolayısıyla
elde edildiğini öğrenmesine rağmen, suçu takibe yetkili makamlara vakit
geçirmeksizin bildirimde bulunmayan kişi, altı aya kadar hapis veya adlî para
cezası ile cezalandırılır.
MADDE 167. - (1) Yağma ve nitelikli yağma hariç, bu
bölümde yer alan suçların;
a) Haklarında ayrılık kararı
verilmemiş eşlerden birinin,
b) Üstsoy veya altsoyunun veya
bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlâtlığın,
c) Aynı konutta beraber yaşayan
kardeşlerden birinin,
Zararına olarak işlenmesi
hâlinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.
(2) Bu suçların, haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının zararına olarak işlenmesi hâlinde; ilgili akraba hakkında şikâyet üzerine verilecek ceza, yarısı oranında indirilir.
Etkin pişmanlık
MADDE 168. - (1) Hırsızlık, mala zarar verme, güveni
kötüye kullanma, dolandırıcılık ve karşılıksız yararlanma suçları
tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce
failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun
uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle gidermesi hâlinde;
cezası üçte birden üçte ikiye kadar indirilir. Yağma suçunda ise, cezada altıda
birden üçte bire kadar indirim yapılır.
(2) Kısmen geri verme veya
tazmin hâlinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, mağdurun
rızası aranır.
MADDE 169. - (1) Hırsızlık, güveni kötüye kullanma ve
dolandırıcılık suçlarının işlenmesi suretiyle yararına haksız menfaat sağlanan
tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
ÜÇÜNCÜ KISIM
Topluma Karşı Suçlar
BİRİNCİ BÖLÜM
Genel Tehlike
Yaratan Suçlar
MADDE 170. - (1) Kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı
bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik
yaratabilecek tarzda;
a) Yangın çıkaran,
b) Bina çökmesine, toprak
kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olan,
c) Silâhla ateş eden veya
patlayıcı madde kullanan,
Kişi, altı aydan üç yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Yangın, bina çökmesi, toprak
kayması, çığ düşmesi, sel veya taşkın tehlikesine neden olan kişi, üç aydan bir
yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
MADDE 171. - (1) Taksirle;
a) Yangına,
b) Bina çökmesine, toprak
kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına,
Neden olan kişi, fiilin
başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olması
hâlinde, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Radyasyon yayma
MADDE 172. - (1) Bir başkasını, sağlığını bozmak amacıyla
ve bu amacı gerçekleştirmeye elverişli olacak surette, radyasyona tabi tutan
kişi, üç yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Birinci fıkradaki fiilin belirsiz
sayıda kişilere karşı işlenmiş olması hâlinde, beş yıldan az olmamak üzere
hapis cezasına hükmolunur.
(3) Bir başkasının hayatı,
sağlığı veya malvarlığına önemli ölçüde zarar vermeye elverişli olacak biçimde
radyasyon yayan veya atom çekirdeklerinin parçalanması sürecine etkide bulunan
kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(4) Radyasyon yayılmasına veya
atom çekirdeklerinin parçalanması sürecine, bir laboratuvar veya tesisin
işletilmesi sırasında gerekli dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak neden
olan kişi, fiilin bir başkasının hayatı, sağlığı veya malvarlığına önemli
ölçüde zarar vermeye elverişli olması hâlinde, altı aydan üç yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
MADDE 173. - (1) Atom enerjisini serbest bırakarak bir
patlamaya ve bu suretle bir başkasının hayatı, sağlığı veya malvarlığı hakkında
önemli ölçüde tehlikeye sebebiyet veren kişi, beş yıldan az olmamak üzere hapis
cezası ile cezalandırılır.
(2) Yukarıdaki fıkrada
tanımlanan fiilin taksirle işlenmesi hâlinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis
cezasına hükmolunur.
MADDE 174. - (1) Yetkili makamlardan gerekli izni
almaksızın, patlayıcı, yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici,
sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeyi
imal, ithal veya ihraç eden, ülke içinde bir yerden diğer bir yere nakleden,
muhafaza eden, satan, satın alan veya işleyen kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar
hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Yetkili
makamların izni olmaksızın, bu fıkra kapsamına giren maddelerin imalinde, işlenmesinde
veya kullanılmasında gerekli olan malzeme ve teçhizatı ihraç eden kişi de aynı
ceza ile cezalandırılır.
(2) Bu fiillerin suç işlemek
için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde,
verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(3) Önemsiz tür ve miktarda
patlayıcı maddeyi satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında,
kullanılış amacı gözetilerek, bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Akıl hastası üzerindeki bakım ve gözetim yükümlülüğünün ihlâli
MADDE 175. - (1) Akıl hastası üzerindeki bakım ve gözetim
yükümlülüğünü, başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından
tehlikeli olabilecek şekilde ihmal eden kişi, altı aya kadar hapis veya adlî
para cezası ile cezalandırılır.
İnşaat veya yıkımla ilgili emniyet kurallarına uymama
MADDE 176. - (1) İnşaat veya yıkım faaliyeti sırasında,
insan hayatı veya beden bütünlüğü açısından gerekli olan tedbirleri almayan
kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Hayvanın tehlike yaratabilecek şekilde serbest bırakılması
MADDE 177. - (1) Gözetimi altında bulunan hayvanı
başkalarının hayatı veya sağlığı bakımından tehlikeli olabilecek şekilde
serbest bırakan veya bunların kontrol altına alınmasında ihmal gösteren kişi,
altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
İşaret ve engel koymama
MADDE 178. - (1) Herkesin gelip geçtiği yerlerde
yapılmakta olan işlerden veya bırakılan eşyadan doğan tehlikeyi önlemek için
gerekli işaret veya engelleri koymayan, konulmuş olan işaret veya engelleri
kaldıran ya da bunların yerini değiştiren kişi, iki aydan altı aya kadar hapis
veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
MADDE 179. - (1) Kara, deniz, hava veya demiryolu
ulaşımının güven içinde akışını sağlamak için konulmuş her türlü işareti
değiştirerek, kullanılamaz hâle getirerek, konuldukları yerden kaldırarak,
yanlış işaretler vererek, geçiş, varış, kalkış veya iniş yolları üzerine bir
şey koyarak ya da teknik işletim sistemine müdahale ederek, başkalarının
hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından bir tehlikeye neden olan kişiye bir
yıldan altı yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Kara, deniz, hava veya
demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından
tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare eden kişi, iki yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
(3) Alkol veya uyuşturucu madde
etkisiyle ya da başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare
edemeyecek hâlde olmasına rağmen araç kullanan kişi yukarıdaki fıkra hükmüne
göre cezalandırılır.
Trafik güvenliğini taksirle tehlikeye sokma
MADDE 180. - (1) Deniz, hava veya demiryolu ulaşımında,
kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından bir tehlikeye taksirle
neden olan kimseye üç aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
İKİNCİ BÖLÜM
Çevreye Karşı Suçlar
MADDE 181. - (1) İlgili kanunlarla belirlenen teknik
usullere aykırı olarak ve çevreye zarar verecek şekilde, atık veya artıkları
toprağa, suya veya havaya kasten veren kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
(2) Atık veya artıkları izinsiz
olarak ülkeye sokan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Atık veya artıkların
toprakta, suda veya havada kalıcı özellik göstermesi hâlinde, yukarıdaki
fıkralara göre verilecek ceza iki katı kadar artırılır.
(4) Bir ve ikinci fıkralarda
tanımlanan fiillerin, insan veya hayvanlar açısından tedavisi zor hastalıkların
ortaya çıkmasına, üreme yeteneğinin körelmesine, hayvanların veya bitkilerin
doğal özelliklerini değiştirmeye neden olabilecek niteliklere sahip olan atık
veya artıklarla ilgili olarak işlenmesi hâlinde, beş yıldan az olmamak üzere
hapis cezasına ve bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
(5) Bu maddenin iki, üç ve
dördüncü fıkrasındaki fiillerden dolayı tüzel kişiler hakkında bunlara özgü
güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
MADDE 182. - (1) Çevreye zarar verecek şekilde, atık veya
artıkların toprağa, suya veya havaya verilmesine taksirle neden olan kişi, adlî
para cezası ile cezalandırılır. Bu atık veya artıkların, toprakta, suda veya
havada kalıcı etki bırakması hâlinde, iki aydan bir yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur.
(2) İnsan veya hayvanlar
açısından tedavisi zor hastalıkların ortaya çıkmasına, üreme yeteneğinin
körelmesine, hayvanların veya bitkilerin doğal özelliklerini değiştirmeye neden
olabilecek niteliklere sahip olan atık veya artıkların toprağa, suya veya
havaya taksirle verilmesine neden olan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
Gürültüye neden olma
MADDE 183. - (1) İlgili kanunlarla belirlenen
yükümlülüklere aykırı olarak, başka bir kimsenin sağlığının zarar görmesine
elverişli bir şekilde gürültüye neden olan kişi, iki aydan iki yıla kadar hapis
veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
İmar kirliliğine neden olma
MADDE 184. - (1) Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata
aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
(2) Yapı ruhsatiyesi olmadan
başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon
bağlantısı yapılmasına müsaade eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre
cezalandırılır.
(3) Yapı kullanma izni alınmamış
binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına müsaade eden kişi iki yıldan
beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(4) Üçüncü fıkra hariç, bu madde
hükümleri ancak belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tâbi yerlerde
uygulanır.
(5) Kişinin, ruhsatsız ya da
ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar plânına ve ruhsatına
uygun hale getirmesi halinde, bir ve ikinci fıkra hükümleri gereğince kamu
davası açılmaz, açılmış olan kamu davası düşer, mahkum olunan ceza bütün
sonuçlarıyla ortadan kalkar.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Kamunun Sağlığına
Karşı Suçlar
MADDE 185. - (1) İçilecek sulara veya yenilecek veya
içilecek veya kullanılacak veya tüketilecek her çeşit besin veya şeylere zehir
katarak veya başka suretlerle bunları bozarak kişilerin hayatını ve sağlığını
tehlikeye düşüren kimseye iki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Yukarıdaki fıkrada
belirtilen fiillerin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak işlenmesi
hâlinde, üç aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Bozulmuş veya değiştirilmiş gıda veya ilaçların ticareti
MADDE 186. - (1) Kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye
sokacak biçimde bozulmuş, değiştirilmiş her tür yenilecek veya içilecek şeyleri
veya ilâçları satan, tedarik eden, bulunduran kimseye bir yıldan beş yıla kadar
hapis ve binbeşyüz güne kadar adlî para cezası verilir.
(2) Bu suçun, resmi izne dayalı
olarak yürütülen bir meslek ve sanatın icrası kapsamında işlenmesi hâlinde,
verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.
MADDE 187. - (1) Kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye
sokacak biçimde ilaç üreten veya satan kimseye bir yıldan beş yıla kadar hapis
ve adlî para cezası verilir.
(2) Bu suçun tabip veya eczacı
tarafından ya da resmi izne dayalı olarak yürütülen bir meslek ve sanatın
icrası kapsamında işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında
artırılır.
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti
MADDE 188. - (1) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri
ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç eden kişi, on
yıldan az olmamak üzere hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır.
(2) Uyuşturucu veya uyarıcı
madde ihracı fiilinin diğer ülke açısından ithal olarak nitelendirilmesi
dolayısıyla bu ülkede yapılan yargılama sonucunda hükmolunan cezanın infaz
edilen kısmı, Türkiye'de uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı dolayısıyla
yapılacak yargılama sonucunda hükmolunan cezadan mahsup edilir.
(3) Uyuşturucu veya uyarıcı
maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz
eden, başkalarına veren, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden,
bulunduran kişi, beş yıldan onbeş yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adlî
para cezası ile cezalandırılır.
(4) Uyuşturucu maddenin eroin,
kokain, morfin veya bazmorfin olması hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre
verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Yukarıdaki fıkralarda
gösterilen suçların, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti
çerçevesinde işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(6) Üretimi resmi makamların
iznine veya satışı yetkili tabip tarafından düzenlenen reçeteye bağlı olan ve
uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisi doğuran her türlü madde açısından da
yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanır.
(7) Uyuşturucu veya uyarıcı etki
doğurmamakla birlikte, uyuşturucu veya uyarıcı madde üretiminde kullanılan ve
ithal veya imali resmî makamların iznine bağlı olan maddeyi ülkeye ithal eden,
imal eden, satan, satın alan, nakleden, depolayan veya ihraç eden kişi, dört
yıldan az olmamak üzere hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır.
(8) Bu maddede tanımlanan
suçların tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru,
laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı, sağlık hizmeti veren,
kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi tarafından işlenmesi
hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması
MADDE 189. - (1) Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve
ticareti suçlarının bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde,
tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
MADDE 190. - (1) Uyuşturucu veya uyarıcı madde
kullanılmasını kolaylaştırmak için;
a) Özel yer, donanım veya
malzeme sağlayan,
b) Kullananların yakalanmalarını
zorlaştıracak önlemler alan,
c) Kullanma yöntemleri konusunda
başkalarına bilgi veren,
Kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bu maddede tanımlanan
suçların tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru,
laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı, sağlık hizmeti veren,
kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi tarafından işlenmesi
hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(3) Uyuşturucu veya uyarıcı
madde kullanılmasını alenen özendiren veya bu nitelikte yayın yapan kişi, iki
yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek
veya bulundurmak
MADDE 191. - (1) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı
madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi, bir yıldan iki yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır. Kendisi tarafından kullanılmak üzere
uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisi doğuran bitkileri yetiştiren kişi, bu
fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
(2) Uyuşturucu veya uyarıcı
madde kullanan kişi hakkında, tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine
hükmolunur.
(3) Hakkında tedaviye ve
denetimli serbestlik tedbirine hükmedilen kişi, belirlenen kurumda uygulanan
tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmakla
yükümlüdür. Hakkında denetimli serbestlik tedbirine hükmedilen kişiye rehberlik
edecek bir uzman görevlendirilir. Bu uzman, güvenlik tedbirinin uygulama
süresince, kişiyi uyuşturucu veya uyarıcı maddenin kullanılmasının etki ve
sonuçları hakkında bilgilendirir, kişiye sorumluluk bilincinin gelişmesine yönelik
olarak öğütte bulunur ve yol gösterir; kişinin gelişimi ve davranışları
hakkında üçer aylık sürelerle rapor düzenleyerek hâkime verir.
(4) Tedavi süresince devam eden
denetimli serbestlik tedbirine, tedavinin sona erdiği tarihten itibaren bir yıl
süreyle devam olunur. Denetimli serbestlik tedbirinin uygulanma süresinin
uzatılmasına karar verilebilir. Ancak, bu durumda süre üç yıldan fazla olamaz.
(5) Uyuşturucu veya uyarıcı
madde kullanan kişi hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın
almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı hükmolunan ceza, ancak tedavi ve
denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmaması hâlinde infaz
edilir. Kişi etkin pişmanlıktan yararlanmışsa, davaya devam olunarak hakkında
cezaya hükmolunur.
MADDE 192. - (1) Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve
ticareti suçlarına iştirak etmiş olan kişi, resmî makamlar tarafından haber
alınmadan önce, diğer suç ortaklarını ve uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin
saklandığı veya imal edildiği yerleri merciine haber verirse, verilen bilginin
suç ortaklarının yakalanmasını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele
geçirilmesini sağlaması hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(2) Kullanmak için uyuşturucu
veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi, resmî makamlar
tarafından haber alınmadan önce, bu maddeyi kimden, nerede ve ne zaman temin
ettiğini merciine haber vererek suçluların yakalanmalarını veya uyuşturucu veya
uyarıcı maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırırsa, hakkında cezaya
hükmolunmaz.
(3) Bu suçlar haber alındıktan
sonra gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç
ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek ceza,
yardımın niteliğine göre dörtte birden yarısına kadarı indirilir.
(4) Uyuşturucu veya uyarıcı
madde kullanan kişi, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde
satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı soruşturma başlatılmadan
önce resmî makamlara başvurarak tedavi ettirilmesini isterse, cezaya
hükmolunmaz.
MADDE 193. - (1) İçeriğinde zehir bulunan ve üretilmesi,
bulundurulması veya satılması izne bağlı olan maddeyi izinsiz olarak üreten,
bulunduran, satan veya nakleden kişi, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
Sağlık için tehlikeli madde temini
MADDE 194. - (1) Sağlık için tehlike oluşturabilecek
maddeleri çocuklara, akıl hastalarına veya uçucu madde kullananlara veren veya
tüketimine sunan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
Bulaşıcı hastalıklara ilişkin tedbirlere aykırı davranma
MADDE 195. - (1) Bulaşıcı hastalıklardan birine yakalanmış
veya bu hastalıklardan ölmüş kimsenin bulunduğu yerin karantina altına
alınmasına dair yetkili makamlarca alınan tedbirlere uymayan kişi, iki aydan
bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
MADDE 196. - (1) Ölü gömülmesine ayrılan yerlerden başka
yerlere ölü gömen veya gömdüren kişi, altı aya kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Kamu Güvenine Karşı
Suçlar
Parada sahtecilik
MADDE 197. - (1) Memlekette veya yabancı ülkelerde kanunen
tedavülde bulunan parayı, sahte olarak üreten, ülkeye sokan, nakleden, muhafaza
eden veya tedavüle koyan kişi, iki yıldan oniki yıla kadar hapis ve onbin güne
kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Sahte parayı bilerek kabul eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Sahteliğini bilmeden kabul
ettiği parayı bu niteliğini bilerek tedavüle koyan kişi, üç aydan bir yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Paraya eşit sayılan değerler
MADDE 198. - (1) Devlet tarafından ihraç edilip de
hamiline yazılı bonolar, hisse senetleri, tahviller ve kuponlar, yetkili
kurumlar tarafından çıkarılmış olup da kanunen tedavül eden senetler, tahviller
ve evrak ile millî ziynet altınları, para hükmündedir.
Kıymetli damgada sahtecilik
MADDE 199. - (1) Kıymetli damgayı sahte olarak üreten,
ülkeye sokan, nakleden, muhafaza eden veya tedavüle koyan kişi, bir yıldan beş
yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Sahte olarak üretilmiş
kıymetli damgayı bilerek kabul eden kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis ve adlî
para cezası ile cezalandırılır.
(3) Sahteliğini bilmeden kabul
ettiği kıymetli damgayı bu niteliğini bilerek tedavüle koyan kişi, bir aydan
altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(4) Damgalı kâğıtlar, damga ve
posta pulları ve muayyen bir miktar vergi veya harcın ödendiğini belgelemek
amacıyla kullanılan pullar, kıymetli damga sayılır.
Para ve kıymetli damgaları yapmaya yarayan araçlar
MADDE 200. - (1) Paralarla kıymetli damgaların üretiminde
kullanılan alet veya malzemeyi izinsiz olarak üreten, ülkeye sokan, satan,
devreden, satın alan, kabul eden veya muhafaza eden kişi, bir yıldan dört yıla
kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.
Etkin pişmanlık
MADDE 201. - (1) Sahte olarak para veya kıymetli damga
üreten, ülkeye sokan, nakleden, muhafaza eden veya kabul eden kişi, bu para
veya kıymetli damgaları tedavüle koymadan ve resmî makamlar tarafından haber
alınmadan önce, diğer suç ortaklarını ve sahte olarak üretilen para veya kıymetli
damgaların üretildiği veya saklandığı yerleri merciine haber verirse, verilen
bilginin suç ortaklarının yakalanmasını ve sahte olarak üretilen para veya
kıymetli damgaların ele geçirilmesini sağlaması hâlinde, hakkında cezaya
hükmolunmaz.
(2) Sahte para veya kıymetli
damga üretiminde kullanılan alet ve malzemeyi izinsiz olarak üreten, ülkeye
sokan, satan, devreden, satın alan, kabul eden veya muhafaza eden kişi, resmî
makamlar tarafından haber alınmadan önce, diğer suç ortaklarını ve bu malzemenin
üretildiği veya saklandığı yerleri ilgili makama haber verirse, verilen
bilginin suç ortaklarının yakalanmasını ve bu malzemenin ele geçirilmesini
sağlaması hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
MADDE 202. - (1) Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığı ve Başbakanlık tarafından kullanılan mührü sahte olarak
üreten veya kullanan kişi, iki yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) Kamu kurum ve kuruluşlarınca
veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca kullanılan onaylayıcı veya
belgeleyici mührü sahte olarak üreten veya kullanan kişi, bir yıldan altı yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Mühür bozma
MADDE 203. - (1) Kanun veya yetkili makamların emri
uyarınca bir şeyin saklanmasını veya varlığının aynen korunmasını sağlamak için
konulan mührü kaldıran veya konuluş amacına aykırı hareket eden kişi, altı
aydan üç yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
MADDE 204. - (1) Bir resmî belgeyi sahte olarak
düzenleyen, gerçek bir resmî belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren
veya sahte resmî belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası
ile cezalandırılır.
(2) Görevi gereği düzenlemeye
yetkili olduğu resmî bir belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi
başkalarını aldatacak şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı olarak belge
düzenleyen veya sahte resmî belgeyi kullanan kamu görevlisi üç yıldan sekiz
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Resmî belgenin, kanun hükmü
gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğinde olması
hâlinde, verilecek ceza yarısı oranında artırılır.
MADDE 205. - (1) Gerçek bir resmî belgeyi bozan, yok eden
veya gizleyen kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Suçun kamu görevlisi tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında
artırılır.
MADDE 206. - (1) Bir resmî belgeyi düzenlemek yetkisine
sahip olan kamu görevlisine yalan beyanda bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar
hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Özel belgede sahtecilik
MADDE 207. - (1) Bir özel belgeyi sahte olarak düzenleyen
veya gerçek bir özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren ve
kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bir sahte özel belgeyi bu
özelliğini bilerek kullanan kişi de yukarıdaki fıkra hükmüne göre
cezalandırılır.
MADDE 208. - (1) Gerçek bir özel belgeyi bozan, yok eden
veya gizleyen kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Açığa imzanın kötüye kullanılması
MADDE 209. - (1) Belirli bir tarzda doldurulup kullanılmak
üzere kendisine teslim olunan imzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kâğıdı,
verilme nedeninden farklı bir şekilde dolduran kişi, şikâyet üzerine, üç aydan
bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) İmzalı ve kısmen veya
tamamen boş bir kâğıdı hukuka aykırı olarak ele geçirip veya elde bulundurup da
hukukî sonuç doğuracak şekilde dolduran kişi, belgede sahtecilik hükümlerine
göre cezalandırılır.
MADDE 210. - (1) Özel belgede sahtecilik suçunun
konusunun, emre veya hamile yazılı kambiyo senedi, emtiayı temsil eden belge,
hisse senedi, tahvil veya vasiyetname olması hâlinde, resmî belgede sahtecilik
suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(2) Gerçeğe aykırı belge
düzenleyen tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire veya diğer sağlık mesleği
mensubu, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Düzenlenen
belgenin kişiye haksız bir menfaat sağlaması ya da kamunun veya kişilerin
zararına bir sonuç doğurucu nitelik taşıması hâlinde, resmî belgede sahtecilik
hükümlerine göre cezaya hükmolunur.
Daha az cezayı gerektiren hâl
MADDE 211. - (1) Bir hukukî ilişkiye dayanan alacağın
ispatı veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla belgede sahtecilik suçunun
işlenmesi hâlinde, verilecek ceza, yarısı oranında indirilir.
MADDE 212. - (1) Sahte resmî veya özel belgenin bir başka
suçun işlenmesi sırasında kullanılması hâlinde, hem sahtecilik hem de ilgili
suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Kamu Barışına Karşı
Suçlar
Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit
MADDE 213. - (1) Halk arasında endişe, korku ve panik
yaratmak amacıyla hayat, sağlık, vücut veya cinsel dokunulmazlık ya da
malvarlığı bakımından alenen tehditte bulunan kişi, iki yıldan dört yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun silâhla işlenmesi
hâlinde, verilecek ceza, kullanılan silâhın niteliğine göre yarı oranına kadar
artırılabilir.
MADDE 214. - (1) Suç işlemek için alenen tahrikte bulunan
kişi, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Halkın bir kısmını diğer bir
kısmına karşı silâhlandırarak, birbirini öldürmeye tahrik eden kişi, onbeş yıldan
yirmidört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Tahrik konusu suçların
işlenmesi hâlinde, tahrik eden kişi, bu suçlara azmettiren sıfatıyla
cezalandırılır.
MADDE 215. - (1) İşlenmiş olan bir suçu veya işlemiş
olduğu suçtan dolayı bir kişiyi alenen öven kimse, iki yıla kadar hapis cezası
ile cezalandırılır.
Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama
MADDE 216. - (1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep
veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi
aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği
açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Halkın bir kesimini, sosyal
sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen
aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Halkın bir kesiminin
benimsediği dinî değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya
elverişli olması hâlinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
MADDE 217. - (1) Halkı kanunlara uymamaya alenen tahrik
eden kişi, tahrikin kamu barışını bozmaya elverişli olması hâlinde, altı aydan
iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Ortak hüküm
MADDE 218. - (1) Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların
basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında
artırılır.
Görev sırasında din hizmetlerini kötüye kullanma
MADDE 219. - (1) İmam, hatip, vaiz, rahip, haham gibi dini
reislerden biri vazifesini ifa sırasında alenen hükümet idaresini ve Devlet
kanunlarını ve hükümet icraatını takbih ve tezyif ederse bir aydan bir seneye
kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır veya bunlardan birine
hükmolunabilir.
(2) Yukarıdaki fıkrada
gösterilen kimselerden biri işbu sıfattan bilistifade hükümetin idaresini ve
kanun ve nizam ve emirleri ve dairelerden birine ait olan vazife ve salâhiyeti
takbih ve tezyife veya halkı kanunlara yahut hükümet emirlerini icraya veya
memuru memuriyetinin vazifesi icabına karşı itaatsizliğe tahrik ve teşvik
edecek olursa üç aydan iki seneye kadar hapse ve adlî para cezası ve müebbeden
veya muvakkaten bilfiil o vazifeyi icradan ve onun menfaat ve aidatını almaktan
memnuiyetine hükmolunur.
(4) Bunlardan biri dini sıfatından istifade
ederek, birinci fıkrada yazılı fiillerden başka bir cürüm işlerse altıda bir
miktarı çoğaltılmak şartıyla o cürüm için kanunda yazılı olan ceza ile mahkûm
olur.
(5) Şu kadar ki kanun işbu sıfatı esasen
nazarıitibara almış ise cezayı çoğaltmaya mahal yoktur.
MADDE 220. - (1) Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek
amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye
sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması
hâlinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak,
örgütün varlığı için üye sayısının en az üç kişi olması gerekir.
(2) Suç işlemek amacıyla
kurulmuş olan örgüte üye olanlar, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(3) Örgütün silâhlı olması
hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza dörtte birinden yarısına
kadar artırılır.
(4) Örgütün faaliyeti
çerçevesinde suç işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı da cezaya
hükmolunur.
(5) Örgüt yöneticileri, örgütün
faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak
cezalandırılır.
(6) Örgüte üye olmamakla
birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı
cezalandırılır.
(7) Örgüt içindeki hiyerarşik
yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi,
örgüt üyesi olarak cezalandırılır.
(8) Örgütün veya amacının
propagandasını yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek
ceza yarı oranında artırılır.
MADDE 221. - (1) Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu
nedeniyle soruşturmaya başlanmadan ve örgütün amacı doğrultusunda suç
işlenmeden önce, örgütü dağıtan veya verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını
sağlayan kurucu veya yöneticiler hakkında cezaya hükmolunmaz.
(2) Örgüt üyesinin, örgütün
faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeksizin,
gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi hâlinde,
hakkında cezaya hükmolunmaz.
(3) Örgütün faaliyeti çerçevesinde
herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeden yakalanan örgüt üyesinin,
pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını
sağlamaya elverişli bilgi vermesi hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(4) Suç işlemek amacıyla örgüt
kuran, yöneten veya örgüte üye olan kişinin, gönüllü olarak teslim olup,
örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi
hâlinde, hakkında örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı
cezaya hükmolunmaz. Kişinin bu bilgileri yakalandıktan sonra vermesi hâlinde,
hakkında bu suçtan dolayı verilecek cezada üçte birden dörtte üçe kadar indirim
yapılır.
(5) Etkin pişmanlıktan
yararlanan kişiler hakkında bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine
hükmolunur. Denetimli serbestlik tedbirinin süresi üç yıla kadar uzatılabilir.
MADDE 222. - (1) 25.11.1925 tarihli ve 671 sayılı Şapka
İktisası Hakkında Kanunla, 1.11.1928 tarihli ve 1353 sayılı Türk Harflerinin
Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanunun koyduğu yasaklara veya yükümlülüklere aykırı
hareket edenlere iki aydan altı aya kadar hapis cezası verilir.
ALTINCI BÖLÜM
Ulaşım Araçlarına
veya Sabit Platformlara Karşı Suçlar
MADDE 223. - (1) Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka
aykırı başka bir davranışla kara ulaşım aracının hareket etmesini engelleyen,
bu aracı hareket hâlinde iken durduran veya gitmekte olduğu yerden başka yere
götüren kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun konusunun deniz veya
demiryolu ulaşım aracı olması hâlinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur.
(3) Cebir veya tehdit kullanarak
ya da hukuka aykırı başka bir davranışla hava ulaşım aracının hareket etmesini
engelleyen veya bu aracı gitmekte olduğu yerden başka yere götüren kişi, beş
yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(4) Bu suçların işlenmesi
sırasında kişilerin hürriyetinin tahdit edilmesi dolayısıyla ayrıca cezaya
hükmolunur.
(5) Bu suçların işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
Kıt'a sahanlığında veya münhasır ekonomik bölgedeki sabit platformların
işgali
MADDE 224. - (1) Kıt'a sahanlığında veya münhasır ekonomik
bölgede kurulmuş sabit bir platformu cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka
aykırı başka bir davranışla ele geçiren, zapteden veya kontrolü altına alan
kişi, beş yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bu suçun işlenmesi sırasında
kişilerin hürriyetinin tahdit edilmesi dolayısıyla ayrıca cezaya hükmolunur.
(3) Bu suçun işlenmesi sırasında
kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin gerçekleşmesi
durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
YEDİNCİ BÖLÜM
Genel Ahlâka Karşı
Suçlar
MADDE 225. - (1) Alenen cinsel ilişkide bulunan veya
teşhircilik yapan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
Müstehcenlik
MADDE 226. - (1) a) Bir çocuğa müstehcen görüntü, yazı
veya sözleri içeren ürünleri veren ya da bunların içeriğini gösteren, okuyan,
okutan veya dinleten,
b) Bunların içeriklerini
çocukların girebileceği veya görebileceği yerlerde ya da alenen gösteren,
görülebilecek şekilde sergileyen, okuyan, okutan, söyleyen, söyleten,
c) Bu ürünleri, içeriğine vakıf
olunabilecek şekilde satışa veya kiraya arz eden,
d) Bu ürünleri, bunların
satışına mahsus alışveriş yerleri dışında, satışa arz eden, satan veya kiraya
veren,
e) Bu ürünleri, sair mal veya
hizmet satışları yanında veya dolayısıyla bedelsiz olarak veren veya dağıtan,
f) Bu ürünlerin reklamını yapan,
Kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile
cezalandırılır.
(2) Müstehcen görüntü, yazı veya
sözleri basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden
kişi altı aydan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır.
(3) Müstehcen görüntü, yazı veya
sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları kullanan kişi, beş yıldan
on yıla kadar
hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
Bu ürünleri ülkeye sokan, çoğaltan, satışa arz eden, satan, nakleden,
depolayan, ihraç eden, bulunduran ya da başkalarının kullanımına sunan kişi,
iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır.
(4) Şiddet kullanılarak,
hayvanlarla, ölmüş insan bedeni üzerinde veya doğal olmayan yoldan yapılan
cinsel davranışlara ilişkin yazı, ses veya görüntüleri içeren ürünleri üreten,
ülkeye sokan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, başkalarının kullanımına
sunan veya bulunduran kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis ve beşbin güne
kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(5) Üç ve dördüncü fıkralardaki
ürünlerin içeriğini basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına
aracılık eden ya da çocukların görmesini, dinlemesini veya okumasını sağlayan
kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır.
(6) Bu suçlardan dolayı, tüzel
kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
(7) Bu madde hükümleri, bilimsel
eserlerle; üçüncü fıkra hariç olmak ve çocuklara ulaşması engellenmek
koşuluyla, sanatsal ve edebi değeri olan eserler hakkında uygulanmaz.
MADDE 227. - (1) Çocuğu fuhşa teşvik eden, bunun yolunu
kolaylaştıran, bu maksatla tedarik eden veya barındıran ya da çocuğun fuhşuna
aracılık eden kişi, dört yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî
para cezası ile cezalandırılır. Bu suçun işlenişine yönelik hazırlık
hareketleri de tamamlanmış suç gibi cezalandırılır.
(2) Bir kimseyi fuhşa teşvik
eden, bunun yolunu kolaylaştıran ya da fuhuş için aracılık eden veya yer temin
eden kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para
cezası ile cezalandırılır. Fuhşa sürüklenen kişinin kazancından yararlanılarak
kısmen veya tamamen geçimin sağlanması, fuhşa teşvik sayılır.
(3) Fuhuş amacıyla ülkeye insan
sokan veya insanların ülke dışına çıkmasını sağlayan kişi hakkında yukarıdaki
fıkralara göre cezaya hükmolunur.
(4) Cebir veya tehdit
kullanarak, hile ile ya da çaresizliğinden yararlanarak bir kimseyi fuhşa sevk
eden veya fuhuş yapmasını sağlayan kişi hakkında yukarıdaki fıkralara göre
verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılır.
(5) Yukarıdaki fıkralarda
tanımlanan suçların eş, üstsoy, kayın üstsoy, kardeş, evlât edinen, vasi,
eğitici, öğretici, bakıcı, koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler
tarafından ya da kamu görevi veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak
suretiyle işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(6) Bu suçların, suç işlemek
amacıyla teşkil edilmiş örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde,
yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(7) Bu suçlardan dolayı, tüzel
kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
(8) Fuhşa sürüklenen kişi,
tedavi veya terapiye tabi tutulur.
MADDE 228. - (1) Kumar oynanması için yer ve imkân
sağlayan kişi, bir yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Çocukların kumar oynaması
için yer ve imkân sağlanması hâlinde, verilecek ceza bir katı oranında
artırılır.
(3) Bu suçtan dolayı, tüzel
kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
(4) Ceza Kanununun
uygulanmasında kumar, kazanç amacıyla icra edilen ve kâr ve zararın talihe
bağlı olduğu oyunlardır.
MADDE 229. - (1) Çocukları, beden veya ruh bakımından
kendini idare edemeyecek durumda bulunan kimseleri dilencilikte araç olarak
kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bu suçun üçüncü derece dahil
kan veya kayın hısımları ya da eş tarafından işlenmesi hâlinde verilecek ceza
yarı oranında artırılır.
(3) Bu suçun örgüt faaliyeti
çerçevesinde işlenmiş olması hâlinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
SEKİZİNCİ BÖLÜM
Aile Düzenine Karşı
Suçlar
Birden çok evlilik, hileli evlenme, dinsel tören
MADDE 230. - (1) Evli olmasına rağmen, başkasıyla evlenme
işlemi yaptıran kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) Kendisi evli olmamakla
birlikte, evli olduğunu bildiği bir kimse ile evlilik işlemi yaptıran kişi de
yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
(3) Gerçek kimliğini saklamak
suretiyle bir başkasıyla evlenme işlemi yaptıran kişi, üç aydan bir yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
(4) Yukarıdaki fıkralarda
tanımlanan suçlardan dolayı zamanaşımı, evlenmenin iptali kararının
kesinleştiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
(5) Aralarında evlenme
olmaksızın, evlenmenin dinsel törenini yaptıranlar hakkında iki aydan altı aya
kadar hapis cezası verilir. Ancak, medenî nikâh yapıldığında kamu davası ve
hükmedilen ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.
(6) Evlenme akdinin kanuna göre
yapılmış olduğunu gösteren belgeyi görmeden bir evlenme için dinsel tören yapan
kimse hakkında iki aydan altı aya kadar hapis cezası verilir.
MADDE 231. - (1) Bir çocuğun soybağını değiştiren veya
gizleyen kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Özen yükümlülüğüne aykırı
davranarak, sağlık kurumundaki bir çocuğun başka bir çocukla karışmasına neden
olan kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
MADDE 232. - (1) Aynı konutta birlikte yaşadığı kişilerden
birine karşı kötü muamelede bulunan kimse, iki aydan bir yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
(2) İdaresi altında bulunan veya
büyütmek, okutmak, bakmak, muhafaza etmek veya bir meslek veya sanat öğretmekle
yükümlü olduğu kişi üzerinde, sahibi bulunduğu terbiye hakkından doğan disiplin
yetkisini kötüye kullanan kişiye, bir yıla kadar hapis cezası verilir.
Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlâli
MADDE 233. - (1) Aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya
destek olma yükümlülüğünü yerine getirmeyen kişi, şikâyet üzerine, bir yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Hamile olduğunu bildiği
eşini veya sürekli birlikte yaşadığı ve kendisinden gebe kalmış bulunduğunu
bildiği evli olmayan bir kadını çaresiz durumda terk eden kimseye, üç aydan bir
yıla kadar hapis cezası verilir.
(3) Velâyet hakları kaldırılmış
olsa da, itiyadî sarhoşluk, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılması ya
da onur kırıcı tavır ve hareketlerin sonucu maddî ve manevî özen noksanlığı
nedeniyle çocuklarının ahlâk, güvenlik ve sağlığını ağır şekilde tehlikeye
sokan ana veya baba, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması
MADDE 234. - (1) Velayet yetkisi elinden alınmış olan ana
veya babanın ya da üçüncü derece dahil kan hısmının, onaltı yaşını bitirmemiş
bir çocuğu veli, vasi veya bakım ve gözetimi altında bulunan kimsenin yanından
cebir veya tehdit kullanmaksızın kaçırması veya alıkoyması hâlinde, üç aydan
bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Fiil cebir veya tehdit
kullanılarak işlenmiş ya da çocuk henüz oniki yaşını bitirmemiş ise ceza bir
katı oranında artırılır.
DOKUZUNCU BÖLÜM
Ekonomi, Sanayi ve
Ticarete İlişkin Suçlar
MADDE 235. - (1) Kamu kurum veya kuruluşları adına yapılan
mal veya hizmet alım veya satımlarına ya da kiralamalara ilişkin ihalelere
fesat karıştıran kişi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) Aşağıdaki hâllerde ihaleye
fesat karıştırılmış sayılır:
a) Hileli davranışlarla;
1. İhaleye katılma yeterliğine
veya koşullarına sahip olan kişilerin ihaleye veya ihale sürecindeki işlemlere
katılmalarını engellemek,
2. İhaleye katılma yeterliğine
veya koşullarına sahip olmayan kişilerin ihaleye katılmasını sağlamak,
3. Teklif edilen malları,
şartnamesinde belirtilen niteliklere sahip olduğu hâlde, sahip olmadığından
bahisle değerlendirme dışı bırakmak,
4. Teklif edilen malları,
şartnamesinde belirtilen niteliklere sahip olmadığı hâlde, sahip olduğundan
bahisle değerlendirmeye almak.
b) Tekliflerle ilgili olup da
ihale mevzuatına veya şartnamelere göre gizli tutulması gereken bilgilere
başkalarının ulaşmasını sağlamak.
c) Cebir veya tehdit kullanmak
suretiyle ya da hukuka aykırı diğer davranışlarla, ihaleye katılma yeterliğine
veya koşullarına sahip olan kişilerin ihaleye, ihale sürecindeki işlemlere
katılmalarını engellemek.
d) İhaleye katılmak isteyen veya
katılan kişilerin ihale şartlarını ve özellikle fiyatı etkilemek için
aralarında açık veya gizli anlaşma yapmaları.
(3) İhaleye fesat karıştırma
sonucunda ilgili kamu kurumu veya kuruluşu açısından bir zarar meydana gelmiş
ise, ceza yarı oranında artırılır. Zararın meydana gelmiş olduğu sabit olmakla
birlikte miktarının belirlenememiş olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını
engellemez.
(4) İhaleye fesat karıştırma
dolayısıyla menfaat temin eden görevli kişiler, ayrıca bu nedenle ilgili suç
hükmüne göre cezalandırılırlar.
(5) Yukarıdaki fıkralar
hükümleri, kamu kurum veya kuruluşları aracılığı ile yapılan artırma veya
eksiltmeler ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu kurum veya
kuruluşlarının ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının
iştirakiyle kurulmuş şirketler, bunların bünyesinde faaliyet icra eden
vakıflar, kamu yararına çalışan dernekler veya kooperatifler adına yapılan mal
veya hizmet alım veya satımlarına ya da kiralamalara fesat karıştırılması
hâlinde de uygulanır.
MADDE 236. - (1) Kamu kurum veya kuruluşları, kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşları, bunların iştirakiyle kurulmuş şirketler,
bunların bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar, kamu yararına çalışan
dernekler ya da kooperatiflere karşı taahhüt altına girilen edimin ifasına
fesat karıştıran kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) Aşağıdaki fiillerin hileli
olarak yapılması hâlinde, edimin ifasına fesat karıştırılmış sayılır:
a) İhale kararında veya
sözleşmede evsafı belirtilen maldan başka bir malın teslim veya kabul edilmesi.
b) İhale kararında veya
sözleşmede belirtilen miktardan eksik malın teslim veya kabul edilmesi.
c) Edimin ihale kararında veya
sözleşmede belirtilen sürede ifa edilmemesine rağmen, süresinde ifa edilmiş
gibi kabul edilmesi.
d) Yapım ihalelerinde eserin
veya kullanılan malzemenin şartname veya sözleşmesinde belirlenen şartlara,
miktar veya niteliklere uygun olmamasına rağmen kabul edilmesi.
e) Hizmet niteliğindeki edimin,
ihale kararında veya sözleşmede belirtilen şartlara göre verilmemesine veya
eksik verilmesine rağmen verilmiş gibi kabul edilmesi.
(3) Edimin ifasına fesat
karıştırma dolayısıyla menfaat temin eden görevli kişiler, ayrıca bu nedenle
ilgili suç hükmüne göre cezalandırılırlar.
MADDE 237. - (1) İşçi ücretlerinin veya besin veya
malların değerlerinin artıp eksilmesi sonucunu doğurabilecek bir şekilde ve bu
maksatla yalan haber veya havadis yayan veya sair hileli yollara başvuran
kimseye üç aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası verilir.
(2) Fiil sonucu besin veya
malların değerleri veya işçi ücretleri artıp eksildiği takdirde ceza üçte biri
oranında artırılır.
(3) Fail, ruhsatlı simsar veya
borsa tellalı ise ceza ayrıca sekizde bir oranında artırılır.
MADDE 238. - (1) Taahhüt ettiği işi yerine getirmeyerek,
kamu kurum ve kuruluşları veya kamu hizmeti veya genel bir felâketin önlenmesi
için zorunlu eşya veya besinlerin ortadan kalkmasına veya önemli ölçüde
azalmasına neden olan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar
adlî para cezası verilir.
Ticarî sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya
belgelerin açıklanması
MADDE 239. - (1) Sıfat veya görevi, meslek veya sanatı
gereği vakıf olduğu ticarî sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı
niteliğindeki bilgi veya belgeleri yetkisiz kişilere veren veya ifşa eden kişi,
şikâyet üzerine, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para
cezası ile cezalandırılır. Bu bilgi veya belgelerin, hukuka aykırı yolla elde
eden kişiler tarafından yetkisiz kişilere verilmesi veya ifşa edilmesi hâlinde
de bu fıkraya göre cezaya hükmolunur.
(2) Birinci fıkra hükümleri,
fennî keşif ve buluşları veya sınaî uygulamaya ilişkin bilgiler hakkında da
uygulanır.
(3) Bu sırlar, Türkiye'de oturmayan bir yabancıya veya onun memurlarına açıklandığı takdirde, faile verilecek ceza üçte biri oranında artırılır. Bu hâlde şikâyet koşulu aranmaz.
(4) Cebir veya tehdit kullanarak bir kimseyi bu madde kapsamına
giren bilgi veya belgeleri açıklamaya mecbur kılan kişi, üç yıldan yedi yıla
kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.
MADDE 240. - (1) Belli bir mal veya hizmeti satmaktan
kaçınarak kamu için acil bir ihtiyacın ortaya çıkmasına neden olan kişi, altı aydan
iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
MADDE 241. - (1) Kazanç elde etmek amacıyla başkasına
ödünç para veren kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar
adlî para cezası ile cezalandırılır.
Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması
MADDE 242. - (1) Bu bölümde yer alan suçların işlenmesi
suretiyle yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü
güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
ONUNCU BÖLÜM
Bilişim Alanında
Suçlar
Bilişim sistemine girme
MADDE 243. - (1) Bir bilişim sisteminin bütününe veya bir
kısmına, hukuka aykırı olarak giren ve orada kalmaya devam eden kimseye bir
yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir.
(2) Yukarıdaki fıkrada
tanımlanan fiillerin bedeli karşılığı yararlanılabilen sistemler hakkında
işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilir.
(3) Bu fiil nedeniyle sistemin
içerdiği veriler yok olur veya değişirse, altı aydan iki yıla kadar hapis
cezasına hükmolunur.
MADDE 244. - (1) Bir bilişim sisteminin işleyişini
engelleyen veya bozan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) Bir bilişim sistemindeki
verileri bozan, yok eden, değiştiren veya erişilmez kılan, sisteme veri
yerleştiren, var olan verileri başka bir yere gönderen kişi, altı aydan üç yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Bu fiillerin bir banka veya
kredi kurumuna ya da bir kamu kurum veya kuruluşuna ait bilişim sistemi
üzerinde işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Yukarıdaki fıkralarda
tanımlanan fiillerin işlenmesi suretiyle kişinin kendisinin veya başkasının
yararına haksız bir çıkar sağlamasının başka bir suç oluşturmaması hâlinde, iki
yıldan altı yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına
hükmolunur.
MADDE 245. - (1) Başkasına ait bir banka veya kredi
kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimse,
kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası
olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak kendisine veya başkasına yarar
sağlarsa, üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ve adlî para cezası ile
cezalandırılır.
(2) Sahte oluşturulan veya
üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle
kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişi, fiil daha ağır cezayı gerektiren
başka bir suç oluşturmadığı takdirde, dört yıldan yedi yıla kadar hapis cezası
ile cezalandırılır.
MADDE 246. - (1) Bu bölümde yer alan suçların işlenmesi
suretiyle yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü
güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
DÖRDÜNCÜ KISIM
Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son
Hükümler
BİRİNCİ BÖLÜM
Kamu İdaresinin
Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar
MADDE 247. - (1) Görevi nedeniyle zilyedliği kendisine
devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya
başkasının zimmetine geçiren kamu görevlisi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun, zimmetin açığa
çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi hâlinde, verilecek
ceza yarı oranında artırılır.
(3) Zimmet suçunun, malın geçici
bir süre kullanıldıktan sonra iade edilmek üzere işlenmesi hâlinde, verilecek
ceza yarı oranına kadar indirilebilir.
MADDE 248. - (1) Soruşturma başlamadan önce, zimmete
geçirilen malın aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tazmin
edilmesi hâlinde, verilecek cezanın üçte ikisi indirilir.
(2) Kovuşturma başlamadan önce,
gönüllü olarak, zimmete geçirilen malın aynen iade edilmesi veya uğranılan
zararın tamamen tazmin edilmesi hâlinde, verilecek cezanın yarısı indirilir.
Etkin pişmanlığın hükümden önce gerçekleşmesi hâlinde, verilecek cezanın üçte
biri indirilir.
MADDE 249. - (1) Zimmet suçunun konusunu oluşturan malın
değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilir.
İrtikâp
MADDE 250. - (1) Görevinin sağladığı nüfuzu kötüye
kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda
vaatte bulunulmasına bir kimseyi icbar eden kamu görevlisi, beş yıldan on yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Görevinin sağladığı güveni
kötüye kullanmak suretiyle gerçekleştirdiği hileli davranışlarla, kendisine
veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir
kimseyi ikna eden kamu görevlisi, üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(3) İkinci fıkrada tanımlanan
suçun kişinin hatasından yararlanarak işlenmiş olması hâlinde, bir yıldan üç
yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
MADDE 251. - (1) Zimmet veya irtikâp suçunun işlenmesine
kasten göz yuman denetimle yükümlü kamu görevlisi, işlenen suçun müşterek faili
olarak sorumlu tutulur.
(2) Denetim görevini ihmal
ederek, zimmet veya irtikâp suçunun işlenmesine imkân sağlayan kamu görevlisi,
üç aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Rüşvet
MADDE 252. - (1) Rüşvet alan kamu görevlisi, dört yıldan
oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Rüşvet veren kişi de kamu
görevlisi gibi cezalandırılır. Rüşvet konusunda anlaşmaya varılması hâlinde,
suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.
(2) Rüşvet alan veya bu konuda
anlaşmaya varan kişinin, yargı görevi yapan, hakem, bilirkişi, noter veya
yeminli mali müşavir olması hâlinde, birinci fıkraya göre verilecek ceza üçte
birden yarısına kadar artırılır.
(3) Rüşvet, bir kamu
görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya
yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıdır.
(4) Birinci fıkra hükmü, kamu
kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu kurum veya kuruluşlarının ya da
kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının iştirakiyle kurulmuş şirketler,
bunların bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar, kamu yararına çalışan
dernekler, kooperatifler ya da halka açık anonim şirketlerle hukukî ilişki
tesisinde veya tesis edilmiş hukukî ilişkinin devamı sürecinde, bu tüzel
kişiler adına hareket eden kişilere görevinin gereklerine aykırı olarak yarar
sağlanması hâlinde de uygulanır.
(5) Yabancı bir ülkede seçilmiş
veya atanmış olan, yasama veya idarî veya adlî bir görevi yürüten kamu kurum
veya kuruluşlarının memur veya görevlilerine veya aynı ülkede uluslararası
nitelikte görevleri yerine getirenlere, uluslararası ticarî işlemler nedeniyle,
bir işin yapılması veya yapılmaması veya haksız bir yararın elde edilmesi veya
muhafazası amacıyla, doğrudan veya dolaylı olarak yarar teklif veya vaat
edilmesi veya verilmesi de rüşvet sayılır.
MADDE 253. - (1) Rüşvet suçunun işlenmesi suretiyle
yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine
hükmolunur.
MADDE 254. - (1) Rüşvet alan kişinin, soruşturma
başlamadan önce, rüşvet konusu şeyi soruşturmaya yetkili makamlara aynen teslim
etmesi hâlinde, hakkında rüşvet suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz. Rüşvet alma
konusunda başkasıyla anlaşan kamu görevlisinin soruşturma başlamadan önce
durumu yetkili makamlara haber vermesi hâlinde de hakkında bu suçtan dolayı
cezaya hükmolunmaz.
(2) Rüşvet veren veya bu konuda
kamu görevlisiyle anlaşmaya varan kişinin, soruşturma başlamadan önce,
pişmanlık duyarak durumdan soruşturma makamlarını haberdar etmesi hâlinde,
hakkında rüşvet suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz; verdiği rüşvet de kamu
görevlisinden alınarak kendisine iade edilir.
(3) Rüşvet suçuna iştirak eden
diğer kişilerin, soruşturma başlamadan önce, pişmanlık duyarak durumdan
soruşturma makamlarını haberdar etmesi hâlinde, hakkında bu suçtan dolayı
cezaya hükmolunmaz.
MADDE 255. - (1) Görevine girmeyen ve yetkili olmadığı bir
işi yapabileceği veya yaptırabileceği kanaatini uyandırarak yarar sağlayan kamu
görevlisi, bir yıldan beş yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile
cezalandırılır.
MADDE 256. - (1) Zor kullanma yetkisine sahip kamu
görevlisinin, görevini yaptığı sırada, kişilere karşı görevinin gerektirdiği
ölçünün dışında kuvvet kullanması hâlinde, kasten yaralama suçuna ilişkin
hükümler uygulanır.
Görevi kötüye kullanma
MADDE 257. - (1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan
hâller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin
mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç
sağlayan kamu görevlisi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) Kanunda ayrıca suç olarak
tanımlanan hâller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme
göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da
kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) İrtikâp suçunu oluşturmadığı
takdirde, görevinin gereklerine uygun davranması için veya bu nedenle
kişilerden kendisine veya bir başkasına çıkar sağlayan kamu görevlisi, birinci
fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
MADDE 258. - (1) Görevi nedeniyle kendisine verilen veya
aynı nedenle bilgi edindiği ve gizli kalması gereken belgeleri, kararları ve
emirleri ve diğer tebligatı açıklayan veya yayınlayan veya ne suretle olursa
olsun başkalarının bilgi edinmesini kolaylaştıran kamu görevlisine, bir yıldan
dört yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Kamu görevlisi sıfatı sona
erdikten sonra, birinci fıkrada yazılı fiilleri işleyen kimseye de aynı ceza
verilir.
Kamu görevlisinin ticareti
MADDE 259. - (1) Yürüttüğü görevin sağladığı nüfuzdan
yararlanarak, bir başkasına mal veya hizmet satmaya çalışan kamu görevlisi,
altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Kamu görevinin terki veya yapılmaması
MADDE 260. - (1) Hukuka aykırı olarak ve toplu biçimde,
görevlerini terk eden, görevlerine gelmeyen, görevlerini geçici de olsa kısmen
veya tamamen yapmayan veya yavaşlatan kamu görevlilerinin her biri hakkında üç
aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir. Kamu görevlisi sayısının üçten fazla
olmaması hâlinde cezaya hükmolunmaz.
(2) Kamu görevlilerinin meslekî
ve sosyal hakları ile ilgili olarak, hizmeti aksatmayacak biçimde, geçici ve
kısa süreli iş bırakmaları veya yavaşlatmaları hâlinde, verilecek cezada
indirim yapılabileceği gibi, ceza da verilmeyebilir.
MADDE 261. - (1) İlgili kanunlarda belirlenen koşullara
aykırı olduğunu bilerek, kişilerin taşınır veya taşınmaz malları üzerinde,
karşılık ödenmek suretiyle de olsa, zorla tasarrufta bulunan kamu görevlisi,
fiil daha ağır cezayı gerektiren bir suç oluşturmadığı takdirde, altı aydan iki
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi
MADDE 262. - (1) Bir kamu görevini, kanun ve nizamlara
aykırı olarak yerine getirmeye teşebbüs eden veya terk emri kendisine
bildirilmiş olduğu hâlde görevi sürdüren kimseye üç aydan iki yıla kadar hapis
cezası verilir.
MADDE 263. - (1) Kanuna aykırı olarak eğitim kurumu
açanlara, bunları çalıştıranlara ve bu kurumlarda kanuna aykırı olarak
açıldığını bildiği halde öğretmenlik yapanlara, altı aydan üç yıla kadar hapis
cezası verilir.
(2) Yukarıdaki fıkrada
gösterilen yerlerin kapatılmasına da karar verilir.
Özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma
MADDE 264. - (1) Bir rütbe veya kamu görevinin veya
mesleğin, resmî elbisesini yetkisi olmaksızın alenen ve başkalarını yanıltacak
şekilde giyen veya hakkı olmayan nişan veya madalyaları takan kimseye üç aydan
bir yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Elbisenin sağlayacağı
kolaylık ve olanaklardan yararlanarak bir suç işlenirse, yalnız bu fiilden
ötürü yukarıdaki fıkrada belirtilen cezalar üçte biri oranında artırılarak
hükmolunur.
MADDE 265. - (1) Kamu görevlisine karşı görevini yapmasını
engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan üç yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun yargı görevi yapan
kişilere karşı işlenmesi hâlinde, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur.
(3) Suçun, kişinin kendisini
tanınmayacak bir hâle koyması suretiyle veya birden fazla kişi tarafından birlikte
işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte biri oranında artırılır.
(4) Suçun, silâhla ya da var
olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten
yararlanılarak işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı
oranında artırılır.
(5) Bu suçun işlenmesi sırasında
kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin gerçekleşmesi
durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
Kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanma
MADDE 266. - (1) Görevi gereği olarak elinde bulundurduğu
araç ve gereçleri bir suçun işlenmesi sırasında kullanan kamu görevlisi
hakkında, ilgili suçun tanımında kamu görevlisi sıfatı esasen göz önünde
bulundurulmamış ise, verilecek ceza üçte biri oranında artırılır.
İKİNCİ BÖLÜM
Adliyeye Karşı
Suçlar
İftira
MADDE 267. - (1) Yetkili makamlara ihbar veya şikâyette
bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği hâlde, hakkında
soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idarî bir yaptırım uygulanmasını
sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan
dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Fiilin maddî eser ve
delillerini uydurarak iftirada bulunulması hâlinde, ceza yarı oranında
artırılır.
(3) Yüklenen fiili
işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına
dair karar verilmiş mağdurun aleyhine olarak bu fiil nedeniyle gözaltına alma
ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri uygulanmışsa, yukarıdaki
fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Yüklenen fiili
işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına
dair karar verilmiş olan mağdurun bu fiil nedeniyle gözaltına alınması veya
tutuklanması hâlinde; iftira eden, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
suçuna ilişkin hükümlere göre dolaylı fail olarak sorumlu tutulur.
(5) Mağdurun ağırlaştırılmış
müebbet hapis veya müebbet hapis cezasına mahkûmiyeti hâlinde, yirmi yıldan
otuz yıla kadar hapis cezasına; süreli hapis cezasına mahkûmiyeti hâlinde,
mahkûm olunan cezanın üçte ikisi kadar hapis cezasına hükmolunur.
(6) Mağdurun mahkûm olduğu hapis
cezasının infazına başlanmış ise, beşinci fıkraya göre verilecek ceza yarısı
kadar artırılır.
(7) İftira sonucunda mağdur
hakkında hapis cezası dışında adlî veya idarî bir yaptırım uygulanmışsa; iftira
eden kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(8) İftira suçundan dolayı dava
zamanaşımı, mağdurun fiili işlemediğinin sabit olduğu tarihten başlar.
(9) Basın ve yayın yoluyla
işlenen iftira suçundan dolayı verilen mahkûmiyet kararı, aynı veya eşdeğerde
basın ve yayın organıyla ilân olunur. İlân masrafı, hükümlüden tahsil edilir.
MADDE 268. - (1) İşlediği suç nedeniyle kendisi hakkında
soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, bu kişiye ait kimliği
veya kimlik bilgilerini kullanan kimse, iftira suçuna ilişkin hükümlere göre
cezalandırılır.
Etkin pişmanlık
MADDE 269. - (1) İftira edenin, mağdur hakkında adlî veya
idarî soruşturma başlamadan önce, iftirasından dönmesi hâlinde, hakkında iftira
suçundan dolayı verilecek cezanın beşte dördü indirilir.
(2) Mağdur hakkında kovuşturma
başlamadan önce iftiradan dönme hâlinde, iftira suçundan dolayı verilecek
cezanın dörtte üçü indirilir.
(3) Etkin pişmanlığın;
a) Mağdur hakkında hükümden önce
gerçekleşmesi hâlinde, verilecek cezanın üçte ikisi,
b) Mağdurun mahkûmiyetinden
sonra gerçekleşmesi hâlinde, verilecek cezanın yarısı,
c) Hükmolunan cezanın infazına
başlanması hâlinde, verilecek cezanın üçte biri,
İndirilebilir.
(4) İftiranın konusunu oluşturan
münhasıran idarî yaptırım uygulanmasını gerektiren fiil dolayısıyla;
a) İdarî yaptırıma karar
verilmeden önce etkin pişmanlıkta bulunulması hâlinde, verilecek cezanın
yarısı,
b) İdarî yaptırım uygulandıktan
sonra etkin pişmanlıkta bulunulması hâlinde, verilecek cezanın üçte biri,
İndirilebilir.
(5) İftira suçunun basın ve yayın
yoluyla işlenmesi hâlinde, bu madde hükümleri uygulanmaz.
MADDE 270. - (1) Yetkili makamlara, gerçeğe aykırı olarak,
suçu işlediğini veya suça katıldığını bildiren kimseye iki yıla kadar hapis
cezası verilir. Bu suçun üstsoy, altsoy, eş veya kardeşi cezadan kurtarmak
amacıyla işlenmesi hâlinde; verilecek cezanın dörtte üçü indirilebileceği gibi
tamamen de kaldırılabilir.
MADDE 271. - (1) İşlenmediğini bildiği bir suçu, yetkili
makamlara işlenmiş gibi ihbar eden ya da işlenmeyen bir suçun delil veya
emarelerini soruşturma yapılmasını sağlayacak biçimde uyduran kimseye üç yıla
kadar hapis cezası verilir.
Yalan tanıklık
MADDE 272. - (1) Hukuka aykırı bir fiil nedeniyle
başlatılan bir soruşturma kapsamında tanık dinlemeye yetkili kişi veya kurul
önünde gerçeğe aykırı olarak tanıklık yapan kimseye, dört aydan bir yıla kadar
hapis cezası verilir.
(2) Mahkeme huzurunda ya da
yemin ettirerek tanık dinlemeye kanunen yetkili kişi veya kurul önünde gerçeğe
aykırı olarak tanıklık yapan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası
verilir.
(3) Üç yıldan fazla hapis
cezasını gerektiren bir suçun soruşturma veya kovuşturması kapsamında yalan
tanıklık yapan kişi hakkında iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur.
(4) Aleyhine tanıklıkta
bulunulan kişi ile ilgili olarak gözaltına alma ve tutuklama dışında başka bir
koruma tedbiri uygulanmışsa, yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında
beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olması
koşuluyla, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Aleyhine tanıklıkta
bulunulan kişinin gözaltına alınması veya tutuklanması hâlinde; yüklenen fiili
işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına
dair karar verilmiş olması koşuluyla; yalan tanıklık yapan kişi, ayrıca kişiyi
hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hükümlere göre dolaylı fail olarak
sorumlu tutulur.
(6) Aleyhine tanıklıkta
bulunulan kimsenin ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis cezasına
mahkûmiyeti hâlinde, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis cezasına; süreli hapis
cezasına mahkûmiyeti hâlinde, mahkûm olunan cezanın üçte ikisi kadar hapis
cezasına hükmolunur.
(7) Aleyhine tanıklıkta
bulunulan kimsenin mahkûm olduğu hapis cezasının infazına başlanmış ise,
altıncı fıkraya göre verilecek ceza yarısı kadar artırılır.
(8) Aleyhine tanıklıkta
bulunulan kişi hakkında hapis cezası dışında adlî veya idarî bir yaptırım
uygulanmışsa; yalan tanıklıkta bulunan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
MADDE 273. - (1) Kişinin;
a) Kendisinin, üstsoy, altsoy,
eş veya kardeşinin soruşturma ve kovuşturmaya uğramasına neden olabilecek bir
hususla ilgili olarak yalan tanıklıkta bulunması,
b) Tanıklıktan çekinme hakkı
olmasına rağmen, bu hakkı kendisine hatırlatılmadan gerçeğe aykırı olarak
tanıklık yapması,
Hâlinde, verilecek cezada indirim
yapılabileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.
(2) Birinci fıkra hükmü, özel hukuk uyuşmazlıkları kapsamında yapılan yalan tanıklık hâllerinde uygulanmaz.
Etkin pişmanlık
MADDE 274. - (1) Aleyhine tanıklık yapılan kişi hakkında
bir hak kısıtlamasını veya yoksunluğunu sonuçlayacak nitelikte karar verilmeden
veya hükümden önce gerçeğin söylenmesi hâlinde, cezaya hükmolunmaz.
(2) Aleyhine tanıklık yapılan
kişi hakkında bir hak kısıtlamasını veya yoksunluğunu sonuçlayacak nitelikte
karar verildikten sonra ve fakat hükümden önce gerçeğin söylenmesi hâlinde,
verilecek cezanın üçte ikisinden yarısına kadarı indirilebilir.
(3) Aleyhine tanıklık yapılan
kişi hakkında verilen mahkûmiyet kararı kesinleşmeden önce gerçeğin söylenmesi
hâlinde, verilecek cezanın yarısından üçte birine kadarı indirilebilir.
MADDE 275. - (1) Hukuk davalarında yalan yere yemin eden
davacı veya davalıya bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Dava hakkında hüküm
verilmeden önce gerçeğin söylenmesi hâlinde, cezaya hükmolunmaz.
(3) Hükmün icraya konulmasından
veya kesinleşmesinden önce gerçeğin söylenmesi hâlinde, verilecek cezanın
yarısı indirilir.
Gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık
MADDE 276. - (1) Yargı mercileri veya suçtan dolayı
kanunen soruşturma yapmak veya yemin altında tanık dinlemek yetkisine sahip
bulunan kişi veya kurul tarafından görevlendirilen bilirkişinin gerçeğe aykırı
mütalâada bulunması hâlinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur.
(2) Birinci fıkrada belirtilen
kişi veya kurullar tarafından görevlendirilen tercümanın ifade veya belgeleri
gerçeğe aykırı olarak tercüme etmesi hâlinde, birinci fıkra hükmü uygulanır.
Yargı görevi yapanı etkileme
MADDE 277. - (1) Bir davanın taraflarından birinin veya
bir kaçının veya sanıkların veya davaya katılanların, mağdurların leh veya
aleyhinde, yargı görevi yapanlara emir veren veya baskı yapan veya nüfuz icra
eden veya her ne suretle olursa olsun adı geçenleri hukuka aykırı olarak
etkilemeye teşebbüs eden kimseye iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası
verilir. Teşebbüs iltimas derecesini geçmediği takdirde verilecek ceza altı
aydan iki yıla kadardır.
Suçu bildirmeme
MADDE 278. - (1) İşlenmekte olan bir suçu yetkili
makamlara bildirmeyen kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) İşlenmiş olmakla birlikte,
sebebiyet verdiği neticelerin sınırlandırılması hâlen mümkün bulunan bir suçu
yetkili makamlara bildirmeyen kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre
cezalandırılır.
(3) Mağdurun onbeş yaşını
bitirmemiş bir çocuk, bedensel veya ruhsal bakımdan özürlü olan ya da
hamileliği nedeniyle kendisini savunamayacak durumda bulunan kimse olması
hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza, yarı oranında artırılır.
MADDE 279. - (1) Kamu adına soruşturma ve kovuşturmayı
gerektiren bir suçun işlendiğini göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de yetkili
makamlara bildirimde bulunmayı ihmal eden veya bu hususta gecikme gösteren kamu
görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun, adlî kolluk görevini
yapan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza
yarı oranında artırılır.
MADDE 280. - (1) Görevini yaptığı sırada bir suçun
işlendiği yönünde bir belirti ile karşılaşmasına rağmen, durumu yetkili
makamlara bildirmeyen veya bu hususta gecikme gösteren sağlık mesleği mensubu,
bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Sağlık mesleği mensubu
deyiminden tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire ve sağlık hizmeti veren
diğer kişiler anlaşılır.
Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme
MADDE 281. - (1) Gerçeğin meydana çıkmasını engellemek
amacıyla, bir suçun delillerini yok eden, silen, gizleyen, değiştiren veya
bozan kişi, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kendi
işlediği veya işlenişine iştirak ettiği suçla ilgili olarak kişiye bu fıkra
hükmüne göre ceza verilmez.
(2) Bu suçun kamu görevlisi
tarafından göreviyle bağlantılı olarak işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı
oranında artırılır.
(3) İlişkin olduğu suç nedeniyle
hüküm verilmeden önce gizlenen delilleri mahkemeye teslim eden kişi hakkında bu
maddede tanımlanan suç nedeniyle verilecek cezanın beşte dördü indirilir.
MADDE 282. - (1) Alt sınırı bir yıl veya daha fazla hapis
cezasını gerektiren bir suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini, yurt dışına
çıkaran veya bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek ve meşru bir yolla elde
edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla, çeşitli işlemlere tabi tutan
kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası
ile cezalandırılır.
(2) Bu suçun, kamu görevlisi
tarafından veya belli bir meslek sahibi kişi tarafından bu mesleğin icrası
sırasında işlenmesi hâlinde, verilecek hapis cezası yarı oranında artırılır.
(3) Bu suçun, suç işlemek için
teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, verilecek
ceza bir kat artırılır.
(4) Bu suçun işlenmesi
dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine
hükmolunur.
(5) Bu suç nedeniyle kovuşturma
başlamadan önce suç konusu malvarlığı değerlerinin ele geçirilmesini sağlayan
veya bulunduğu yeri yetkili makamlara haber vererek ele geçirilmesini
kolaylaştıran kişi hakkında bu maddede tanımlanan suç nedeniyle cezaya
hükmolunmaz.
MADDE 283. - (1) Suç işleyen bir kişiye araştırma,
yakalanma, tutuklanma veya hükmün infazından kurtulması için imkân sağlayan
kimse, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bu suçun kamu görevlisi
tarafından göreviyle bağlantılı olarak işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı
oranında artırılır.
(3) Bu suçun üstsoy, altsoy, eş,
kardeş veya diğer suç ortağı tarafından işlenmesi hâlinde, cezaya hükmolunmaz.
MADDE 284. - (1) Hakkında tutuklama kararı verilmiş olan
veya hükümlü bir kişinin bulunduğu yeri bildiği hâlde yetkili makamlara
bildirmeyen kimse, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) İşlenmiş olan bir suça
ilişkin delil ve eserlerin başkaları tarafından saklandığı yeri bildiği hâlde
yetkili makamlara bildirmeyen kimse, yukarıdaki fıkra hükmüne göre
cezalandırılır.
(3) Bu suçların kamu görevlisi
tarafından göreviyle bağlantılı olarak işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı
oranında artırılır.
(4) Bu suçların üstsoy, altsoy,
eş veya kardeş tarafından işlenmesi hâlinde, cezaya hükmolunmaz.
MADDE 285. - (1) Soruşturmanın gizliliğini alenen ihlâl
eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak,
soruşturma aşamasında alınan ve kanun hükmü gereğince gizli tutulması gereken
kararların ve bunların gereği olarak yapılan işlemlerin gizliliğinin ihlâli
açısından aleniyetin gerçekleşmesi aranmaz.
(2) Kanuna göre kapalı yapılması
gereken veya kapalı yapılmasına karar verilen duruşmadaki açıklama veya
görüntülerin gizliliğini alenen ihlâl eden kişi, birinci fıkra hükmüne göre
cezalandırılır. Ancak, bu suçun oluşması için tanığın korunmasına ilişkin olarak
alınan gizlilik kararına aykırılık açısından aleniyetin gerçekleşmesi aranmaz.
(3) Bu suçların basın ve yayın
yoluyla işlenmesi hâlinde, ceza yarı oranında artırılır.
(4) Soruşturma ve kovuşturma
evresinde kişilerin suçlu olarak damgalanmalarını sağlayacak şekilde
görüntülerinin yayınlanması hâlinde, altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur.
MADDE 286. - (1) Soruşturma ve kovuşturma işlemleri
sırasındaki ses veya görüntüleri yetkisiz olarak kayda alan veya nakleden kişi,
altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Genital muayene
MADDE 287. - (1) Yetkili hâkim ve savcı kararı olmaksızın,
kişiyi genital muayeneye gönderen veya bu muayeneyi yapan fail hakkında üç
aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Bulaşıcı hastalıklar
dolayısıyla kamu sağlığını korumak amacıyla kanun ve tüzüklerde öngörülen
hükümlere uygun olarak yapılan muayeneler açısından yukarıdaki fıkra hükmü
uygulanmaz.
MADDE 288. - (1) Bir olayla ilgili olarak başlatılan
soruşturma veya kovuşturma kesin hükümle sonuçlanıncaya kadar savcı, hâkim,
mahkeme, bilirkişi veya tanıkları etkilemek amacıyla alenen sözlü veya yazılı
beyanda bulunan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bu suçun basın ve yayın yolu
ile işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Muhafaza görevini kötüye kullanma
MADDE 289. - (1) Muhafaza edilmek üzere kendisine resmen
teslim olunan rehinli veya hacizli veya herhangi bir nedenle elkonulmuş olan
mal üzerinde teslim amacı dışında tasarrufta bulunan kişi, üç aydan iki yıla
kadar hapis ve üç bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Kişinin
bu malın sahibi olması hâlinde, verilecek ceza yarı oranında indirilir.
(2) Birinci fıkrada tanımlanan
suçun konusunu oluşturan eşyayı kovuşturma başlamadan önce geri veren veya
bunun mümkün olmaması hâlinde bedelini ödeyen kişi hakkında verilecek cezaların
beşte dördü indirilir.
(3) Muhafaza edilmek üzere
kendisine resmen teslim olunan rehinli veya hacizli veya herhangi bir nedenle
elkonulmuş olan malın dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranması nedeniyle
kaybolmasına veya bozulmasına neden olan kişi, adlî para cezası ile
cezalandırılır.
(4) Bir suça ilişkin soruşturma
veya kovuşturma kapsamında elkonulan eşyayı amacı dışında kullanan kimse, bir
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
MADDE 290. - (1) Hükmen hak sahiplerine teslim edilen
taşınmaz mallara tekrar elkoyan kimseye üç aydan bir yıla kadar hapis cezası
verilir.
(2) Muhafaza edilmek üzere
başkasına resmen teslim olunan rehinli veya hacizli veya herhangi bir nedenle
elkonulmuş olan taşınır malın bu kişinin elinden rızası dışında alınması
hâlinde hırsızlık, cebren alınması hâlinde yağma, hileyle alınması hâlinde
dolandırıcılık, tahrip edilmesi hâlinde mala zarar verme suçuna ilişkin
hükümler uygulanır. Kişinin bu malın sahibi olması hâlinde, verilecek cezanın
yarısından dörtte üçüne kadarı indirilir.
MADDE 291. - (1) Kendisini, bir hükümlünün veya tutuklunun
yerine koyarak ceza infaz kurumuna veya tutukevine giren kimseye altı aydan iki
yıla kadar hapis cezası verilir.
Hükümlü veya tutuklunun kaçması
MADDE 292. - (1) Tutukevinden, ceza infaz kurumundan veya
gözetimi altında bulunduğu görevlilerin elinden kaçan tutuklu veya hükümlü
hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Bu suçun, cebir veya tehdit
kullanılarak işlenmesi hâlinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur.
(3) Bu suçun, silâhlı olarak ya
da birden çok tutuklu veya hükümlü tarafından birlikte işlenmesi hâlinde,
yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza bir katına kadar artırılır.
(4) Bu suçun işlenmesi sırasında
kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin veya kasten
öldürme suçunun gerçekleşmesi ya da eşyaya zarar verilmesi durumunda, ayrıca bu
suçlara ilişkin hükümlere göre cezaya hükmolunur.
(5) Bu maddede yazılı hükümler,
ceza infaz kurumu dışında çalıştırılan hükümlüler ile hapis cezası adlî para
cezasından çevrilmiş olanlar hakkında da uygulanır.
(6) Kısa süreli hapis cezasının
özel infaz şekillerinin gereklerine uymayan hükümlü hakkında bir aydan iki aya
kadar hapis cezasına hükmolunur; geriye kalan ceza da ayrıca çektirilir.
Etkin pişmanlık
MADDE 293. - (1) Gözaltına alınan, tutuklu veya
hükümlünün, kaçtıktan sonra etkin pişmanlık göstererek kendiliğinden teslim
olması hâlinde, kaçtığı günden itibaren teslimin gerçekleştiği güne kadar geçen
süre dikkate alınarak, verilecek cezanın altıda beşinden altıda birine kadarı
indirilir. Ancak, kaçma süresinin altı ayı geçmesi hâlinde cezada indirim
yapılmaz.
Kaçmaya imkân sağlama
MADDE 294. - (1) Gözaltına alınanın veya tutuklunun
kaçmasını sağlayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) Hükümlünün kaçmasını sağlayan
kişi, çekilecek olan hapis cezasının süresine göre iki yıldan beş yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, hükümlünün cezası;
a) Müebbet hapis cezası ise, beş
yıldan sekiz yıla,
b) Ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezası ise, sekiz yıldan oniki yıla,
Kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Bu suçların, cebir veya
tehdit kullanılarak işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte biri oranında
artırılır.
(4) Kaçması sağlanan kişi
sayısının birden fazla olması hâlinde, bu sayı göz önünde bulundurularak, verilecek
ceza üçte birden bir katına kadar artırılır.
(5) Bu suçların gözaltına
alınan, tutuklu veya hükümlünün muhafaza veya nakli ile görevli kişiler
tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza, üçte biri oranında artırılır.
(6) Bu suçların üstsoy, altsoy,
eş veya kardeş tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte biri oranında
indirilir.
(7) Bu suçların işlenmesi
sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin veya
kasten öldürme suçunun gerçekleşmesi ya da eşyaya zarar verilmesi durumunda,
ayrıca bu suçlara ilişkin hükümlere göre cezaya hükmolunur.
(8) Gözaltına alınan, tutuklu
veya hükümlünün, muhafaza veya naklî ile görevli kişinin dikkat ve özen
yükümlülüğüne aykırı davranmasından yararlanarak kaçması hâlinde, altı aydan üç
yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
MADDE 295. - (1) Gözaltına alınan, tutuklu veya hükümlünün
muhafaza veya naklî ile görevli kişilerin, görevlerinin gereklerine aykırı
hareket etmeleri hâlinde, görevi kötüye kullanma suçuna ilişkin hükümler
uygulanır.
(2) Muhafaza veya naklî ile
görevli olan kimse, görevinin gereklerine aykırı olarak gözaltına alınan,
tutuklu veya hükümlünün bulunduğu yerden geçici bir süreyle uzaklaşmasına izin
verirse; altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Gözaltına alınan, tutuklu
veya hükümlünün bu fırsattan yararlanarak kaçması hâlinde, kaçmaya kasten imkan
sağlama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
MADDE 296. - (1) Hükümlü veya tutukluların toplu olarak
ayaklanması hâlinde, her biri hakkında altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur. Hükümlü veya tutuklu sayısının üçten fazla olmaması hâlinde, bu
suçtan dolayı cezaya hükmedilmez.
(2) Ayaklanma sırasında başka
suçların işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlara ilişkin hükümlere göre cezaya
hükmolunur.
İnfaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokmak
MADDE 297. - (1) İnfaz kurumuna veya tutukevine silâh,
uyuşturucu veya uyarıcı madde veya elektronik haberleşme aracı sokan veya
bulunduran kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu
suçun konusunu oluşturan eşyanın, temin edilmesi veya bulundurulması ayrı bir
suç oluşturduğu takdirde; fikrî içtima hükümlerine göre belirlenecek ceza yarı
oranında artırılır.
(2) Birinci fıkrada sayılanların
dışında kalıp da yetkili makamlar tarafından infaz kurumuna veya tutukevine
sokulması yasaklanmış bulunan eşyayı, bu yasağı bilerek, infaz kurumuna veya
tutukevine sokan veya bulunduran ya da kullanan kişi, altı aydan iki yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Bir ve ikinci fıkralarda
tanımlanan suçların hükümlü veya tutukluların muhafazasıyla görevli kişiler
tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
(4) Bir ve ikinci fıkralarda
tanımlanan suçların konusunu oluşturan eşyayı yanında bulunduran veya kullanan
hükümlü veya tutuklu, bunu kimden ve ne suretle elde ettiği hususunda bilgi
verirse, verilecek ceza yarı oranında indirilir.
MADDE 298. - (1) Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde
bulunan hükümlü ve tutukluların haberleşmelerini, ziyaretçileriyle
görüşmelerini, iyileştirme ve eğitim programları çerçevesinde eğitim ve spor,
meslek kazandırma ve işyurdu çalışmaları ile diğer sosyal ve kültürel
faaliyetlere katılmalarını, kurum tabibince muayene ve tedavi edilmelerini,
müdafi veya avukat tayin etmelerini, bunlarla görüşmelerini, mahkemelere veya
Cumhuriyet başsavcılıklarına gitmelerini, kurum görevlileri ile görüşmelerini,
salıverilenlerin kurum dışına çıkmalarını her ne suretle olursa olsun
engelleyenler, hükümlü ve tutukluları bu fiillere teşvik edenler, bu yolda
talimat verenler, mevzuatın hükümlü ve tutuklulara tanıdığı sair her türlü
görüşme ve temas olanağını engelleyenler, bir yıldan üç yıla kadar hapis
cezasıyla cezalandırılırlar.
(2) Hükümlü ve tutukluların
beslenmesini engelleyenler hakkında iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası
verilir. Hükümlü ve tutukluların açlık grevine veya ölüm orucuna teşvik veya
ikna edilmeleri ya da bu yolda kendilerine talimat verilmesi de beslenmenin
engellenmesi sayılır.
(3) Beslenmenin engellenmesi
nedeniyle kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinden
biri veya ölüm meydana gelmiş ise, ayrıca kasten yaralama veya kasten öldürme
suçlarına ilişkin hükümlere göre cezaya hükmolunur.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Devletin Egemenlik
Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçlar
MADDE 299. - (1) Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
(2) Verilecek ceza, suçun alenen
işlenmesi hâlinde, altıda biri; basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, üçte
biri oranında artırılır.
(3) Bu suçtan dolayı kovuşturma
yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır.
MADDE 300. - (1) Türk Bayrağını yırtarak, yakarak veya
sair surette ve alenen aşağılayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası
ile cezalandırılır. Bu hüküm, Anayasada belirlenen beyaz ay yıldızlı al bayrak
özelliklerini taşıyan ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin egemenlik alâmeti
olarak kullanılan her türlü işaret hakkında uygulanır.
(2) İstiklal Marşını alenen
aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Bu maddede tanımlanan
suçların yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde,
verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.
Türklüğü, Cumhuriyeti, Devletin kurum ve organlarını aşağılama
MADDE 301. - (1) Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük
Millet Meclisini alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası
ile cezalandırılır.
(2) Türkiye Cumhuriyeti
Hükûmetini, Devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen
aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Türklüğü aşağılamanın
yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek
ceza üçte bir oranında artırılır.
(4) Eleştiri amacıyla yapılan
düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Devletin Güvenliğine
Karşı Suçlar
MADDE 302. - (1) Devletin topraklarının tamamını veya bir
kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına koymak, Devletin birliğini
bozmak, Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını Devlet
idaresinden ayırmak, Devletin bağımsızlığını zayıflatmak amacına yönelik
elverişli bir fiil işleyen kimseye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
verilir.
(2) Bu suçun işlenmesi sırasında
başka suçların işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere
göre cezaya hükmolunur.
(3) Bu maddede tanımlanan
suçların işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik
tedbirlerine hükmolunur.
Düşmanla işbirliği yapmak
MADDE 303. - (1) Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile savaş
hâlinde olan devletin ordusunda hizmet kabul eden, düşman devletin yanında
Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı silâhlı mücadeleye giren vatandaş, müebbet
hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Düşman devlet ordusunda
herhangi bir komuta görevi üstlenen vatandaş, ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezası ile cezalandırılır.
(3) Bir ve ikinci fıkralarda
tanımlanan suçların işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi hâlinde,
ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur.
(4) Savaş zamanında düşman
devlet toprağında bulunup da bu devlet ordusunda hizmete alınmak mecburiyetinde
kalan vatandaş hakkında, bu nedenle cezaya hükmolunmaz.
MADDE 304. - (1) Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı savaş
açması veya hasmane hareketlerde bulunması için yabancı devlet yetkililerini
tahrik eden veya bu amaca yönelik olarak yabancı devlet yetkilileri ile
işbirliği yapan kişi, on yıldan yirmi yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. Tahrik fiilinin basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde,
verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.
(2) Bu madde uygulamasında,
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin güvenliğine karşı suç işlemek üzere oluşturulmuş
örgütlerin doğrudan veya dolaylı olarak desteklenmesi, hasmane hareket olarak
kabul edilir.
(3) Bu maddede tanımlanan suçun
işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine
hükmolunur.
MADDE 305. - (1) Temel millî yararlara karşı fiillerde
bulunmak maksadıyla veya bu nedenle, yabancı kişi veya kuruluşlardan doğrudan
doğruya veya dolaylı olarak kendisi veya başkası için maddi yarar sağlayan
vatandaşa, üç yıldan on yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası
verilir. Yarar sağlayan veya vaat eden kişi hakkında da aynı cezaya hükmolunur.
(2) Fiilin savaş sırasında
işlenmiş ya da yararın basın ve yayın yoluyla propaganda yapmak için verilmiş
veya vaat edilmiş olması hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(3) Suç savaş hâli dışında
işlendiği takdirde, bu nedenle kovuşturma yapılması Adalet Bakanının iznine
bağlıdır.
(4) Temel millî yararlar
deyiminden; bağımsızlık, toprak bütünlüğü, millî güvenlik ve Cumhuriyetin
Anayasada belirtilen temel nitelikleri anlaşılır.
Yabancı devlet aleyhine asker toplama
MADDE 306. - (1) Türkiye Devletini savaş tehlikesi ile
karşı karşıya bırakacak şekilde, yetkisiz olarak, yabancı bir devlete karşı
asker toplayan veya diğer hasmane hareketlerde bulunan kimseye beş yıldan oniki
yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil sonucu savaş meydana
gelirse faile müebbet hapis cezası verilir.
(3) Fiil, sadece yabancı
devletle siyasal ilişkileri bozacak veya Türkiye Devleti veya Türk
vatandaşlarını misilleme tehlikesi ile karşı karşıya bırakacak nitelikte ise
faile iki yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.
(4) Siyasal ilişki kesilir veya
misilleme meydana gelirse üç yıldan on yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(5) Bu maddede yer alan suçun
kovuşturulması Adalet Bakanının iznine bağlıdır.
(6) Bu madde hükümleri, fiilî
savaş hâlinde ülke topraklarının tamamını veya bir kısmını işgal eden yabancı
devlet kuvvetlerine karşı meşru müdafaa amaçlı direniş hareketleri hakkında
uygulanmaz.
MADDE 307. - (1) Devletin silâhlı kuvvetlerine ait olan
veya hizmetine verilmiş bulunan kara, deniz ve hava ulaşım araçlarını, yolları,
müesseseleri, depoları ve diğer askerî tesisleri, bunlar henüz tamamlanmamış
bulunsalar bile, kısmen veya tamamen tahrip eden veya geçici bir süre için olsa
bile kullanılmayacak hâle getiren kişiye, altı yıldan oniki yıla kadar hapis
cezası verilir.
(2) Suçun;
a) Türkiye ile savaş hâlinde
bulunan bir devletin çıkarı için işlenmiş olması,
b) Devletin savaş hazırlıklarını
veya savaş kudret ve yeteneğini veya askerî hareketlerini tehlikeye koymuş
olması,
Hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet
hapis cezasına hükmolunur.
(3) Tahrip veya kullanılamaz
hâle gelme, birinci fıkrada belirtilen bina, tesis veya eşyayı elinde bulunduran
veya korumak ve gözetlemekle yükümlü olan kimsenin taksiri sonucunda meydana
gelmiş veya bu nedenle suçun işlenmesi kolaylaşmış ise, bu kişi hakkında bir
yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(4) Savaş zamanında Türkiye
Devleti zararına olmak üzere, düşman askerî hareketlerini kolaylaştırmak veya
Türkiye Devletinin askerî hareketlerine zarar vermek maksadıyla yabancıyla
anlaşan veya anlaşma olmasa da aynı sonuçları meydana getirmeye yönelik
fiilleri işleyen kişiye on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir.
(5) Dördüncü fıkrada tanımlanan
fiil sonucunda, düşman askerî hareketleri fiilen kolaylaşmış veya Türk
Devletinin askerî hareketleri zarar görmüş ise faile ağırlaştırılmış müebbet
hapis cezası verilir.
(6) Dört ve beşinci fıkralarda
yazılı suçları işleyen kimse ile anlaşan yabancıya da aynı ceza verilir.
(7) Yukarıdaki fıkralarda yazılı
fiillerin Türkiye Devleti ile aralarında savaş için ittifak veya iştirak olan
devlet zararına olarak Türkiye'de işlenmesi hâlinde de bu madde hükümleri
uygulanır.
MADDE 308. - (1) Türkiye Cumhuriyeti Devletinin savaş
hâlinde olduğu devlete, savaşta Türkiye Cumhuriyeti Devletinin aleyhine
kullanılabilecek her türlü eşyayı karşılıklı veya karşılıksız, doğrudan veya
dolaylı olarak veren vatandaş, beş yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. Bu hüküm, Türkiye'de oturan yabancı hakkında da uygulanır.
(2) Savaş zamanında, düşman
devlet yararına yapılan borçlanmalara veya her ne nedenle olursa olsun
ödemelere katılan veya bunlara ilişkin işlemleri kolaylaştıran vatandaşa veya
Türkiye'de oturan yabancıya aynı ceza verilir.
(3) Savaştan evvel başlamış olsa
bile, birinci fıkrada yazılı hâller dışında, nerede bulunursa bulunsun düşman
devlet vatandaşıyla veya düşman devlet topraklarında oturan diğer kimselerle
Türkiye Devleti zararına veya düşman devletin savaş gücüne olumlu etki yapacak
nitelikte doğrudan doğruya veya dolaylı olarak ticaret yapan vatandaşa veya
Türkiye'de oturan yabancıya iki yıldan beş yıla kadar hapis ve onbin güne kadar
adlî para cezası verilir.
(4) Yukarıdaki fıkralarda yazılı
fiillerin düşman devletle aralarında savaş için ittifak veya iştirak olan
devlet yararına işlenmesi hâlinde de bu madde hükümleri uygulanır.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Anayasal Düzene ve
Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar
MADDE 309. - (1) Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen
yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye
teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılırlar.
(2) Bu suçun işlenmesi sırasında
başka suçların işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere
göre cezaya hükmolunur.
(3) Bu maddede tanımlanan
suçların işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik
tedbirlerine hükmolunur.
Cumhurbaşkanına suikast ve fiilî saldırı
MADDE 310. - (1) Cumhurbaşkanına suikastte bulunan kişi, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır. Bu fiile teşebbüs edilmesi hâlinde de suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.
(2) Cumhurbaşkanına karşı diğer
fiilî saldırılarda bulunan kimse hakkında, ilgili suça ilişkin ceza yarı
oranında artırılarak hükmolunur. Ancak, bu suretle verilecek ceza beş yıldan az
olamaz.
Yasama organına karşı suç
MADDE 311. - (1) Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük
Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin
görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs edenler
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılırlar.
(2) Bu suçun işlenmesi sırasında
başka suçların işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere
göre cezaya hükmolunur.
MADDE 312. - (1) Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen
veya tamamen engellemeye teşebbüs eden kimseye ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezası verilir.
(2) Bu suçun işlenmesi sırasında
başka suçların işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere
göre cezaya hükmolunur.
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetine karşı silâhlı isyan
MADDE 313. - (1) Halkı, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetine
karşı silâhlı bir isyana tahrik eden kimseye onbeş yıldan yirmi yıla kadar
hapis cezası verilir. İsyan gerçekleştiğinde, tahrik eden kişi hakkında yirmi
yıldan yirmibeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Türkiye Cumhuriyeti
Hükûmetine karşı silâhlı isyanı idare eden kişi, ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezası ile cezalandırılır. İsyana katılan diğer kişilere altı yıldan on yıla
kadar hapis cezası verilir.
(3) Bir ve ikinci fıkrada
tanımlanan suçların, Devletin savaş hâlinde olmasının sağladığı kolaylıktan
yararlanmak suretiyle işlenmesi hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına
hükmolunur.
(4) Bir ve ikinci fıkrada
tanımlanan suçların işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi hâlinde,
ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur.
MADDE 314. - (1) Bu kısmın dördüncü ve beşinci
bölümlerinde yer alan suçları işlemek amacıyla, silâhlı örgüt kuran veya
yöneten kişi, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Birinci fıkrada tanımlanan
örgüte üye olanlara, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.
(3) Suç işlemek amacıyla örgüt
kurma suçuna ilişkin diğer hükümler, bu suç açısından aynen uygulanır.
MADDE 315. - (1) Yukarıdaki maddede tanımlanan örgütlerin
faaliyetlerinde kullanılmak maksadıyla bunların amaçlarını bilerek, bu
örgütlere üretmek, satın almak veya ülkeye sokmak suretiyle silâh temin eden,
nakleden veya depolayan kişi, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
Suç için anlaşma
MADDE 316. - (1) Bu kısmın dördüncü ve beşinci
bölümlerinde yer alan suçlardan herhangi birini elverişli vasıtalarla işlemek
üzere iki veya daha fazla kişi, maddî olgularla belirlenen bir biçimde
anlaşırlarsa, suçların ağırlık derecesine göre üç yıldan oniki yıla kadar hapis
cezası verilir.
(2) Amaçlanan suç işlenmeden
veya anlaşma dolayısıyla soruşturmaya başlanmadan önce bu ittifaktan çekilenlere
ceza verilmez.
ALTINCI BÖLÜM
Millî Savunmaya
Karşı Suçlar
MADDE 317. - (1) Kanunen yetkili olmadıkları veya Devlet
tarafından memur edilmedikleri hâlde, bir asker kıtasının veya donanmasının
veya savaş gemisinin veya savaş hava filosunun veya bir kale veya müstahkem
mevkiin veya bir askerî üssün veya tesisin, bir liman veya şehrin komutasını
alanlara müebbet hapis cezası verilir.
(2) Kanunen yetkili olmaları
veya Devlet tarafından görevlendirilmeleri suretiyle yukarıda gösterilen
yerlerin komutanı bulunanlardan, yetkili makamlarca komutanlığı terk etmeleri
için verilen emirlere uymayanlara da aynı ceza verilir.
MADDE 318. - (1) Halkı, askerlik hizmetinden soğutacak
etkinlikte teşvik veya telkinde bulunanlara veya propaganda yapanlara altı
aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, basın ve yayın yolu
ile işlenirse ceza yarısı oranında artırılır.
Askerleri itaatsizliğe teşvik
MADDE 319. - (1) Askerleri veya askerî idareye bağlı olarak
görev yapan diğer kişileri kanunlara karşı itaatsizliğe veya yeminlerini
bozmaya veya askerî disiplini veya askerlik hizmetine ilişkin görevlerini
ihlâle yönelten ve tahrik edenler ile kanunlara, yeminlere veya disiplin veya
diğer görevlere aykırı hareketleri askerler önünde öven veya iyi gördüğünü
söyleyen kimselere, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, alenî olarak
işlenmişse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(3) Fiil, savaş zamanında
işlenmiş ise ceza bir katı oranında artırılır.
Yabancı hizmetine asker yazma, yazılma
MADDE 320. - (1) Hükûmetin izni olmaksızın bir yabancı
veya yabancı Devlet hizmetinde veya bunların lehinde çalışmak üzere Ülke içinde
vatandaşlardan asker yazan veya vatandaşları silâhlandıran kimseye üç yıldan
altı yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Asker yazılanlar veya
silâhlandırılanlar arasından asker veya askerlik çağında olanlar varsa ceza
üçte biri oranında artırılır.
(3) Birinci fıkradaki hizmeti
kabul eden kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
Savaş zamanında emirlere uymama
MADDE 321. - (1) Savaş zamanında Devletin yetkili makam ve
mercilerinin emir veya kararlarına bilerek aykırı harekette bulunan kimseye bir
yıldan altı yıla kadar hapis cezası verilir.
Savaş zamanında yükümlülükler
MADDE 322. - (1) Savaş zamanında, Devletin silâhlı
kuvvetlerinin veya halkın ihtiyaçları için Devlet veya bir kamu kuruluşu veya
kamu hizmetleri yapan veya kamu ihtiyaçlarını sağlayan bir kuruluş ile iş
yapmak veya eşya vermek üzere yaptıkları sözleşmedeki yükümlülükleri kısmen
veya tamamen yerine getirmeyen kimseye üç yıldan on yıla kadar hapis ve onbin
güne kadar adlî para cezası verilir.
(2) Yükümlülüklerin kısmen veya
tamamen yerine getirilmemesi taksirden ileri gelmişse, cezanın dörtte üçüne
kadarı indirilebilir.
(3) Yükümlülüğün kısmen veya
tamamen yerine getirilmemesine asıl yükümlüler ile aralarında sözleşme bulunan
aracılar veya bunların temsilcileri neden olmuşsa, bunlar hakkında da aynı
cezalar uygulanır.
(4) Savaş zamanında
yükümlülüklerin yerine getirilmesinde hile yapan yukarıdaki fıkralarda yazılı
kişilere on yıldan onbeş yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası
verilir.
MADDE 323. - (1) Savaş sırasında kamunun endişe ve heyecan
duymasına neden olacak veya halkın maneviyatını sarsacak veya düşman karşısında
ülkenin direncini azaltacak şekilde asılsız veya abartılmış veya özel maksada
dayalı havadis veya haber yayan veya nakleden veya temel millî yararlara zarar
verebilecek herhangi bir faaliyette bulunan kimseye beş yıldan on yıla kadar
hapis cezası verilir.
(2) Eğer fiil;
a) Propagandayla,
b) Askerlere yönelik olarak,
c) Bir yabancı ile anlaşma
neticesi,
İşlenmişse, verilecek ceza on
yıldan yirmi yıla kadar hapistir.
(3) Fiil, düşmanla anlaşma
neticesi işlenmişse müebbet hapis cezası verilir.
(4) Savaş zamanında düşman
karşısında milletin direncini tehlikeyle karşı karşıya bırakacak şekilde
yabancı paraların değerini düşürmeye veya itibarı amme kağıtlarının değeri
üzerinde etki yapmaya yönelik hareketlerde bulunan kimseye beş yıldan on yıla
kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezası verilir.
(5) Dördüncü fıkrada yazılı
fiil, bir yabancı ile anlaşma sonucu işlenmişse ceza yarısı; düşmanla anlaşma
sonucu işlenmiş ise bir katı oranında artırılır.
Seferberlikle ilgili görevin ihmali
MADDE 324. - (1) Sulh zamanında seferberlikle ilgili
görevlerini ihmal eden veya geciktiren kamu görevlisine altı aydan üç yıla
kadar hapis cezası verilir.
MADDE 325. - (1) Türkiye ile savaş hâlinde bulunan bir
devletten akademik derece veya şeref, unvan, nişan ve diğer fahrî rütbe veya
bunlara ait maaş veya başka yararlar kabul eden vatandaşa bir yıldan üç yıla
kadar hapis cezası verilir.
YEDİNCİ BÖLÜM
Devlet Sırlarına
Karşı Suçlar ve Casusluk
Devletin güvenliğine ilişkin belgeler
MADDE 326. - (1) Devletin güvenliğine veya iç veya dış
siyasal yararlarına ilişkin belge veya vesikaları kısmen veya tamamen yok eden,
tahrip eden veya bunlar üzerinde sahtecilik yapan veya geçici de olsa, bunları
tahsis olundukları yerden başka bir yerde kullanan, hileyle alan veya çalan kimseye
sekiz yıldan oniki yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Yukarıdaki yazılı fiiller,
savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş
etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeye koymuş ise müebbet hapis cezası
verilir.
Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme
MADDE 327. - (1) Devletin güvenliği veya iç veya dış
siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken
bilgileri temin eden kimseye üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş sırasında
işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî
hareketlerini tehlikeye koymuşsa müebbet hapis cezası verilir.
MADDE 328. - (1) Devletin güvenliği veya iç veya dış
siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken
bilgileri, siyasal veya askerî casusluk maksadıyla temin eden kimseye onbeş
yıldan yirmi yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil;
a) Türkiye ile savaş hâlinde
bulunan bir devletin yararına işlenmişse,
b) Savaş sırasında işlenmiş veya
Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini
tehlikeye sokmuşsa,
Fail, ağırlaştırılmış müebbet
hapis cezası ile cezalandırılır.
MADDE 329. - (1) Devletin güvenliği veya iç veya dış
siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken
bilgileri açıklayan kimseye beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş zamanında
işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî
hareketlerini tehlikeye koymuşsa, faile on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası
verilir.
(3) Fiil, failin taksiri sonucu
meydana gelmiş ise birinci fıkrada yazılı olan hâlde, faile altı aydan iki
yıla, ikinci fıkrada yazılı hâllerden birinin varlığı hâlinde ise üç yıldan
sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.
MADDE 330. - (1) Devletin güvenliği veya iç veya dış
siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken
bilgileri siyasal veya askerî casusluk maksadıyla açıklayan kimseye müebbet
hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş zamanında
işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî
hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise, faile ağırlaştırılmış
müebbet hapis cezası verilir.
Uluslararası casusluk
MADDE 331. - (1) Yabancı bir devletin güvenliği veya iç
veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken
bilgileri, diğer bir yabancı devlet lehine siyasal veya askerî casusluk
maksadıyla temin eden vatandaşa veya bunu Türkiye'de temin etmiş bulunan
yabancıya bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası verilir.
MADDE 332. - (1) Devletin askerî yararı gereği girilmesi
yasaklanmış olan yerlere, gizlice veya hile ile girenlere iki yıldan beş yıla
kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş zamanında
işlenirse faile üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.
Devlet sırlarından yararlanma, Devlet hizmetlerinde sadakatsizlik
MADDE 333. - (1) Görevi dolayısıyla öğrendiği ve Devletin
güvenliğinin gizli kalmasını gerektirdiği fenni keşif veya yeni buluşları veya
sınaî yenilikleri kendisinin veya başkasının yararına kullanan veya
kullanılmasını sağlayan kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis ve üçbin güne
kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Fiil, Türkiye ile savaş
hâlinde bulunan bir devletin yararına işlenir veya Devletin savaş
hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeye
sokacak olursa, faile müebbet hapis cezası verilir.
(3) Türkiye Devleti tarafından
yabancı bir memlekette Devlete ait belirli bir işi görmek için görevlendirilen
kimse, bu görevi sadakatle yerine getirmediği ve bu fiilden dolayı zarar
meydana gelebildiği takdirde faile beş yıldan on yıla kadar hapis cezası
verilir.
(4) Bu maddede tanımlanan
suçların işleneceğini haber alıp da bunları zamanında yetkililere ihbar
etmeyenlere, suç teşebbüs derecesinde kalmış olsa bile altı aydan iki yıla
kadar hapis cezası verilir.
MADDE 334. - (1) Yetkili makamların kanun ve düzenleyici
işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması
gereken bilgileri temin eden kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası
verilir.
(2) Fiil, Devletin savaş
hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeyle
karşı karşıya bırakmış ise faile beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.
Yasaklanan bilgilerin casusluk maksadıyla temini
MADDE 335. - (1) Yetkili makamların kanun ve düzenleyici
işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması
gereken bilgileri siyasal veya askerî casusluk maksadıyla temin eden kimseye
sekiz yıldan oniki yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, Türkiye ile savaş
hâlinde bulunan bir devletin yararına işlenmiş veya Devletin savaş
hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeyle
karşı karşıya bırakmış ise faile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir.
MADDE 336. - (1) Yetkili makamların kanun ve düzenleyici
işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması
gereken bilgileri açıklayan kimseye üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası
verilir.
(2) Fiil, savaş zamanında
işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî
hareketlerini tehlikeye sokmuş ise faile on yıldan onbeş yıla kadar hapis
cezası verilir.
(3) Fiil, failin taksiri sonucu
meydana gelmiş ise, birinci fıkrada yazılı olan hâlde faile altı aydan iki
yıla, ikinci fıkrada yazılı hâlde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası
verilir.
MADDE 337. - (1) Yetkili makamların kanun ve düzenleyici
işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması
gereken bilgileri, siyasal veya askerî casusluk maksadıyla açıklayan kimseye on
yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş zamanında
işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî
hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise ağırlaştırılmış müebbet
hapis cezası verilir.
Taksir sonucu casusluk fiillerinin işlenmesi
MADDE 338. - (1) Bu bölümde tanımlanan suçların işlenmesi,
ilgili kişilerin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranmaları sonucu mümkün
olmuş veya kolaylaşmış ise, taksirle davranan faile altı aydan üç yıla kadar
hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş sırasında
işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî
hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise, taksirle davranan faile üç
yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.
MADDE 339. - (1) Devletin güvenliği veya iç veya dış
siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgileri veya yetkili
makamların açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması
gereken hususları elde etmeye yarayan ve elde bulundurulması için kabul
edilebilir bir neden gösterilemeyen belgelerle veya bu nitelikteki herhangi bir
şeyle yakalanan kimseye bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş zamanında
işlenirse faile üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.
SEKİZİNCİ BÖLÜM
Yabancı Devletlerle
Olan İlişkilere Karşı Suçlar
MADDE 340. - (1) Yabancı devletlerden birinin başkanına
karşı bir suç işleyen kişiye verilecek ceza, sekizde biri oranında artırılır.
Suçun müebbet hapis cezasını gerektirmesi hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet
hapis cezasına hükmolunur.
(2) Fiil, soruşturulması ve
kovuşturulması şikâyete bağlı suçlardan ise, soruşturma ve kovuşturma yabancı
devletin şikâyetine bağlıdır.
MADDE 341. - (1) Resmen çekilmiş olan yabancı devlet
bayrağını veya diğer egemenlik alametlerini alenen tahkir eden kimseye üç aydan
bir yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Bu suçtan dolayı soruşturma
ve kovuşturma yapılması, ilgili devletin şikâyetine bağlıdır.
Yabancı devlet temsilcilerine karşı suç
MADDE 342. - (1) Türkiye Cumhuriyetinde sürekli veya
geçici olarak görevlendirilmiş yabancı devlet temsilcileri ile bunların
diplomasi memurları veya uluslararası kuruluşların temsilcileri ile bunların
diplomatik ayrıcalık ve bağışıklık tanınan memurları, kendilerine karşı
görevlerinden dolayı işlenen suçlar bakımından, kamu görevlisi kabul edilerek;
suç işleyen kişiler hakkında, bu Kanunun ilgili hükümlerine göre cezaya
hükmolunur.
(2) İşlenen suç hakaret ise,
soruşturma ve kovuşturma yapılması, mağdurun şikâyetine bağlıdır.
MADDE 343. - (1) Bu bölümde yazılı hükümlerin uygulanması,
karşılıklılık koşuluna bağlıdır.
DOKUZUNCU BÖLÜM
Son Hükümler
Yürürlük
MADDE 344. - (1) Bu Kanunun;
a) “İmar kirliliğine neden olma”
başlıklı 184 üncü maddesi yayımı tarihinde,
b) “Çevrenin kasten kirletilmesi” başlıklı 181
inci maddesinin birinci fıkrası ile “Çevrenin taksirle kirletilmesi” başlıklı
182 nci maddesinin birinci fıkrası yayımı tarihinden itibaren iki yıl sonra,
c) Diğer hükümleri 1 Nisan 2005 tarihinde,
Yürürlüğe
girer.
Yürütme
MADDE 345. - (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu
yürütür.