Çin Komünist Partisi’nin tarihi
Dünya
Ortadoğu
Irak
AB
ABD
Kıbrıs
ABD'nin Seçimi
Genel
Balkanlar
Dünya basını
G.Asya-Pasifik
O.Asya-Kafkaslar
Güney Amerika
Afrika
Video
Foto Galeri
Türkiye
Dünya
Ekonomi
Spor
Teknoloji
Sağlık
Kültür Sanat
Yaşam
Hava Yol
Yeşil Ekran
Eğitim
Moda
Otomobil
Doğuş Yayın Grubu
NTV
CNBC-e
e2
NTVSPOR.NET
NBA TV
NTV Radyo
Eksen 96.2
Radio N101
NTV Yayınları
NTV Tarih
N. Geographic
 
NTVMSNBC Anasayfa » Dünya
Çin Komünist Partisi’nin tarihi
Sovyetler Birliği ve Doğu Bloku’nun 90’lı yıllarda başlayan çöküşünün ardından dünyanın en güçlü Komünist rejimi haline gelen Çin Halk Cumhuriyeti’nin temellerini atan Çin Komünist Partisi, 81 yıldır dünyanın en kalabalık nüfusa sahip ülkesini yönetiyor.

NTV
Güncelleme: 01:44 TSİ 10 Ocak 2009 Cumartesi

- Proleterya diktatörlüğünü kurma sloganıyla yola çıkan Mao’nun varisleri, Tiananmen Meydanı’nda esen demokrasi rüzgarını 1989 Haziran’ında kesti. Pekin yönetimi o günden bu yana bir yandan siyasi yapısını muhafaza etmek diğer yandan, ekonomisini, globalleşmenin getirdiği şartlara uyumlu hale getirmek için başlattığı reformları sürdürüyor.



1921 yılında Şangay’daki kız okulu binasında Komünist Parti’nin temelleri atılırken, Çin, sömürgeci batı ülkeleri ve toprak ağalarının baskısı altında eziliyordu. Çin Komünist Partisi 28 yıllık süreçte, Fransa ve İngiltere’nin sömürge ordularına, Japonya’ya ve Çan Kay Şek liderliğindeki milliyetçilere karşı mücadele verdi. Bu dönemin görkemli olduğu kadar, trajedileri de içeren olayı ise, Mao önderliğindeki Kızılordu’nun 1934-1935 yılları boyunca süren 10 bin kilometrelik “Uzun Yürüyüş” ü oldu. 90 bin kişilik ordu, milliyetçilerin kuşatmasını yarmayı başardı. Ancak yürüyüşe katılanların yarıdan fazlası, Parti’nin yeniden yapılanacağı Yenan şehrini göremedi. Bu kayıplara rağmen, parti 1937’de 40 bin olan üye sayısını, 1945’de 1 milyon 2 yüz bine çıkarttı. ABD’nin arabuluculuk çabalarına rağmen, Çan Kay Şek liderliğindeki milliyetçi Çin kuvvetleri, Tayvan Adası’na sürüldü. Mao’nun 1949 yılında Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ilan etmesi yalnızca Asya’da değil, tüm dünyada yeni bir dönemin başladığını gösteriyordu. Çin kısa sürede, süper güç dengesinde üçüncü kutup olarak sahneye çıktı, ve “Üçüncü Dünya” nın liderliğine soyundu. Komünist Parti de devletin karar ve yürütme mekanizması haline geldi.

PARTİ İÇİ MÜCADELE VE KÜLTÜR DEVRİMİ
1950’li yıllarla beraber, Çin önce ABD, ardından Sovyetler Birliği ile ipleri kopardı. Ancak Çin Komünist Partisi içerisinde mücadele yeni başlıyordu. Partide revizyon yapmayı hedefleyen Mao’nun ilk hamlesi 1956 yılında başlayan “yüz çiçek hareketi” oldu. Tarım sektöründe yapılan reformlar, taşrada özel mülkiyete son verilmesi ve halk komünlerinin kurulması, bu döneme damgasını vurdu. Ancak, bu reformların başarısızlığı Mao’nun Komünist Parti içerisindeki gücünü büyük ölçüde zayıflattı. Mao, Parti’nin kontrolünü ele almak için 1966 yılını bekledi. Çin Komünist Partisi içindeki hiyerarşiyi baştan aşağıya değiştirecek “Kültür Devrimi”ni başlatan Mao’ya en büyük desteği Kızılordu verdi. Mao’nun kırmızı kitabının rehberlik ettiği devrim 1969 yılında sona erdiğinde partideki taşlar yerinden oynamıştı.

ÜÇ DÖNEMEÇ
Çin, bu tarihten sonra 3 önemli dönemeçten geçti. ABD Başkanı Nixon’un, 1972 yılında Pekin’de Mao’yu ziyaret etmesiyle düzelen Çin-Amerikan ilişkileri ve Mao’nun 1976 yılında ölümü, Çin Komünist Partisi için farklı bir dönemin başladığına işaret ediyordu. Komünist Parti içerisindeki iktidar mücadelesi, aralarında Mao’nun karısı Çiang Çing’in de bulunduğu “dörtlü çetenin” tutuklanmasıyla sonuçlandı.
Çin’in bundan sonraki dönemine damga vuracak yeni lider Deng Şio Ping ile beraber, hem Komünist Parti’nin hem de ülkenin vizyonu değişti. 1981 yılında Komünist Parti, Mao’nun “Kültür Devrimi”ne karşı ilk resmi eleştirileri yöneltmeye başladı. Bu eleştiriler, 1982 yılında yapılan anayasa reformu sırasında, ekonomik gelişmenin, sınıf mücadelesinden daha önemli olduğunun vurgulanmasıyla doruk noktasına ulaştı. 1980’li yılların sonuna doğru bir çok şehirdeki Mao heykelleri kaldırıldı.
Çin Komünist Partisi, bundan sonraki dönüşümünü, doğu blokunda esen demokratikleşme rüzgarlarının ulaştığı Tiananmen Meydanı’nda yaşadı. 1989 yılında, Pekin’in en önemli meydanını dolduran çoğunluğu öğrenci binlerce kişinin başlattığı gösteriler kanlı bir şekilde bastırıldı. Tiananmen’de direnen parti yönetimi, dış dünyadaki değişimlere ayak uydurabilmek için siyasi yapıyı koruyarak, ekonomik reformları gerçekleştirmeye yöneldi. Ekonomide devlet kontrolündeki kollektivizm anlayışı terk edildi. Beklenmedik bir adım atan Çin yönetimi Şangay ve Şenzen borsalarını açtı. Çin Komünist Partisi’nin 1997 yılında yapılan son kongresinde Devlet Başkanı Jiang Zemin, bir yandan iktidarını güçlendirirken, diğer taraftan uzun vadeli ekonomik reformlar için Parti’nin desteğini aldı.

60 MİLYON ÜYESİ VAR
Gözlemciler, siyasi yapıyla, ekonomik reformları başarıyla birleştiren Çin Komünist Partisi’nin iktidarını, en az 20 yıl süreyle, hiçbir muhalefetle karşılaşmadan devam ettireceğini belirtiyorlar. Çin Komünist Partisi 1998 yılı verilerine göre 60 milyon üyeye sahip. Bu sayı bizler için çok gibi görünse de Çin nüfusunun ancak yüzde beşini oluşturuyor. Ancak parti bugün, Mao döneminde sahip olduğu güçten oldukça uzak. Parti yönetiminin, devlet yönetimi üzerindeki etkisi giderek azalmış durumda. Ülkenin kuruluşunda karar ve yürütme mekanizması olarak kabul edilen Parti’nin yerinde artık, yasama gücünü elinde tutan “Çin Ulusal Halk Kongresi” var.

 

Bu habere oy ver
Düşük
1 Puan 2 Puan 3 Puan 4 Puan 5 Puan 6 Puan 7 Puan 8 Puan 9 Puan 10 Puan
Yüksek
     •  En çok puan alan haberler

Yazdır Gönder Görüş yaz/ oku

Bütün Görüşleri Oku

Ana Sayfa | Türkiye | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür Sanat | Doğal Hayat | Eğitim | Moda
Spor | Hava Yol | İletişim | Yardım | İzleyici Görüşleri | Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları