12.04.2008, Cmt

Anasayfa

Zaman'ım

Multimedya

E-Zaman

Seri İlanlar

  Gündem
  Ekonomi
  Politika
  Spor
  Dış Haberler
  Kültür Sanat
  Televizyon
  Röportaj
  Yazarlar
  Yorumlar
  Dizi - İnceleme
  Çizgi Yorum
  Kürsü
  Eğitim
  Aile Sağlık
  Bilişim
  Otomobil
  Şehir Haberleri
 
 
 

Yazarlar

 ALİ BULAÇ

a.bulac@zaman.com.tr Yorumlar

Laisizm-laikçilik

GÜNÜN YAZILARI

Hukuka sahip çıkın size de lazım oluyor
MEHMET KAMIŞ
Barroso'ya neden kızıyorlar?
ABDÜLHAMİT BİLİCİ
'Kamu yararı'na uygun amblem!..
A. TURAN ALKAN
Ödüller yerini buluyor mu?
ALİ ÇOLAK
Sömürge tipi laiklik
ALİ BULAÇ
Kırk yıl sonra "68 kuşağı"
ŞAHİN ALPAY
Hem okuyup hem de yaz-ma-dık!
M. NEDİM HAZAR
Petrol ve dolar penceresinden altın fiyatının seyri
M. ALİ YILDIRIMTÜRK
Yolların bittiği nokta
HEKİMOĞLU İSMAİL
Bu ülkede iyi hakem yetişebilir mi?
AHMET ÇAKIR
Tatsız, tuzsuz, zevksiz, amaçsız, Çarşı'sız Beşiktaş!
FATİH URAZ
Kartal sessizliğin içinde kayboldu!
ATIF KEÇECİ
Gazeteler, İstanbul Barosu'nun 'laisizm' adlı bir merkez kurduğunu yazdı. 'Laisizm'i yayma amacında olan 'Cumhuriyet Hukuku ve Kültürü Merkezi' adlı birimin misyonu, birimin başkanlığına getirilen avukat Burhan Öğütcü'nün ifadesiyle, 'Cumhuriyetin niteliklerinin öğrenilmesi, öğretilmesi ve topluma yaygınlaştırılması' olacak.

Üniter yapının ve 'laisizm'in son zamanlarda tartışma konusu haline getirildiğini öne süren Öğütcü, "Biz kendi cumhuriyetimizi ve kendi devletimizi neredeyse kaybeder duruma yaklaşıyoruz. Amacımız bu durumun önüne bir set çekmek" diyor. Öğütçü'ye göre, "Son zamanlarda cumhuriyetin kuruluş ve nitelikleri üzerinde birçok tartışma yapılıyor, devlet olma niteliğinden uzaklaştırılmaya çalışılıyor. Özellikle üniter devlet yapısı ve laik toplum düzeninde bir yığın tartışma var." (Zaman, 4 Nisan 2008)

Merkez'in misyon olarak "laisizm"i seçmiş olması ilginç. "Laiklik"le bağlantılı gibi görünen bu kavram, aslında laikliğin, din ve vicdan özgürlüğünü koruyan ve herhangi bir din adamları (nizami ruhban) sınıfının devlet yönetimi üzerindeki imtiyazlarını reddedip siyaseti herkese açan laiklikten farklı bir anlama sahip. Türkiye'de ise "laiklik" ile "laisizm" genellikle aynı anlamda kullanılır ve tabiatıyla laikliğin laisizmin öngördüğü pozitivistleştirme etkinliğini kültürel ve toplumsal bir proje olarak -ki bunun bilinen etkili tek yöntemi jakobenliktir- tahakkuk ettirmesi istenir.

Medyada buna ilk dikkati çeken Hadi Uluengin'dir: "Laiklik Batılı bir kavramdır. İdeolojik kökenini Hıristiyanlıktan alır. Devleti ve dini birbirinden bağımsız kılan, bireye vicdan özgürlüğü getiren modern laisizm, önce Makyavel'in 'Prens'inde teorize edilmiştir. Aydınlanma Çağı düşüncesi ve Büyük Fransız Devrimi ise, laikliğin kurumsallaşmasına zemin yaratmıştır. Ne var ki laiklerden başka, bir de 'laikarlar' mevcuttur. Bunlar, devrimin 'jakoben' geleneklerini sürdüren ve dinî düşüncenin toplumdaki etkisini azaltmak için, kendi laiklik anlayışını devlet aracılığıyla empoze etmeye çalışanlardan oluşur. Genel olarak 'sol yelpaze' içinde yer alırlar. Fransa'da İkinci Cumhuriyet dönemi, Bolşevik devrimi ve onun uzantıları, Nazi Almanyası, Kemalist Türkiye, laikliğin değil, militan 'laikarlığın' hüküm sürdüğü yönetimler olmuşlardır. Buralarda din, sivil topluma karşı devletin tahakkümü altına girmiştir. Resmi ideoloji tarafından kanalize edilmiştir." (Hadi Uluengin, Müslüman ve Laiklerin Ortak Demokrasisi, 25 Şubat 1990, Güneş)

Dar akademik çevrelerde "laikarlık veya laisizim" kullanılıyor olsa bile, yaygın kullanımı "laikçilik"tir. Bilebildiğim kadarıyla bunu da yaygınlaştıran Prof. Nur Vergin olmuştur. Ancak kavramın kullanımı daha eskilere dayanır. İsim babası tek parti döneminin meşhur İçişleri Bakanı Şükrü Kaya'dır. 1937 yılında laiklik maddesinin anayasada yer alması için İsmet İnönü ve 153 arkadaşı bir kanun teklifinde bulununca Meclis'te tartışma başladı. Şükrü Kaya hükümet adına görüşlerini beyan ederken şöyle diyordu: "Bu memlekette kahinlerin ve gayri mesullerin vicdanlara amil olmasından ve devlet ve millet işlerini görmesinden çok zarar görmüştür. Mademki tarihte deterministiz, mademki icraatta maddiyatçıyız (materyalist), o halde kendi kanunlarımızı kendimiz yapmalıyız... Bizim istediğimiz hürriyet, laiklikten maksadımız dinin memleket işlerine müessir ve amil olmamasını temin etmektir. Bizde laikçiliğin çerçevesi ve hududu budur. Biz diyoruz ki, dinler vicdanlarda ve mabetlerde kalsın, maddi hayat ve dünya işlerine karışmasın. Karıştırmıyoruz ve karıştırmayacağız." (TBMM Zabıt ceridesi, V. 16 (1937) 60-61.)

Konu üzerinde çalışma yapan İştar B. Tarhanlı şöyle diyor: "Bu dönemde amaç, yalnız devletin ya da 'siyasal'ın değil, aynı zamanda toplumun ve 'toplumsal'ın da laikleştirilmesidir. Bu olguyu Nehru ve Lenin'in icraatıyla karşılaştırmak mümkün." (Müslüman Toplum "Laik" Devlet, 1993, İst., s. 19) Demek oluyor ki Şükrü Kaya'ya göre, laisizm veya laikçilik, toplumun ve toplumsalın da pozitivizm ve materyalizm temelinde laikleştirilmesidir.


09 Nisan 2008, Çarşamba

Yorum Yaz | Gönder | Yazdır

3 yorum

OKUR YORUMLARI

Tümü»»

Hepiniz birer laiklik uzmanı oldunuz

Hayret ediyorum, ülkeye böylesine güzel bir düzen geldikten sonra(Cumhuriyet) kendi kafalarınıza göre işi saptırıyorsunuz. Okur yorumlarındaki bu Mark Twain'de...

Yüksel Altuner

09.04.2008, Çarşamba 18:07


Laiklik ve Din

Laiklik, eger diger yorumum yayinlandi ise, dinsizlik demek degildir! Laik toplumlarin bireyleri son derece dindar olabilir ve kendi hayatlarini istedikleri gi...

Mark Twain

09.04.2008, Çarşamba 06:03


Bakin

Laik insan diye birsey olmaz. Laiklik, devlet ve toplum ile ilgili bir kuraldir. Temel olarak din ozgurlugu demektir. Toplumun hicbir uyesinin dini baskilara m...

Mark Twain

09.04.2008, Çarşamba 05:59


 Yazarın Diğer Yazıları
 09.04.2008 - Laisizm-laikçilik
 07.04.2008 - Karamsarlığa gerek yok!
 05.04.2008 - Yasama ve yürütme lehine pozitif ayrımcılık
 02.04.2008 - Yargı kuvveti
 31.03.2008 - Kuvvetler ayrılığı
 29.03.2008 - İslam ne yapar?
 26.03.2008 - 'Ilımlı İslam' korkusu
 24.03.2008 - Aydınlara gözaltı!
 22.03.2008 - Bilanço!
 19.03.2008 - MHP üzerine!.

Yazarlar

A. TURAN ALKAN

ABDÜLHAMİT BİLİCİ

ABDULLAH AYMAZ

ABDULLAH GEGİÇ

AHMED ŞAHİN

AHMET ÇAKIR

AHMET KURUCAN

AHMET SELİM

AHMET YAVUZ

ALİ BULAÇ

ALİ ÇOLAK

ALİ H. ASLAN

ALİ ÜNAL

ATIF KEÇECİ

AZİZ YILMAZ

BEŞİR AYVAZOĞLU

BÜLENT KORUCU

EKREM DUMANLI

ELİF ŞAFAK

FATİH URAZ

FİKRET ERTAN

FİKRİ TÜRKEL

GÜNSELİ ÖZEN OCAKOĞLU

H. İBRAHİM EKİZ

HAMDULLAH ÖZTÜRK

HAYRİ BEŞER

HEKİMOĞLU İSMAİL

HİLMİ YAVUZ

HÜSEYİN GÜLERCE

HÜSEYİN SÜMER

İBRAHİM ÖZTÜRK

İHSAN DAĞI

İSKENDER PALA

J. BENJAMIN TOSHACK

KADİR DİKBAŞ

KERİM BALCI

LEYLA İPEKÇİ

M. ALİ YILDIRIMTÜRK

M. NEDİM HAZAR

MEHMED NİYAZİ

MEHMET KAMIŞ

MEHMET YILMAZ

MELİH ARAT

MÜMTAZ'ER TÜRKÖNE

MUSTAFA ÜNAL

NİHAL B. KARACA

NURİYE AKMAN

ŞAHİN ALPAY

SAMİ USLU

SELÇUK GÜLTAŞLI

SELİM İLERİ

SELİM IŞIKLAR

ZEKİ ÇOL

ZİYA PERVER

Copyright© 1995-2008 Feza Gazetecilik A.Ş.


bilge3