18 Aralık 2007 - 17:45
E-mail adresiniz : Şifreniz :


Nuri İyem (1915 - 2005)
Toplam 16 makale
sayfa : 1/16
“Nuri İyem: Bağımsız, Gerçekçi, Türkiye`ye Özgü Resim”

Gerçekçiliği, toplumla bütünleşmesi ya da çağının tanığı olmasıyla tek bir Nuri İyem’den bahsedilebilir mi? Oluşturduğu kendine özgü biçemi, kadınları, portreleri, peyzajları, ölüdoğaları, nüleri ile figüratif ve soyut dönemleri bu tek bir bütün içinde incelenip, anlaşılabilir mi? Yoksa birbirine karşıt, birden çok Nuri İyem olduğu düşünülebilir mi? Sanatın toplumla bağlarını öne çıkaran, “Yeniler”in ve sonraki yılların gerçekçisi, toplumsal adanmış Nuri İyem; renk ve biçim araştırmacısı, soyut resimler yapan, ressamın hem maddi olarak, hem de yaratma anında zihnen bağımsızlığını savunan otonom Nuri İyem; Türkiye’de sanat ortamının, resim alımlayıcısı-alıcısının oluşması ve “bize özgü resim” arayışlarını resimleriyle gerçekleştiren ressam Nuri İyem.

Nuri İyem’in sanatı, ahenkle birbirine bağlanan bir bütün oluşturmaktan çok, üzerinde çatışmaların yaşandığı bir alanı düşündürmektedir. Nuri İyem’in sanat hayatındaki dönemsel süreksizliklerin ve karşıtlıkların arkasında bir süreklilik arandığında, sürekliliği sağlayacak ortak payda “gerçekçilik” gibi görünmektedir. Ne var ki, gerçekçilik Nuri İyem’in sanatında bağlayıcı kavram olma yönünde, karşıtlıkları ve farklılıkları yorumlamada tek başına yetersiz kalabilmektedir. Üstelik, resimlerin “gerçekçi” olarak nitelenmesi bile kolaylıkla itirazlara yol açabilir. Buna karşılık, birleştirici olarak “modernlik” kavramı seçildiğinde, Nuri İyem’in yapıtlarına bütünsel yaklaşımda daha kullanışlı yollar bulunabilmektedir. Her şeyden önce, “modernleşme”nin “Batılılaşma”yla yan yana gelerek Türkiye’nin toplumsal hayatının son birkaç yüzyılını kuşattığı ve Cumhuriyet döneminin başlıca sorunsalı olduğu düşünülürse, “modernlik” kavramının toplumuyla bütünleşen, çağının tanığı Nuri İyem’i anlama yolunda kapılar açmasına şaşırmamak gerekir.

Modernlik, Nuri İyem’in sanatındaki çeşitli özellikleri birarada düşünme olanağını sunmaktadır; resimlerindeki “modern” etkiler, “d Grubu”na karşı eleştirileri, Batı tarzı yağlıboya resme, gerçeğe ve aydınlanmaya ulaşma yönündeki yetkinliği düşüncesiyle verdiği önem gibi. Bunların yanı sıra, estetik modernizmle ilgili kuramsal tartışmaların yarattığı sanat-politika ilişkisi, adanmış-otonom sanat ikiliği gibi kavramlar Nuri İyem’in resimlerini farklı bir ışık altında görmeye yardım edebilirler. Ayrıca, modernlik kavramı, Nuri İyem’in sanatını Türkiye’nin kendi yerel modernlik deneyimi ve bu deneyimin oluşturduğu farklılıklar üzerinde düşünerek değerlendirmeyi sağlayabilir. Örneğin, Türkiye’ye özgü resim arayışları, Ahmet Hamdi Tanpınar’a yakınlığı ve resimlerde kadının, özellikle Anadolu kadınının öne çıkması gibi konular böyle bir yaklaşımla ele alınabilir.

Tüm bunlara karşın, modernlik, modernizm ve onların sağladığı kavramsal araçların kendileri, içlerinde taşıdıkları çelişkilerle, aydınlatıcı olmak yerine, Nuri İyem’in sanatındaki karşıtlıkları daha da derinleştirerek yönümüzü kaybetmemize de neden olabilir. Üstelik, “modern” olarak nitelendirilme, belki de, daha baştan ressamın kendisi tarafından yadsınacaktır. 

“Gerçekçilik” ve “modernlik” kavramları, Nuri İyem’in sanatındaki birleştirici ortak paydalar olarak değil, çeşitli dönemlerde kendini açığa vuran kurucu öğeler, aşamalar ya da uğraklar olarak görülmelidir. Böyle bir yaklaşım, birbirlerini olumsuzladıkları halde bir bütün oluşturan dönemleri ve özellikleri anlamaya yardımcı olabilir. Nuri İyem’de bu aşamalar, basitçe birbirlerini olumsuzlamamaktadır; bir tür, Hegelci anlamda, “koruyarak aşma” söz konusudur. Kurucu öğeler, Nuri İyem’in sanat hayatının tümüne içkin bir bütünde birleşirler: Bize özgü, bağımsız, toplumla çift taraflı ilişki içindeki gerçekçi sanat anlayışı.








© 2000 - 2007 Lebriz Elektronik Bilgilendirme Hizmetleri ve Ticaret Limited Şirketi