eldiven
|
|
|
|
§ El1 + Fa destivān eldiven < dest el Fa dest yerini Türkçe aynı anlama gelen el sözcüğü almıştır.
|
|
ele güne [karşı
|
|
|
|
~ ET elgün (-xi), el kün (xi) yabancı kişiler < *kün halk, insan grubu
|
|
elebaşı
|
|
|
|
~ ?
|
|
elegan
|
|
|
|
~ Fr élégant seçkin, zarif ~ Lat elegans, t- titiz, seçici < eligere, elect- seçip ayırmak e(x)- + legere, lect- seçmek → lejyon
|
|
elektr(o)-
|
|
|
|
~ Fr électr(o)- / İng electr(o)- elektriğe ilişkin → elektrik
|
|
elektrik
|
|
|
|
~ Fr électrique ~ YLat vis electrica "kehribar gücü", elektrik < EYun élektron kehribar Kehribarın yünle ovulduğunda elektriklenme özelliğinden ötürü. Vis electrica (kehribar gücü) deyimi ilk kez 1600'de William Gilbert'in De Magnete adlı eserinde kullanılmıştır.
|
|
elektro
|
|
|
|
~ Fr électro = électrocardiogramme / İng electrocardiogram kalp elektriğini kaydeden cihaz → elektrik, kardi(o)-, -graf
|
|
elektrod
|
|
|
|
~ Fr électrode anod ve katod elektrik + EYun (h)ódos yol → od(o)-
|
|
elektroliz
|
|
|
|
~ Fr électrolyse kimyasal bir maddeyi elektrikle ayrıştırma < EYun (ana)lysis → elektrik, analiz
|
|
elektron
|
|
|
|
~ Fr électron / İng electron atomik bir zerre ~ EYun *élektron [n.] elektrikli şey → elektrik 1891'de J.D.Stoney tarafından adlandırılmıştır.
|
|
elem
|
|
|
|
~ Ar elem [msd.] < #elm أ;لم acı çekme, ağrıma
|
|