Hayata geçirilmiş Kafes Planı: Maraş Katliamı
23 Aralık 1978-TBMM

İktidarda, Güneş Motel olayıyla 11 AP’li milletvekilinin desteğini alan CHP var. Başbakan Bülent Ecevit. Gündem, 1970’lerin Ergenekon’u: Kontrgerilla. 24 Mart’ta Ecevit’in talimatıyla kontrgerilla iddialarını araştıran Savcı Doğan Öz öldürülmüş.

Türkiye bugün ne tartışıyorsa o gün de aynı şeyleri tartışıyor. Ama bu kez roller değişmiş. Derin devletin üzerine giden, iktidardaki CHP. Kontrgerillanın avukatı ise muhalefetteki Adalet Partisi.

Bütçe Karma Komisyonu’nda Başbakanlık bütçesi tartışılıyor.

Sıra MİT bütçesine geliyor.

CHP’li Niyazi Ünsal söz alıyor: “İşin şakası yoktur. Benim şakam yoktur. Kontrgerilla beni de vurana kadar gideceğim üzerlerine. Susacağımı sananlar varsa aldanmasınlar. Susmayacağım.”

AP’li Müfit Bayraktar: “Sayın Niyazi Ünsal ucuz kahramanlık yaparak yine buraya kontrgerillayı getirdi. Bir yerde gerilla varsa kontrgerilla da olacaktır. Bu kontrgerilla ülkenin bütünlüğü için çalışıyorsa, yıkıcılarla mücadele ediyorsa bunu yadırgayamayız.”

CHP’li Süleyman Genç: “Asıl görevi Türkiye’nin dışarıda itibarını korumak olan MİT’e siyasiler takip ettiriliyor.”

Aynı saatlerde Maraş’ta Alevilere karşı Cumhuriyet tarihinin en büyük pogromu yaşanıyor. Ülkücülerin film izlediği bir sinemaya bomba atılması üzerine başlayan olaylarda (Bu bombayı atanın geçenlerde skandal bir şekilde Alevi Çalıştayı’na çağrılan Ökkeş Şendiller (o günkü soyadıyla Kenger) olduğu söylense de Şendiller bu davada daha sonra diğer pek çok sanık gibi beraat ediyor.) resmî kayıtlara göre 120, gayrı resmi rakamlara göre 500’e yakın insan öldürülüyor. Öldürülenler arasında kadınlar ve çocuklar da var. Yüzlerce ev yakılıyor.

Olayların ardından Başbakan Bülent Ecevit’in yaptığı ilk açıklamayı, bugün, Başbakan Erdoğan, Bülent Arınç’a suikast iddialarıyla ilgili olarak da yapabilir.

Şöyle diyor Ecevit: “Bazı kimseler, hükümeti yıkabilmek, demokrasiyi sona erdirebilmek uğruna devleti çökertmeyi göze almaktadırlar.”

Devlet olaylara dört gün boyunca müdahale edemiyor. Dönemin İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş daha sonra başında bir asker olan MİT’in olaylarla ilgili Emniyet’e istihbarat vermediğini açıklıyor. Hatta Emniyet İstihbarat, Maraş katliamı üzerine kuruluyor.

Maraş Katliamı ile ilgili 804 kişi hakkında dava açılıyor. Bu sanıklardan 29’u ölüm cezasına, 7’si müebbet hapse çarptırılıyor. 379 kişi beraat ediyor. Mahkemenin bu kararı Yargıtay’ca bozuluyor. Yeni yargılama sonucunda da idam cezaları uygulanmıyor.

Böylece Maraş dosyası sessizce kapatılıyor. Maraş Katliamı sonrasında sıkıyönetim ilan ediliyor. 1980 askerî darbesine giden kanlı süreç böylece başlamış oluyor

Ve 2006 yılı.

Bülent Ecevit’in evrakları arasından Maraş Katliamı ile ilgili bir belge çıktığını yazıyor gazeteler.

Ecevit’in 1979’dan beri sakladığı belgenin üstünde “çok ciddi bir kaynaktan verilmiştir” notu düşülmüş. Şunlar yazıyor:

“CHP iktidarı devraldıktan sonra vuku bulan büyük olayların (Malatya, Sivas, Kahramanmaraş) çıkacağına dair bir-iki ay evvelinden haber verilmediğinden yüzlerce vatandaşımızın can ve mal kaybına sebebiyet vermişlerdir. Önceden haber vermek bir tarafa olayın yaratılmasında en etkin rol oynamışlardır. Nitekim Kahramanmaraş olayı MİT’ten... müşterek planlamaları ile çıkarılmıştır. Türkeş oraya ...’in tavassutuyla ....’u tayin ettirerek Güney Bölgesi’ni ele geçirmiş ve Maraş olayını rahatlıkla tertip ettirmiştir.”

Peki, 2006 yılından bu yana bu belgeyle ilgili MİT’ten herhangi bir yalanlama geldi mi? Hayır. Bir savcı çıkıp boşlukta yazan isimleri eğer yaşıyorlarsa çağırıp sorguladı mı? Hayır.

O halde Bülent Arınç’a suikast iddialarına neden bu kadar şaşırıyorsunuz ki? Maraş Katliamı’nı açıklamadan Ergenekon, Kafes Planı anlaşılır mı? Hayır.