Meme Sağlığı Kulübü | Op.Dr. Hamdi Koçer | Fibroadenom, meme kanseri, ultrasonografi, lenf bezleri

ÇOK ŞÜKÜR ÖNCEDEN ÇOCUĞUM OLMUŞ

kyu-yildiz-tilbe GEREKSİZ ŞEYLERE ÜZÜLMEMEK LAZIM

Ünlü sanatçı Yıldız TİLBE hastalığıyla ilgili şunları söyledi.
Rahatsızlanıp doktora gittiğimde rahim kanseri olduğumu öğrendim. Doktorlar durumun çok ciddi olduğunu ve hemen müdahale edilmesi gerektiğini söylediler. Ve sonunda rahmimi aldılar.

ÇOK ŞÜKÜR Kİ DAHA ÖNCEDEN ÇOCUĞUM OLMUŞ
Bunu ailem dışında kimseye söylemedim. Çok şükür ki daha önceden çocuğum olmuş. Yoksa bu durum beni yıpratabilirdi. Hastalığık dönemimde büyük bir aşk yaşadım, çok aşıktım. Sadece onu düşünüyordum. Sürekli aklımdaydı. İnsanın bir derdi olunca o vücudunda bir sorun olarak çıkabiliyor. Hastalandıktan sonra kendisini tamamen unuttum. Şimdi her şeyin o kadar kafaya takılmaya değer olmadığını, gereksiz şeylerle üzülmemem gerektiğini öğrendim.

Tiyatrocu Erhan Yazıcıoğlu KANSERİ yendi, sahneye koştu
kyu-erhan-yazicioglu

11 yıl önce yakalandığı gırtlak kanserinden tamamen kurtulan Erhan Yazıcıoğlu, 'Bahçemdeki Ayı' adlı oyunla sahneye döndü
"Seç Bakalım" yarışmasıyla hafızalara kazınan Yazıcıoğlu, 1995'te başlayan ve 2005'te tekrar eden rahatsızlığı yüzünden altı ay konuşamamış, uzun süre yurtdışında tedavi görmüş. Ünlü aktör "Doktorların hiçbir dediğini yapmadım: 'Konuşma' dediler, balkona çıktım avazım çıktığı kadar bağırdım. Moral çok önemli" dedi.



EŞİM OLMASAYDI NE YAPARDIM BİLEMİYORUM

kyu-defne-samyeliYILDA BİR VEYA İKİ KEZ SMEAR TESTİ YAPTIRIN
1991 yılı Türkiye üçüncü güzeli olan ve şu an haber spikerliği yapan Defne Samyeli, 2000'de rahim kanserine yakalandığını öğrenmiş. New York'ta ameliyat geçiren Samyeli uzun bir tedavi süresinden sonra Türkiye'ye tamamen iyileşmiş olarak dönmüş. Samyeli o günlerde yaşadığı olayı şöyle anlattı: 'Bütün doktorların yılda bir ya da iki kez mutlaka yaptırın dedikleri 'Smear testi' neticesinde erken teşhis imkanını yakaladık. Tüm kadınlara jinekolojik testlerini aksatmadan yaptırmalarını tavsiye ediyorum.'



10 gün önce ALLAH bizi uyardı!
kyu-murat-gogebakanLÜTFEN DUALARINIZI EKSİK ETMEYİN
Murat Göğebakan'ın eşi 10 gün önce kan tahlili yaptırmış. Kan kanseri olduğunu düşünüyormuş. Murat GÖĞEBAKAN ile konuşmuş, birbirlerine sarılıp ağlamışlar. Allah bizi uyardı.
Bir hafta sonra Murat'ın kanser olduğunu öğrendik... diyor üzülerek.
Murat Göğebakan'ın hastanedeki odasına ziyaretçilerin girmesi yasak. Bu yüzden, sevenlerinin mesajlarını eşi Sema Hanım ona iletiyor.
Murat Göğebakan odasının kapısına kendi elleriyle, "Lütfen dualarınızı eksik etmeyin" yazıp asmış.
ALLAH'IN İZNİYLE 15 TEMMUZ'DA BURADAN ÇIKACAĞIM
Murat Göğebakan iyileşeceğine yürekten inanıyormuş. "Grip oldum, uzun bir grip bu ama 3-5 ay sonra bu hastaneden iyileşerek çıkacağım" diyormuş. Odasındaki dolabının üzerinde de " Allah'ın izniyle 15 Temmuz’da buradan çıkacağım" yazıyormuş. 16 Temmuz benim doğum günüm diyormuş.
Ocak ayında Murat Göğebakan ve eşi check-up yaptırmışlar. İkisinde de hiçbir şey çıkmamış.
Murat Göğebakan’ın kolunda sık sık morluklar oluşuyormuş. Diş etleri sık sık kanamaya başlamış. Hiç geçmeyen bir gribi varmış. Ateşi de çıkıyormuş. 1 Mayıs'ta hastaneye gitmişler, kanser olduğunu öğrenmiş. Murat Göğebakan’ın eşi 10 gün önce kan tahlili yaptırmış. Kan değerlerinde anormallikler çıkmış. Doktor tahlilleri almış ama 2 gün arayıp sormamış. “En iyi ihtimalle vücutta iltihaplanma oluşmuştu, en kötü ihtimalse kan kanseriydim” demiş. Murat Göğebakan 'ı almış karşısına ve konuşmuş. "Araştırdım, kan kanseri olabilirim. Öyle bir şey olursa sonuna kadar çekmeye razıyım, sen de bunu kabul et ve bana bak lütfen!" demiş. Karşılıklı ağlamışlar. Bir hafta geçmiş ve Murat Göğebakan’ın kan kanseri olduğunu öğrenmişler.
Odasının önünde bir defter varmış ve ziyaretçiler o deftere umut dolu sözler yazıyorlarmış. Haluk Levent, Edip Akbayram, Kıraç, Doğuş, Emrah Dinçer, Muazzez Ersoy, Petek Dinçöz, Esra Ceyhan, Alişan, Çağla Şikel ve daha bir çok ünlü isim varmış. “Murat iyileşsin o defteri okuyup güleceğiz .
TEK İHTİYACIMIZ OLAN ŞEY DUA
Tek ihtiyacımız olan şey dua... Başka bir şey değil. Yer gök dua üzerine kurulmuş, duaların gücüne inanıyoruz. Allah bize "Kendinizi hazırlayın, ben size bu hastalığı yolluyorum" dedi. Bu bizim için gerçek bir işaretti, inşallah buradan çıktıktan sonra Hacca ya da Umreye gitmeyi düşünüyoruz, diyor eşi.

ŞARKI SÖYLEMEK İÇİN KANSERİ YENDİ
kyu-ozdemir-erdoganARTIK GİTAR ÇALIP ŞARKI SÖYLEYECEK MİYİM?
Özdemir ERDOĞAN'ın 2000'li yıllardan itibaren sağlık sorunları yavaş yavaş kendini göstermeye başlamış. 2006'dan itibaren şarkı söylemesine engel olan farenjit belirtileri olmuş. Gerekli ilaç tedavilerini yaptığı halde olumlu sonuç alamamış. Küçük bir operasyonla kistik kitleden parça alınmış. İki gün sonra heyet raporunu yüzüne okumuşlar. Sağ bademciğinin üstünde bir tümör tespit edilmiş, çene kemiğine kadar yayılmış. Kansersin demişler.
Söylenenler onun için sanki idam fermanı gibiymiş. Doktorlar, "Ameliyat 12 saat sürebilir, yüzünüzde çöküntüler olabilir hatta sesinizi bile kaybedebilirsiniz" demişler. "Artık gitar çalıp şarkı söyleyemeyecek miyim?" diye sormuş kendi kendine. "Biz senin hayatından bahsediyoruz, şarkı gitar bunları unutun" demiş doktorlar. Ama hemen karar veremeyeceğini söyleyerek eşiyle beraber İstanbul'a dönmüşler. Çocukları, arkadaşları, yakınları Özdemir Bey'den bile çok korkmuşlar. ABD'deki kızı tedavi için yanına gelmesini istemiş.
Çapa Tıp Fakültesi'nde görevli Bulgar göçmeni genç profesör Günter Hafız'la tanışmış. Kendisinden biraz zaman istemiş. Bu arada 17 Haziran Özdemir ERDOĞAN’ın doğum günü ve aynı gün de bir konseri varmış. Ameliyattan önce oğlunun stüdyosuna kapanmış ve 15 gün kayıt yapmış. "Belki ölür yada sesimi yitirirsem ardımda son bir şey bırakmak için. Konseri verdim ve doktora teslim oldum" diyor usta sanatçı.
7-8 AY HİÇ KONUŞAMAMIŞ
3 defa seansa girmiş. Tümörü yakmışlar. Bu sırada yemek yiyememiş, burnundan midesine boru indirilerek beslenmiş. 95 kiloymuş ve tam 25 kilo vermiş. Tedavi işe yaramış ve tümör kurumuş. 7-8 ay hiç konuşamamış.
2006'nın sonlarında gitarını eline almış. Yılbaşı gecesi için 17 konser teklifi almış. Henüz hazır olmadığı için olumlu cevap verememiş. İlk konseri Bursa'da vermiş. Bu konserde o kadar hareketliymiş ki kasık fıtığı olmuş. Sonra da Manisa'da konser vermiş. Fıtık ameliyatı olup konsere çıkmış.


Ben bu kansere grip muamelesi yapıyorum

kyu-oya-basarSAÇLARIMIN DÖKÜLMESİ NİÇ ÖNEMLİ DEĞİL
Meme kanserine yakalanan Oya Başar’ın sol göğsünün yarısı ve
lenfleri alınmış. "Çok yakında kemoterapi ve radyoterapi tedavisine başlayacağım. Saçlarımın dökülmesi hiç önemli değil. Çocuklarımın, benim, sevdiklerimin sağlığı yerinde olsun, başka hiçbir şey umurumda değil" demiş ünlü sanatçı.
DÜZENLİ OLARAK KONTROLE GİTSEYDİM HER ŞEY FARKLI OLABİLİRDİ
Sağlık durumu iyi olan Oya BAŞAR, Bugüne kadar kendine hiç dikkat etmemiş, sağlığını hep ihmal etmiş, göğsündeki tümör de iki yıl önce oluşmuş. Göğüs kanseri teşhisi 3'üncü derecedeyken konulmuş. "Düzenli olarak kontrole gitseydim her şey farklı olabilirdi. Şimdi radyoterapi ve kemoterapi görmek zorunda kalıyorum. Buradan tüm kadınlara çağrıda bulunuyorum. Erken teşhis çok önemli. Lüften doktora gidin, kontrollerini yaptırın" diye ekliyor ünlü oyuncu.
ALLAH BANA BU HASTALIĞINDA İYİSİNİ VERDİ
10 gün içinde üst üste iki ameliyat geçirmiş, göğsününün tamamının değil, yarısının alınan sanatçı şunları söyledi: "Ben hayatım boyunca doktora giden, kontroller yaptıran bir kadın olmadım. Öyle göğsümü muayene etme alışkanlığım da yoktu. Tesadüfen sol göğsümde kitleyi hissedince doktora gittim. İlk teşhisi koyan doktorum Cihangir Karaaslan oldu. Ve tümörün iki yıl önce oluştuğunu, üçüncü derecede olduğunu, hemen ameliyat olmam gerektiği söyledi. Amerikan Hastanesi'nde 'Meme koruyucu cerrahisi' ile beni Meral Demirel ameliyat etti. Şimdi artık memenin tamamını almıyorlar. Kurtarabildikleri kadar memeyi kurtarmaya bakıyorlar. Ben de iki ameliyat oldum ve mememin yarısı ve koltuk altı temizlendi. Doktorlarım şimdilik iyice temizlendi diyor ama son tahlillerden sonra bu konuda kesin karar verecekler. Şu an psikolojim çok iyi. Bu hastalığı yeneceğim, düzeleceğim ve eski sağlığıma kavuşacağım. Allah bana bu hastalığın da iyisini verdi. Daha ne isteyeyim. O yüzden ona grip muamelesi yapıyorum.
BU HASTALIĞI TETİKLEYEN EN BÜYÜK ŞEY STRES
"Çok yakında radyoterapi ve kemoterapi tedavisine başlayacağım. Bakın bu hastalığı tetikleyen en büyük şey stres. Artık benim hayatımda üzüntü ve strese yer yok. Sağlığım çok önemli artık. Biliyorsunuz ben hiçbir zaman güzelliğine düşkün bir kadın olmadım. Tiyatro oyunlarında en çirkin hale defalarca büründüm. Dolayısıyla saçlarımın dökülmesi falan hiç önemli değil.


Kanseri yendim
kyu-kayahan
O GÜNE KADAR BİRİKTİRDİĞİM PARA O KADAR DEĞİLDİ BİLE...
Kayahan kanser teşhisinin ardından ölümünden sonra insanların onu hatırlayabileceği bir şarkı yapmak istemiş. Yemin ettim şarkısı çıktığında doktorların dediğine göre ölümüne iki ay varmış. İlk olarak şarkıyı Nilüfer söylemiş.
Ünlü sanatçı kanser olduğunu 2 Haziran 1990'da öğrenmiş. Stüdyoda çalışırken ayağında bir yağ bezesi görmüş. Doktoru onu almış ancak iki gün sonra tekrar aramış ve yumuşak doku kanseri olduğunu söylemiş. Kayahan tedavi için bir hastaneye gitmiş; kurtulması için büyük miktarda para istemişler. “O güne kadar biriktirdiğim para o kadar değildi bile…” diyor sanatçı.
KANSERİN NEDENİ SİGARA VE SIKINTIDIR
Kayahan insanları uyarıyor.”Kanserin nedeni sigara ve sıkıntıdır. Bunlara çok dikkat edilmesi gerekir.”
Tedavisi sürecinde 35 gün radyoterapi görmüş. Tedavinin bittiği günde konsere çıkmış.
Hastalığını kimseye söylememiş. En büyük destekçisi ailesi olmuş. On sene sürdürdüğü tedavinin tam bittiğini düşünürken hastalık tekrar baş göstermiş. Bu sıkıntılı zamanlarında gönül sayfam, kâğıttan kayıklar, söz güzelim ve ninni şarkıları ortaya çıkmış. Normalde bir parçayı altı ayda yazarken bu parçaların hepsini bir ayda yazmış.
VÜCUDUNDA YAĞ BEZESİ GÖRENLER HİÇ İHMAL ETMEDEN DOKTORA GÖRÜNSÜNLER
Son on sene içerisinde olduğu ameliyatlarda vücuduna toplam 800 dikiş atılmış. Ayrıca “vücudunda yağ bezesi görenler hiç ihmal etmeden hemen doktora görünsünler.” diyor Kayahan.
Ameliyatlardan sonra kesin sonucun laboratuar sonuçlarında belli olacağını söylemişler. O üç günü beklemek çok zor olmuş. Sanatçı şimdi iyi ancak radyoterapi tedavisine devam edecek. Yakında sağlıklı bir şekilde yürüyebileceğini ancak bacaklarıyla güzellik yarışmalarına katılamayacağını söylüyor.
Tedavi sürecinde en büyük yardımcısı olan eşi İpek Hanım“Allah, canım Kayahan'ımızı bana ve kızıma bağışladı” diyor.

 

Bu kanseri yeneceğim

kyu-filiz-akinBEN BU HASTALIĞI KOMİK TARAFINDAN ALMAYA KARAR VERDİM
...Oyuncular zaman zaman kendi kendilerine sorarlar "Başıma böyle bir şey gelse ne yaparım ne hissederim?" diye.. Gayet insani tepkiler bunlar. Çevremde işinin ehli, öyle iyi insanlar vardı ki çok kötü hissetmedim kendimi. Eskiden, düşünsenize kanser kelimesini duyduğunuzda "Eşittir ölüm" derdiniz. Bazı insan "Niye ben?" diye de isyan eder, haklı olarak. Ben isyan da etmedim çünkü kendi kendime dedim ki "Ben de normal insanlardan biriyim ve bana niye olmasın, benim özelliğim nedir yani?"
Tabii ki özeldir ama benim farkım nedir ki? "Herkesin başına geldiği gibi benim de başıma gelebilir" diye düşündüm. Sadece 'kanser' kelimesini sevmedim. Ee yakıştıramadım kendime tabii. Bir taraftan da içimde 'Bakalım belki de yanılıyorlardır' diye bir his vardı, onu da söylemem gerek yani.
Çok detaylı tetkikler yapıldı. Bayağı zor işler. Onları çok iyi göğüsledim. Zor bir süreç geçirdim. Ama her tetkikten neşeli çıkmaya çalıştım, moralimi iyi tutmak için uğraştım. Ben bu hastalığı komik tarafından almaya karar verdim. Nasılsa olmuş yani, yapacak bir şey yok, atlatmak zorundayım. 'Ben bu kanseri yeneceğim' dedim kendi kendime. Hâlâ da diyorum


Dinlediği Şiirler Ona ilaç Oldu

kyu-savas-aySavaş Ay için dinlediği şiirler, gırtlak kanseri ile savaşırken ona ilaç oldu.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde bir buçuk ay radyoterapi seansına giren Savaş Ay, her seans için kendi sesiyle şiir kasetleri hazırlamış. Kendi doldurduğu bu şiir kasetleri, seansların daha hızlı bir şekilde geçmesini sağlamış. Kendi bulduğu bu yöntemle, tedavi dönemini daha rahat geçirmiş. "Bir musibet olursa döner durur illaki beni bulur, o yüzden bu belalara sabretmeye alıştım, kanserle bir gün buluşacağımızı biliyordum diyen Ay; kanserle savaşan binlerce insan arasına böylece katılmış.

GIRTLAĞINIZI KONTROL ETTİRİN, KANSER OLABİLİRSİNİZ

SAVAŞ Ay'ın kanser teşhisi tesadüfen konulmuş. 1998 yılında programdan hemen sonra arayan doktor izleyicisi "Gırtlağınızı bir kontrol ettirin, kanser olabilirsiniz" demiş. Bu uyarının ardından hastaneye giden Savaş AY, testlerden sonra kanser olduğu gerçeğini öğrenmiş. Teşhisten sonra hemen tedavilere başlanmış. Tedavi sırasında sigarayı zoraki bırakmış. Ayrıca bir müddet konuşması bile yasaklanmış. Parasını sesiyle kazanan birisi için bu çok zor olsa gerek. Bu yasaklara uymadığı durumda gırtlağının alına bileceğini ve bir daha belki hiç konuşamayacağı gerçeği söylendiğinde üzüntüsünü ağlayarak değil belli bir noktaya bakarak belli etmiş.
Önceleri program nasıl devam edecek diye düşünen sanatçı, her hafta birisinin sunması için ünlü dostlarına rica etmiş. Hepsi teklife sıcak bakarak kabul etmiş ancak daha sonra buna gerek kalmamış.

HASTANE DE HEP MORAL KAYNAĞI OLDUM

Tedavi safhasında zorlandığını belirten Savaş Ay, “Acı vermiyordu desem yalan olur ama hastanede insanların hep moral kaynağı oldum” diyor. Cerrahi müdahalenin yerine, radyoterapi tedavisine başlamaya karar veren ünlü sunucu, İstanbul Tıp Fakültesi'nde radyoterapi başlamış.

HER TERAPİDE ÜNLÜ BİR KİŞİ YANIMDA HAZIR BULUNUYORDU
Radyoterapi tedavileri yaklaşık on dakika sürüyormuş. Bu süre bana bir ömür gibi geliyor diyen Ay, evde üç dakikalık şiir kasetleri hazırlamış. Kendi sesinden okuduğu şiirleri seansa girerken kulağına takıp tedavinin bitmesini bekliyormuş. Her terapiye bir ünlü de Savaş Ay’ın yanında refakatçi olarak hazır bulunuyormuş

 

BEN HER ZAMAN ŞÜKREDERİM
kyu-arzum-onanOĞLUMU ÇOK ÖZLEDİM
Bir buçuk yıl önce tiroit kanseri tedavisi gören Arzum Onan’ı en çok etkileyen oğlundan ayrı kalmak olmuş.
Tiroit kanserini Çernobil'in tetiklediğini düşünen sanatçı, erken teşhisin çok önemli olduğunu vurguluyor. Sanatçı bir ay radyoiyot tedavisi nedeniyle evde kimseyi görmeden yaşamış ve bu sırada oğlu Can'ı çok özlemiş.
Teşhisi önce eşi Mehmet ASLANTUĞ öğrenmiş. Metanetle karşılamış bu haberi. Eşi, hastalığı sırasında müthiş bir eş, sevgili, ağabey ve destekçi olmuş.Annesin de beş yıl önce böyle bir rahatsızlık olduğunu tamamen tesadüf eseri öğrenmiş. Oğlunun doğumundan sonra rutin kontrollerini çok dikkat ediyormuş. Geçtiğimiz yıl nisan ayında, rutin check-up'lardan birinde çıkınca 3-4 gün içinde ameliyat günü alınmış. Tiroidi tamamen alınmış. Radyoaktif iyot denen bir tedavi görmüş.
HERŞEYİN BETERİ VAR
Muhatap olduğu doktorlar o kadar rahatlatıcı, o kadar durumu izah eden insanlarmış ki, çok rahat etmiş.
“Herşeyin beteri olduğunu, onun için her daim halimize şükretmemiz gerektiğini düşünen bir yapım var.”diyor Arzum ONAN. Olabildiğince dik durmuş. Hastalığı öğrendikçe çok şükür demiş. Biyopsi sonucunu öğrenmeye hastaneye gittiklerinde Arzum ONAN dışarıda beklemiş, girmek istememiş. Mehmet ASLANTUĞ girmiş ve doktorla konuşmuş. Çıktığında bol virgüllü cümlelerinden kurmaya başlayınca bir şeyler olduğunu tahmin etmiş. “Biz bunu hemen halledeceğiz" demiş.
Oğlundan bir ay ayrı kalmış. Bir ay çok zor geçmiş. Evde bir ay kimseyi görmeden, dışarı çıkmadan yaşamış. Sadece çocuklar için değil yetişkinler içinde zararlıymış gördüğü tedavi. Annesi sanatçıyla on beş gün kalmış. Ama aynı evin içinde birbirlerine yaklaşmıyorlarmış.” Mehmet evde olsaydı çok zor olurdu, aynı ev içinde olup da birbirini görmeden yaşamak, ayrı odalarda olmak farklı bir acı olurdu. Geçen yaz korkunç bir yazdı.” diyor sanatçı.

Kanser söze dökülünce başlıyor

kyu-serra-yilmazHASTALIK SÖZE DÖKÜLDÜĞÜ AN...
“Kendinizi mutlu ve enerji dolu hissederken aniden karşınıza böyle bir şey çıktığı anda hayatınız değişiyor ve birden bire hasta statüsüne giriyorsunuz. Bu beni psikolojik olarak çok etkiledi, çünkü fiziksel olarak hastalık kendinizi kötü hissetmenize neden olmasa da artık siz sinsi bir hastalığın pençesine düşmüşsünüz ve o eşiği geçmişsinizdir. Yani hastalık söze döküldüğü an insan çok tuhaf oluyor. Ölüm her zaman için bir tabu ve yüzleşilmeyen bir konu olduğundan, insanlar öleceklerine inanmaz ve ölümün hep başkalarının başına geleceğini düşünür. Kanserde de aynı duygu oluşuyor; ben de aynı duyguyu yaşadım. Kendimi o kadar enerjik ve sağlıklı hissediyordum ki; işte, soğukta da dururum, yalınayak oraya da giderim, 20 kilometre de yürürüm modundaydım. Özelikle benim İtalyan ailemde böyle bir mitos vardı. Hep doğayla iç içe, sağlık açısından çok iddialı yetiştiğim için birden bire kanseri kendime hiç yakıştıramadım.”

KIZIM AYŞE’YLE BİZ KANSERİ YENERİZ
Yıllarca hastalığı hakkında hiç konuşmayan Serra Yılmaz, kızı Ayşe Yılmaz’la “Annemle Biz Kanseri Yeneriz” kampanyasının yüzü olmayı kabul etmelerinin nedenini, “Bir işe yarayacağı için kabul ettim” sözleriyle özetliyor.

İYİ OLMAYI İSTEMEK
Bu hastalıkta erken teşhis çok önemli, kampanyayla buna dikkati çekmek istedim. Kanser geçirmiş insanlar arasında büyük bir dayanışma var. Kansere yakalandığımda daha önce bu hastalıkla tanışmış arkadaşlarımdan yardım gördüm.

Kanseri dualarla yendim
kyu-yilmaz-morgulHERŞEY RABBİMDEN GELDİ
Yılmaz morgül Kanserle mücadelesinde yaşadıklarını şöyle özetledi.Bu hastalık Allah´tan geldi, şifasını da Allah verecek diyordum. Her hastalığın ayeti var. Beş yıl onları okudum´ diyen Yılmaz Morgül, amansız hastalıkla mücadelesini anlattı.

ALLAH'A YAKINLIK,HUZURUN KENDİSİDİR
Hastalığım Rabbim’den geldi. Şifasını da onun vereceğini biliyordum. Her hastalığa şifa olan ayetler var, Beş yıl boyunca onları okudum. Herkes ibadet etmeli. Allah’a yakınlık, huzurun kendisidir. Her günümü şükür ve niyazla geçirdim. Alah’dan başkasından şifa dilemedim ve çok şükür sağlığıma kavuştum.

BU HASTALIK ALLAH'TAN GELDİ, ŞİFASINI DA O VERDİ
Maneviyat ve dualarla yendim kanseri. Doktorlar, herkes tedavi için birçok şey yaptı. ´Bu hastalık Allah´tan geldi ama şifasını Allah verecek. Nasıl verecek? Dua ederek.´ dedim. Her hastalığın ayeti var. Onları okudum. Sürekli kendimi telkin ettim. ´Sen çok iyi olacaksın, muhteşem olacaksın´ dedim. Bir ara kemoterapi tedavisi gördüm. Saçlarımın bir bölümü döküldü, vücudumun derisi soyuluyordu artık. 1996-2000 yılları arasında durumum çok ciddiydi.

BESMELE ÇEKMEDEN HİÇBİR İŞE BAŞLAMAM
Benim günümün ve gecemin her adımında Allah vardır. Besmele çekmeden hiçbir işe başlamam. Uyandığımda gözlerimi açtığım için Allah´a şükür ve teşekkür dualarım vardır. Evimden çıkarken evimin korunması için okuduğum dualar vardır. Yıllardır televizyon kanalları ekranda ezan okumam için teklifler yağdırıyorlar. Benim inançlarıma ters. Bugüne kadar bunu yapan sanatçılar hep şov amaçlı oldu. Bana ters. Ama beni Türkiye´nin herhangi bir camisinde minareye çıkıp namaz okurken duyabilirsiniz. Ama görüntüleyemezsiniz. İstanbul´da da dört bir tarafta camilerdeyim.

Yorumlar 

 
+1 #1 bir dost 22-05-2014 12:37
hepsine çok geçmiş olsun bu hastalığı yenmek zordur
Alıntı