29.08.2009, Cmt

Anasayfa

Zaman'ım

Multimedya

E-Zaman

Seri İlanlar

  Gündem
  Ekonomi
  Politika
  Spor
  Dış Haberler
  Kültür Sanat
  Televizyon
  Röportaj
  Yazarlar
  Yorumlar
  Dizi - İnceleme
  Çizgi Yorum
  Kürsü
  Aile Sağlık
  Bilişim
  Otomobil
  Şehir Haberleri

EKLER


BÖLGESEL

 
 
 

LİNKLER

TODAYS ZAMAN
AKSİYON
CİHAN
STV
S HABER
MEHTAP TV
EBRU TV
BURÇ FM
Yazarlar

 A. TURAN ALKAN

t.alkan@zaman.com.tr

Ey o taşı atan çocuk!

GÜNÜN YAZILARI

Türk sinemasının kendisini keşfetmesi için yeni bir ayna: Epik sinema
EKREM DUMANLI
Güçlü Türkiye için güçlü demokrasi
MEHMET KAMIŞ
Çin'e kim hesap sorabilir?
ABDÜLHAMİT BİLİCİ
"Üniter devlet", ama hangi türden?
ŞAHİN ALPAY
A'mâk-ı Hayâl
M. NEDİM HAZAR
Kavramsal çerçeve
ALİ BULAÇ
MARİFED'den üyelerine 'finans' desteği
M. ALİ YILDIRIMTÜRK
Müslüman'ın türbe ziyareti nasıl olmalıdır?
HEKİMOĞLU İSMAİL
Güzel Ses
UFUK BOZKIR
Yurtdışı borçlanması ile emekli olanlara iş kurmak da, çalışmak da yasak
ZİYA PERVER
Çoban, çağdaş hakemliğin gereklerini yaptı
ALİ AYDIN
Tabata'sız bu kadar!
OKAY KARACAN
Beşiktaş bu defa iyi oynadı ama...
ATIF KEÇECİ
Evet, bu kez sahiden lokum!
AHMET ÇAKIR
Takımınız galip durumda, hava güzel, tribünler dolu. Tadını çıkarmak daha mâkul değil mi? Hayır, oyunun zevkine varmak yerine 80-100 kişilik bir topluluk sahaya taş atıyor, küfrün bini bir para; ardından sahaya giren bir "taraftar"ın tribünleri kışkırtması.

Yakalanmasından sonra tribün baskısı üzerine polisin işi görmezden gelerek salıvermesi, maçtan sonraya taşan hadiseler. Taşlanan ambülans, polisin biber gazı kullanmak zorunda kalışı...

Yahu sadece bir maç bu, öyle alışageldik siyasi bir boyutu yok. Acaba, arbede esnasında çocuklardan birinin kolu bacağı yaralanır, devlet üzerinde yeni bir baskı unsuru kurarız hesabı mı yapıldı? Bu filmi gördük çünkü evvelce... Ziya Doğan maçtan sonra sinirinden avurdunu yiyerek konuşuyor: "Taraftar daha sakin olmalı; kendimize zarar veriyoruz!" Avurdunu yiyerek konuşan sadece o mu?.. "Ama siz de bize vaktiyle şu fenalığı yapmıştınız" diye başlayan yakınmalar yavaş yavaş anlamını kaybetmeye, usanç vermeye başlıyor.

Hadise ufak, mânâsı büyük. Maçı çığırından çıkaran o azlığa, Diyarbakır'ın akıl ve basiret sahibi ahalisinin güç yetiremediği ve söz geçiremediği artık açık seçik meydanda. Orada, meselelere sağduyu ile bakan insanların miktarı çok yüksek fakat inisiyatif, nâhak yere ambülans taşlayan çocukları yöneten değnekçilerin eline geçmiş; öyle görünüyor...

Ey o taşı atan çocuk; biz burada o taşın altına elimizi koymaya hazırlanıyor, iyimserliği yaymaya çalışıyor, bu uğurda eski dildaşlarımızla yaka paça olmayı göze alıyoruz fakat sende o hassasiyetlerden bir eser görünmüyor pek! Kimse ölmedi, kimsenin burnu kanamadı fakat belki daha fena bir şey oldu; sen yine mucizevi bir şekilde alacaklı çıktın ve ne kadar mağdur olduğunu bir kere daha vurguladın. Belki seçilmiş bir kavimsin sen; ne kadar yaramazlık yapsan da hiç kabahatli olmuyorsun; garip!

Bu tehlikeli ve yararsız mağduriyet hâleti, bir yere kadar tarihi pratiğin eseridir, kabul edilir, özür dilenesi hâlleri de vardır lâkin bir yerden sonrası galiba refleks haline gelmeye başlamış. "Ne yapsam haklıyım, çünkü mağdurum!" Niçin mağdursun? "Çünkü öyle... ben ezelden beri ezildim, itilip kakıldım; haksızlığa uğradım. Başımı yastığa koyup oh dediğim bir günüm olmamış; onun için taş da atarım, demir de; ne yapsam yeridir ve dışımdaki dünyanın bana borcu, kıyamete kadar ödenmekle bitecek gibi değildir!"

Yanılıyorsun çocuk; maçı -ne yazık ki!- FB kazandı ve sonuç tescil edildi. Sahanızı bile-isteye kapattırabilir, ağır cezalar görebilirsiniz fakat bu durum futbolunuzu daha güzel yapmaz ve hiçbir federasyon (UEFA da dahil!) Diyarbakırspor'u durup dururken ligin şampiyonu ilan etmez.

Ben hâlâ o fikirdeyim; demokratik açılım sürecine takoz koyabilecek en güçlü muhalefet, zannedildiği gibi MHP ve CHP değil; onlar neticede toplumun ittifakını görmezden gelemez; bu partilerin tutumu toplumda hayli sert tartışmalara sebep oluyor; savunan da var, eleştiren de... Çok sesli, çok fikirli bir ortam söz konusu. Tehlike eğer gelirse, eline taş verilerek sokağa salıverilen çocuklardan ve onları yönetenlerden beklenmelidir, çünkü maalesef Güneydoğu'da olup bitenler, genel yapısı itibariyle bölge ahalisinin iradesinin değil, bir avuç yönlendiricinin keyfî uygulaması gibi görünüyor artık. Orada çok sesliliğin izlerini görmüyoruz; DTP'lilerin tek başına oynadığı "iyi polis-kötü polis" oyunu yetmiyor. Oysaki farklı sesleri duymaya çok ihtiyacımız var. Birileri çıksın, "Nedir bu rezillik; niçin haklıyken kendimizi haksız hale getiriyoruz" diye kükresin; geleneksel yakınma edâsını bırakıp içe dönük eleştirilerde bulunsun.

Anlıyor musun çocuk; elindeki taş şu an itibariyle çok değerli; onu sessizce yere bırak, güvercinin kanadını kırma! t.alkan@zaman.com.tr

26 Ağustos 2009, Çarşamba

 YORUMLA
Bookmark and Share | Gönder| Yazdır
 Yazarın Diğer Yazıları
 26.08.2009 - Ey o taşı atan çocuk!
 24.08.2009 - İstiğna makamı 'gıcık' yerdir...
 23.08.2009 - Misâl; ben!
 22.08.2009 - Yeşil Vadi'nin 'Küçük Enişte'si
 19.08.2009 - Hırka ve söz!
 17.08.2009 - Dikkat: Edebiyat yazısı!
 16.08.2009 - Yaşlı hanımların hiç geçmeyen güzelliğine dair
 15.08.2009 - 'Dağda 50 yıl' fizibilite raporu
 12.08.2009 - Deniz Feneri'ni yazıyorum!
 10.08.2009 - CHP'nin Florya eylemini destekliyorum fakaat...
İftara Ne Kadar Kaldı?

İftar:   Sahur:

Yazarlar

A. ALİ URAL

A. TURAN ALKAN

ABDÜLHAMİT BİLİCİ

ABDULLAH AYMAZ

AHMED ŞAHİN

AHMET ÇAKIR

AHMET KURUCAN

AHMET SELİM

AHMET YAVUZ

ALİ AYDIN

ALİ BULAÇ

ALİ ÇOLAK

ALİ H. ASLAN

ALİ ÜNAL

ATIF KEÇECİ

BEJAN MATUR

BEŞİR AYVAZOĞLU

BÜLENT KORUCU

EKREM DUMANLI

ETYEN MAHÇUPYAN

FATİH URAZ

FİKRET ERTAN

FİKRİ TÜRKEL

GÜNSELİ ÖZEN OCAKOĞLU

H. İBRAHİM EKİZ

HAMDULLAH ÖZTÜRK

HAYRİ BEŞER

HEKİMOĞLU İSMAİL

HİLMİ YAVUZ

HÜSEYİN GÜLERCE

HÜSEYİN SÜMER

İBRAHİM ÖZTÜRK

İHSAN DAĞI

İSKENDER PALA

J. BENJAMIN TOSHACK

KADİR DİKBAŞ

KARL HEINZ FELDKAMP

KERİM BALCI

KURŞUNKALEM

M. ALİ YILDIRIMTÜRK

M. NEDİM HAZAR

MEHMED NİYAZİ

MEHMET KAMIŞ

MEHMET YILMAZ

MELİH ARAT

MÜMTAZ'ER TÜRKÖNE

MUSTAFA ARMAĞAN

MUSTAFA ULUSOY

MUSTAFA ÜNAL

NAZAN BEKİROĞLU

NEVİN HALICI

NURİYE AKMAN

OKAY KARACAN

ŞAHİN ALPAY

SAMİ USLU

SELÇUK GÜLTAŞLI

SELİM İLERİ

SELİM IŞIKLAR

SEMİH YUVAKURAN

SÜLEYMAN SARGIN

UFUK BOZKIR

ZEKİ ÇOL

ZİYA PERVER

                                 

Copyright© 1995-2009 Feza Gazetecilik A.Ş.


bilge3