Reklamı Kapat

Sezen Aksu zorlamasaydı oyuncu olmazdım

Nurcan Eren, yıllarca Sezen Aksu'ya vokalistlik yaptı. Onun ısrarıyla oyunculuğa adım attı. Daha ilk projesinde Uğur Yücel'le 'Alacakaranlık'ta oynadı. Şimdi de 'Babam İçin'de ailesine kol kanat geren, kendi deyimiyle deli bir anneyi oynuyor.

Sibel Ateş Yengin
sibel.ates@aksam.com.tr

Hayatı tesadüflerle doluymuş Nurcan Eren'in. Yıllarca görmediği dostlarını aklından geçirir geçirmez birer birer karşısına çıkıyorlarmış. Sezen Aksu'yla tanışması da tesadüf, oyunculuğa başlaması da... Uğur Yücel'in eski Türk filmlerindeki kadınlara benzer birini aramasıyla oyunculuğa adım atıyor. Tabii burada Sezen Aksu'nun ısrarı da etkili. Eren, aslında oyunculuk yapmayı aklının ucundan bile geçirmediğini söylüyor. Onu tanıyanlar çok neşeli ve çocuk ruhlu buluyor.
- Sizin için araştırma yaptığımda hep neşeli ve çocuk ruhlu olduğunuzdan söz ediliyor. Bunu nasıl beceriyorsunuz?
Becermek zorundayım. Yoksa hayat çekilmez. Hayatın zorluğu beni neşeli olmaya itiyor. İçimdeki enerjiyi düşürmemeye çalışıyorum. Mümkün olduğu kadar kimseyi kırmıyorum, incitmiyorum, onlarla şakalaşıyorum. Kendimi hep neşeli ve yüksek enerjide tutarım. Böyle davrandığınızda karşılığını alırsınız.
 - Başkalarını incitmeyeyim derken siz kolay incinir misiniz?
 Kırılırım ama hemen kendimi tamir ederim. Bunun yolu da pozitif olmaktan geçiyor. İnancım yüksek ve çok dua ederim. Çok üzülerek bu hayatla baş edilmiyor ki. Dertlenerek yaşamayı beceremedim çünkü bu hastalıklı bir duruma dönüşüyor. Üzüntüler, kırgınlıklar içimizde beslendikçe daha da büyüyor. Ne kadar çok çalışırsam o kadar iyi oluyorum. 
 - Peki, bu şov dünyası dışarıdan göründüğü kadar allı pullu mu?
 Pek öyle allı pullu bir hali yok. Kim kaybetmiş ki biz bulalım o allı pullu yaşamı. Televizyonda gördüklerimiz yanlış hikayeler.
 - Sezen Aksu'yla da yıllardır çalışıyorsunuz bir aradayken sanki çok eğlenirmişsiniz gibi, öyle mi?
 Sezen Aksu'yu çok sık görmem ancak konserden konsere görüşürüz. İnsanların hayalinde nasıl bir şey canlanıyorsa...
 - Ben de Sezen Aksu'nun evinde hiç olmazsa bir vazo olsam da o neşeli muhabbetlere tanık olsam diye düşünürdüm...
 Stüdyoya gittiğimde hep çalışırken görürüm. Çok çalışkandır. Bir süre sonra yanından kaçarsınız. Sabahın altısında kalkıp yazar, yazar... Sonra bize de Allah'ım ne güzel yazmış demek düşer.

SEZEN AKSU 'KENDİ ŞARKILARINI SÖYLE' DİYOR
- Sezen Aksu'yla sesinizin benzerliği de konuşuluyor, bu durum aranızda rekabet yaşanmasına sebep olur mu?
Kulvarlarımız farklı o yüzden aramızda böylesi duygular yaşanmaz. Aksine Sezen Aksu insanı o kadar çok dürtükler ki başkalarının da tahtı olsun diye çok zorlar. Her zaman kendi sahnesinde bile 'Kendi şarkılarını söyle' der. Beni öne çıkarmak için elinden geleni yapar.
- Sezen Hanım'la yolunuz kesişmeseydi hayatınız nasıl devam ederdi?
Bir kere oyunculuk yapmazdım. Çünkü aklımın ucundan geçen bir şey değildi. O çok ısrar etmişti. Müzik konusunda mutlaka bir şey yapardım. Sezen Hanım'la da mutlaka bir yerlerde buluşurduk. Bir şey bizi bir araya getirirdi.
- Sezen Aksu'yla Işın Karaca'nın vesilesiyle tanışmışsınız...
İstanbul'dan bunalıp da ailemin yanına kaçmıştım. Arkadaşımı trafik kazasında kaybetmiştim. Işın da tesadüfen benden söz edince Sezen Hanım da 'Olur mu öyle hayata küsmek, kaçıp göçmek, madem o kadar güzel sesi var çağırın' demiş.
- Hayatınızda tesadüfler olur mu?
Bazen bir iki gün kafamda eski bir tanıdığımı düşünürüm sonra o kişi bir şekilde karşıma çıkar. On ya da yirmi sene sonra o düşündüğüm insanları görürüm.

Şahane bir kadını oynuyorum
- Dizide nasıl bir kadını oynuyorsunuz?
Şahane, deli bir kadını oynuyorum. Adı Nimet. Dört çocuklu ailesine sahip çıkmaya çalışan bir kadın. Kadının hep bir takıntısı var sürekli endişe halinde ve hep telaşlı. Aynı zamanda saf da bir kadın. Birden bire olaylara takılıp kalıyor, tepkileri çok komik, deli işte. 
- Oyunculuğa alıştınız mı?
Yönetmenler beni görünce önce şaşırıyor, korkulu rüya gibi oluyorum onlar için. Provalarda istenilen hiçbir şeyi yapamıyorum. Ama ne zaman ki kamera sesini duyuyorum işte o zaman o Nurcan gidiyor, içimdeki güç ortaya çıkıyor.
- Hiç evlenmemişsiniz, bu tercih miydi yoksa karşınıza düzgün biri mi çıkmadı?
Evliliği hiç düşünmedim, çünkü yapı olarak evliliğe uygun değilim. Kendi evimde duramıyorum ki zaten insanlar benimle yapamaz. Hatta evli olanlar da bence ayrı evlerde oturmalı, istediklerinde birbirlerini görmeli. İki insanın aynı evde yaşaması zor. Bunlar eskidenmiş. Birbirine saygıda kusur etmeyen, hanımefendi ya da beyefendi diye hitap eden insanların işiymiş. Bize göre değil. Eve dönüşüm sabahın dördü oluyor, kim bekler ki beni. Turneye çıkıyorum, on beş gün sonra dönüyorum.

Türk bakanların etkinliklerini iptal eden Hollanda, hayır kampanyalarına ses çıkarmadı.

Hollanda tüm 'hayır kampayalarına' izin verdi

Diyarbakır'da terör operasyonu 7 bini aşkın personelle sürüyor

Sel sularının getirdiği ağaç parçaları dar gelirliye umut oldu

Bu malzemelerle saçınızı doğal rengine kavuşturun

En Çok Okunanlar