Seçim performansı ve ‘hükümete yakınlığı‘ nedeniyle gündemden düşmeyen Anadolu Ajansı (AA), iki eski yabancı çalışanı tarafından ‘AKP’nin kukla tiyatrosu haline gelmekle‘ suçlandı. Ajansın İngilizce haberler bölümünde editörlük yapan Kate O’Sullivan ve Laura Benitez, yaşadıklarını vice.com isimli internet sitesi için kaleme aldı. İki İngiliz gazeteci, AA’daki işlerini The Guardian gazetesine verilen ilandan bulmuş.
‘AKP’ye basın bülteni yazsak da olurdu’
Ancak kendi deyimleriyle ‘ilk uluslararası çalışanlar olarak AA ailesine katılmak üzere Ankara’ya geldiklerinde’, beklediklerinden farklı bir manzarayla karşılaşmışlar:
“Ajans’a, İngilizce haberler için editörlük yapmak üzere ocak ayında katıldık fakat kısa sürede, haberlere İngilizce olarak hükümetin istediği şekli veren kişiler olarak bulduk kendimizi. Ajansın iç siyasete ve özellikle Suriye’ye ilişkin editoryal çizgisi öylesine kasıtlı biçimde hükümet yanlısıydı ki, haber değil basın bülteni de yazsak olurdu.”
‘AKP’nin kukla tiyatrosu’
Anadolu Ajansı’nın bir zamanlar ‘ulusal gurur kaynağı‘ olduğunu yazan O’Sullivan ve Benitez, “Bugün ajans, AKP’nin kukla tiyatrosundaki iplerden birine bağlı. Türkiye’deki televizyon kanalları devletin ağır etkisi altında ve az sayıdaki muhalif kanalın lisansı her an ellerinden alınabilir veya ‘hükümetin ne kadar harika olduğunu’ tezine zarar verecek türden yayınları yasaklanabilir” diye yazdı.
‘Dışişleri Bakanı öyle dedi dolayısıyla doğru’
Kate O’Sullivan ve Laura Benitez, AA’nın ‘habercilik başarısı‘nın ‘sırrı‘nı da şöyle açıkladı: “Bazıları Ajans’ın kapısının önündeki mavi halıda istekle poz veren bakanlara özel erişim sayesinde, iktidar partisindeki olaylar anlık olarak haberleştirilebiliyordu. Bir muhabirin işinin en zor kısmı kaynak bulmaktır ama bu iş ajansta çocuk oyuncağıydı: “Bana Dışişleri Bakanı öyle dedi dolayısıyla doğru” deniyor; ikinci bir kaynakla doğrulatma yapılmıyordu. İç haberlere dair editoryal politika kısaca şuydu: Soru sorma. Hiçbir zaman.”
‘Rusya’yı sevmiyoruz ama doğalgazını seviyoruz’
Anadolu Ajansı’nın dış haberler konusunda daha rahat olduğunu yazan gazeteciler, yine de yurtdışındaki muhabirlerin şu kurallara dikkat etmesi gerektiğini yazdı: “Ermeni soykırımına hiçbir zaman değinme; İngiliz cihatçılar Suriye’ye İstanbul üzerinden gitmiyor; Rusya Suriye rejimine para verdiği için kınanmalı ama çok da değil çünkü petrolünü ve doğalgazını seviyoruz.”
‘Paraları sıfırlama’ gününde AA’da ne yaşandı?
İki İngiliz gazeteci, Başbakan Tayyip Erdoğan’la oğlu Bilal’in arasında 17 Aralık geçtiği iddia edilen ‘paraları sıfırlama konuşması‘nın sızdığı gün Ajans’ta neler yaşandığını da ilk kez gün yüzüne çıkardı: “Çevirmenler gerçek hikâyeyi, yani kayıtların montaj olduğunu İngilizce bilen dünyaya duyurmak için paniğe kapıldı.”
‘Gülen ekibi de çok çaba harcadı’
Gazeteciler Türkiye medyasının tek sorununun devlet kontrolündeki medya olmadığını, zira ‘Fethullah Gülen’in basın ekibi‘nin de Başbakan Tayyip Erdoğan’ı yolsuz bir diktatör gibi resmetmek için büyük çaba harcadığını; bu kutuplaşmanın da ılımlı haber kaynaklarına alan bırakmadığını yazdı.
‘Gerçek bilgi veremiyorduk’
O’Sullivan ve Benitez, AA’dan ayrılma gerekçelerini makalenin sonunda şöyle özetledi: “Biz, basının seçmenleri bilgilendirmek, seçilmişleri sorgulamak ve okura gerçek bilgi sunmak yönünde bir sorumluluğu olduğuna inandığımız için gazeteci olduk. Ajans’tan bu nedenle ayrıldık ve bu hikâyeyi tam da bu nedenle anlatıyoruz.”