Kimine göre, Yıldız Savaşları 1: Gizli Tehlike filmindeki Kraliçe Amidala’nın, kimine göre Yıldız Savaşları 2: İmparatorun Dönüşü filmindeki Kraliçe Jamilla’nın sarayı... Ya da Görevimiz Tehlike 3 filmindeki Vatikan şehri… Dikkatli bakıldığında aslında üçü de İtalya’nın Napoli kentinde yer alan, Reggia di Caserta olarak bilinen Caserta Kraliyet Sarayı.
1997 yılından itibaren Dünya Miras Listesi kapsamında yer alan Caserta Sarayı, Napoli Krallığı Bourbonları için yaptırılmıştır ve 18. yüzyılda Avrupa’da bulunan en büyük yapıdır.
Tarihi
1752 yılında Napoli Kralı VII Charles tarafından yapımına başlanan sarayın amacı, Versay ve diğer saraylara göre daha görkemli ve büyük bahçeli olmasıydı. Güney İtalya’nın en iyi mimarı Luigi Vanvitelli tarafından tasarlanan sarayda kral, bir gece dahi kalamadı. Kalamamasının nedeni İspanya Kralı olmak için 1759 yılında verdiği istifaydı. Projeyi ise oğlu IV. Ferdinand’a devretti. Ancak projenin bitirilmesine, Luigi Vanvitelli’nin de ömrü yetmedi. 1780 yılından itibaren Caserta Sarayı’nın yapımına Luigi’nin oğlu Carlo Vanvitelli devam etti.
Bu sırada Napoli halkı, saraydaki iş gücüne yakın olabilmesi için 10 km Caserta’ya doğru yaklaştırıldı. San Leucio’daki bir ipek fabrikası ise çok büyük bir park alanı içinde bir köşke dönüştürüldü. Napoli ve saray, 20 km uzunluğundaki bir caddeyle Anıtsal meydana bağlanmak istendi ancak gerçekleştirilemedi.
Yapı bitirildiğinde 1200 odaya, iki düzine gösterişli salona, büyük bir kütüphaneye ve bir tiyatro odasına sahipti.
Saray binası
Dikdörtgen bir plana sahip olan saray, dört tarafı dört iç avlu ile şekillenen ve her birinin ölçüsü 3800 metrekareden fazla olan iki dik kolla bağlanır. İtalya; barok stilinin mükemmel bir örneği olan Caserta’da, 1200 odayı gezmenizin imkânı yoktur. Ancak gezebildiğiniz odalardaki ihtişam, diğer odalar hakkında size fikir verecektir.
Versay Sarayı’ndan esinlenilerek inşa edilen yapılar arasında orijinaline en yakın olan eser, Caserta Sarayı’dır. Bourbon monarşisinin ihtişamını ve görkemini göstermek üzere yapılmış olan sarayda, çeşmelerdeki göz alıcı fıskiyeler için büyük bir su kemeri yaptırılmıştır. 116 basamaklı devasa taş bloklardan oluşan ana merdiven, mermer ve dramatik perspektifin mükemmel bir kombinasyonudur. 25 kraliyet dairesine bu merdivenle ulaşılır. Bu odaları gezerken San Carlo’dan sonra modellenen ve adeta bir mücevheri andıran tiyatro odası, görülmesi gereken yerler arasındadır.
Saray, Napoli Körfezi’den gelen saldırılara karşı savunmasız olduğundan, askeri kışlalar kralı korumak için saray içine yerleştirilmiştir.
Saray bahçesi
120 hektarlık bir alana sahip olan saray bahçesi, barok stilinin bir örneğidir. Versay Sarayı’ndan ilham alınarak yapılan bahçe, ondan çok daha üstün nitelikte ve güzelliktedir.
Yapay çeşme ve şelalelerle uzun bir yola sahip olan bahçe, sarayın arka cephesinden başlar. Üst katta 1780 yılında Carlo Vanvitelli ve John Graefer tarafından tasarlanmış olan İngiliz Bahçesi bulunur. Sahte antik kalıntılar ve küçük bir göl ile süslenen bu bahçe dinlenmek için biçilmiş kaftandır.
Her biri bir havzayı dolduran yapay çeşme ve şelaleler, ufka doğru giden geniş düz kanallarla desteklenir.
Bu çeşme ve şelalelerden bazıları; Diana ve Actaeon Çeşmesi, Venüs ve Adonis Çeşmesi, Yunuslar Çeşmesi, Aeolus Çeşmesi ve Ceres Çeşmesi’dir.
Nasıl gidilir?
Türk Hava Yolları ve Alitalia ile Roma ya da Milano’ya uçabilir ve oradan Napoli’ye aktarma yapabilirsiniz. Havaalanından kalkan tren ya da otobüslerle Caserta Sarayı’na ulaşabilirsiniz.
Bir not: Caserta Sarayı, Caserta Tren İstasyonu’na yürüme mesafesinde bulunur.