Çeşme’deki sayılı günler çabucak geçti gitti ve soluğu amcamların Güzelbahçe’deki evinde aldık..Bir ev ki evlere şenlik diyeyim ,1.5 yaşında bir melek, 2 köpek ,anneanne ve dayı ile dolu koskocaman bir ev
Soldaki (büyük olan ) Şarap amcamın en kıymetli köpeği.. Pardon çocuğu..Sabahtan akşama gelene geçene havlayabilir..Fazla şımarırsa ısarabilir ya da “yanlışlıkla ” dişlerini geçirebilir..Ama ona laf yok o amcamın ilk göz ağrısıdır..
Sağdaki ise Şiraz..Tam bir safkan prenses (tıpkı ben ) :) Nasıl bir prensesliği var anlatamam.. Akşama kadar kenarda ,köşede ya da en rahat koltuklardan birinde sessizce yatar..
Gel deyince gelir git deyince gider.. Tam bir köpek yani ;))) Köpek korkumu kendisi sayesinde yendim ve hatta yüzsüzlüğü ele alıp bu sevimli miniş gibi ben de kendisine en az onun kadar uysal (!) davrandım ;
Ah canım yaaa…O da benimle nasıl eğleniyor (!) ,şu sevimli kuçuya bi bakın hele..
Şiraz’la aşırı oynaşma , ilgilenme vs. ve Şarap’la pek fazla ilgilenmeyerek fazlaca kaşınmış olacağız ki ,sonucunda tam İzmir’e gideceğimiz saatlerde ,meşhur hasır şapkam uçarak Şarap’ın önüne kadar gelmiş , kendisi de sağ olsun hepimizde derin izler bırakmak için azıcık uğraşmıştır ;
(afiyet olsun köpecik , kendi malın gibi yi gari.. )
Cici köpek, gözümüzün içine baka baka çatır çutur koparttı şapkamı:) Hatta biz gülme krizine girip , önünden almaya çalıştığımızda ise hırlayarak iki elini şapkanın üzerine koydu Eh madem ne yapalım sağlık olsun , biz kaşındık değil mi :)
Bu arada can sıkıcı şeyler de olmadı değil.. Sevgili kocam bütün gününü sarı saçlı, mavi gözlü bir peri kızıyla geçirdi,ismi de Su?! Su tabancasıyla kafasına vurucam valla.. İşte Cenk’in yeni gözdesi ;
1.5 yaşında olmasına rağmen ” Ebrar ” diyebildi , ”Ebrashca” diyebildi, Gank dedi Gunk dedi ama ” Cenk “ diyemedi Cenk’in peşinden “ebrar ” diye koşturup durdu.. Bu kavram karmaşasının sonunda Cenk’in gitmesini engellemek için bavulların üzerine kuruldu
Perşembe ve Cuma günlerini İzmir’de geçirdik.. Sevgili prenses arkadaşım , biricik dostum Zehracığım..1.70 boyu , simsiyah beline kadar saçları ve endamıyla tam bir İzmir fıstığıdır ..( Gıcığın tekidir yani ) Bizim için bir haftadır hazırlanmış , evini kalplere ve kelebeklere boğmuş ,bizim için planlar yaptıysa da biz kendi sürpriz planlarımızla onu şaşırttık
(Sağ tarafta şaşırmış bir Zehra görüyorsunuz )
Bostanlı sahilinde sabah kahvemizi yudumlayıp,Karşıyaka Özlem’de meşhur turşusuyu +kokoreç + midye dolma üçlüsünü Zehra’ya tanınttık Bütün gece Alsancak’da tantuni ,Kordon’da nargile ,Türk kahvesi ve buzlu badem keyfini yaşadık.. Yani ne kadar yararlı (!) şey varsa mideye indirip ,sabah son kez boyoz ve gevreğimizi yiyip güzel İzmir’imize veda ettik..
Rotamızın son bölümü Denizli idi..İşte uzun zamandır beklediğimiz gün ! Resmi olarak elti oluşumun ilk adımı Kız isteme ve aile arası nişan
Canım Elvancığım yine bütün organizasyonu ele almış , her detayı ince ince kotarmış ve ortaya şipşirin sıcacık bir kutlama çıkarmıştı .. İkisine de çok ama çok mutlu bir evlilik diliyorum.. Ay ne evliliği daha 2 ay var düğüne ve çok büyük bir sorun daha var BEN NE GİYİCEMMM?!??!?!?
Şaka bir yana ,ikisine çok ama çok mutlu olmalarını diliyorum , düğünümüz 2 ay sonra olacak , her şey gönüllerince olsun inşallah..
Upuzuuun bir tatilden sonra yarın iş başı yapıyoruz..Herkese mutlu bir hafta diliyorum ,duyduğunuzda şaşkınlık yaratacak ve heyecandan ağzınızı bir karış açık bırakacak haberler sizin olsun.. Çok mutlu olun ağzınızı kapatmayı unutmayın
Neşeli haftalar..