09 Ocak 2012, Pazartesi

Tüketici Üye Girişi

BAZ İSTASYONLARI HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER NELERDİR?

Ülkemizde Baz İstasyonlarının kurulması ile ilgili herhangi bir yasal düzenleme var mıdır?
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından 16.5.2009 tarih ve 27230 sayılı Resmi Gazetede “Elektronik Haberleşme Cihazlarına Güvenlik Sertifikası Düzenlenmesine İlişkin Yönetmelik” yayınlanmıştır. Baz istasyonlarının da dahil olduğu sabit elektronik haberleşme cihazları bu yönetmelik kapsamındadır.

1-Baz istasyonları niçin kurulmaktadır?
Baz istasyonları, gerekli görülen yerleşim birimlerinde, cep/mobil telefonlarla haberleşmeye yönelik kapsama alanı sağlanabilmesi amacıyla kullanılmaktadır. Baz istasyonları kapsama alanına girmeyen bölgelerde mobil telefonlarla konuşmak olanaksızdır.

2-Baz istasyonları nerelere kurulabilir?
Baz istasyonları teknik özellikleri gereği hücresel yapıda olduğundan şehir içlerinde düşük çıkış güçlerinde, kapsama yapılması gereken yerlere Yönetmelik hükümlerine uyulması kaydıyla kurulabilmektedir.

3-Baz istasyonlarının kuruluşu için izin veren yetkili mercii kimdir?
Baz istasyonları alıcı ve vericiye sahip telsiz sistemleridir. 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununa göre  Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan izin ve/veya ruhsat alınmadan hiçbir telsiz sistemi kurulamaz ve işletilemez. İşletmeciler Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan
Aldıkları izin dahilinde, baz istasyonunun kurulacağı yeri kendileri belirlerler.
Her baz istasyonu için ön izin anlamına gelen Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan, ‘Güvenlik Sertifikası’nın alınması zorunludur. Yerinde yapılan ölçüm ve denetimler sonrasında cihazın Yönetmeliğe uygun şekilde kurulup işletildiğine karar verilirse sertifikası kati olarak onaylanmaktadır.

4-Baz istasyonu olan bir mevkiiye ikincisinin kurulmasındaki sebep nedir?
Baz istasyonları teknik özellikleri gereği düşük çıkış güçlerinde ve hücresel yapıda çalışmaktadırlar. Bu nedenle kapsamanın sağlanamadığı yerlerde yeni baz istasyonları kurulabilir. Kurulan bu yeni  baz istasyonu aynı işletmeciye ait olabileceği gibi,  farklı bir işletmeciye ait de olabilir. Bir diğer sebebi ise kapasitedir. Her baz istasyonunun belli bir sayıda aboneyi aynı anda konuşturma kapasitesi vardır. Bu kapasite aşılması durumunda aboneler konuşma yapamazlar. Bu durumun yaşanmaması ve abonelerin kaliteli hizmet alabilmeleri için de baz istasyonları kurulur. 

5-Bir tüketici, yakınındaki baz istasyonu hakkında soru sormak ve bilgi almak istemektedir. Nereden bilgi almalıdır?
Baz istasyonu hakkında şikayetler Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna yazılı, faks ve e-posta olarak iletilebilir. Haberleşmenin sağlanabilmesi amacıyla söz konusu cihazların bulunduğu yerden kaldırılmasının talep edilmesi yerine, Yönetmeliğe uygun faaliyet edip etmediğine veya Güvenlik Sertifikası alıp almadığına veya ölçümü yapılıp yapılmadığına dair başvuru yapılması daha uygun olacaktır. Bunun için gerekli başvurular cihazın kullanıldığı yere göre ilgili Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Bölge Müdürlüklerine yapılabilir. Çünkü Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, baz istasyonlarının düzenlemelere uygun olup olmadığını denetlemekte, uygun olmayanların uygun hale getirilmesi veya kaldırılmasına karar vermektedir.

6-Tüketiciler, yakın çevrelerindeki baz istasyonunun standart değerlerde ve ölçümlerde olup olmadığını öğrenmek için ölçüm yaptırmak üzere nereye başvurmalıdır?
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Bölge Müdürlüklerine veya Yönetmelik gereği Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan Ölçüm Yetki Belgesi Alan Kuruluşlara başvurulmalıdır.
http://www.tk.gov.tr/tdspgd/genelmevzuat/pgdolcum_yetki_belgeli_kuruluslar.htm

7-Baz istasyonlarının şehir dışına değil, şehir içlerine kurulmasının nedenleri nelerdir?
Baz istasyonları teknik özellikleri gereği düşük çıkış güçlerinde ve hücresel yapıda çalışmaktadır. Bu nedenle şehir dışına taşınmaları teknik olarak olanaksızdır. Abone sayısına bağlı olarak her geçen gün sayılarının artması teknik bir zorunluluktur. Baz istasyonlarının sayılarının artması çıkış güçlerinin daha da azalması anlamına gelmektedir.
Cep telefonları ile yapılan görüşmeler, baz istasyonları ile cep telefonları arasında frekanslar üzerinden karşılıklı gönderilen sinyalleşme ve meydana gelen elektromanyetik dalgalarla sağlanmaktadır. O nedenle cep telefonuyla görüşme yaparken baz istasyonu ne kadar yakın olursa gönderilen elektromanyetik dalga o kadar küçük, ne kadar uzak olursa karşılıklı gönderilen elektromanyetik dalga o kadar büyük olmaktadır.

8-Elektromanyetik EM Işınımlar Nedir?
Elektromanyetik dalgalar enerjilerine göre iyonlaştıran (İonizing) ve iyonlaştırmayan (Non-İonizing) olmak üzere iki türlü elektromanyetik ışınıma ayrılmaktadır.
A-İyonlaştıran (İonizing) EM Işınımlar; Hücrelerdeki molekülleri bir arada tutan atomik bağları iyonlaştıracak seviyede foton enerjisine sahip yüksek frekans (1014 Hz’den yukarısı) bölgesinde olup, minimum 12 eV (elektron volt)’tan başlayan enerji değerlerine sahiptir. Röntgen (x) ışını, gama ve kozmik ışınlar, alfa, beta radyasyonları, nötronlar örnekleridir. Bu ışınlara fazla maruz kalmak, canlıya ait organellerin hasara uğraması ve DNA zincirinin bozulması gibi etkilerinden dolayı tehlikelidir.
B-İyonlaştırmayan (Non-İonizing) EM Işınımlar; Atomik bağları kırmak için gerekli enerjiye sahip olmayan fotonların oluşturduğu EM dalgalardır. Görünür ışık, ultraviyole, kızılötesi, mor ötesi, RF (Radyo Frekans) dalgaları, mikrodalga, statik ve manyetik alanlar örnekleridir. Frekans tayfının 1 Hz (Hertz=frekans birimi-saniyedeki dalga sayısı)’nden başlayarak yaklaşık 1000 GHz’lik bölümüdür. Ölçülen enerji değeri 300 GHz’de 0.00125 eV olup, iyonlaştırma yapacak seviyeye göre çok düşük değerdir. İyonlaştırıcı olmayan EM dalgaların etkisinde kalan canlılarda, ısıl ve ısıl olmayan iki tür etki oluşabilmektedir. Isıl etkiler, vücut tarafından emilen enerjinin ısıya dönüşmesi ve vücut sıcaklığını arttırmasıdır. Bu sıcaklık artışı, ısının kan dolaşımı ve ter ile atılmasına kadar sürmektedir. Isıl olmayan etkiler hala bilinmemekte ve bu konuda araştırmalar sürmektedir.
GSM bandında kullanılan EM dalgalar (radyo dalgaları) non-iyonize ışıma olup, hücrelerin yapısını bozacak kadar yüksek enerji taşımazlar. Baz istasyonları, cep telefonları, mikrodalga fırınlar, radarlar, yüksek gerilim hatları iyonlaştırıcı olmayan ışıma (radyasyon) kaynaklarıdır

9-İnsan Vücudu 1 Derece Artan Sıcaklığı Rahatlıkla Karşılayabilir mi?
Telsiz, telefon ve radyo 100 yıldır kullanılmaktadır. Elektromanyetik dalgaların insan organizması üzerindeki etkileri 50 yıldır bilimsel araştırmalara konu olmuş ve bu yönde 10.000’den fazla inceleme ve araştırma yapılmıştır. Bu incelemeler standartlara uygun olarak monte edilmiş olan radyo, baz istasyonu ya da cep telefonu antenlerinin yaydığı elektromanyetik dalgaların insan organizması üzerinde zararlı hiçbir etkisi bulunmadığını ortaya koymaktadır.
Bilimsel araştırmalar cep telefonlarında yayılan radyasyonun beyinde herhangi bir anlamlı ısınmaya yol açmadığını göstermektedir. İnsan vücudu tıpkı bir havalandırma sistemi gibidir ve bir taraftan kan dolaşımı, diğer taraftan ortamın genellikle vücut sıcaklığından daha düşük olması, beyinde sıcak noktaların oluşmasını önlemektedir.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) araştırmalarına göre, elektrik ve elektromanyetik alan yoğunluğunun bulunduğu yerlerde 4W/kg SAR  değerleri üzerinde sürekli olarak maruz kalındığında kan dolaşımında vücut sıcaklığı ortalama 1 derece dolayında artmaktadır. İnsan vücudu, bu düzeylerdeki sıcaklık artışlarını kendi iç düzenleyici sistemi ile rahatlıkla karşılayabilmektedir. Basit bir sportif etkinlikte bile bu değerlerin çok üstünde enerji kullanılmakta ve sonuçta fazla ısı dışarı atılabilmektedir. 1 derecelik ısı artışının vücut tarafından tolere edilmesinin zorluğu nedeniyle WHO koruma faktörü olarak 50 kat daha fazla koruma oranı kabul ederek 0.08 W/kg’ın uygulanmasını istemiştir. Örneğin GSM 900’de bu değer elektrik alanı olarak 41 V/m’ye tekabül etmektedir.
Çoğu insanların karşı karşıya kaldığı  elektromanyetik alanların zararları, sigara içmek, yoğun hava kirliliği, kronik yetersiz beslenme ve benzerlerinden olasılıkla daha az zararlıdır.

10-Elektrikli Ev Aletlerinin Elektrik Alan Şiddetleri Nelerdir? Bir Televizyon, Baz İstasyonundan Daha Çok Elektromanyetik Dalga Yayıyor mu?

BTK Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun yönetmeliğine göre, baz istasyonlarında belirlenmiş güvenlik mesafesindeki cihaz başına düşen elektrik alanı sınır değeri  900 MHz için 10,26 V/m’yi, 1800 MHz için 15.1’i geçemez.
Bu değerler ICNIRP (Uluslar arası İyonlaşmamış Radyasyondan Korunma Komisyonu) tarafından belirlenen ve tüm operatörler tarafından referans alınan dünya standardı olan 41,2 V/m’nin 4 kat daha düşük seviyesine denk gelmektedir.
Sorunun yanıtını artık verebiliriz. Evet bir televizyon, baz istasyonundan daha çok elektromanyetik dalga yaymaktadır.

11-Baz İstasyonlarıyla İlgili Uluslararası Görüşler
1-Dünya Sağlık Örgütü 2000 yılında Cep Telefonları ve Baz İstasyonları ile ilgili temel veriler belgesi yayınladı. Bu belgede “Alınacak önlemler” bölümünde şu ifade yer almaktadır: “Mevcut bilimsel deliller, cep telefonu kullanımı için herhangi bir özel önlem alınması gerekliliği öngörmemektedir. Bireyler endişe duyuyorsa, arama sürelerini kısıtlayarak ya da cep telefonlarını baştan ve vücuttan uzak tutmak için ‘hands-free’e (uzaktan konuşma) özelliği olan cihazları kullanarak kendileri ve çocuklarının RF maruz kalma oranlarını kısıtlamayı tercih edebilirler.”
2-Dünya Sağlık Örgütü 2006 yılında baz istasyonları ve kablosuz teknolojiler ile ilgili temel veriler belgesi yayınladı. Bu belge, baz istasyonları çevresinde kanser kütlesi oluşumu ve uyku ve kardiyovasküler problemler gibi semptomların görülmesine ilişkin bilimsel delilleri özetlemekteydi. Sonuç bölümündeki ifadeye göre; “son derece düşük yayılım seviyeleri ve bu güne kadar toplanan araştırma sonuçları göz önünde bulundurulduğunda, baz istasyonları ve kablosuz şebekelerin yaydığı zayıf RF (radyo frekans) sinyallerinin olumsuz sağlık etkilerine yol açtığı yönünde ikna edici hiçbir bilimsel kanıt bulunmamaktadır.”
3-Bağımsız uzmanlar tarafından çok sayıda inceleme yapılmıştır ve hiçbirinde, Uluslararası İyonlaştırmayan Radyasyondan Korunma Komisyonu (ICNIRP) tarafından belirlenen limitlerin altında kalan seviyelerde radyofrekans alanlarına maruz kalınmasının, sağlık üzerinde olumsuz etkisi olduğu yönünde bir sonuca ulaşılmamıştır. Cep telefonları ve baz istasyonları, insanların öngörülen seviyelerin üzerinde bir seviyede radyofrekans alanına maruz kalmamasını teminen tasarlanmıştır ve işletilmektedir. (BTK Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, dünya genelinde iyonize olmayan radyasyon limitlerini belirleyen, dünyada en çok tercih edilen, en güvenilir otorite olan ICNIRP’ı referans almaktadır.)
4-Frekans spektrumun çok çeşitli kısımlarına maruz kalmanın sağlık üzerindeki muhtemel etkileri konusunda kapsamlı bir araştırma yapılmıştır. Bugüne kadar yapılan tüm incelemeler, ICNIRP  EMF (Elektro Manyetik Alan)  Talimatlarında tavsiye edilen limitlerin altında kalan ve 0-300 GHz frekansları aralığını kapsayan maruziyetlerin, sağlık açısından bilinen olumsuz bir etkisinin olmadığını göstermektedir. Ancak, sağlık açısından riskleri tespit etmek için daha iyi bir değerlendirme yapmadan önce, bilgilerdeki eksikliklerin tamamlanması gerekir. (WHO, IEMF web sitesi, http://www.who.int/peh-emf/research/en/, 27 Eylül 2006)

12-Baz İstasyonlarıyla İlgili Bazı Anahtar Bilgiler
1-RF (Radyo Frekansı) alıcı ve verici BTS antenleri tarafından yayılır. Dolayısı ile oluşan elektrik alanı ve elektromanyetik alanlar antenlerin paternlerince oluşur ve yayılırlar. EM dalgalar kaynaktan (antenden) uzaklaştıkça enerjilerini daha geniş bir yüzeye yayarak etkilerini azaltırlar. Bu azalma uzaklık ve frekans ile orantılıdır.
2-Cep telefonları ve Baz istasyonları havadan radyo frekansları üzerinden sinyalleşme yaparak konuşmayı taşırlar. Bu esnada cihazlarda elektrik ve elektromanyetik alan oluşur. Aynı mantık alıcı ve verici olan tüm cihaz ve sistemlerde de geçerlidir. (Telsiz vericileri- Wi-Fi iletişim gibi)
3-Aslında mobil telefonlar bilgiyi iletmek için ultra yüksek frekanslı radyo dalgalarını (UHF) kullanan iki yönlü radyolardır. Cep telefonlarından çıkan radyo sinyalleri hava yoluyla en yakın baz istasyonunun antenine/antenlerine ulaşır. Baz istasyonunun anteni ise bu radyo dalgalarını şebekeye aktarır ve gideceği yere gönderir.
4-Büyük televizyon vericileri, televizyon alıcılarına radyo dalgalarını iletirken 100.000 wattlık güç kullanırlar. Ancak mobil baz istasyonları, kapsama alanının genişliğine göre, sadece birkaç watt ile yaklaşık 150 watt arasında değişen güç seviyeleri kullanarak radyo dalgalarını aktarırlar.
5-Cep telefonundan ilk arama esnasındaki oluşan elektrik alanı, karşı tarafın telefonu çalma moduna geldiğinde yani konuşma aradığımız kişinin bulunduğu yerdeki baz istasyonuna atıldıktan sonra ortalama 80V/m ‘den 1 V/m ‘ye düşer.
6-Türkiye’de uygulanan elektrik ve elektromanyetik alan değerleri, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından belirlenmiş olup; her bir RF kaynağı için 10,26V/m olarak belirlenmiştir. Bu değer ülkemizde ICNIRP ve dünya standardı olan 41,2 V/m değerinden 4 kat daha düşük ve güvenlidir.
7-Cep telefonu kullanıcıları için; aslında baz istasyonuna yakın olmak, uzak olup telefonların daha yüksek güç harcayarak  elektrik alanı oluşturmasından daha faydalıdır. Cep telefonları kullanıcıları ilk arama esnasında baz istasyonundan uzaklaştıkça cep telefonunun elektrik alanı değeri daha da artar. Özet olarak cep telefonu kullanıcıları baz istasyonlarına ne kadar yakınsa ve sinyali iyi alabiliyorsa o kadar daha az elektrik  ve elektromanyetik alana maruz kalır.

13-Güvenlik Sertifikası nedir ve verilmesindeki amaç nedir?
Baz istasyonlarının da dahil olduğu sabit telekomünikasyon cihazlarının, kurularak hizmete verilmesi aşamasında, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından Yönetmeliğin limit değerleri ve Güvenlik Mesafesi hesabı kullanılmak suretiyle, sabit telekomünikasyon cihaz ve sistemlerinin civarında insanların emniyet ve güvenle sürekli bulunabilecekleri güvenli alanlar belirlenmektedir. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından sadece belirtilen limit değerlerin sağlanması değil, sistemin kurulduğu yer ile ilgili ayrıntılı bilgileri içeren teknik dosyaların hazırlanması da istenmektedir. (Paratoner, Yetkisiz Erişim, Coğrafi Koordinat, Topraklama, Çıkış Gücü vb.). Konu cihazlara, yapılan değerlendirme sonucu uygun görülmesi halinde faaliyete geçebileceği anlamına gelen (ön izin) Geçici Onaylı bir Güvenlik Sertifikası verilmektedir. Daha sonra Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu teknik elemanlarınca sistemin yerinde kontrolü yapılmakta ve Yönetmelikte belirtilen teknik kriterlere uygun faaliyette bulunan cihazlara ait Güvenlik Sertifikasının Kati Onayı yapılmaktadır.

14-Tüketiciler, baz istasyonlarının sağlığa etkileri konusunda nereden ayrıntılı bilgi edinebilir?
Söz konusu bilgiler, Sağlık Bakanlığı, TÜBİTAK veya üniversite araştırma bölümlerinden temin edilebilir. TÜBİTAK tarafından yayınlanan ”Elektromanyetik Dalgalar ve İnsan Sağlığı” konulu rapor da konuya ışık tutmaktadır.
Ayrıca, WHO (Dünya Sağlık Örgütü)’de bu konuda çalışmalarını sürdürmekte olup, konu kuruluşun yayınladığı çalışmalardan da bilgi edinilebilmektedir. 
Ayrıca uluslar arası kuruluşlar olan ICNIRP, GSME, IEEE ve BTK’dan da ayrıntılı bilgiler alınabilir.

15-Baz istasyonları sadece teknik özelliklere göre mi kurulmaktadır?
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından sadece belirtilen limit değerlerin sağlanması değil, sistemin kurulduğu yer ile ilgili ayrıntılı bilgileri içeren teknik dosyaların hazırlanması  istenmektedir.

16-Sadece şikayet olunca mı ölçüm yapılmaktadır?
BTK Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, şikayet olsun veya olmasın tüm telekomünikasyon cihazları ve sistemlerinin ölçüm ve kontrollerini yapmaktadır.

17-Ölçüm yöntemleri ve denetlenmesi hakkında Yönetmelik sadece baz istasyonlarını mı kapsıyor?
Hayır. Çıkış gücü 5 watt’ın üzerinde olan ve 10 KHz – 60 KHz frekans bandında çalışan tüm sabit telekomünikasyon cihazlarını kapsamaktadır.  Örneğin, sabit telsiz ve roleler, radyo ve tv vericileri vb.