kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
1 Aralık 2008, Pazartesi
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat
Avni Özgürel

MİT'in parasını pavyonda yediler, borsada batırdılar

ECEVİT KILIÇ
ECEVİT KILIÇ
30.11.2008
Radikal gazetesi yazarı Avni Özgürel: Tuncay Güney, Kontr-Terör'e bağlıydı. Bilgileri Yavuz Ataç'a aktarıyordu. O da Eymür'e. Bu daire döneminde MİT'in paralarını borsada batırdılar. Örtülü ödenek paralarını İsviçre'de yediler..
Tuncay Güney'in MİT muhbiri olduğunu gösteren belge gündemi alt üst etti. Ergenekon sanıkları ve beli çevrelerin "iftira, dayanağı yok dediği" iddiaların ve belgelerin sahibi devletin resmi istihbarat teşkilatının elemanı çıktı. MİT, belgeyi kabul etti. Ergenekon sanıkları ve avukatlarının davayı çarpıtmak ve içini boşlatmak için elinde geleni yaptığı bu dönemde bu belge davanın seyrini nasıl değiştirir? Güney'in görev yaptığı açıklanan Kontr Terör Dairesi ne zaman kuruldu? Hangi olaylara karıştı? Yöneticileri kimlerdi? Güney kimlere bilgi veriyordu? Şimdi neden konuşuyor? Neden ajan olarak Tuncay Güney gibi isimler seçiliyor? Bu soruları Radikal gazetesi yazarı Avni Özgürel ile konuştuk. Özgürel, yakın tarih ve istihbarat konularında yaptığı araştırmalarla biliniyor.

* Tuncay Güney nasıl bir portre? Fethullah Hoca cemaati, MİT, ihtilal yapan generallerin planları, yeraltı dünyasının hassas bilgileri, İşçi Partisi'nin iç bünyeleri onun bilgisi dahilinde.

* Böyle bir şey nasıl oluyor? Tuncay Güney dediğimiz aslında bir bilgi havuzu. Emniyet istihbaratının başındaki amirleri bile şaşkınlığa düşüren bir bilgi hazinesi. Sanki birileri ortaya çıkıp; "Bir ilgi havuzu oluşturalım, herkes bildiğini ya da neler söylemek istiyorsak ona aktarsan. Bu da bir teyp hassasiyetiyle bunları kaydedip ilgili makamlara iletsin" dedi. Poliste sorulmadan kendi kendine her şeyi anlatıyor.

* Bu kadar kişiyle irtibatlı olmayı nasıl başarmış? Gazeteci olarak bir şekilde irtibatlandırmış. Konuşmalarına falan baktığınızda zeki olduğu intibaını vermiyor. Sempatik bir insan olur da; herkes onun bu sempatisine kandı desek o da yok. Aksine. Ama haham ve Yahudi olduğu iddiaları, lüle saçları ve şapkasıyla sanki karşımızda bir tiyatro oyuncusu var.

* Nasıl bir tiyatro? Kendisine biçilmiş rolü oynuyor. Neleri söylememesi gerektiği veya neleri, nasıl söylemesi gerektiği çok iyi öğretilmiş. O dönemde Fethullah Hoca cemaatinin üzerine çok gidiliyordu. Böyle bir dönemde cemaat de "Acaba kendimizi doğru anlatmamıza yardımcı olur mu" noktasındaydı. Güney, birileri adına konuşuyor ve "Sizden şunu yapmanızı istiyoruz veya ben sizin şu işinizi sağlayabilirim" diyor. Kontrol ediyorlar, Güney'in hakikaten sözü edilen kurumla ve kişilerle ilişkisi var. MİT'in İstanbul Bölge Başkanlığı'na rahatlıkla girip, çıkıyor. Onların, bir takım MİT yöneticileriyle görüşmesini sağlıyor. Düşünün bir tümgeneral bu çocukla ihtilali konuşuyor. Buna bir takım paralar emanet ediliyor.

* Tek başına yapmıyordur... Bunları yapabilmesi için arkasında güçlü birilerinin veya yapının olması lazım. Bir yerler, "Bu bizim adam, itimat edilebilinir" diyor. Tıpkı bugün Kanada'da hoparlör olarak kullandıkları gibi. Bugün de öyle.

* Tuncay Güney, Kontr- Terör Dairesi'ne mi bağlıydı? Kontr Terör Dairesi bünyesinde Yavuz Ataç tarafından kullanılıyordu. Mehmet Eymür'le çok fazla yüz yüze hatta hiç gelmemiş olabilir. Ama Eymür her şeyi biliyordu. Güney, Ataç'a aktarıyordu bilgileri. Ataç da muhtemelen Eymür'e iletiyordu. Bu dairenin ne kaydı ne de evrakı var.

* Sadece MİT'le mi ilişkili? Hayır. JİTEM'siz bu iş olmaz. Genelde bu tür insanlar bir istihbarat kuruluşunda çalışmazlar. Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'da olduğu gibi.

* Güney'in ilk çıkışı 2001. Anlattıkları neden şimdi konuşuluyor? Mehmet Eymür, geçmişte 1. MİT Raporu'nu hazırladı. Bir şeyleri deşifre etti. O zaman ciddiye alınmadı, soruşturulmadı. Ama Eymür, ondan sonra hep konuştu. Nihayetinde Susurluk'la "Artık bu işlere bir bakalım" denildi. Bu tür açığa vurmalarda başlangıçta konunun çok fazla önemsenmeyeceği bilinir. Şimdi Türkiye bir şekilde kirliliklerinden temizlenmesi isteniyor. Bu temizliği hükümet, genelkurmay hatta Amerika bile istiyor. Orgeneral seviyesindeki insanlar tutuklandı Genelkurmay'dan itiraz gelmedi. Yarın bir gün bu dava kapsamında muhtemelen dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı'nın hatıraları da gündeme gelecek. Belki de bu temizliği MİT de istiyor. İşte bu temizlikte Tuncay Güney gibi bir adam çıkarırsınız "Onu da bu yaptı bunu da bu yaptı" der. Sonuçta bu kişi de bu kirlilikleri biliyor.