Ben aday olursam Şadan Eren çekilir

Ben aday olursam Şadan Eren çekilir
 

Trabzon’da spor ve iş dünyasının önde gelen isimlerinden Ali Osman Ulusoy ile çok yönlü bir söyleşi gerçekleştirdik. Demiryoluna asla karşı olmadığını belirten Ulusoy “Bu yaştan sonra bir şeylerin önünü keserek bir şey mi kazanacağım. Herkes benim yerime konuşuyor” dedi. HES Projesi için “Trabzonspor’un kurtuluşudur. Karşı çıkanlarla oturup tartışmak isterim” yorumunu yapan Ulusoy, TTSO’da Meclis Başkanlığına yeniden adaylığı için ise “Ben aday olursam Şadan Eren karşıma çıkmaz, çekilir” dedi.

-Meclis Başkanlığına yeniden aday olmayı düşünüyor musunuz, Mevcut Başkan Şadan Eren’e zeytin dalı uzattınız mı, kendisine rakip olacak mısınız”

‘TTSO’da Meclis Başkanlığım geçmişte sorulduğunda dedim ki yaşımızı, işimizi de biliyorum. Burada uzun yıllar kaldı, gelişecek şartlara göre karar veririz dedik. Bugün farklı gelişmeler oldu. Bazı gazeteler bir şeyler yazdı. Benim demediğim, düşünmediğim, yazılmasını istemediğim şeyler çıktı. Şadan Eren Bey’e zeytin dalı uzattığım yazıldı. Uzun yıllar kendisiyle birlikte çalıştım. Zeytin dalı nereye uzatılır, niye uzatılır; ben iyi bilirim. Bu konu ile alakalı bu şehirde kimseyle konuşmadım. Zeytin dalı uzatmaya ihtiyacım yok. Trabzon Ticaret Odası bir ailedir. Orada 30 yılı aşkın bir meclis başkanlığım vardır. 10 başkanla çalıştım. Ne zaman nasıl ayrılacağımı bilirim. Kimseye zeytin dalı uzatmam. Benim konuştuklarımı bu şekilde yazın. Ne kimseye zeytin dalı uzattım, ne de aldım. 60 yıllık bir iş geçmişim var. Basınla kötü geçinmedim. Bir mantık felsefem, anlayışım var. Devletle, damatla ve basınla iyi geçiniriz. Bu kadar yaşadıktan sonra bilgi-birikimden, cemiyetlere girip çıktıktan sonra doğrusunu verebiliriz diye düşünüyorum.’

Meclis Başkanlığı için önümüzde sadece 4 ay var. Kararınızı halen vermediniz mi?

“Kararımı vermiş değilim. Ben Sayın Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel gibi dün dündür bugün bugündür de demem. Meclislerde, kuruluşlarda da kimseyle problemim olmamıştır. Uzun yıllar, yarım asra yakın bir süre orada çalışan biri olarak kendime yakışacak şekilde ne zaman ayrılacaksam bunun kararını ben veririm. Şadan Bey aday olursa onunla yarışıp yarışmama konusunda bir şey demem. Ama ben oraya yeniden Meclis Başkanı olursam Eren aday olmaz diye düşünüyorum. O mecliste her zaman söylediğim bir şeydir. Orada, eğer ben Meclis üyesiyim, Meclis başkanı seçileceğim ve karşıma bir aday çıkacaksa aday olmam. Ama ben de başkan adayı olursam onun aday olacağını zannetmiyorum. Hiçbir zaman sürtüşmelerde bir yerlere gelmedim, gelmek de istemem. Ne olmuş onun yönetim kurulu başkanlığına ki böyle bir zıtlaşmayı gündeme getirmişler. Benim odamın yönetim kurulu başkanvekili oraya 8 katlı bina yapamazsınız dedi. Biz bunları yaşadık, aştık. Ben inanıyorsam, yaptığımın arkasını getirebiliyorsam ondan geri durmam. TTSO için Ankara’ya çok gittim geldim. Bana zeytin dalı uzatan adam düşünmüyor ki ‘Bu adam burada olsa mı faydalı, olmasa mı faydalı’… Günün doldu, buraya başkan adayı olma derlerse oraya aday olmayacağım. Çok arkadaşım diyor ki ‘Sen burada olursan dengeyi kurarsın, işler daha iyi yürüyor. Bu da önemli.”


Kurucular ve sizin gibi eskilerden Trabzonspor’un HES projesine karşı duranlar oldu. Siz bu noktada neler düşünüyorsunuz. Siz de Trabzonspor’un HES projesine karşımısınız?

“Trabzonspor HES Projesine girdi. Türkiye’nin büyük yanlışları oldu. Onlara bile karşı çıkmadım. Trabzonspor ile alakalı ne yapılıyorsa ben destek veririm. Keşke herşey yolunda gitse. Mehmet Atalay görevden ayrıldı, şimdi bu iş yürür mü; bilemiyorum. Büyük bir projedir. Üzerinde durmak lazımdır. Ama şartlar değişiyor. Trabzon şehrinin nüfusu 45 bindi. Şimdi şehirde günlük 500 bin kişi sirküle oluyor. Trabzonspor şu ana kadar takılmalar da olsa liderliğini uzun süre sürdürdü. Trabzonspor için çok mücadeleleri verenler HES projesinin karşısında olmaz. Bu arkadaşlarımla Trabzonspor için tartışırım. Neden karşısında duruyorsunuz; bir tek şey olabilir. Trabzonspor bundan zarar eder mi diye düşünebilirler. Ama ben onlarla bunu değerlendiririm. Bana göre büyük projedir. Bir yerlerden başlanmasında fayda vardır.”

Ulaştırmadaki yeni yapılanmalar sizin sektörünüzü ve piyasanızı tehdit mi ediyor, neden şehirde sizin hakkınızda hep böyle bir izlenim var?

“1946’lı yıllarda 4 günde kamyonla Samsun’a gittiğimi biliyorum. Taşımacılığın, otobüsçülüğün en zor yıllarıydı. Samsun karayolu yoktu. Temennim vardı; karayolunun yapılması, asfaltlanması, ihalesi ve Duble Yol’un tamamlanması. Bayındırlık Bakanı iken Mesut Yılmaz’a ‘Allah sizden razı olsun’ dedim. Bu ihale yapılmıştır. Bu ihalenin yapılması yeterli bir adımdır. Yolun açılışından sonra 50 yıl geçti, duble yol yapılamadı. Siz başladınız, bu Karadeniz için her yönüyle gelecek adına büyük bir adımdır. Bulunmaz bir nimettir dedim. Bunu yaşadık. Ülkenin bu döneminde yine bu ilin bizim Trabzonspor’un, bizim dönemimizde futbolcumuz olan Bayındırlık Bakanı Faruk Özak yolun üzerinde durdu ve bu yol bitti. Bu iktidar diyor ki “Bu ülkede her şeyi biz yaptık, biz ilerlettik!”. Hayır yanlıştır. Ben 60 yıl İnönü’nün, Özal’ın Demirel’in, Yılmaz’ın ne yaptığını biliyorum. Her hükümete saygı duyarım. Ama o yolun temelini atan insanlar açılışa davet edilmediler, Yüce Divan’a sevkedildiler. Bunların olmasını istemiyoruz. Bazı değerlere kıymet vermek, yapılanları hatırlamak lazım. Bugün Obama’nın ABD’de seçim kazanacağını kim tahmin ederdi? İşte kazandı. Şimdi geçmişin isimlerinden milli savunma, dışişleri bakanları yapıyor. Maalesef biz geçmişi hep yoksayıyoruz. AB deyip durduk. Sayın Başbakan ile de konuştum. Çok hızlı gidiyorsunuz. AB 45 yıldır var. Siz uçuyorsunuz. Biz AB’ye gireceğiz diye bu kadar koşturmayın. IMF şartları yerine getirmedin diye bize engel koyuyor. Türkiye’nin Dünya genelindeki yeri nerededir? Milli gelir 12 bin dolara çıkmış, 2 bin 500 dolardan birkaç yıl içinde nasıl bu seviyeye çıkıyor Milli Gelir? Sizin maaşınız beş katına çıktı mı, yemeniz içmeniz, eviniz, işiniz 5 kat büyüdü mü? Merkez Bankası Müdürü’ne de söyledim. Maliye Bakanı’na da söyledim. Türkiye’nin TRT’si 5 yıldan beri konuşmuyor. Bütün ülke susturulmuş. AB bize bu kadar noksan buluyor, biz söyleyince karşısınız diyorlar. Biz hiçbirşeyin karşısında değiliz. Kendimi görevli addederim. Ülkede görüp izlediğimiz yanlışlar bizde yara açtı. Şimdi düzelt, lehinde olsun diyoruz. Yoksa hükümetlerle benim iş olarak bir sorunum da olmaz. Biz gördüğümüzü söylüyoruz, kırılıp dökülmeye gerek yok.”

Karadeniz’de ulaşım anlamında önemli yatırımlar oldu. Şimdi de gündemde olan yeni projeler var. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz, demiryoluna hakikaten karşı mısınız?

“Samsun Sahil Yolu’nun bitmesini isteyen biriydim. Gördük, iftihar ediyoruz. Benim arabam 4 günde giderken Samsun’a 4 saatte gidiyor. Allah yapanlardan razı olsun. Ama bir şeyi sormak lazım; tren yolu Trabzon’a gelse benim bunda ne zararım olur? Uçak geldi, bizim yolcumuzun yarısını aldı, biz ne söyledik? Trabzon’a tren yolunun geleceği, vatandaşın daha rahat gideceği var ise, ben başka iş bulurum. Akaryakıt satıyorum, taahhüt, sigorta, Tır taşımacılığı yapıyorum. Servisimin başında otursam Türkiye’nin 80 iline vasıta satarım. 365 odada dostum var. Çok da müşterim var. Ama burayı merkez bulduk. Demiryolu yapılsın. Demiryolunu kim yaparsa Allah ondan razı olsun. Ben kaç sene daha yaşayacağım ki böyle bir şeye karşı çıkayım. Avrupa’da 7 milyar zarar ediyor demiryolu senede. Böyle olmasına rağmen devam ediyorlar. Benim ülkem demir ağlarla ördük diyor ülkeyi. 50 senedir bu ülkede demiryolu ile alakalı Sakarya, İzmir, Ankara, İstanbul arasında bir şeyler oldu. Başka bir şey yapılmadı”

Belediye başkanının iktidarla aynı partiden olmaması Trabzon için kayıp mıdır, Volkan Canalioğlu sizce başarılı mıdır?

“Belediye iktidarın belediyesi olsaydı daha canlı olurdu. Bu hükümetin Asım Bey’in (Aykan) belediye başkanlığı döneminde iyi şeyler yaptığını gördük. Volkan Bey (Canalioğlu) kamuoyu ile basınla, halkla iyi geçindi. Bu onun lehine oldu. Çok iş yaptı mı? Bana göre yaptı. Geçmiş belediyeler ne yaptı ise o da onu yaptı. Sahil Yolu onun lehine oldu. Bayındırlık sayesinde oldu. Nereden bakarsan bak, yolu bakan bitirdi, park yeri açıldı ama tabelayı oraya belediye dikiyor. Büyük illerin belediye başkanlıkları çok önemlidir. Trabzon kendine has özellikleri olan bir yerdir. Burada belediye başkanlığı çok önemlidir. Kendine göre başarılı olmuştur. Kavgacı olmadı. Sizinle, bizimle iyi geçindi, cenazeye, açılışa koştu. Her yerde belediye başkanı olarak görevini yerine getirdi. 20 yıl kendisiyle o turizm müdürü iken çalıştım. Bu yaylaları, Uzungöl’ü, Sultanmurat’ları bilen birisi. Bu şehri tanıyan birisi. Her zaman cemiyetin içinde oldu. Bunlar hep onun lehindeki işlerdi. İnsanlar dışarıdan bu kente getirilecek olan belediye başkanları başarılı olamamıştır. Buranın dokusunu bilmeyen burayı yönetemez.”

İran pazarını değerlendirme yönünde şu sıralarda önemli kararlar alınıyor. İyi adımlar atılıyor. Siz bu konuda önemli sorumluluklar aldınız. Ve İran tarafının aktive edilmesini istediniz. Nedir bu yöndeki son gelişmeler, Doğu pazarı istediğiniz noktaya ulaşıyor mu?

Hudutta yaşanan gümrük sıkıntılarını aşmak için valilerin de katıldığı bir toplantı düzenledik. Ticari ilişkilerin gelişmesine dönük kararlar aldık. Sınırda olan asayiş ve emniyet için karakolların geliştirilmesi kararını aldık. Hudut ticaretinin yenilenen binalardan yönlendirilmesini önerdik. Karşılıklı yüzde 50 gümrüksüz mal alıp satarak ithalata karşılık ihracat da yapmak. 5 milyar dolar yıllık işbirliği diyorlar. Bu rakam çok büyüktür. Ama birkaç yüz milyon dolarlık sınır ticareti çok olursa büyük gelişme ve kalkınma olur. Van-İran demiryolu kararı çıkmıştı. Program ihalesi tamamlandı. Ama olmadı. Bölgenin sıkıntısı ulaştırmadır. Terördür. Akaryakıttır. İranlı’ya Türkiye’de mal satmak yasak. Kız veriyor İranlı bir Türk’e, tapuyu onun üzerine yapıyor. Yalnız İstanbul’da 40 İran şirketi var. Türkle evli ya da ortak. İran İş Konseyi kurulduğundan beri son 10 yılda en çok mutluluğu bu son yılda yaşadım. Çok güzel neticeler aldık. Ama çıkıp tellallık yapmadık. Kendi işim olmamasına rağmen hep cebimden masraf yaptım, gelenleri ağırladım. Gittim ağırlandım. Bakü’ye 50 otobüs verdim geçen hafta. Bana özel uçak gönderdiler. Hiçbir mecburiyetleri yoktu. Ama yaptılar. Biz işin şatafatında değiliz. Reklamdan her zaman kaçtık. Sükseyi sevmiyoruz.

Anlattıklarınız buradan birçok insana ulaşacak. Topluma özel bir mesaj vermek ister misiniz?

Sükseye, lükse düşenlerin sonu gelmez bilelim.
Biz milletçe müsrifliğin izlerini silelim
Fantaziye bizi yıkar, temize el sürelim.

Röp: Atilla Esat ÇOLAK