I. Dünya Savaşı

Atatürk Araştırma Merkezi tarafından 100.Yılında I.Dünya Savaşı Uluslararası Sempozyumu Düzenlendi (03-05 Kasım 2014 / Budapeşte)

100. YILINDA BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ULUSLARARASI SEMPOZYUMU

03-05 Kasım 2014 / Budapeşte /Macaristan

          Modern dünyanın gelişmesinde bir dönüm noktası teşkil eden ve milyonlarca insanın hayatını derinden etkileyen I. Dünya Savaşı,  100. yılında uluslararası bir Sempozyumla anıldı. Başbakanlık Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı öncülüğünde Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü ve Macaristan Karoli Gaspar Üniversitesi iş birliği ile düzenlenen Sempozyum Macaristan’ın Başkenti Budapeşte’de gerçekleştirildi. 3-5 Kasım 2014 tarihleri arasında düzenlenen Sempozyumda, 19. yüzyılın sonundan 20. yüzyılın ilk çeyreğine kadar geçen süreçte ortaya çıkan tarihi gelişmeler I. Dünya Savaşı çerçevesinde birçok yönüyle ele alınırken Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’nün katkılarıyla “Osmanlı Belgelerinde I. Dünya Harbi” konulu bir sergiye de yer verildi.

            Yerli ve yabancı 80 bilim insanının katıldığı bilimsel etkinlik, iki gün boyunca üç ayrı salonda 20 oturumla gerçekleştirildi. Savaşa giden sürecin detaylı bir tahlil ve tasvirinin yapıldığı, savaş sonrasında oluşan dünya ahvalinin, ülkeler ve toplumlar arasındaki ilişkilerin savaşın çeşitli sonuçlarıyla ilişkilendirilecek şekilde geniş bir değerlendirilmeye tabi tutulduğu Sempozyumda, I. Dünya Savaşı’nın doğrudan veya dolaylı olarak Osmanlı ve Avusturya-Macaristan devletleri açısından önemi değerlendirildi.

            100. yılında I. Dünya Savaşı Uluslararası Sempozyumu’nun açış konuşmasını Türkiye’nin Budapeşte Büyükelçisi Şakir Fakılı yaptı. Büyükelçi Fakılı yaptığı konuşmada Türk-Macar ortak tarihinden bahsederek, Türklerin ve Macarların kardeş ulus olduklarını, bunun en nihai göstergesinin Galiçya cephesinde omuz omuza savaşmaları olduğunu kaydetti. Sempozyumda Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Derya Örs, Macarista’ın Ankara Büyükelçisi  Dr. Jonas Hovari, Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Beyhan, Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Adnan Sofuoğlu ve Károli Gáspár Protestan (Reform Kilisesi) Üniversitesi İnsani Bilimler Fakültesi Eğitimden Sorumlu Dekan Yardımcısı Dr. Habil. György Kurucz da birer konuşma yaptı.

            Sempozyumun açılışında konuşan Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Derya Örs, Birinci Dünya Savaşı’nın sadece anlaşmalardan, silahlardan, sayılardan ibaret olmadığını, insanların yaşadıkları acıların, travmaların ve göçlerin toplamı olduğunu söyledi. Prof. Dr. Örs, “Kuşkusuz değerli bilim insanları I. Dünya Savaşı’nın tarihini anlatırken sayılar vereceksiniz, anlaşmalar vereceksiniz günler tarihler vereceksiniz ancak 100 yıl öncesine geri dönüp baktığımızda bu sayıların içinde olan insanların yaşadığı acıları, travmaları, göçleri anlamak ve insani bir empati kurmak gerektiğini düşünüyor  ve buna yürekten inanıyorum” dedi.

            Küçük yaşta çocukların bombalar altında, kanlar altında kaldığı bir dünyanın televizyonlardan basit bir şov gibi izlendiğini belirten Prof. Dr. Derya Örs, “kalplerimizin katılaşmasını gözlerimizin körelmesini kulaklarımızın sağırlaşmasını biran önce duymalı ve dünyanın barışa muhtaç olduğunu her mahfilde her mecliste haykırmalıyız” ifadelerini kullandı. Türkiye ve Macaristan’ın tarihî bir ortaklığa da sahip olduklarını vurgulayan Prof. Dr. Derya Örs, “Bundan sonra Türklerin ve Macarların bir arada nasıl birbirlerinin refahı, mutluluğu, saadeti ve huzuru için işler yapabileceklerini konuşmak daha az kavgalı daha az dövüşlü daha az kanlı bir dünya vaat etmek için el ele yürümek gerektiğini düşünüyorum” şeklinde konuşmasına devam etti.

            Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Beyhan ise Atatürk Araştırma Merkezi olarak, I. Dünya Savaşı’nın 100. yılı münasebetiyle ikinci toplantıyı tertiplediklerini kaydederek, ilk sempozyumun Erzurum’da Atatürk Üniversitesi iş birliği ile gerçekleştirildiğini belirtti. “Savaş başladığında, Osmanlı Devleti’nin iki buçuk milyon (2.410.000) km²lik coğrafyaya sahip olduğunu bu coğrafyanın büyüklüğünün bugünkü Fransa, İtalya ve Almanya’nın sahip olduğu topraklara denk olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Mehmet Ali Beyhan, Savaş sonrasında Osmanlı Devleti’nin topraklarının üçte ikisini kaybettiğini, savaşın sona ermesiyle birlikte dünyada büyük ekonomik kayıpların yaşandığını, milyonlarca insanın öldüğünü, siyasi haritaların değiştiğini ve haritaların yeniden çizildiğini belirtti.

            Topraklarının genişliği, Savaş’ta savunulacak sınırların uzunluğu, cephelerin çokluğu nedeniyle Osmanlı Devleti’nin zor durumda kaldığını ifade eden Prof. Dr. Beyhan, “Böyle bir savaş; kaynaklarını, yakın geçmişindeki savaşlarda tüketmiş; ekonomisi bir savaşı kaldırabilecek, sürdürebilecek güçte olmayan Osmanlı Devleti için sonu belli olan bir savaştı” ifadelerini kullandı.  Beyhan konuşmasına şöyle devam etti: “I. Dünya Savaşı’nın 100. yılında bugünlerde, Osmanlı Devleti’nin hinterlandında yine savaş vardır. Ölümler, insanlık dışı katliamlar devam etmektedir. İki milyon insan yurtlarını terk etmiştir; Anadolu’ya Türkiye’ye sığınmıştır, sığınmaya devam etmektedir. Ne yazık ki dünya sadece seyretmektedir.”

Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Adnan Sofuoğlu, I. Dünya Savaşı’nda savaşın tarafları, tüm insan gücü ve ekonomik kaynaklarını bir topyekûn savaş için seferber etmeye çalıştıklarından sivillerin durumunun da cepheler kadar çalkantılı olduğunu ifade ederek, 60 milyon Avrupalı dahil olmak üzere 70 milyon askeri personel, tarihin en büyük savaşlarından biri için seferber edilmiştir şeklinde sözlerine devam etti.

I. Dünya Savaşı’nın üzerinden, yüz yıl geçmiş olmasına rağmen hala savaşın nedenleri, niteliği, geriye bıraktıkları ile önemsendiğini belirten Prof. Dr. Sofuoğlu, “Düzenlenen sempozyumun, savaşta aynı cephede yer alan Türk ve Macar halklarının yakınlaşmasına katkı sunacağına inanıyorum” diye konuştu.

Sempozyumda bir konuşma yapan Karoli Gaspar Üniversitesi Eğitim İşlerinden Sorumlu Dekan Yardımcısı Dr. Habil György Kurucz, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve Türkiye’nin müttefik güçler olarak savaşta aynı cephede yer aldıklarını, aynı acıları yaşayıp, benzer ekonomik ve insanî yıkımlarla karşılaştıklarını anlattı. I. Dünya Savaşı’nın hikayesinin sadece istatistikler yönünden değerlendirilmemesi gerektiğini vurgulayan György Kurucz, “Günümüzde pek çok çatışma bölgesinde özellikle de Türkiye’nin güney doğu sınırında üzüntüyle izlediğimiz gibi politik, askerî ve hatta dini temelli olsun, herhangi bir tür tahakkümün emellerinin en ağır faturasını ödemeye meyilli olan her zaman aileler ve toplumdaki alt tabaka insanlardır. Yirminci yüzyıl boyunca I. Dünya Savaşı da dahil olmak üzere birçok trajik olayla karşılaşmak zorunda kalmış olan Macar halkı, sevdiklerinin yasını tutmanın ya da vatandan mahrum bırakılmanın ne anlama geldiğini kesinlikle bilmektedir” ifadelerini kullandı. Tarihçilerin geçmiş olayları yeniden değerlendirme ve yorumlama konusunda uzun vadeli sorumlulukları bulunduğunu kaydeden Kurucz, “Tarihçiler barış ve anlayış için çalışmaya ek olarak, gelecekteki yıkıcı çatışmalardan kaçınmak gibi nihai bir amaçla bir ülkenin geçmiş mirasını gün yüzüne çıkarmayı hedeflemelidir” dedi.

          Sempozyumda  sunulan bildiriler kısa sürede  kitap haline getirilerek kamuoyunun bilgisine sunulacaktır.