Süleymaniye'de gerçekte neler oldu?

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın geçen haftaki ABD seyahatindeki demeçlerinden belki de hak ettiği ilgiyi görmeyenlerinden birisi...

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın geçen haftaki ABD seyahatindeki demeçlerinden belki de hak ettiği ilgiyi görmeyenlerinden birisi, ABD'nin yeni Irak komutanı Orgeneral David Petreaus'a Türk medyasında 'çuvalcı general' denmesine itirazı oldu.
Türk medyası Petreaus'a, 4 Temmuz 2003 tarihinde Irak'ın Süleymaniye şehrinde görevli Türk özel kuvvetlerine yönelik (ve subayların başına çuval geçirilerek gözaltına alındığı) ABD operasyonu sırasında, meşhur 4'üncü Tümen Komutanlığı görevinden dolayı bu ismi takmıştı.
Süleymaniye olayı, 1 Mart ile birlikte ele alındığında Türk-Amerikan ilişkilerinde 1964 Kıbrıs-Johnson mektubu ve 1975 Kıbrıs-silah ambargosu-İncirlik'in kapatılması olaylarıyla birlikte üçüncü dibe vuruş sayılmıştı. Zamanın Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bu olayı kolay unutamayacağını söylemişti.
Türk medyası bu nedenle 'çuvalcı' adını taktığı Petreaus'un Süleymaniye operasyonundan sorumlu tutulmamasının Orgeneral Büyükanıt tarafından medyadan talep edilmesi bu nedenle önemlidir.
ABD kaynakları olayın hemen ardından, baskının kasti olmadığını, Kerkük'ün Kürt asıllı yeni yerel yöneticisi Abdül Rahman Mustafa'ya karşı bir suikast ihbarı almış olduklarını, ihbarın üzerine gidince de Süleymaniye'deki adresin çıktığını öne sürdüler.
ABD askeri istihbaratı bunu Türk askeri istihbaratına zamanında ve zaten kurulu bulunan irtibat görevlileri vasıtasıyla aktarmış olsaydı,
hem durum açıklığa kavuşmuş, hem de Süleymaniye olayı yaşanmamış olabilirdi.
Bunun üzerine Ankara'yı ziyaret eden ABD Avrupa Kuvvetler Komutan Yardımcısı Korgeneral John Sylvester ile dönemin (Özel Kuvetler'in bağlı olduğu) Genelkurmay Harekât Başkanı Korgeneral Köksal Karabay eşbaşkanlığında bir araştırma grubu kuruldu.
Bu çalışmanın sonucu hiç açıklanmadı.
Bu yazı öncesinde temas kurduğum Karabay ve Genelkurmay İletişim Başkanlığı, medya ile paylaşılacak yeni bir bilgi olmadığını tekrarladılar.
Ancak o tarihten bu yana olan bitenleri alt alta sıralayıp, Büyükanıt'ın sözlerini öyle değerlendirme imkânı olabilir. Çalışma grubunun bulgularını, belki Türk ve Amerikan tarafındaki sorumlu asker ve kurumların seyrini çıkarmakla anlayabiliriz.
Türk tarafında, Süleymaniye'deki Özel Kuvvetler Birliği'nden sorumlu olan Tuğgeneral Abdullah Kılıçarslan, Özel Kuvvetler Komutanı Tümgeneral Sadık Ercan ve Harekât Başkanı (aynı zamanda araştırma grubu başkanı) Korgeneral Karabay vardır. Bugün, tamamı emeklidir. Geleceğin Genelkurmay Başkanı adayları arasında sayılan Karabay, buna uygun terfileri alamaması ardından istifa etmiştir. Özel Kuvvetler, Süleymaniye olayı ardından Harekât Başkanlığı sorumluluğundan alınarak, o dönem Büyükanıt'ın başında olduğu Genelkurmay İkinci Başkanlığı'na bağlanmıştır.
ABD tarafında, operasyonu yürüten Albay Bill Mayville, şu anda tuğgeneral rütbesiyle Afganistan'daki ABD kuvvetlerinin kurmay başkanları arasındadır. Büyükanıt'ın dikkat çektiği, o dönem tuğgeneral rütbesiyle Mayville'in komutanı olan Raymond Odierno, şimdi korgeneral rütbesiyle ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Peter Pace'in yardımcılarından biridir. David Petreaus'u ise biliyoruz; terfi ederek Irak'taki ABD kuvvetlerinin komutanı oldu.
Bu tablodan, ABD Genelkurmayı'nın kendilerini haklı gördüğü, Türk Genelkurmayı'nın da gereğini yaptığı sonucuna ulaşılabilir mi?
Olayın bir başka boyutu da, Süleymaniye olayı ardından, o döneme dek bölgedeki PKK varlığına karşı nispi rahatlık içinde operasyon yapabilen Türk güvenlik güçlerinin, ABD otoritesini ve o otorite altındaki Irak Kürt varlığını fiilen kabul etmiş olmasıdır. Eğer, Türk güvenlik güçleri içinden birileri, Ankara'nın bilgi ve onayı dışında bölgede bir fiili duruma yol açmak istemiş ve sonuç bu olmuşsa, bunu açıkça bilmek Türk kamuoyunun hakkıdır.
Diplomatik kuliste Süleymaniye'de aslında nelerin olduğuna ilişkin pek çok senaryo var. Belki gerçeğin kamuoyu ile paylaşılmasında gelecekte bu tür durumlara düşülmemesi açısından yarar var.