Köşe Yazıları
Röportajlar
Foto Haber
Son zamanlara damgasını vuran elektronik sporu birçoğumuz merak etmeye başladık bile… Acaba Türkiye’de nasıl bir gelişme gösterecek? Elektronik spor olimpiyatlarda boy gösterebilecek mi? İşte kafamızı kurcalayan o sorular ve cevapları…
Röportaj: Semih Kalkan
Tüm dünyada yeni bir trend başladı: “Elektronik Spor”. Fakat Türkiye’de yeni yeni yaygınlaşmaya başlayan e-spor’un sadece oyun olduğuna dair oluşan algının Riot Games ile yıkıldığını söyleyen Dijital Sporlar Kurucu Ortağı ve İş Geliştirme Sorumlusu İlker Karaş şöyle devam ediyor: “Siberatlet mi olurmuş canım” diyenlerin sayısı azımsanmayacak kadar fazla. Bunun bir şov, bir eğlence ve yeni bir mecra olduğunu spor kompleksi doldurulunca anladı Türk halkı. Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe gelince gördüler.”
Kendisiyle e-spor’un şu anki etkilerinden ve gelecekte nasıl bir yer tutacağına kadar birçok konuda sohbettik. İşte yeni trend, işte elektronik spor!
Öncelikle e-spor yolculuğunuzun nasıl başladığını öğrenebilir miyiz?
2000’lerin başıydı. O dönem online oyunculuk ve PROGAMER trendi vardı. Şu an e-sporcu denen olayın temeli o dönem PROGAMER olarak anlatılıyordu. Dünya çapında süperstar olarak parlayan isimler vardı, günümüzde bu isimler elektronik spor arenasına yön veriyorlar.
Bu isimlere özenerek önce Counter-Strike oyuncusu olmayı seçtim. 2 yıl kadar birkaç takım ile turnuvalara girip çıktık. Baktık olmuyor, yapamayan yönetir derler dedim ve masanın öteki tarafına organizasyon ekiplerine geçtim. AVATURK, Siberlig, SNN ve Oynasana ekiplerinde World Cyber Games (WCG), Electonic Sports World Cup (ESWC) gibi etkinlikleri Türkiye’de düzenleyen ekiplerde görevler aldım.
Türkiye’de e-spor nasıl gelişti ve nereye doğru gidiyor?
Aslını söylemek gerekirse Riot Games gelene dek bu konunun sadece bir oyun olduğunu savunan kitleler çoğunluktaydı. “Siberatlet mi olurmuş canım” diyenlerin sayısı da azımsanmayacak kadar fazla. Bunun bir şov, bir eğlence ve yeni bir mecra olduğunu spor kompleksi doldurulunca anladı Türk halkı. Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe gelince gördüler.
E-spor turnuvalarında yarışan gençler çok büyük para ödülü kazanabiliyor. Bu rakamları belirleyen etkenler neler?
Öncelikle turnuvanın türü önemli. Büyük bir turnuva mı yoksa daha lokal bir etkinlik mi, bu büyük fark yaratıyor. İnsanlar ona göre çalışmaya, taktik geliştirmeye, antreman yapmaya başlıyorlar.
e-spor ekonomisi hakkında neler söyleyebiliriz? Nasıl bir artış var? Türkiye’de durum nasıl?
Dünyanın batısı bu konuda oldukça açık. Bu sektörü ve ekonomiyi keşfetmenin heyecanını yaşıyor. TV kanalları açılıyor, büyük event’lar düzenleniyor ve şov tanımına uygun hareket ediliyor. Biz daha bu konuda emekleme kısmına gelemedik. Bu işi yöneten tek kuruluş var o da Riot Games. Onun harici bağımsız bir ekip olarak kendi ekibim Dijital Sporlar var. Başka da ekip yok zaten ülkemizde. Uluslararası bir etkinliğin ulusal ayağının (büyük alan kapatılması vs.) şu an gerçekleştirebileceği konusunu öngöremiyorum.
Hangi büyük kuruluşlar bu alana dahil olmaya başladı?
Avrupa ve Amerika’da basketbol ve futbol müdavimleri dahil oluyorlar konuya. PSG başta olmak üzere birçok takım ve yatırımcı bu işe adım attılar. Zlatan Ibrahimovic’in bile yeni yatırım yönü olarak elektronik sporu seçmiş olması tesadüf değil.
Spor dendiğinde insanların aklına sağlıklı yaşam ve aktivite geliyor. İnsanların çokça hareketsiz kaldığı bugünlerde sporun sanala yönelmesi hakkında eleştiriler alıyor musunuz?
Profesyonel oyuncuların günlük spor, yüzme ve fitness gibi çalışmalarının olduğunu bilmeyen insanlar genellikle “bütün gün oturup oyun oynuyorlar” cümlesi ile karşımıza çıkıyorlar. Bilmedikleri için taşlamaları da kolay oluyor. Beyin jimnastiği üzerinden anlatmaya çalıştığımız bir konu aslında elektronik spor. Fiziksel olarak atılacak stresin zihinsel olarak daha iyi odaklanmaya da yaradığı ortada.