Haftanın seçkin maddesi |
Ruh, din ve felsefede, insan varlığının maddi olmayan tarafı ya da özü olarak tanımlanır ve genellikle bireysellikle (zât) eşanlamlı olarak ele alınır. Teoloji'de ruh kişinin ilahîliğe iştirak eden kısmı olarak tanımlanır ve genellikle bedenin ölümünden sonra kişinin varlığını sürdüren kısmı olarak ele alınır. Birçok kültür insan yaşamının ya da varlığının cismani olmayan kaynağını ruh ile özdeş tutmuş ve birçok kültür tüm canlıları ruhlara dayandırmıştır. Tarih-öncesi halklarda bile vücut ile onu canlı kılan arasında bir ayrım yapıldığı görülmektedir. Birçok dini ve felsefi akımda, her canlının bir unsuru olan, var olması için fiziksel maddeye ihtiyaç duymayan, madde-dışı, algılanamaz, tezahürleriyle kendini gösteren, aşkın, yaşama yeteneğine sahip, değişen ve gelişen, maksatlı bir prensip (kaynak) ya da bir kudret olarak tanımlanan ruh, birçok dini ve felsefi akımda da ebedi, yetenekler sahibi, insan davranışlarının motoru, hata ile sevap yapma iradesine sahip bir varlık ya da varlığın saklı yüzü olarak kabul edilir.
Bununla birlikte ruh kavramının kültürden kültüre, dinden dine, felsefeden felsefeye geniş ölçüde çeşitlilik gösterdiği görülmektedir. Çeşitli dinler ve filozoflar, ruhun doğası (yapısı), beden ile ilişkisi, kökeni ve ölümlü olup olmayışı konularındaki farklı görüşleriyle bir sürü teori ortaya koymuşlardır. Birçok dini ve felsefi gelenekte ruhun her canlı oluşumun içteki özünü içeren, kendine özgü bir varlık olduğu ve insanın temel unsurunun -beyninden veya organizmasının herhangi bir kısmından ziyade- ruh olduğu kabul edilir. Buna karşılık diğer bazı din ve felsefelerde ise ruhun beden ile kendisi arasında aracılık görevi görecek maddi bir elemanı bulunduğu kabul edilir. Ruh ile can kavramları arasında kimi kültür, din ve felsefelerde bir ayrım yapılmamış, kimilerinde ise bir ayrım yapılmış olmasına ve bu kavramları belirten iki ayrı ya da birkaç terim olmasına rağmen, sözkonusu terimler, sık sık aynı kavramı belirtmek üzerine birbirlerinin yerine kullanılagelmişlerdir. Devamı...
|
|
Günün maddeleri |
Patagonlar, veya Patagonya devleri, ilk defa zamanın az bilinen bölgesi ve sahili olan Patagonya'da rastlanan efsanevi insan ırkıdır. İlk Avrupalıların kayıtlarına göre, boylarının normal insan boyunun iki katını geçtiği, hatta bazı kayıtlara göre 3,5 - 4,5 metreyi bulduğu söylenir. Yaşamış olması mümkün olmayan bu insanların varlığı, bölgedeki Avrupalıların akıllarında, 18. yüzyılın sonlarında büyük ölçüde çürütülene dek 250 yıl kadar kalmıştır. Ancak Güney Amerika efsaneleri birkaç dev kabile soyundan bahseder. Örneğin, ortalama 7 fit (2,134 metre) boyunda ve kızıl saçlı oldukları söylenen Peru'nun Çancasları veya Çanakları.
Patagonlar hakkındaki ilk bilgi, 1520'lerde dünyanın etrafını dolaşan Ferdinand Magellan ve mürettebatının onları Güney Amerika sahillerinde gördüklerini iddia etmeleridir. Magellan'ın uzun yolculuğunun tarihçisi ve yolculuktan sağ çıkan az sayıdaki kişiden biri olan Antonio Pigafetta yerlilerle karşılaşmalarını ve boylarının normal insanın iki katı olduğunu yazmıştır. Devamı...
|
Kobay, ya da Ginedomuzu (Cavia porcellus), tıknaz, birçok renkte ve şekilde tüyleri olan evcil kemiricidir. Özellikle Amerika ve Avrupa’da oldukça popüler bir evcil hayvandır. Orta ve Güney Amerika, evcil kobayın atası olan yabani kobayın yurdudur. Yabani kobaylar ve diğer kobay türleri tüm Güney ve Orta Amerika’ya yayılmışlardır. Yabani kobay, mara (pampa tavşanı), kapibara (su domuzu) gibi türlerden oluşan kobaygiller, kemirgenler arasında en geniş aileyi oluştururlar. Kobaylar doğada bir erkek ve dişilerden oluşan geniş aileler halinde yaşarlar. Aile fertleri arasında güçlü bağlar vardır. Hep beraber dolaşırlar, hep beraber yemek yerler. Birbirleriyle insanların da duyabileceği sesler çıkararak sürekli olarak iletişim halindedirler. Eğer aile fertlerinden biri diğer grup üyelerini göremez ya da kaybederse oldukça yüksek ses çıkararak yardım çağrısında bulunur. Özelikle yavrular annelerini kaybettiklerinde bu sesi çokça çıkarırlar. Devamı... |
|
|
Tarihte bugün |
Olaylar
- 1906 - ABD'nin San Fransisco kenti 7,7 şiddetindeki 50 saniye süren deprem ve onu izleyen yangınlarla yerle bir oldu. 28 bin bina yıkıldı 500 kadar insan hayatını kaybetti, 100 bin kişi evsiz kaldı.
- 1920 - İstanbul Hükümeti, Millî Mücadele'yi yürüten Kuvayı Milliye'ye karşı, Kuvayı İnzibatiye'yi kurdu. Bu kuvvetler, Adapazarı dolaylarında çıkarılan isyanı destekledi; ancak Ankara Hükümeti'nin düzenli birliklerine yenildi.
- 1946 - 1919'da kurulan Milletler Cemiyeti dağıldı.
- 1954 - Albay Cemal Abdülnasır, Mısır'da yaptığı darbeyle kralı devirdi ve iktidarı ele geçirdi.
- 1960 - TBMM'de CHP ve basını soruşturmak üzere Tahkikat Komisyonu kuruldu. CHP Genel Başkanı İsmet İnönü, Demokrat Parti'ye seslenerek, "Bu demokratik rejim istikametinden ayrılıp, onu baskı rejimi hâline götürmek tehlikeli bir şeydir. Bu yolda devam ederseniz ben de sizi kurtaramam." dedi.
- 1983 - Lübnan'daki ABD askeri varlığını protesto etmek amacıyla, Beyrut'taki ABD elçiliğine düzenlenen intihar saldırısında, bombacının da aralarında bulunduğu 63 kişi öldü.
- 1989 - Ege Üniversitesi'nde Türkiye'nin ilk tüp bebeği doğdu.
- 1996 - İsrail birliklerinin, Lübnan'daki bir Birleşmiş Milletler yerleşim birimini bombalaması sonucu 106 sivil öldü.
- 1999 - Türkiye'de yerel ve genel seçimler yapıldı. Genel seçimlerde, Bülent Ecevit liderliğindeki Demokratik Sol Parti, oyların %22,2'sini alarak birinci parti oldu. Cumhuriyet Halk Partisi, tarihinde ilk kez meclis dışı kaldı.
- 2002 - Eski Afganistan Kralı Zahir Şah, 29 yıllık sürgünden ülkesine döndü.
Doğumlar
Ölümler
Daha fazlası...
|
|