"İlk görüşte aşk yaşayıp üç ay sonra evlilik kararı aldık"
Şebnem Bozoklu nam-ı diğer Meliha, eylül sonunda nikâh masasına oturuyor. Yok yok Samim’le değil, 1 sene 3 aydır birlikte olduğu gerçek aşkı mimar Emre İzer’le!..
19 Eylül 2010 Pazar, 10:54:50

HT MAG / ZEYNEP BAKIR UMARCA

Şebnem Bozoklu’yla telefondayım, röportaj buluşmasına bisikletlerimizle geleceğiz. Diyorum ki; “Dilerseniz oturduğunuz yere yakın olsun Cihangir’de buluşalım.” Şebnem gülüyor: “Her oyuncuyu Cihangir’de mi oturuyor sanıyorsun?” Haklı vallahi öyle sanıyorum. Hepsi orada değil mi? Meğer güzel oyuncuyla aynı mahallede oturuyormuşuz. Atladık bisikletlerimize Arnavutköy sahilinde buluştuk. Bisikletlerle dolaşırken, aşktan meşkten, evlilikten konuştuk...

“BİSİKLETİ HAYRANIM ALDI”
• Bisiklete sürekli biniyor musun?
İlk bisikletimi annemin arkadaşı Lisa Amerika’dan getirmişti. Beyaz bir BMX! Hem de kontör pedal. Türkiye’de kimsede yoktu. Çok havalı ama bisiklete binmeyi bilmiyorum. Babamla Kalamış sahilinde bisiklet hurdaya çıkana kadar
kullandım. Sonra babamla birlikte kullandığımız bir bisikletim oldu. Günün belli saatleri ben kullanıyordum belli saatleri o.

• Kendine bir bisiklet alman gerekecek o zaman...
Bak dur şimdi... İş yoğunluğu yüzünden ben ailemin yanından Avrupa yakasına taşınınca Twitter’a “Babamın külüstürü bu evde yok, yeni bir bisiklet alma vaktidir” yazmıştım. Canım Ailem’in setinde çalışırken TMC’den bir telefon geldi. “Şebnem Hanım size bir paket var” dediler. Bize dizi izleyicilerinden ufak tefek hediyeler gelir ama bir bisiklet alan ilk benim herhalde. İzmir’de dizinin sadık izleyicilerinden Meliha fanatiği Mediha benim Twit’ımı görünce bisikleti alıp postalamış. İnanılır gibi değil! Şimdi Mediha’nın hediye ettiği bisiklete biniyorum.
• Sık sık kullanıyor musun?
Trafikte kullanamıyorum çünkü arabalar iki tekerlekli araçlara gıcıklar, güvenemiyorum o yüzden. Ama Arnavutköy sahilinde turluyorum. Seninle de gezelim, düğün telaşı bitince...

“EVLİLİK HAYALİ KURMADIM”
• Evliliği sorgulayalım biraz... Çevrende evlilik karşıtlarının bu karara ilk tepkileri ne oldu?
“Aaa... Neden evleniyorsun?” gibi sözler duydum ama bence evlenmek ne kadar anlamsızsa evlenmemek de o kadar anlamsız!
• Evlilik kararı bu kadar hızlı mı verilmeli?
“9 senedir birlikteyiz, ağustos ayında evleniyoruz” gibi şeyler duyunca şaşırıyorum.
• “Evlilik müessesesi ciddi bir kurumdur” sözlerine ne diyeceksin?
Canım hep Emre’nin yanında olmak ve onunla bir şeyler yapmak istiyor. Ciddi sayılır mı bu istediğim. Şaka bir yana evlilik kafası denilen şey bana işlemez çünkü ben hayatım boyunca evlilikle ilgili hiç hayal kurmadım.
• Hiç mi! Gelinlik bile mi?
Gelinlik bile... Hayır hiçbir fikrim yoktu. Bazı kadınlar vardır ya, “Şu ara evlenmek istiyorum, şöyle bir düğün istiyorum, gelinliğim böyle olmalı” gibi... Hiçbiri bende olmadı. O yüzden evlilik benim fikirsel olarak yeni tanışacağım bir şey.
• Malum ünlülerin evlilikleri kısa sürüyor?
Bizim bu anlamda birbirimizle uğraşacak zamanımız olmaz. Emre de ben de çok yoğun çalışıyoruz. Eve giriş çıkış saatlerimiz normalin dışında olduğundan birbirimizi gördüğümüzde sadece sevgiyle bakarız.

• Evliliklerde en sinir olduğun şey nedir?
“Ey Türk kızı birinci vazifen iyi bir koca bulup evlenmektir!” düşüncesine gıcık oluyorum. “En doğru zamanda evleneyim, en doğru takvimde çocuğum olmalı” gibi planlar hayatın doğal akışını bozar. Benim için asıl olan yaşamak, tatlı tatlı... Evlilik ise bunun bir parçası. Asla hayatımın amacı olmadı.

“DIŞARI ÇIKMAYI SEVMİYORUM”
• Müstakbel eşinle aynı evi paylaşıyorsun şu an değil mi?
Evet, benim şimdiye kadar deneyimlendiğim bir şey değildi. Hep ailemle yaşadım. Ve birlikte çok keyifli yaşıyoruz. Ortak zevklerimiz çok fazla. Ben zıt kutuplar hikâyesine çok inanmıyorum. Biz birbirimizi tamamlıyoruz. Ben evde film izlemeyi dışarıya çıkmaya tercih ederim, Emre de öyle. Mutlaka kahvaltımızı yapar evden çıkarız, karşılıklı kahvemizi içeriz. Gün içinde telefonla konuşur, ne yaptığımızı öğreniriz.

• “Evlilik her akşam yemek yapmaktır” cümlesine ne diyeceksin?
Ha ha ha bilemem! Akşam eve geldiğimizde ben yemek yaparım çünkü yemek yapmayı, mutfakta uğraşmayı severim. Emre’min de elinden gelir. Ama yorgunsak yemekle uğraşmayız, dışarıdan bir şeyler söyleriz. Hemen ardından bir film koyarız. Böyle bir hayatımız var.

“GÜNE ŞARKIYLA BAŞLARIM”
• Sabahları insanlar biraz agresif olur, siz nasılsınız?
Ben sabahları kahkahalarla uyanıyorum. “Yeni bir gün daha, yaşasın” diyorum, şarkılar söylemeye başlayacak kadar eğlenebiliyorum. Emre’ye şakalar yapıp onu güldürüyorum. Sabahları normalin dışında mutluyumdur. Emre de sinirli bir tip değildir, sakindir.

• Düğün organizasyonu nasıl gidiyor?
Zor gidiyor çünkü düğün başlı başına bir organizasyonmuş. Büyük iş. Aklımda hiçbir şeyin olmaması çok kötü. İşin kötüsü düğüne gitmekten nefret ederim. Kaçarım, iş uydururum, çok az düğüne gitmişliğim vardır. Şimdi ne yapacağım bilmem? Sıkılırım, hepsi birbirinin aynısıdır, karbon kâğıdı koymuşsun gibi. Gelen herkes memnuniyetsizdir, açık ararlar. Benim için çok zordu ama tatlı, güzel bir seçim yaptık, hadi hayırlısı. Ayrıca düğün müzikleri harika olacak. Önce Teoman sahne alacak ardından da Naim Dilmener’in Türkçe pop şarkılarıyla eğleneceğiz.
• Düğün hakkında hiç mi hayal kurmaz bir kadın?
Sanırım bu biraz oyunculukla ilgili. Bir ekonomist olsaydım, hayatımda tek bir gün olacaktı, üstüme bir kostüm giyinip yüksek bir yerde durduğum, herkesin bana baktığı ve alkışladığı. Ama kostüm bilinci benim için mesleki bir bilinç. Bir şey için bir şey giyersin, bu benim çok bildiğim bir şey. Meslekten ötürü, bana bakanlar, alkışlayanlar, o ana özel kostümlerin olduğu günler yaşıyorum. Dolayısıyla “benim gecem” olarak özel bir yere koyamıyorum.
• Ama bir şekilde gelinlik giyeceksin ve giyebilmen için biraz araştırma yapman gerekli...
Evet. Ben 1950’lerin kıyafetlerini çok seviyorum. Dedim ki 50’li yıllar gelinliği giyeyim. Bunları düşündüğüm sıralarda Bodrum’da annem, babam ve canım Cemil İpekçi yemek yiyoruz. Cemil evleneceğimi öğrenince “Hiç itiraz istemem gelinliğini ben yapıyorum” dedi. Çok sevindim. Hemen konuştuk üzerine. 1950’ler diye anlattığımda hemen anladı ve işin tüm tasarımını ona bıraktım. “Bitti” diyebilirim. Gerçekten güzel oldu. Gerçek bir 1950’ler elbisesi oldu.
• Sevgilin gördü mü gelinliğini?
Ben göstermek istedim ama o düğün günü görmek istedi. Uğursuzluk olmasını istemiyor.

“Paris Moda Haftası’nda Semiha Berksoy olacağım”
• Balayı düşünüldü mü?
Balayı programı biraz aksadı. Çünkü düğün eylülde olacak. 2 Ekim’de Paris’e çalışmaya gidiyorum. Bu yüzden balayı biraz bekleyecek.
• Ne çalışması Paris’te?
Bomba bir şey geliyor hazır ol! Paris Moda Haftası’nda ilk defa bir Türk’ün defilesi olacak. Ezra ve Tuğba Çetin kardeşlerin defilesi... Çok güzel bir koleksiyon hazırlamışlar.
• Zaten tüm koleksiyonları çok çarpıcı...
Evet bu sefer Semiha Berksoy’dan esinlenerek bir koleksiyon hazırlamışlar. Kyoto Müzesi’nde olacak sergide ben de Semiha Berksoy’u canlandırarak bir performans sergileyeceğim. Bu çok heyecan verici bir deneyim olacak benim için. Oradan da balayına bir yerlere gideriz.

“Hiç beklemediğim bir anda bana evlenme teklif etti”
• Emre Bey’le ne zaman tanıştınız? Âşık olduğunuz anı merak ediyorum?
Emre ve benim iki arkadaşım bir proje üzerinde çalışıyorlardı ve günün sonunda beni izlemeye tiyatroya geldiler. Birbirimizi ilk defa o zaman gördük. Ve ilk görüşte aşk o zaman oldu. Ben çok aşık oldum, o da öyle.
• Üzerinden ne kadar zaman geçti?
Tam 1 sene 3 ay oldu. Tanıştığımızdan beri sevgiliyiz ve şimdi evleniyoruz.
• Evlilik kararı hangi ara oldu?
Tanıştığımızdan 3 ay sonra evlenmeye karar verdik. Ne şahane değil mi?
• Ya... İşin en sihirli kısmı, evlilik teklifi nasıl oldu?
Çok romantikti, çok güzeldi! “Baba Beni Okula Gönder” kampanyasında bir proje olmuştu, birçok dalda sanatçı yağlı boya resim yapıp onları satışa sunduk. Herkesin tablosu müzayedede satıldı ve gelir çocukların eğitimine gitti. Aradan epey zaman geçti, evimizin bahçesinde mütevazı bir akşam yemeği yerken, “Benimle evlenir misin” dedi. Hiç beklemediğim bir andı. Hiç konuşmamış ve düşünmemiştik. Sonra elimden tutup beni yukarı salona çıkardı. Filmlerde olur ya duvarda bir şey vardır ve üzerinde bir çarşaf... Çarşafı bir çekti, benim yaptığım tablo karşımda! Müzayedede o satın almış ve teslim edilmesini beklemiş evlenme teklifi için. İnanamadım! Benim için gizli gizli uğraşmış, en çok buna mutlu oldum.
• Güzel bir evlilik teklifi olmuş...
Evet... O tablo için müzayede günü “Bunu alıyorum” da diyebilirdi. Hayır o bunu gizli gizli yaptı, bin bir zorlukla bana belli etmeden eve getirdi. Şimdi onunla daha çok evlenirim. (Gülüyor...)

Diğer Haberler