-
Armin Şahin
Hendekzede Yüksekova
Kendilerini PKK’nın temsilcileri gösterip halktan vergi adı altında milyonlarca lira alarak büyük şehirlere yatırım yapanlar, şimdilerde ortalıklarda görünmüyor. Kendisini Murat Karayılan’ın temsilcisi ilân eden Murat Erdoğan, il genel meclis üyesi Mürsel Özdil, İsmail Sarı, (hem devletin hem örgütün müteahhidi) Lokman Akman, ilçe kent meclisi başkanı Şerafettin Dede, kudretli İzzet Metin – hani, neredeler? -
Hrant Topakian
Terör ve AB
Türkiye bilimde, sanayide, teknolojide çok büyük ilerlemeler kaydetti. Artık kendi köprüsünü, metrosunu, arabasını; dahası uçağını, tankını, tüfeğini, helikopterini ve başka bir çok askeri malzemesini yapıyor. Daha doğrusu, bugün Türkiye müşteri olmaktan ziyade satan konuma gelmiş bulunuyor. -
İsmail Yaprak
Virginia Woolf hadisesine bir aksiseda
Yayınevi kendine özgü bir anlayışla böyle bir olaya girmiş. Buradaki mesele eril dil kullanma, ölüyle alay etme meselesi olmamalı. Buna denecek şey, en fazla “beğenmedim” ile “benim tarzım değil” arasında gidip gelmeli. Fakat biz bunlarla yetinmek istemiyoruz. Bu yapılanın adının saygısızlık olarak konmasını, öyle anılmasını istiyoruz. “İthaki’nin yaptığı, intihar ederek hayatına son vermiş dünyaca ünlü bir yazara saygısızlıktır!” Biz bu cümlenin peşindeyiz, ama bu işler gerçekten o kadar ucuz mu acaba? -
A.Erkan Koca
Terörün ardından
Kurumların halkı daha güvende ve emniyet içerisinde hissettirmesi için, öncelikle kendi içinde çalışanlarıyla bir güven ilişkisi kurması, kendi içinde liyakat ve hakkaniyet gibi ilkeleri işletecek bir gayri-şahsilik tesis etmesi; dışarıya karşı ise olabildiğince insani bir ilişkisellik geliştirmesi gerekir. Terörü önlemek büyük ölçüde “objektif güvenlik” işiyken, terörün ardından yitirilen güvenin geri getirilmesi, kayıpların duygusal ve psikolojik telafisi, bütünüyle sübjektif güvenlikle ilgili bir iştir. -
Reşat Çalışlar
Türkiye ve sıradışılık iddiası
Kötü olaylarda ülkeyi toptan karalamaktan hoşlanabildiğimiz gibi, bazı durumlarda da, kendimizi “dünyanın en özel zekalı toplumu” olarak düşünmekten zevk alabiliyoruz…Diğer “gelişmekte olan ülkeler”le aşağı yukarı aynı süreçleri, aynı deneyimleri yaşadığımız noktalarda, “Türkiye her şeyin en uç noktasının yaşandığı ülke” çıkarımını yapmayı sevebiliyoruz… -
Hasan Bozkurt
Başkanlığı kim tartışacak?
Tartışmaya katılmak isteyen tüm kesimlerin ve bu kesimlerin temsilcilerinin söylediklerinin, gündelik siyasette yaşanan kavganın hangi tarafına yarayacağından ve bunun paralelinde bireysel kariyer planlamalarına ne kadar etki yapacağından âzâde bir şekilde tartışılabilmesi gerekiyor. -
Ufuk Coşkun
Yeni anayasa ve eğitim
Mevcut anayasanın eğitim ve öğretim hakkını tanzim eden 42. maddesi “Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz” der. Ve “Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez” diyerek bitirir. -
Nazım Kadri Ekinci
Sur
Ne yapacağız? Müthiş bir baskı oluşuyor insanda; herkesin değişen derecelerde bu baskıyı hissettiğini biliyor, hissediyorum. Ama tepkiler zayıf. Yerine göre “duygusal kopuş” vb bir iki basmakalıp lâftan, tarihin tahrip olmasına yapılan yuvarlak referanslardan, “hendek siyaseti” gibi yeni uydurulmuş kavramlardan, PKK sivil alanlardan çekilsin gibi anlamsız çıkışlardan başka kayda değer bir şey yok. Ve tabii bir de sorunun esasına girmeden, nasıl olacağına dair en ufak anlamlı bir şey demeden “barış” diyenler. -
Şahan Şahin
Barışa barikat (Yüksekova raporu)
Örgüt Yüksekova ve bölge halkının tutumundan memnun değil; “yaz olsun siz görürsünüz, cezalar başlayacak” diyor. Halktan destek görmüyorlar; bu da onları fazlasıyla rahatsız ediyor. Bir yandan, ilk kez halk örgütü sorgulamaya, yanlışlarını söylemeye, halk üzerindeki baskısını konuşmaya başladı. Fakat ilginç olan, devlet de halktan uzaklaşmış, sadece rutin işler dışında bağını koparmış gibi duruyor. -
Günay Aslan
Acil çıkış
Haftalardır oluk oluk kan akıyor. Bu kanlı ve karanlık günlerde karşılıklı olarak durmadan acı, gözyaşı ve öfke biriktiriliyor. Buna son verecek tek aktörse PKK’dir. Bir halkın geleceğini Erdoğan düşmanlığına kurban etmeyecek kadar sorumluluk sahibi, gerçekçi, deneyimli ve birikimli bir partidir. -
Taylan Barın
AYM 'Kırmızı Kitap'a mı, yoksa 'Anayasa'ya mı uymalı?
Anayasa Mahkemesi büyük bir cesaret örneği sergileyerek kırmızı kitabı bir kenara bırakıp kanaatimizce doğru olanı yaptı ve anayasaya göre karar verdi. Bu kararıyla Anayasa Mahkemesi artık Eski Türkiye’nin anayasa mahkemesi olmadığını da ispat etmiş oldu. -
Cihan Aktaş
Sokağın seslerine açık siyaset
Her seçmenin bir hükümeti başarılı bulması veya idealindeki hükümete ilişkin beklentileri konusunda farklı sebepleri olabilir. Ekonomik açıdan işlerin yolunda gitmesi, dile getirilsin veya getirilmesin her zaman ilk tercih sebebi. “Önce yiyeceğinizi ve giyeceğinizi ararsanız eğer, cennetin kapıları önünüzde kendiliğinden açılacaktır” diyor ya Hegel.